09 Ocak 2025 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu cünü sınamak amacıyla, saygın tıp dergisi "The New England Journal of Medicine"da yer alan vakaların içinden teşhisi zor olanların anahtar semptomlarını Google’a girdi. Google 26 vakanın içinden 15’ini doğru teşhis etti. Avustralya’da Brisbane’de bulunan Prenses Alexandra Hastanesi’nden Hangwi Tang ve Jennifer Hwee Kwoon Ng, Google’ın profesyoneller için büyük yarar sağlayabileceğini bu deney ile ortaya çıkarttı (BMJ, DOI: 10.1136/bmj.39003.6405667.AE). Davis’teki Kaliforniya Üniversitesi’nden Peter Yellowlees, "Bu pilot çalışma doktorlar için çok büyük önem taşıyor" diyor. TanolTurkoğlu@Gmail.com Medyanın bu konudaki kendi cehaleti sona erdiğinde, artık konu kabak tadı vermeye başlayacak. Internetin global porno dünyası olma özelliği de tavanarasına kalkacak –satanist internetin yanına. Çözüm: Çocuğunuza “Kaliteli” Zaman Ayırın! Internetin halka inişinin ilk gününden beri pornografik içerikli siteler, bunlarla mücadele ve çocukları bunlardan koruma ile ilgili sorunlar da dijital kültürde yerini almış durumda. Ancak nedense ülkemizde bu konu medyanın ilgisini ancak çok yakın zamanda çekebildi. Çeker çekmez de medya tüm ordularıyla bu konu üzerine saldırdı. Bundan sonra ne olacağını, bundan önce olanlara bakarak tahmin etmeye çalışalım. Birkaç yıl önce, bir lise öğrencisi genç kız, köprüden atlayarak intihar etmişti. Medya konunun üzerine gitti ve interneti satanistlerin buluşma yeri şeklinde lanse ederek manşetlere öcü olarak yansıttı. Bir süre geçti, internet de unutuldu, satanistliği de. Şimdi de pornografi, özellikle de çocuk pornografisi konusu seçilmiş durumda. Görünen o ki medya birkaç hafta da bu konudaki cehaletini giderecek; sağı solu deşecek, oradan buradan bulup buluşturacağı bilgi kırıntılarını çok büyük gazetecilik olayıymış gibi kamuoyuna sunacak. Medyanın bu konudaki kendi cehaleti sona erdiğinde, artık konu kabak tadı vermeye başlayacak. Internetin global porno dünyası olma özelliği de tavanarasına kalkacak – satanist internetin yanına. Oysa temelde yapılması gereken şeyler çok daha basit, çok daha kolay ve çok daha ucuz. Uzun araştırmalar yapıp da yalan yanlış bilgileri halka pompalamak yerine, çok temel bir konu üzerinde durmak ve bu o alanda pratik sonuç alacak faaliyetlerde bulunmak, bulunulmasına ön ayak olmak yeterli. Nedir bu basitçe, kolayca yapılacak şeyler? Bu işin temelinde, ebeveynlerin ve öğretmenlerin, yani çocuklara ve gençlere yön verme konusundaki iki temel kurum olan aile ile okulun ve bu kurumların bireylerinin bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Eğer anne baba olarak ya da öğretmen olarak ne tür bir problem ile karşı karşıya olduğunuzu bilmiyorsanız, onunla ilgili hiçbir çözüm üretemezsiniz. Ebeveynlerin, öğretmenlerin bilinçlendirilmesi özde belli bir eğitimden geçmeleri ama daha ziyade internet ile dijital kültür ile bir aşinalık yakalayacak kadar interneti kullanmalarını sağlamakla elde edilebilir. Şu an karşımızdaki sorun, kırk sene önce kıyı köylerimize gelip de "cıscıbıldak" (yani mayo ile) denize giren erkek ve kadınları gören köy ahalisinin içine düştüğü durumdan pek farklı değil. Umarım çözüm de köy ahalisinin kendi kaderine terk edilmişliğinin bir benzeri şeklinde gerçekleşmez –ebeveynler, öğretmenler bu konuda kendi başlarına bırakılmaz!Ancak görünen o ki gidişat bu yönde. İşin renkli kısmını gündeme getirip reytingi aldıktan sonra gerektiğinde dördüncü değil birinci güç olan medya, gerçeğin sıkıcı kısmını "başkalarının" sorumluluğunda görüp sahneden çekiliyor: Bilinçlendirmek mi? Birileri yapsın! Doğal olarak ticari anlamda var olan organizasyonlar ticari başarı (kâr) elde etmek için faaliyet gösterir. Medya kuruluşları da birer ticari kuruluş. Hatta bugün medya kuruluşu olup da başka bir işle uğraşmayan malsahibi sayısı bir iki istisna dışında yok gibi. Yani bu medya ileri gelenlerinin örneğin bilişim alanında da şirketleri var. Bu şirketler de ailenin, okulun bilinçlenmesi yönündeki "eğitim faaliyetlerini" birer ticari başarı haline dönüştürebilirler. Bunu bir ticari fırsat olarak değerlendirip, uzmanlar aracılığıyla konuyla ilgili etkinlikler, kitaplar, filmler, programlar vb üreterek. Öncelikle konuyu, çocukları internetten korumak türünde yanlış bir formüle indirgememek lazım. Nasıl ki çocuk küçüklüğünden itibaren steril bir ortamda yetiştirilmiyor, böylece vücud fizyolojik olarak virüslere karşı bir bağışıklık sistemi geliştiriyorsa, bu tür konularda da çocuğun zihninde bir bilinçlendirme sistemi geliştirmemiz gerekir. Bu süreç onunla açık iletişimi, konuşmayı, mantık silsilesi ile neyle karşı karşıya olduğunu anlamasını sağlamayı gerektirir ki, bu her şeyden önce çocuğa zaman ayırmak demektir. Çocuğunuza ne kadar "kaliteli zaman" ayırıyorsunuz? Derse oradan başlamak lazım. DUVARLARIN ÖTESİNİ GÖSTEREN SİSTEM Emniyet güçleri, duvarların arkasını görebilen dizüstü bilgisayarı boyutlarındaki bir cihazdan yararlanarak, gizlenmeye çalışan suçluların yerini eliyle koymuş gibi bulacak. Prism 200 System adı verilen sistem, merkezi İngiltere’de bulunan Cambridge Consultants tarafından geliştirildi. Duvarın öbür tarafındaki hareket eden nesneleri tespit etmek için radardan yararlanan sistem, hareketli nesnelerin üç boyutlu konumlarını ekranında görüntülüyor. Cihaz o denli hassas ki, soluk almakta olan bir insanı bile tespit edebiliyor. Etki menzili 20 metre. LAZER IŞIKLARIYLA FAY HATLARINI GÖRÜNTÜLEMEK Bundan böyle dağlardaki potansiyel tehlike taşıyan fay hatları üzerlerine ışık tutarak tespit edilebilecek. Dağ sıraları üzerindeki fay hatları ormanlar ve yüksek çalılıkların altında kaldığı için havadan görüntülemek zordur. Şimdi İngiltere’deki Leicester Üniversitesi’nden bilim adamları, havadan görüntü alan LIDAR adı verilen bir cihaz yardımıyla fay hatlarının kolayca haritalayabiliyor. Radara benzeyen LIDAR, mikro dalga yerine lazer ışınlarından yararlanıyor MOBİL İLETİŞİM VE MULTİMEDYA CİHAZLARINDA İTİCİ GÜÇ İNTERNET Mobil iletişim ve multimedya cihazları üreticisi Nokia, Amsterdam’da düzenlediği Nokia World etkinliğinde, mobil sektörün geleceğine ilişkin vizyonunu aktardı. Nokia CEO’su OlliPekka Kallasvuo, 2010 yılında dünya genelinde 4 milyar aboneye ulaşması beklenen mobil pazarda en önemli itici gücün internet olacağını belirtti. Kallasvuo, mobil sektördeki büyümenin, tahminlerden çok daha hızlı gerçekleştiğini ve 2007 yılında 3 milyar abone eşiğine ulaşılacağını açıkladı. Gelişmiş ve gelişmekte olan pazarlarda müzik, mobil TV ve navigasyon hizmetleri büyümede en önemli etken olacak. Özellikle gelişmekte olan pazarlarda giderek daha çok sayıda insan, ilk kez PC’den değil, cep telefonlarından internet’e bağlanmaya başladı. Nokia da, bu saptamaları yaptıktan sonra, bu yıl küresel değişim pazarının toplam pazar içindeki payının %65’e ulaşacağını, bu rakamın 2010 yılında %80’in üzerine çıkacağının tahmin edildiğini belirtti. Hazırlayan: Reyhan Oksay CBT 1029/19 8 Aralık 2006
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear