26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Doğa Yanardağlar da yaz tatiline çıkar Yanardağlann yılın herhangi bir döneminde değil, daha çok kasım ile mart ayları arasında piiskürdüğü bildiriliyor. Bunun nedeni Dünya'nın kabuğunun, anakaralar üzerinde biriken kar ve buzun yarattığı stresin altında kalması. Radyo dalgaları auraları güçlendiriyor Gökyüziine yayılan güçlii radyo dalgaları, çıplak gözle göriilebilecek ölçiide şiddetli auroralar yaratabiliyor. oğal auroralar (kuzey ve güney kutbu ışıkları), Dünya'nın manyetik alanının güneşten akan yüklü parçacıkları iyonosfere kanalize ettiği kutuplara yakın enlemlerde meydana gelir. Dünya'nın yüzeyinin 100 kilometre yukarısında, bu parçacıklar atmosferin atom ve molekülleri ile çarpışarak elektronlarının enerjisini yükseltir. Elektronlar ilk baştaki durumlarına ğeri dönerken ışık yayarlar. Sözgelimi oksijen molekülleri kırmızı renk çıkartırken, oksijen atomları yeşil, nitrojen mavi renk üretir. D ambridge Üniversitesi'nden David Pyle ve ekibi, Smithsonian Enstitüsü'nün 1700 ile 1999 yılları arasındaki 3 bin 200 yanardağ patlaması ile ilgili kayıtları inceledi. Sonuçta kuzey yanm kürede kış aylarında yaza göre yüzde 18 daha fazla patlama yaşandığı ortaya çıktı. Mevsimsel bağlantı And Dağları, Orta Amerika ve Kamçatka Yarımadasr'ndaki yanardağlarda daha belirgin. Pyle patlamalarla küresel su döngüsü arasında çok yakın bir ilişki oldu C ğuna dikkat çekiyor. Kuzey yanm küredeki kış aylarında anakaralar üzerindeki kar ve buzun ağırlığı, Dünya'da az da olsa deformasyonlara yol açar. Sonuçta kuzeydeki yerkabuğu aşağı doğru itildiği için güney yarım küresi çıkıntı yapar. Uydutabanlı altimetrelerden yararlanan diğer bilim adamları, bu deformasyonları ölçtüler. Bilim ekibi deformasyonun volkanik bölgelerde yerel stresin birikmesine yol açtığına ve patlamaları tetiklediğine inanıyor. Göllerdeki fosiller iklim degişikliginin kanıtı Kuzey yanm küredeki göller üzerinde yapılan çok kapsamlı bir araştırma bu gö'llerin son 150 yılda yaşanan ekolojik değişikliklerden bü'yük ölçiide etkilendiğini ortaya çıkarttı. Bilim adamları bunun sorumlusunun iklim değişikliği olduğuna inanıyor. anada, Ontario'daki Queen's University'den John Smol, Kuzey Kutbu'na yakın bölgelerde yer alan 45 gölden topladığı çöküntülerin içindeki fosilleşmiş mikroskobik organizmaları inceledi. İncelenen bölgeler Finlandiya'daki Laponya, Sibirya, Svalbard, kuzey Labrador ve kuzey Quebec'i kapsıyor. 1850 yılından önce oluşmuş çöküntüler farklı türlerin miktarında az miktarda değişiklik olduğunu gösterirken, bu tarihten sonra gö'llerin üçte ikisinde çok çarpıcı "rejim kaymaları" olduğu ortaya çıktı. Smol, buz özündeki oksijen izotop oranı gibi sıcaklık göstergelerinin ısınmanın yakla K şık aynı dönemde başladığını gösterdiğini söylüyor (Proceedings of the National Academy of Sciences, DOI: 10.1073/pnas.0500245102). Daha ayrıntılı bulgular da ısınma ile örtüşüyor: En büyük ekolojik dönüşüm en fazla ısınan göllerde görülüyor. Ayrıca ısınma olgusundan en fazla yararlanan türlerin buzdan uzak durmayı tercih eden organizmalar olduğu anlaşılıyor. Smol bu konuda şöyle konuşuyor: "Kuzey Quebec ve Labrador gibi bazı bölgelerde hiçbir değişiklik görmedik. Çünkü bu bölgelerde ısınma çok düşüktü. Bu da iklimin, değişiklikleri tetiklediğine ilişkin çok güçlü bir kanıt." 949/2 28 Mayıs 2005
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear