05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

UZAY ARAŞTIRMALARI Plüton yeniden gezegen olur mu? Uluslararası Gökbilim Birliği’nin (International Astronomical Union; IAU) gezegen tanımını Plüton’u dışarıda bırakacak şekilde yeniden düzenlemesini bazı astronomlar yeterince olgunlaşmamış bir karar olarak değerlendiriliyor. Şimdi Plüton’un yeniden eski statüsüne kavuşma olasılığı gündemde. ğı’nın keşfi ile yer teleskoplarının daha işlerinin bitmediği anlaşıldı. ASTRONOMİDE KAVRAM KARMAŞASI IAU Plüton’u gezegen statüsünden çıkartıp cüce gezegen sınıfına sokunca, bugüne dek gökcisimlerinin sınıflandırılmasıyla ilgili bilinen tüm tanımlar birbirine karıştı. Bazı astronomlara göre bütün bu kavram karmaşası tek bir sorundan kaynaklanıyor. Gezegen terimi eski Yunancadaki "planetes" sözcüğünden (Latince’de planeta) türetildikten sonra bir daha tanımlanmadı. Bu sözcük Yunancada basitçe "gezinen, dolaşan" anlamına geliyordu ve gökyüzünde geri plandaki yıldızlara göre hareket halinde olan yedi büyük gökcismini işaret ediyordu. Bunlar Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn, Güneş ve Ay’dı. Bu gezegenlerin klasik kültür üzerinde çok büyük etkisi oldu. 1543 yılında Nicolaus Copernicus, güneş merkezli yepyeni bir evreni tanımladığında astronomi dünyasında, yerli yerine oturduğu sanılan taşlar yerinden oynadı. Çünkü Dünya, evrenin merkezinde sabit bir şekilde duracağı yerde diğer gezegenler gibi Güneş’in çevresinde dönüyordu. O andan itibaren astronomlar Güneş’in yörüngesinde dönen gökcisimlerine gezegen, gezegenlerin yörüngesinde dönen gökcisimlerine de uydu adını verdiler. Eğer kozmik keşifler 1543 yılında sona erseydi, sorun yoktu. Ancak bu tarihten kısa bir süre sonra kuyrukluyıldızların da Güneş’in çevresinde döndüğü ve bunların sanıldığı gibi yerel atmosferik bir doğa olayı olmadığı ortaya çıktı. Kuyrukluyıldızlar, uzatılmış bir yörünge üzerindeki buzul yapıda cisimlerdir ve güneşe yaklaştıkça gazdan oluşan uzun kuyruklar salarlar. Bunların da gezegen sayılıp sayılmayacağı uzun süne tartışmaya açıldı. Geleneksel gezegenler bile tek bir kategori altında toplanamaz. Merkür, Venüs, Dünya ve Mars bir aile oluştururlar, çünkü bunlar görece olarak küçük ve kayalıktır. Bu arada Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün büyük, gazlıdır; birden çok uyduları vardır ve çevremlerinde halkaları bulunur. 1992’de Hawaii Üniversitesi’nden David C. U luslararası Gökbilim Birliği’nin (International Astronomical Union; IAU) aldığı son karar gereğince Bilindiği gibi Plüton artık gezegen sayılmıyor. Ne var ki Arizona, Flagstaff’daki Lowell Gözlemevi yöneticisi Bob Millis’in gözünde Plüto, hâlâ 9. gezegen. Lowell Gözlemevi’nin kurucusu Percival Lowell, matematiksel olarak Neptün’ün ilerisinde bir "X Gezegeni"nin varlığını tahmin etmişti. Bunu izleyen günlerde gözlemevinin genç astronomlarından Clyde Tombaugh 1930 yılında gezegeni keşfetmiş ve bu keşfin ardından Lowell Gözlemevi de bu yeni gezegene Romalıların Yeraltı Tanrısı’dan esinlenerek Plüton adını vermişti. Millis, IAU’nun 24 Ağustos 2006 tarihindeki toplantısında gezegen tanımını Plüton’u dışarıda bırakacak şekilde yeniden düzenlemesini yeterince olgunlaşmamış bir karar olarak değerlendiriyor. Şimdi Plüton’un yeniden eski statüsüne kavuşma olasılığı gündemde. ler ile "dinamisist"ler arasında devam ediyor. Gezegen bilimciler gezegenlerin bileşimi ve jeolojik süreci ile ilgilenirken, dinamisistler gezegenlerin yörüngesini ve kütlesini inceliyor. Millis, "IAU tanımının dışarıda bıraktığı gökcisimlerinin her biri ilginç, küçük dünyalardır" diyor. Fakat IAU tanımı, dinamisistlerin etkisinin daha baskın olduğunu gösteriyor. Bu son tanıma göre gezegenin civarında kendisiyle rekabet edecek başka cisimlerin bulunmaması o gezegenin kütleçekimsel gücünün bir kanıtıdır. Plüton’u kapsam dışı bırakan işte bu cümle oldu, çünkü Plüton’un yörüngesi Neptün’ün ötesinde, Kuiper Kuşağı ile kesişiyor. Bu tanım diğer yıldızların çevrelerinde dönen "gezegenleri" de gezegen sınıfına dahil etmiyor. Buna benzer yaklaşık 200 cisim keşfedildi, fakat en yakın yıldız bile o kadar uzak ki, bunların yörüngesinde dönen bir cismin yakınlığını tespit etmek çok zor, hatta olanaksız. PLÜTON’A HAKSIZLIK MI? Diğer astronomlar da bu yeni tanımın büyük bir hata olduğunu düşünüyor. Bu hata yalnızca Plüton için değil, diğer kayalık, buzlu ve gazlı gökcisimleri için de geçerli. IAU’nun normal olarak bir sonraki toplantısı 2009 yılında yapılması gerekirken, gelecek yıl gezegen tanımının yeniden masaya yatırılması için astronomlar toplanmanın yollarını arıyor. Bu toplantıda yeni gezegen tanımının, Plüton’u yeniden kapsayacak şekilde genişletileceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bu girişimin başını Tucson’daki Planetary Science Institution’dan Mark Sykes ve 2015’te Plüton’a varması planlanan New Horizons uzay aracı projesinin sorumlusu Alan Stern çekiyor. Bu terminoloji mücadelesi, kısmen astronominin alt dalları arasındaki görüş farklılıklarından kaynaklanıyor. Başka bir deyişle bu mücadele Millis ve Stern gibi gegezen bilimci PLÜTON’A İADEİ İTİBAR Bütün bu tartışmaları bazı astronomlar, domatesin meyve mi yoksa sebze mi olduğuna karar veremeyen bilim adamlarının tartışmasına benzetiyor. Ancak ortada temizlenmesi gereken bir onur var. Plüton’a statüsünün geri verilmesi bir bakıma ABD’nin uzay çalışmalarının saygınlığını yeniden kazanması anlamına geliyor. Plüton’un ABD’nin keşfettiği yegâne gezegen olması ve bu gezegenin statüsünün elinden alınmaya çalışılması, bazılarına göre AntiAmerikanizm’in tetiklediği suni bir gündem maddesi. Millis bu konudaki görüşlerini şöyle dile getiriyor: "20 yıl önce gezegenleri yeryüzünden izlemenin artık modasının geçtiği düşünülüyordu. Çünkü insansız uzay araçlarının ve Dünya’nın yörüngesine oturtulan teleskopların gezegenleri çok daha etkin bir şekilde inceleyeceği iddia ediliyordu. Kuiper Kuşa CBT 1026 / 16 17 Kasım 2006
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear