Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ÜNİVERSİTE İÜ DETAE’de 4 yeni laboratuvar açıldı İstanbul Üniversitesi Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü’nde 4 yeni laboratuvar daha açıldı. Enstitü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Kaya şu bilgileri verdi: Bakteri, Hücre kültürü ve Transgenik laboratuvarları Biyolojik ve patolojik mekanizmaların çözümlenmesi için, moleküler biyoloji ve moleküler genetik araştırmalarında deneysel modeller oluşturmak temel bilim araştırmalarının olmazsa olmaz kurallarından biridir. Transgenik ve Knockout hayvan modellerinin oluşturulmasında Bakteri, Hücre kültürü ve trangenik Laboratuvarı üniversitemiz araştırmacılarına yeni ufuklar açacaktır. Bakteri, Hücre kültürü ve Transgenik laboratuvarları üniversitemiz araştırmacılarının yanında diğer üniversite ve sağlık bilim araştırıcılarına da klonlama, transgenik hayvan üretimi gibi servis hizmetlerini sunacak oldukça donanımlı ve çok amaçlı laboratuvarlardır. Metabolizma ve diyabet araştırma ve uygulama laboratuvarı: Yeni kurulan bu laboratuar Amerika Birleşik Devletlerindeki Joslin Diyabet Merkezinde yapıldığı gibi, Cerrahi Anabilim dalları ile koordineli olarak çalışarak kadavradan elde edilen pankreas dokusunda, çeşitli izolasyon teknikler kullanılması ile adacık hücreleri elde edilecek ve saflaştırılacaktır. Takiben, Radyoloji Anabilim dalı ile koordineli olarak çalışılarak karaciğere nakli sonrasında, karaciğerde yerleşmelerini müteakip orada insülin üretmeye başlamaları ve diyabetli bireyin insülin ihtiyacının ortadan kalkmasını temin etmeye çalışılacaktır. Zaman zaman değerlendirmeleri yapılarak insülin üretim kapasitesi düştüğünde yeniden aynı işlemlerin yapılması ile insülin uygulamasına gerek kalmadan diyabetli bireyin yaşam kalitesinin arttırılması ve komplikasyonların önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Bu birim, ülkemizin bu alanda çalışan çeşitli üniversitelerinin ilgili ve yetkili kişileri ile irtibat halinde olup, çalışmalarını büyük bir ekip ruhu ile sürdürecektir. Deney Hayvanları Araştırma Ameliyathanesi: Deney Hayvanları Biyolojisi ve Biyomedikal Uygulama Teknikleri Anabilim Dalı’na ait Ameliyathanede, İstanbul Üniversitesi bilimsel araştırıcılarına, Sağlık Bilimleri Enstitüsünde yüksek lisans ve doktora eğitimini sürdürmekte olan öğrencilere, İstanbul ve dışındaki Üniversiteler ile Sağlık Bakanlığına bağlı eğitim ve araştırma hastaneleri bünyesindeki araştırmacılara en uygun koşullarda deneysel çalışma ortamı sunulmaktadır. Araştırmacılara projeleri doğrultusunda gerekli altyapı, teknik donanım ve bilimsel desteğin geliştirilerek sürdürülmesi hedeflenmektedir. Moleküler Tüberküloz Epidemiyoloji laboratuvarları (TBC Post PCR Laboratuvarı, TBCDNA İzolasyon Laboratuvarı): Enstitümüz bünyesinde 2003 yılında kurulan Moleküler Tüberküloz Epidemiyoloji Laboratuvarı rutin amaçlı konvansiyonel hizmetler yanı sıra İstanbul’da üreyen tüberküloz suşlarının DNA parmak izlerini saptayarak İstanbul’da tüberküloz bulaş dinamiklerini ortaya koymaktadır. Laboratuvarımız İstanbul’da endemik olarak bulunan tüberküloz alttürlerinin yayılmasını izlediği gibi, dışarıdan bir şekilde yeni gelen, allopatrik (bu bölge popülasyonuna özgün olmayan) bakteri ailelerinin varlığını saptamak ve alınması gereken spesifik önlemleri belirlemek ve kontrol programının yeni beliren ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden şekillendirilmesini sağlamak amacını taşımaktadır. Bir Ulusal Stratejik Tehdit Unsuru Utku Oğuz, Uluslararası Stratejik İş Yönetimi Uzmanı utku@steril.com CBT 1005/7 23 Haziran 2006 edense ULUSAL GÜVELİK denince akla hep ilk planda gelen sınır güvenliği, terörizm, savaşlar...vs. gibi konular olur. Ya ilaçtıbbi malzeme konularında giderek artan dışa bağımlılık konusu nasıl değerlendirilmeli? Geçtiğimiz yıl içerisinde AVENTİSSANOFİ birleşmesinden bir süre önce Sanofi'ye talip olan İsviçreli firmalara (üstelik bir kısmı etnik olarak Fransızlarla akraba ve onlarla aynı dili konuşan bir ülke olmasına rağmen) Fransız Devleti resmen "YABANCI" muamelesi yapmıştı. Fransız ekonomi bakanı "Fransız HüKİMSE ENDİŞE DUYMUYOR kümeti "STRATEJİK" olarak değerlenJaponya, Güney Kodirdiği alanlarda faaliyet re, Hindistan gibi ülgösteren büyük Fransız Tıp (İlaç ve Tıbbi kelerden çıkan ve buşirketlerinin yabancılaMalzeme) Endüstrisinde gün "dünya devi" diye rın ele geçirmesine asla giderek artan dışa adlandırılan firmalar izin vermeyecektir..." hep arkalarına devleti şeklinde bir demeç verbağımlılık... alarak, ancak kendilemişti. Ülkemiz tıp endüstrisinde rine aktarılan kaynakÜlkemiz ise 1980'lerin yerli üretimi teşvik etmeları son derece akıllıca ortalarından beri pazarkullanarak bu oluşumlarını, büyük sermaye ve mesinin bedelini her gün ları yaratmışlardır. Zateknoloji havuzlarına saçığ gibi artan cari açık ve ten bizim tarihimize de hip çokuluslu güçlere dabakıldığında bir Şişe ha da açtı. Türkiye’nin işsizlik şeklinde ödüyor. Cam gibi şirketler de ulusal kaynaklarının Ordumuz bile ameliyat böyle doğmamış mıdır? bunlarla rekabet etmesi ipliklerini Amerika’dan Ancak şu anda görümümkün olamazdı. Sonen odur ki, ne T.C nuçta çokuluslu ilaç firaldıktan sonra.. Sağlık Bakanlığı ne de maları ciro olarak ağırdevletin diğer organlarında tıp sektörünlıklarını giderek daha da tırmandırdı. de dışa bağımlılığın giderek artması konusunda kimselerin "çok ciddi düzeyde STRATEJİK ANA HATA endişe taşınmakta" oldukları izlenimi Türkiye'nin buradaki ana hatası, pazaruyanmıyor. Kaldı ki bunu da ülkemizde larını dış güçlere açmadan önce, yıllara ne Sağlık Bakanlığı, ne de başka kurumyayılmış olarak bu sahada yeterli ARGE ların TÜRKİYE'DE ÜRETİLEN ÜRÜNteşviklerini yerli tıp sanayiine ve onun arLERİN kullanımını ciddi biçimde teşvik kasında durması gereken üniversitelere etmek için sağlık kurumları ile beraber vermemiş olmasıdır. Eğer bu zamanında özel bir çalışma yaptığına bugüne kadar yapılabilseydi, aynen bugün Güney Kopek tanık olmadık. re'de veya Çin'de olduğu gibi, ilaç hamTürkiye, tıp endüstrisinde yerli üretimi maddesi ve tıbbi malzeme gibi konularda teşvik etmemesinin bedelini her gün çığ Türkiye gereksinimlerinin büyük çoğungibi artan cari açık ve işsizlik şeklinde luğunu yerli üreticilerden karşılayacaktı. ödemektedir. Kritik ilaç ve tıbbi malzeTürkiye'nin bundan sonra sadece tıp melerin bir savaş anında nereden ve nasıl sanayiinde değil, bütün alanlarda dışa basağlanacağının çok iyi düşünülmesi gereğımlılığını azaltması için eğitim sistemini kir. Türkiye'de Alman Sağlık Bakanlığınbaştan aşağı yeniden düzenlemesi gerektidan tam onaylı ve Avrupa'ya ihracat yaği ortadadır. Ancak böylesi bir reformun pan Türk firmaları olduğu halde, bugün sonuç vermesi bile on yıllar alacaktır. Pemaalesef ordumuz bile sentetik absorbe ki şimdi ne yapılabilir? olabilen ameliyat ipliklerini yıllardır Herşeyden önce tıp sektörünün nereAmerikan firmalarından tedarik etmekdeyse ulusal bağımsızlıkla doğrudan ilişkitedir... Eğer ordumuzda bile yerli tıp enli bir sektör olduğu bilinci, devlete, ünidüstrisinin ürünlerini pozitif ayrımcılığa versitelere ve halka iyice yerleşmelidir. tabi tutma yaklaşımı henüz gelişememiş Öte yandan bu sektörde devletin hangi ise, bu durumda acaba sivillerden çok mu alanlarda gelişimi teşvik etmek istediği şey bekliyoruz dersiniz? tanımlanmalı ve öncelik alanı tanımla N maları yapılırken sektörün önde gelen meslek örgütleri, TÜBİTAKve üniversitelerin temsilcilerinden mutlaka görüş alınmalı; hatta bu grupların birlikte bu amaca yönelik olarak eşgüdümlü olarak periyodik toplantılar yapmaları sağlanmalı. Devletin ARGE amaçlı büyük kaynak aktarması gereken tıp endüstrisindeki ana araşatırma konuları seçildikten sonra, bu projeleri yürütecek öncü firma+üniversite "çiftleşmeleri" gerçekleştirilmeli ve konu sadece dışa bağımlılığın azaltılması anlamında değil, uluslararası alanlarda rekabet edebilir ihraç ürünleri geliştirebilme vizyonu ile de ele alınmalıdır.