05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

AYLAK BİLGİ Tahir M. Ceylan tmceylan@superonline.com düşünceyi gerçekliği kesin bir durum olarak değerlendiririz. Bu süreç öylesine iyi çalışır ki, böyle bir düşünce için gerekli olan bilgiyi nasıl edindiğimizi ve onu nasıl temsil ettiğimizi sorgulama gereğini bile duymayız. Bilgisayarlara sağduyu kazandırmak neden böylesine zorlu? Normal her insan bölük pörçük milyonlarca bilgiyi öğrenir. Ayrıca, her insan yaşamı boyunca herhangi bir konuda binlerce yararlı süreci dağarcığında toplar. Oysa, çoğu bilgisayar programı yalnızca belli bir konuda özel bilgiye sahiptir. Gelgelelim, günümüzde bu durum giderek değişmektedir. Şimdilerde yığınla gündelik bilgiyi toplayan ve bunları düzenleyip uygulamaya çalışan çok sayıda umut verici tasarı var. Bu tür bilgiler insan benzeri makinelerin yapılmasına nasıl yardımcı olabilir? Duygu Makinesi adlı kitapta "Anlağın EleştiriSeçici Modeli" adını verdiğim genel bir düzene dikkat çekiliyor. Burada amaç, "kaynaklar" da diyebileceğimiz, farklı yapı ve süreçleri içinde barındıran bir beyin ya da makine düşünmek. O zaman ister duygusal, ister anlaksal olsunfarklı "düşünme biçimlerimizin" her biri, belli bir dizi kaynak etkin olduğunda, o beyin ya da makinede olup bitenlerdir. Şimdi bunlara başka birtakım kaynakları da ekleyelim: Yüzleştiğimiz kimi türde sorunları tanıyabilen eleştirmenler ve farklı kaynak dizilerini devreye sokup çıkaran seçiciler. Her bir kaynak dizisi belli konularda farklı bir biçimde düşünmemizi sağlayabilir. Bu farklı düşünüş biçimlerinin kimilerini "duygusal", kimilerini “İnsanoğlu farklı "anlaksal" olarak nitelendiririz. durum ya da göÖrneğin, bir sorun göze çok zorlu göründüğünde Eleştirmen sorunu bölümlerevlerin üstesinre ayıran, onu farklı bir biçimde tanımden gelebilecek lamamıza ve önce sorunun daha basit bir özelliklere sahip türünü çözmemizi sağlayan ya da o soolduğundan tümrunla bir koşutluk kurmamıza, hatta başkalarının yardımına başvurmamıza oladen bir açmaza nak tanıyan bir düşünce biçimini devregirmesi çok güç. ye sokabilir. Kurtlarla kartallar yiyeceğini seçer, çakallarla akbabalarsa seçmeden yer; o yüzden kurt çakaldan, kartal akbabadan yırtıcıdır. İnsanlarda da farklı değil, yediği yemeği, giydiği elbiseyi fazla irdeleyen, karşıdakini zar zor beğenen erkek ya da kadınlar da hır çıkarmayı pek sever. Seçici Olan Yırtıcı Olur Beraber olacağı kişiyi didik didik eden, evleneceği insanı ince elekten geçirenler senesini doldurmadan kavga dövüş boşanırken, eş dost tavsiyesiyle evlenenler birkaç on yıl geçtiği halde beraberliği sürdürdükçe sürdürürler. Seri katillerin de çok titiz insanlar olduğunu bildiren adli tıp raporları vardır. Kediler sonra, nasıl da titiz ve yırtıcı hayvanlardır, zoologların onlarla ilgili hipotezlerinden biri de bunların tür olarak toptan, seçicilik ve temizlik yönünden genetik bir hastalık taşıdığıdır. Birçok hastalık belirtisinin kendi adıyla anılmasına neden olacak kadar çalışma titizi olan Fransız doktoru J. M. Charcot, tedavi ediyorum diye kor gibi demirlerle histerik kadınların apışarasını dağlamıştı. Charcot gibi çalışma değil ama prensip titizi Norveçli ressam Edward Munch de, içindeki saldırganlığı bir vampir tablosu yaparak ancak dengelemişti. Ormanın en yırtıcı hayvanı kaplanın hayvanat bahçelerindeki kafesleri, her yeri pislik götüren deve ve zürafadan farklı olarak, tertemizdir. Onun soyundan gelen kedilerin de bir koltuğun üzerinde sabahtan akşama temizlendiğini biliriz. Birisi için temizlik, titizlik derecesinde olduğunda amaç, kendinden başka her izi temizlemek anlamını alır, kişinin güdüsü o zaman herkesi silip süpürmek ve geride yalnızca kendini bırakmaktır. İlginçtir ki loğusa kadınlarda titizlikle ilgili takıntıya az rastlanıyormuş. Bebek kucağa geldiğinde demek ki, insana saldırı değil şefkat lazım olduğunda, takıntı kalmıyor. Psikodinamiye girelim biraz... Titiz adamlar şefkati başkasına olan şehvetten, öfkeyi kendine olan nefretten izole eder. O yüzden her an duygusuz biçimde şefkat, acımasız biçimde saldırganlık gösterebilirler. Obsesif insanların bazılarında bir öldürme gereksinimine karşılık gelecek şekilde, çocukların arasında bıçağı defalarca tutup bırakma eylemi vardır. O bir süre öyle gide, sonra bir bakarsınız saldırganlık kişinin kendine yönelir, depresyon baş gösterir. Depresyon, bu olağanüstü cansızlık, belki de yeryüzünde görülebilecek eşi benzeri olmayan bir saldırganlıktır. Bazen yoğun cinselliğin, içteki yoğun agresyondan kurtulmak için yapıldığını söylemek bile mümkündür. İnsanın ilk andaki yumuşaklığına aldanmamak lazımdır; bir defasında Gabbard şöyle demişti: “İnsanda bilinç, bilinçdışının yedide biridir". O birin ne olduğunu biliyoruz, ama geride kalan yedinin içinde buz gibi bir agresif duygunun ne ölçüde var olduğunu bir analist bile ancak şöyle böyle bilebilir. Bir ceza avukatının anılarını dinlemiştim bir ara, kendini aldatan kocasını kadın çok titiz bir plan yaparak cezalandırmış: kapı koluna bağladığı bir ipi tüfeğin tetiğinden geçirip namlunun karşısına oturmuş, kocası odaya girdiğinde kadın "domdom" kurşunuyla ölmüş ve adam ömür boyu vicdan azabından nefes bile alamamış. İşte böyle, insanın içindeki saldırganlık kendini yok etmeye yetecek kadardır! Hatta öyle titiz katiller vardır ki onlar için öldürme eylemi, öldürmenin kendisi değil, öldürmenin kelimesi gibidir! Yazar ve sanatçıların da kolay beğenen insanlar olmadığını biliyoruz, yazdıkları metni defalarca yırtıp atanlar olduğu gibi, milyonlarca dolarlık resimlerini vakti zamanında bir şişe şarap parasına verenler de yok değildir; yazar ve ressamların bazen kendilerine ve yapıtlarına karşı acımasız olduğunu biliyoruz. Toplumda intihar yüz kişiden birinde görülür. Ama şairler bundan beş, yazarlar yedi ve nihayet ressamlar on iki kat daha fazla oranda intihar ederler. İnsan için seçici olmak, en derininde saldırmak için ayırmak anlamındadır. Bir seferinde, titiz bir hastası tarafından baba yerine konan bir psikologdan dinlemiştim, hasta seans sırasında daha önceden özenle yazdığı iki sayfa gariz küfrü psikoloğunun yüzüne itina ile okuyarak, babasına olan öfkesini kusmuş. Psikologların duygusuz yüzleri, çok kusmuk gördükleri için midir acaba bilemiyorum! Öyle ki, en gözde Beynimizin işleyişi konusundaki yöntemi başarısız bilgi eksikliğimizin ne kadarı belirsiz olduğunda hemen bir dil kullanımından kaynaklanıyor? farklı bir yol Ruhbilimle ilgili güncel sözcüklerin deneyebiliyor.” büyük bir bölümü makinelerin farklı türlerde bilgiden nasıl yararlanabilecekleri konusundaki görüşlerimiz oluşmadan çok öncelere dayanıyor. Günümüzün bilgisayarları çok farklı türlerde yığınla bilgi ve sürecin temsil edilmesi ve saklanmasında çok farklı biçimlerden yararlanıyorlar. Buna dayanarak, kitabımda ruhbilimde kullanılan geleneksel sözcüklerin her birinin muhtemelen bir düzine kadar makineye de gönderme yaptığına dikkat çekiliyor. "Bilinç" de bu sözcüklerden biri mi? "Bilinç" sözcüğünün tek bir anlamı olmadığı görüşünde Daniel Dennett gibi yazarlara katılıyorum. Nitekim, kitabımın bir bölümünde belli bir düşünce sürecinin başka süreçlerin neler yaptığından haberdar olabileceği onlarca düşünce biçimi gözler önüne seriliyor. Dahası, o süreçlerde farklı hedefler güdülüyorsa, o zaman o kişinin de gerekli kaynaklar için yarışmak zorunda kalabileceği birden çok "altkişiliği" oluyor. Üstün nitelikte yapay zekâya ne zaman ulaşacağımızı düşünüyorsunuz? Sizce bu yolda gelişmemizi sağlayacak en önemli güçler neler? Yapay zekâ araştırmacıları farklı türlerde sorunların çözümü için çeşitli yöntemler geliştirmekle birlikte, bu yöntemlerin çok azı farklı düşünce biçimlerini bir araya getiren bir düzene ulaşabildi. Beyinle ilgili bu yeni görüşlerin öğrenciler tarafından ele alınıp daha da geliştirileceğine, sinirbilimcilerin onları sınamak amacıyla tasarlayacakları deneylere ışık tutacağına inanıyorum. Ancak günümüzde öğrencilerin büyük bir bölümü meslek yaşamlarını yaşamsal uygulamalar üzerine kurmak zorunda olduklarından, muhtemelen hızlı bir gelişme olmayacak. Bu alanda temel araştırmalara yeterince destek verildiği pek söylenemez. CBT 1045/9 30 Mart 2007
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear