05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Gelecekte dünya hangi dili konuşacak? Konuştuğumuz diller çok hızlı evrim geçiriyor. Dilbilimciler dillerin geçmişte izlediği yolları baz alarak, gelecekte nasıl bir dil kullanacağımız konusunda tahminlerde bulunmaya çalışıyor. Örneğin 328 milyon kişinin anadil, 495 milyon kişinin yabancı dil olarak konuştuğu İngilizce, bazı dil tarihçilerine göre gelecekte de dünya üzerinde egemenliğini sürdürecek Ancak geleceğin İngilizcesi bugünkünden çok farklı olacak. D illerin evrimi konusunda yapılan çalışmalarda, genellikle tarihsel gelişmeler temel alınır. İngiliz dilinin geleceğine ilişkin tahminlerde bu yol izleniyor ve İngilizcenin klasik Latincenin izlediği yoldan ilerleyeceği ileri sürülüyor. Bir zamanlar çok güçlü bir imparatorluk dili olan Klasik Latince, zaman içinde değişim geçirerek parçalandı ve kendisinden sonra gelen diller tarafından tarihe gömüldü. Dil tarihçilerine göre MS 300’lü yıllarda geniş halk yığınlarının kullandığı dil, sözlük, gramer ve telaffuz açısından elit tabakanın kullandığı dilden çok farklıydı. Bundan sonraki 500 yılda bu “bayağı” Latince birbirinden kesin çizgilerle ayrılan bölgesel lehçelere ayrıldı; 800 yıl sonra da bugünkü İtalyanca, İspanyolca ve Fransızca dillerinin öncüleri olan birbirlerinden tümüyle farklı bir dil ailesi doğdu. diğini bilmiyordu” diye konuşuyor. Gelecekte sözcüklerin nasıl bir şekle bürüneceğini tahmin etmek zordur. 50 yıl önce Michigan Üniversitesi’nden dilbilimci Albert Marckwardt, eski kullanımlarına bakarak İngilizcenin bazı özelliklerinin nasıl bir şekil alacağını tahmin etmişti. İngilizcedeki sesli harflerin 12.yüzyıl ile 16.yüzyıl arasında geçirdiği büyük değişimin hızının bugünlerde de kendisini hissettirdiğini belirten Marckwardt, İngilizcenin bazı sesli harflerinin evrim geçirmeyi sürdüreceğine inanıyor. Örneğin “home” sözcüğü Almancaİngilizcesinde “Haym”, eski İngilizcede “hahm” ve Orta İngilizcede “havm” şeklinde telaffuz ediliyor. Sözcüğün bu trendi devam ettirmesi durumunda gelecekte “hum” şeklinde telaffuz edilmesi büyük bir olasılık. Oysa bazı sesli harflerin sabit kaldığı görülüyor. Örneğin “ship”, “ox” ve “full” sözcüklerindeki sesliler yüz İNGİLİZCENİN YAYILIŞI Dünyada İngilizce konuşan nüfusun %60’ının anadili İngilizce değil. ABD 215 500 000 Geride kalan ülkeler 73 milyon İngiltere 58 750 000 Hindistan 90 milyon Nijerya 75 milyon Filipinler 42.500 000 Almanya 36 milyon ABD 35.965 000 vardı. Dilbilimciler, İngilizcedeki en köklü değişiklikleri bu dili yabancı dil olarak öğrenen kişiler tarafından yapılacağına inanıyor. David Graddol isimli dil araştırmacısı “Dünyanın yeni ortak dili küresel bir şekle bürünecek olan İngilizcedir” diyor. Bu da şu anlama geliyor: İngilizce Çince veya İspanyolca gibi diğer dünya dilleri tarafından alaşağı edilmeyecek. Tam tersi İngilizce değişim geçirerek, yeni bir küresel şekil alacak ve ortak dil olarak kullanılacak. İngilizce konuşularak sürdürülen ilişkilerin çoğu anadili İngilizce olmayan uluslar tarafından gerçekleştiriliyor. Almanya’daki Hildesheim Üniversitesi’nden Jürgen Beneke 2010 yılında dünyada yaklaşık 2 milyar insanın İngilizce konuşarak anlaşacağını ve miktarın yalnızca 350 milyonunun anadilinin İngilizce olacağını belirtiyor. 2020 yılına gelindiğinde anadili İngilizce olanların 300 milyona gerileyeceğini ileri sürüyor. Bu noktada anadili İngilizce, İspanyolca, HinduUrdu ve Arapça olan nüfusun eşitleneceği düşünülüyor. Bu arada yabancı dil olarak kullanılan İngilizce, giderek başkaları tarafından anlaşılmaz bir şekle bürünüyor. Bu İngilizceler bazen Çince, bazen Tamilce ile karışabiliyor. Tayland’daki Asya Üniversitesi’nden Paul Bruthiaux, “Yüksek eğitim almış konuşmacıları –özellikle Kenyalı, Hintli ve Singapurlu televizyon söyleşilerinde, uluslararası medyaya hitaben yaptıkları konuşmalarda anlamak bazen imkânsız hale gelebiliyor. Bunun büyük bir olasılıkla nedeni İngilizce konuşurken yaptıkları vurgular” diyor. Adadili İngilizce olanlar Yaklaşık 325 milyon Yabancı dili İngilizce olanlar Yaklaşık 495 milyon 100 YIL SONRA ‘PANGİLİZCE’ Bruthiaux’un iddiasına göre İngilizcenin en büyük avantajı Fransızca gibi merkezi standart bir gövdesi olmaması. Lisan polisinin olmadığı durumda anadili İngilizce olanların kuralları, dilin evriminde belirleyici bir rol oynamaz. IBM’in eski başkanlarından Jean Paul Nerriere’e göre İngilizcenin geleceği, yabancı dili İngilizce olanların eline bakıyor. İngilizcenin Latincenin değil, Arapçanın izinden gideceğini ileri süren Nerriere, Arapçanın Müslümanlık ile birlikte 500 yıl boyunca yayıldığını ve yerel lehçelere evrildiğini belirtiyor. Bütün bu insanların birbirlerine Kuran’ın kitabi Arapçası ile bağlandıklarını hissettiklerini öne süren Nerriere, İngilizcenin de birbirinden tümüyle farklı lehçelere bölünüp, birbirlerini anlamaz hale gelmesini önleyen en önemli engelin, bilimsel ve teknik yazılar ve dünya medyası olduğunu söylüyor. Kaliforniya’daki San Diego State Üniversitesi’nden Suzette Haden Elgin İngilizcenin geleceği hakkında görüşlerini şöyle dile getiriyor: “Şu anda İngilizcenin gidişatına bakarsak sonuçta lehçelerin belirgin bir şekilde farklı, ancak grameri üzerinde kabaca bir görüş birliğinin olduğu ‘Panglizce’ ortaya çıkabilir. Bir diğer olasılık da dünyada farklı İngilizce lehçelerinin gelişip, bunların birbiri ile anlaşma olasılığının ortadan kalkmasıdır. Bence İngilizcenin hangi yolu izleyeceği en geç 100 yıl içinde belli olacak.” Dilbilimcilere göre Panglizce, ana dili İngilizce olmayanların konuştuğu İngilizceye benzer bir dil olacak. İngilizcenin bu yeni versiyonu iyice yaygınlaştığında, "the", "ze" halini alacak, "friend", "frien"e dönüşecek, "he talks" "he talk" şeklini alacak. Bunun yanı sıra Panglizce, ana dili olmayanlarca telaffuzu zor bazı İngilizce sesleri –th sesi gibi kaybedecek. Derleyen: Reyhan Oksay Kaynak: New Scientist, 29 Mart 2008 www.scifi.com/scifiction/originals/originalsarchive/elgin/index.html 61k www.telegraph.co.uk/news/main.jhtml?xml=/news/2008/03/27/nculture427.xml 46k Geriye kalan ülkeler 6.870 000 Kanada 17.700 000 Singapur 665 000 Trinidat/ Tobago Avustralya 15.000 000 1.145 000 İrlanda 3 750 000 Jamaika 2.600 000 Y. Zelanda 3.000 000 G Afrika 3.670 000 Romanya 5.300.000 Zimbbabve 5.300 .000 İsveç 6.600.000 Rusya 7.00.000 Malezya 7.000.000 Kanada 7.550 000 Kameron 7.700 000 Türkiye 8.100 000 Polonya 9.200.000 İspanya 10.000 000 Pakistan 17.000 000 Fransa 16.000 000 İtalya 14.000 000 Hollanda 12.000 000 G. Afrika 10.000 000 TARİHSEL TRENDLERE GÖRE DİLİN EVRİMİ Tarih bizi ancak bu noktaya kadar götürüyor. Bugün ikinci dil olarak İngilizce konuşanların, anadili İngilizce olanlardan daha fazla sayıda olması ve küresel haberleşme dilinin neredeyse tamamen İngilizceye dayanması bu dilin üzerindeki zorlamaların tarihte olmadığı kadar güçlü kılıyor. Neyse ki dil evrimi konusundaki çalışmalar, İngilizcenin geleceğine ilişkin tahminleri kolaylaştıracak gibi duruyor. Kesin olan bu evrim sürecinde yeni sözcüklerin oluşur, anlamlar yer değiştirir ve kullanılmayan sözcükler ortadan kalkar. Tüm dillerde bu gelişmeler kaçınılmaz bir şekilde yaşanır. Sözlükler çok fazla değişim geçirmez, çünkü yeni sözcüklerin ortaya çıkmasına karşın, sözcüklere yeni anlamlar yüklenir ve yeni biçimlerde birleşirler. Bu nedenle “Büyük bir olasılıkla 2300 yılının İngilizcesini anlamak 1700’lü yılların İngilizcesini anlamaktan daha zor olacaktır” diye konuşan Maryland’deki Towson Üniversitesi’nden İngiliz dili tarihçisi Edwin Duncan, “Shakespeare ‘hot’ ve ‘dog’, ‘ice’ ve ‘cream’ sözcüklerini bilmesine karşın ‘hot dog’ ve ‘ice cream’in ne anlama gel yıllardır aynı şekilde telaffuz edilmiş. Mackwardt sessiz harflerin ise sesliler kadar belirgin değişim geçirmeyeceğini düşünüyor. Gramer konusunda daha köklü değişikliklerin olacağını tahmin eden Marckwardt, İngilizcenin ilk başlarda Latinceye benzer bir dil olduğunu, 1066 yılından sonra giderek Çince’ye benzer bir gramer yapısına büründüğüne dikkat çekiyor. Çincede sözcük sırası değişmez, sabittir; çünkü bu dilde tonlama yoktur. Oysa Latincede sözcük sırası çok önemli değildi, çünkü tonlama, anlamı ve sentaksı belirliyordu. SÖZCÜKLERDEKİ DEĞİŞİKLİĞİ KİM YAPACAK? Geçen ekim ayında Nature dergisinde yayımlanan bir makalede Harvard Üniversitesi’nden evrimsel matematikçi Erez Lieberman, Eski, Orta ve Modern İngilizceden kuraldışı 177 İngilizce fiili sıraladı ve bunların günlük konuşmalarda kullanım sıklığını tespit etti. Makalenin sonuç bölümünde, sıklıkla kullanılan kuraldışı fiillerin kuraldışı kalma olasılığının yüksek olduğunu belirtti. Başka bir deyişle “Kuraldışı fiillerin yarı ömürleri bunların kullanım sıklığının karekökü ile doğru orantılıdır” onucuna CBT 1099/ 8 11 Nisan 2008
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear