Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu mazlar. Şimdi İsrail, Ramat Gan’da bulunan GemEwizard adı verilen bir değerli taş yazılım şirketinden Menahem Sevdermish, değerli taşların tam rengini tanımlamaya ve kaydetmeye yarayan bir teknik geliştirdi. Bu teknik sayesinde internet üzerinden değerli taş alım ve satışı kolaylaşacak. Ayrıca çalınmış taşların bulunmasının yolu açılacak. Sevdermish, "Bu teknik taşın parmak izini çıkartıyor" diyor. Değerli taşın rengini kaydetmek için Sevdermish özel bir ışık altında taşı beyaz bir kutu içinde tarıyor. Daha sonra bir bilgisayar yazılımı görüntüyü, piksel gibi binlerce küçük parçaya ayırıyor; rengin tonunu, koyuluğunu ve yoğunluğunu ölçüyor. Taşın her noktasındaki bu sayısal ölçümler taşın spesifik renk haritasını oluşturuyor. İnternetteki bir satıcı, satacağı taşı tarıyor ve bunu görüntüyü elektronik posta ile alıcıya gönderiyor. Sevdermish’in veritabanını kullanan alıcı, alacağı taşı parmak izi çıkartılmış 150 bin görüntü içindeki en yakın görüntü ile karşılaştırma olanağını elde ediyor. (TanolTurkoglu@Gmail.com) İnternet olgusu "internet iyidir" ya da "internet kötüdür" olmaktan çıkmalı; "interneti kötü emellerine alet etmişler" ya da "interneti hayırlı bir iş için kullanmışlar" zeminine oturmalı. 11 EylülNorman Dodd ve İnternet Internet, popüler medyaya çoğunlukla magazinel bir konu olduğu zaman yansıyor. Böyle olunca da internetle ilgili zihinlerde oluşan imaj Televole kültürü imajının yanına yerleştirilmiş oluyor. Internet, çocukları asosyal yapan bir kaynak. Internet, evli barklı insanların chat odalarında yoldan çıkmasına neden olan berbat bir şey! Google, Yahoo gibi arama sitelerine girdiğinizde artık sadece kelime ile arama yapmayla sınırlı değilsiniz. Örneğin video klipleri de arayabilirsiniz. Aradığınıza bağlı olarak dünyanın bir ucundan evde çekilmiş komik kliplere ulaşabileceğiniz gibi, işi ciddiye alanlar için ciddi konularda da önemli belgesel niteliğinde kliplere erişmek mümkün. Bunlardan iki tanesinden bahsederek, internetin gerçekten de ciddi işler için kullanılabileceği, faydalı olabileceği konusunda somut deliller sunmak istiyorum. Ki zihinlerdeki internet olgusu "internet iyidir" ya da "internet kötüdür" olmaktan çıksın "interneti kötü emellerine alet etmişler" ya da "interneti hayırlı bir iş için kullanmışlar" zeminine otursun! Bunlardan biri, şu sıralar beşinci yılını idrak ettiğimiz global terorizmin zirvesi sayılabilecek 11 Eylül 2001 terör saldırıları ile ilgili izlediğim bir film. Film temelde, o gün yaşanan terör olaylarının perde arkasında, dünya kamuoyuna yansıtılanların ötesinde şeyler olabileceğini işaret ediyor. İşte konuyla ilgili bazı kanıtlı veriler: • 1962’de ABD’li genelkurmay başkanı, savunma bakanına hazırladığı bir raporda, Küba’da Castro’yu devirmek için, Küba açıklarında seyreden ve güya içinde yolcular olan sivil bir ABD uçağını düşürmeyi ve suçu Küba’ya atmayı önermiş– emekli edilmiş. • 2000 yılında Pentagon, iki kere Pentagon’a havadan bir saldırı olsa ne olur simülasyonu yapmış. Bu simülasyona katılan o zamanki bir askeri pilot, 11 Eylül günü Pentagon’a çarptığı söylenen uçağın da sivil pilotuymuş. • 610 Eylül 2001 günleri arasında borsada Boeing, United Havayolları, American Havayolları hisselerine, dönem ortalamasının 511 katı daha fazla "sat" talebi gelmiş. • Temmuz 2001’de İkiz Kuleler 99 yıllığına kiralanmış ve 3.5 milyar dolara terör olaylarına karşı sigortalanmış. • Serbest düşme ile ilgili fizik kanunu formülüne göre 1011 saniyede yıkılması gereken kuleler 89 saniyede yıkılmış – bu da yıkılmayı hızlandırıcı etkiler (ara katlarda patlayan bombalar) olduğunun bir göstergesiymiş. Bu tür bilgiler tüm film boyunca devam ediyor. Bir diğer belgesel niteliğindeki film ise 1950’li yıllarda ABD Kongresi tarafından kurulmuş olan bir araştırma komisyonu başkanı olan Norman Dodd ile 80’li yıllarda yapılmış görüşmeyi içeriyor. Bu komisyonunun amacı ABD’deki eğitim vakıflarının faaliyetlerini incelemek ve gerçekten de vergiden muaf olan gelirlerini, kuruluş amaçlarına uygun olarak harcayıp harcamadıklarını anlamak. Araştırma sonucunda ilginç sonuçlar çıkıyor: Örneğin en ünlü vakıflardan birisinin başkanı, aleni olarak, vakfın kurulma amacının, "ABD’deki insanların yaşam modelini Sovyetler Birliği’nde yaşam modeline yaklaştırmak" olduğunu söylüyor. Genç bir başka vakıf başkanı ise arşivini komisyona açıyor. Örneğin 1908 yılında vakfın tüm bir yılını "Tüm toplum hayatını değiştirmek istesen, bunu yapmanın en etkin yolu savaş mıdır yoksa başka bir şey mi?" sorusuna cevap aradığı (ve cevabın "savaş" olduğu); 1909 yılında ise "ABD’yi bir savaşa nasıl müdahil edebiliriz?" sorusuna yanıt arandığı ve "Dışişleri Bakanlığı’nı kontrol altına alarak" cevabı üzerinde mutabık kalındığı ortaya çıkıyor. Internet olmasaydı bu belgeler gün ışığına çıkarılabilir miydi? Ama şu soru da öteki herşeyi gölgeliyor: Eee internet bunları gün ışığına çıkarıyor da ne oluyor? Belki de popüler medya haklı! http://video.google.com/videoplay?docid=5946593973848835726&q=911+cover+up&hl=en http://video.google.com/videoplay?docid=7373201783240489827&q=illuminati+%2Bgriffin&hl=en www.supremelaw.org/authors/dodd/interview.htm AY’A YOLCULUK YENİDEN NASA, Locheed Martin isimli uzay ve havacılık şirketini insanlı Ay ve Mars misyonları için uzay kapsülü inşa etmesi için görevlendirdi. Orion Crew Exploration Vehicle, 1960’lı yıllarda ABD’yi Ay’a taşıyan Apollo kapsüllerine benziyor. İlk insanlı uçuşun 2014 yılında yapılması planlanıyor. Orion, Ay ve Mars’a en az dört kişiden oluşan mürettebatı taşıyacak. Daha kısa bir yolculuk olan Uluslararası Uzay İstasyonu’na altı kişi taşıyabilecek. Bu 8 milyar dolarlık proje, NASA’nın 25 yıllık uzay mekiği donanmasını yenilemek için yaptığı ilk büyük girişim. NASA’nın elinde bulunan 5 adet mekik, Challenger ve Columbia’nın kaybından sonra 3’e inmiş durumda. Birden fazla kez kullanılabilecek özellikteki Orion, Ares adı verilen yeni bir roket yardımıyla fırlatılacak. Apollo’nun ünlü okyanus inişlerinden farklı olarak Orion paraşüt yardımı ile karaya inecek. TUTUŞMA RİSKİ TAŞIMAYAN PC PİLLERİ Yeni bir teknik ile yüzde 40 oranında daha fazla enerji depolayan ve aşırı ısınma riski taşımayan dizüstü bilgisayarı ve MP3 çalıcı pilleri geliştirildi. Konvansiyonel lityum iyon pillerindeki katotlar lityum kobalt oksitten yapılır. Nikel ve manganez ilavesi enerji miktarını artırır ve ve pilleri daha güvenli bir hale getirir. Ancak yüklemeyi ve boşalmayı yavaşlatan malzeme kümelenmesini önlemek için bu malzemelerin çok iyi bir şekilde birbiriyle karıştırılması gerekir. Ancak bu hem zor hem de pahalı bir işlemdir. Bu sorun İngiltere’deki St. Andrews Üniversitesi’nden Peter Bruce ve Kuthanapillil Shaju tarafından çözümlendi. Bilim adamları malzemeleri eritip, jöle oluşturacak şekilde yavaş yavaş ısıttı. Daha sonra yüksek sıcaklıkta fırınladı. (Advanced Materials, vol 18, p 2330). Hazırlayan: Reyhan Oksay CBT 1018/19 22 Eylül 2006