Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
AYLAK BİLGİ Tahir M. Ceylan tahirmceylan@yahoo.com Günümüzde hiçbir şey büyük olmamaya başladı. Ne göz kamaştırıcı bir devlet adamı var ne de bütün bir yaşamı kökünden değiştirecek bilim insanı, alın terine saygı duyacağımız basit bir zenginlik bile kalmadı. Ortalığı kasıp kavuran şu Windows bile mesela alt tarafı bir makinedir, dijital bir makine. Başkalarının yaptığı parçaların üzerinde çalışır, aynen bedeni kullanan can gibi. Microsoft kendini öğretmez, içine giremezsin, ama Windows kullanarak başkasını kopyalabilirsin; Bill Gates bir çeşit hırsızlıktan zengindir. Varoluşsal Boşluk 19. yüzyılda mastürbasyonu engellemek için yapılmış aletler. edilebiliyor. Fakat mastürbasyonun tabu haline gelmesinde etkili olan sadece din değildi. 18 yy’ın Aydınlanma felsefesi de mastürbasyonu toplumsal bir kötülük olarak açıklamıştı. İmmanuel Kant 1784 yılında yayımladığı “Aydınlanma nedir” yazısında insanların mastürbasyondan nasıl kurtulacaklarını anlatıyor. Nitekim Kant’a göre intihar bile en azından cesaret gerektirdiği için “hayvani uyarımlara kapılmak” kadar utanç verici değildi. Ve 18 yy’a kadar pedagoji ve tıp edebiyatında hemen hemen hiçbir rolü olmayan mastürbasyon, ahlaki açıdan son derece sakıncalı olarak açıklanıyor ve erkeklerin kendi bedenlerini tüketmeleri yerine genelevlere gitmeleri öneriliyordu. 18. yy’da Aydınlanma, bireyi ve özeli keşfetmişti. Aydınlanmacılara göre ahlak kuralları sadece din veya devlet tarafından değil bireylerin birbirleriyle ilişkileri sonucunda da belirleniyordu. Mastürbasyon yapan kişi bu ilkeye ihanet ediyor egosantrik ve dolayısıyla da asosyal bir zevke yönelmiş oluyordu. Ve böylece kendisini lekeliyordu. Bu düşüncenin 19. yy’ın sonunda ve 20. yy’ın başlarında nihayet çökmesinde en büyük rolü Sigmund Freud oynamıştır. Freud hiçbir sözcüğü “mastürbasyon” ya da “otoerotizm” kadar sık kullanmamıştı yazılarında. Psikanalist, kişinin kendi kendini tatmin etmesini çocukluktan ergenliğe geçişi temsil eden olgunluk evresi olarak görüyordu. Fakat mastürbasyon buna rağmen 20. yy’da da utanç ve suçluluk kaynağı olarak kalmaya devam edecekti. Mastürbasyon dönemin eğitim kitaplarının birçoğunda yargılanmaktadır. GÜNÜMÜZDE DURUM DEĞİŞTİ Kadın hareketleri, erkek seks partneri gerektirmediği için mastürbasyonu özgürlük davranışı olarak kutladılar. Annie Sprinkle gibi performans sanatçıları mastürbasyon şovları düzenlediler. Ülkemizde de gösterilen “Amerikan Güzeli” adlı filmde filmin erkek başrol oyuncusu mastürbasyon yapıyor. Berlin in Berlin filminde mastürbasyon yapan Hülya Avşar da bu davranışın sıradan halk arasında ne kadar doğal olduğunu vurgulamak istemişti belki de. Fakat “normal” insanlar arasında mastürbasyon hakkında konuşmak hâlâ tabu sayılıyor. Laquer, Die Zeit gazetesinde yayımlanan söyleşisinde, mastürbasyon yapan kişinin kaybeden olarak kabul eden düşüncenin hala geçerli olduğunu iddia ediyor. Romalılarda mastürbasyon yapan kişi alay konusu oluyordu. Nitekim diğerleri güzel kadınlarla gönül eğlendirirlerken, o kendi zevkiyle baş başa kalıyordu. İnternet sayesinde mastürbasyon artık eskiye göre daha yaygın. Sayısız pornografi sitesi her türlü seks fantezisini yerine getiriyor. Gerçi pornografi edebiyatı eskiden beri vardı. Mesela kitaplar da uyarıcı olabilmekte. Aydınlanmacılar bu yüzden aşırıya kaçan okuma alışkanlığına pekiyi gözle bakmıyor, kitap tüketimi ve mastürbasyon arasında paralellik kuruyorlardı. O dönemin çizimlerinde bir elinde kitap tutan diğer eliyse eteğinin altında bulunan kadınlar sıkça görülüyordu, diye anlatıyor Laquer. O zaman da tıpkı günümüzde internet kullanıcıları gibi kitap okuyanların da asosyal bireylere dönüşmesinden korkuluyordu. Ancak internetteki pornografik malzemenin çokluğu ve anında ulaşılabilirliği eski zamanların pornografi olanaklarıyla karşılaştırılamaz bile. İnsanlar resimleri veya filmleri hatta mastürbasyon deneyimlerini bile paylaşıyorlar. Tabii kullanıcı her zaman gizli kalıyor. Bu da insanların bu konu hakkında konuşmaktan hâlâ utandıklarını göstermekte. Derleyen: Nilgün Özbaşaran Dede CBT 1113/ 9 18 Temmuz 2008 Emlak kralı Waren Buffet’da farklı manada bir hırsızdır. Günün birinde değerlenecek arsa ve binaları ucuzken içeriden bilgi alarak toplayıp, sonra da değerlendiğinde satarak halkın gelecekteki zenginliğini çok önceden kendine transfer etmiştir. Günümüzde taş atıp kolu yorulmadan semiren zenginler bol para harcayarak işer gibi boşalmakta, tavuklar gibi hemen doymakta derhal yumurtlamaktadırlar! Onlar için zevk, zahmetle değil de parayla elde edildiğinden sık sık ulaşılır durumdadır. Tabiatın zevke ulaşmak için koyduğu sarp yolları aşmaya hiçbirinin ihtiyacı yoktur. Örneğin uzun uzadıya bir kadının peşinde koşup aşk acısı çekmek onlara göre değildir. Zevkin kolaylığı ve fazlalığı, zevke karşı biyolojik ve onun sonucu olarak da psikolojik bir duyarsızlık yaratır. İki de bir zevk, beynin orta bölgesinden derindeki duygu bölgelerine giden yollardaki (mezolimbik yol) dopamin kimyasal ara maddesini alan alıcılarda (reseptörlerde) duyarlılık azalması yaratır, bu psikolojide uyarana kanıksamak olarak bilinir. Sonuçta bir bakarsınız bazı adamların diyelim cinselliğe karşı gelişen duyarsızlığı her alana yayılır ve ne Havai’deki günbatımından, ne Miami’deki kumsallardan ne de van Gogh’un resminin üzerinde bir yama gibi duran fırça darbelerini görmekten zevk alır hale gelmişler. Bunlar dünyayı yaşayarak değil, satın alarak tüketmiş ve insan bedeninin olağanüstü biyolojisini/psikolojisini oburlukla yok etmişlerdir. Hoş bu yaptıklarının yanında biyolojiyi katleden uyuşturucu kullanarak zevki katlamak alışkanlıkları da cabasıdır ya, biz artık oralara girmeyelim. Ve sonunda her şeye karşı duyarsızlaşmayı ortadan kaldırmak için bir yol ararlar. Bu yolda kendilerini zevkten az buçuk mahrum eden kürlere girerler; yoga, meditasyon, Tibet rahiplerinin aurasını koklatan başka bazı yerler bu işler için birebirdir. Oralarda yoksun kalarak reseptörlerini, buna bağıl olarak da psikolojilerini tazelerler (reseptörler, kendilerine bağlanan maddeden yoksun kaldıklarında yeniden duyarlı hale gelirken psikoloji de doygun olduğu zevkten yoksun kaldığında onu deli divane olup arar). Böylece eroinden temizlenme tedavisi görüp de eroin içmekten daha fazla zevk alır hale gelen toksikomanlar gibi, eskiye göre daha fazla doyum alır hale gelirler. Tibet tekkeleri, saf gerçeğe ulaşmanın aracı değil, zevk ustası yaratmanın Kabe’leridir. Varoluşsal boşluk (existential vacuum)” diye Frankl demişti galiba, varsın ama sadece bir boşluk olarak, aynen hücrenin içinde her şeyi yiyip eriten ve sonra bir boşluğa dönüşen lizozomlar gibi. Kendini tüketmek üzere sevmek, yemek, eğlenmek, evlenmek, dinlenmek ve bazen de boşluğu sözümona silmek için bir işkoliğe dönüşerek yavaş bir intiharla ölmek… Bize, anlamak, sorumluluk almak, akıllı uslu çalışmak ya da tembellik yapmak için verilmiş yetenekleri suistimal edip, olur olmaz zevk almak, ince ince hırsızlık yapmak tabiatın hepimiz için kurduğu oyunda mızık çıkarmaktır. Nietzsche şuna benzer bir şey demişti galiba: Olgunlaşmış her şey ölmek, ham olan da (obur biçimde y.n.) zevk alıp yaşamak ister. Anlaşılması gereken şey o dur ki, zevk kaslardan ibaret değildir; sinirlerin, salgıların, kasların, aklın, duyguların, sabrın, tutkuların hiyerarşik olarak organize olup, ardışık biçimde birbirini bir konumdan alıp ötekine soktuğu bir döngüdür. Bütün döngüyü atlayarak ve zinciri kırarak son halkadan devreye girmek sadece oburlukla değil, dünyanın geri kalanına saygısızlıkla da ilgilidir. Nasıl dil, öğrenilen değil, beyince emilen bir şeyse, zevk de bedenin, içtiği değil, hedefi uğrunda yorulduğu bir şeydir. Zevk, bir duygu aracı değil, duyguyu araç olarak kullanan bir gelişme aracıdır. Gates’in etrafında olup bitenleri duygusal bir küntlükle, Buffet’ınsa dalkavukların cansiperane savunmasından ötürü hiç darbe almamış bir bönlükle izlemesinden anlıyoruz ki, bu ve benzeri insanlar varoluşsal boşluğa düşmüş hakiki birer lizozomdurlar.