05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

kitap VERİMLİLİK RAPORU 2006: Türkiye imalat sanayiinde verimlilik, teknolojik gelişme, yapısal özellikler ve 2001 krizi sonrası reel değişimler (1980–2005). Prof. Dr. Bedriye Saraçoğlu ve Dr. Halit Suiçmez Milli Prodüktivite Merkezi, 2006. Ankara CBT 1036 / 16 26 Ocak 2007 Milli Prodüktivite Merkezi (MPM), 2001 büyük krizinden sonra her yıl bir "verimlilik raporu" yayımlanıyor. Bu raporlarda Türkiye imalat sanayii, verimlilik, teknolojik gelişme ve yapısal özellikler yönünden ayrıntılı olarak inceleniyor. Bilindiği üzere, ülkelerin gelişmesi bilimsel ve teknolojik ilerlemelerle, bunların doğrudan sonucu olan toplam verimlilik artışlarına bağlıdır. Ülkemizin ileri ülkelerle arasındaki verimlilik açığının başlıca sebepleri de; teknolojik gelişme hızındaki yetersizlik, beşeri sermaye donanımındaki eksiklikler ve kurumsal yapılanmalarla makro ekonomideki istikrarsızlıklardır. Bu yapısal sorunların varlığına karşın değerlendirmeye esas Raporun yazarları, 2002 yılından sonraki makro ekonomik performans, yüksek büyüme oranları ve düşük enflasyon imalat sanayiinde önemli düzeyde verimlilik artışlarıyla beraber gerçekleştiği iddiasındalar. Araştırmanın birinci amacı, 1980–2005 döneminde en üretken sektör olarak tanımlanan imalat sanayiinin verimlilik performansını incelemek. İkinci amaç ise, imalat sanayiinde 2001 krizi öncesi ve sonrasındaki reel değişkenler olan üretim, istihdam, emek verimliliği değişkenlerini incelemek ve ülkemizin yakın geleceğini belirleyecek olan "verimlilik odaklı büyüme" için somut yaklaşımlar oluşturmaktır. Araştırma; kapsamı, yöntemi ve ekonometrik bulgulara dayanan önerileriyle ülkemizde bu alanda yapılmış öncü çalışma niteliğinde. Ayrıca 2001 krizi sonrası reel sektördeki üretim, istihdam ve emek verimliliği değişimleri de araştırıldı. Diğer yandan ülkemizde teknoloji ve verimlilik odaklı büyüme için izlenmesi gerekli makro ve mikro politikalar da tartışmaya açılıyor, uygulanabilir öneriler öne sürülüyor. Beş bölümden oluşan araştırmanın birinci bölümünde, İmalat Sanayi yapısı ve verimliliği incelenmiştir. Bu kapsamda ortalama işgücü verimliliği, ortalama sermaye verimliliği ve bunların artış hızları incelenerek imalat sanayiinin ana sektörleri itibariyle karşılaştırılmaları yapılmıştır. İkinci bölüm, imalat sanayiinin verimlilik ve gelişmesinin üretim fonksiyonları ile incelenmesinden oluşmaktadır. Üçüncü bölümde, toplam faktör verimliliğini analiz edip ortaya çıkan değişmelerin nedenlerine inmek imalat sanayiindeki gelişmeleri bir bütün olarak anlamak bakımından çok önemli olacağı görüşünden hareketle farklı analiz yöntemlerinden oluşmaktadır. Dördüncü bölümde İmalat Sanayiinde 2001 krizi sonrasındaki reel değişmeler incelenirken, beşinci bölüm genel değerlendirme, sonuç ve önerilerle tamamlanmıştır. Bu kapsamlı çok ciddi emek ürünü çalışmanın, konu ile ilgililerin ve meraklıların mutlaka ellerinin altında olması gerektiğini belirtmeli ve çalışmayı gerçekleştiren Prof. Dr. Bedriye Saraçoğlu ve Dr. Halit Suiçmezi’i yürekten kutlamalıyız. TEMEL BULGULAR 1980–2005 döneminde Türkiye imalat sanayiinin kapsamlı olarak incelendiği bu araştırmada yapılan analiz ve incelemeler sonucunda ortaya çıkan temel bulgular aşağıdaki biçimde özetlenebilir: *1980–2001 döneminde, 22 yıllık sürede imalat sanayiinde reel katma değer üç katına çıktı. Ancak, bu göstergede istikrarsızlıkların da yaşandığı saptandı. *Ortalama üretim verimliliği (çıktı/girdi) en yüksek değerine 1993’te ulaştı, 2000 ve 2001 krizlerinin etkisiyle yaşanan gerilemelerle tekrar 1980 yılının verimlilik düzeyine indi. *Gerek katma değer, gerekse üretim verimliliğinde görülen dalgalanmalar, imalat sanayiinde istikrarsız bir maliyet yapısına ve teknolojiden yeterince yararlanılmadığına işaret etmektedir. *İmalat sanayi üretim verimliliğinde 1994 ve 2000 krizlerinin olumsuz etkileri özel kesime göre kamu kesiminde daha çok hissedildi. *2004 yılında, 2000 yılına göre imalat sanayiinde üretim yüzde 24.5 arttı. İstihdam ise yüzde 0.22 düştü. Öte yandan, emek verimliliği yüzde24.8 oranında arttı buna karşın reel ücretler ise yüzde 14.3 oranında geriledi. *2000 yılından sonraki dönemde statik bir verimlilik artışı yaşandı. Yani emek verimliliği arttı, ancak istihdamda önemsenir bir artış gözükmedi. *Türkiye imalat sanayii içinde orta lama olarak en yüksek katma değer yaratan sektör 35 kod numaralı kimya petrol sanayiidir. İkinci sırada 38 kodlu metal eşya makina teçhizat, ulaşım aracı, ilmi ve mesleki ölçme aletleri sanayii gelmektedir. *Türkiye imalat sanayiinde, İstihdam ve katma değer açısından ise 31 kodlu gıda, 32 kodlu dokuma ile 35 kodlu kimyapetrol, ve 38 kodlu metal eşya ve makina sanayileri önemli yer tutmaktadır. *1980–2001 döneminde işgücü verimliliği en yüksek sektör 35 numaralı kimyapetrol sanayidir. En düşük verimlilikler ise 32 kodlu dokumagiyim ile 33 kodlu orman ürünleri ve mobilya sanayilerinde görülmektedir.. *Genel olarak tüm sektörlerde 22 yıllık süreçte işgücü verimlilik artışlarında önemli yükselmeler gözlendi. 22 yılda 2,5 katına ulaşan sektörler bulunuyor. Kanımızca bu sonuç, katma değer artışlarının yükselmesinden ziyade çalışan sayılarının büyük ölçüde gizlenmesinden ve sigortasız işçi çalıştırılmasından kaynaklandı. *Ortalama sermaye verimliliği, 1996–2001 itibariyle, en yüksek sektör 39 kodlu diğer imalat sanayii (kuyumculuk, müzik aletleri v.s.) dir. Bu sektörün sermaye verimliliği artış hızı da en yüksek sektör olması ilginçtir. Gerçekten bu sektörde son 5 yılda üretim atağı olduğu görülmektedir. *Türkiye’nin kuyumculukta AB’de büyük ilerleme göstermesi ve pazarda önemli paylar alacağı beklenmektedir. Ancak bu sektörün Türkiye imalat sanayii içindeki payı çok düşüktür. *2000–2001 yıllarında 35 kodlu kimyapetrol sanayii hem katma değer, hem de kısmi verimlilik faktörlerinde en yüksek düzeydeki sektör olarak bulundu. Dr. Serdar Şahinkaya Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Bu tehdidi algılan bir avuç insandan biri olan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu yıllardır dikkat çektiği gibi “Küresel ısınma kapımızda” ve tüm insanlığı tehdit ediyor. Acaba nasıl ediyor ve bugünlere nasıl gelindi? Küresel ısınma gerçeğiyle nasıl baş edebiliriz? Hangi önlemler alınabilir? Daha da önemlisi tarımdan salgın hastalıklara Türkiye’yi nasıl bir gelecek bekliyor? Mikdat Kadıoğlu bu kitabında “küresel ısınma ve iklim değişiminin” gerçeklerine dikkat çekerken, hava ve iklim olaylarıyla ilgili yanlış bilinen birçok olguya da açıklık getiriyor. KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİMİ VE TÜRKİYE Bildiğiniz havaların sonu... Mikdat KadıoğluGüncel Yayıncılık 2. Baskı Dünya halkları açlıkla, savaşla, ekonomik krizle, yolsuzluk ve adaletsizlikle başa çıkmaya çalışırken, soyunu tehdit eden başka bir olayla “küresel ısınma”yla karşı karşıya kaldı, bırakıldı. Daha fazla para ve güç kazanma hırsıyla Dünya’nın bütün doğal kaynakları acımasızca tüketildi. Türkiye gibi ülkelerde ise bu iki unsura bir de plansız ve yanlış uygulamalar eklendi. Doğa da büyük bir intikam hazırlığı içerisinde.. Haklı olarak... TOPLUMSAL TARİH Toplumsal Tarih’in Ocak 2007 sayısında kapak konusu Nazım Hikmet. PGASPİ arşivinden günışığa çıkarılan bir belgeden yola çıkılarak Plehanov gemisiyle Boğaz’dan Köstece’ye Nazım Hikmet’in kaçışını Prof. Dr. Mete Tunçay yazıyor. Dergide ayrıca Tarih Üzerine Paradigmayı Aşmak yazısıyla Ayda Arel, I. Dünya Savaşı Ertesinde Endonezya Müslümanları ve Halife Sorunu, yazan: Martin van Bruinessen, Develerle Hasta ve Yaralı Taşıma Osmanlı Ordusu Kakule Sıhhiye Bölükleri yazısıyla Nuran Yıldırım yer alıyor. Ayrıca inanç sisteminin ilk örneklerinden Tarihin En Eski Tapınakları yazısıyla Dr. Alev Erarslan’ın yazısı var.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear