Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
PolitikBilim Kısa Haberler AykutGöker G. Kore'nin Bilim ve Teknoloji Politikası ,, Türkiye ile diğer ülkeler arasmdaki gelişmişlil(' karşılaştırmalarında, 1950'lerde geride iken, yaptığı sanayileşme atılımı ile Türkiye'nin epeyce önüne geçen bir ülke olarak, G. Kore'nin adı sıkça geçer, 0nun İçin, yarınlarını güvence altına almak isteyen ülkelerde nanobilim / nanoteknoloji araştırmalarının giderek önem kazandığına işaret ettiğim bir önceki yazımda, konuya ilişkin örnekleri de G. Kore'den vermiştim. Bu vesileyle, G. Kore'nin izlediği bilim ve teknoloji politikasından biraz söz edeyim. Vereceğim bilgilerin kaynağı, bu (IIkenin Bilim ve Teknoloji Bakanlığı... 2025 Yılı için Vizyon ve Hedefler... G. Kore'nin, "Vizyon 2025" adıyla anılan, bilim ve teknoloji geliştirmeye yönelik uzun vâdeli plânında [1999], "2025 yılına kadar, bilim ve teknolojide dünyanın 7'nci gücü hâline gelinmesi" öngörülüyor... Plan, bu vizyonu erişilebilir kılmak için izlenmesi gereken yol haritasını ortaya koyuyor. Bu bağlamda, "Asya ve Pasifik bölgesinin ARGE merkezi olmak", 2015 yılında erişilecek ara hedef olarak belirlenmiş. Bilim ve teknolojide ulusal rönesans... Bugünkü G. Kore hükümetinin politika çizgisi, "bilim ve teknolojide ulusal Rönesans'ın gerçekleştirilmesi" ve böylece, "bilim ve teknolojiyi temel alan bir toplumun yaratılması" şeklinde tanımlanıyor. "Bilim ve teknolojide yaratıcı yenilikçilik toplumsal, kültürel ve ekonomik gelişmenin ve bu gelişmeyi sürdürebilmenin motor gücü" olarak görülüyor; amaç, bu gücü yaratabilmek. G. Kore'nin bu amaç etrafında şekillenen bilim ve teknoloji politikası, ana başlıklarıyla şöyle: Ekonomik Büyümenin Motoru Olacak Yeni Teknolojilere Yönelik Ulusal ARGE Projelerinin Teşviki: Cumhurbaşkanına bağlı Ulusal Bilim ve Teknoloji Konseyi'nin eşgüdümünde, 80 kadar kilit teknolojinin geliştirilmesi yoluyla, ekonomik büyümede etkin olacak yeni sanayi dallarının teşviki öngörülüyor. Sayısal TV ve yayın cihazları, sayısal ekran, akıllı robotlar, geleceğin otomobilleri, gelecek nesil yarı iletkenler, gelecek nesil mobil iletişim, akıllı ev şebekeleri, sayısal içerik ve yaıılım çözümleri, gelecek nesil bataryalar ve biyomedikal organların üretimine yönelik sanayiler teşvik edileceklerin başında geliyor. Bu konuda, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı'nca, • 80 kadar kilit teknolojinin seçilerek geliştirilmesini; • Ulusal ARGE kaynaklarının, daha çok, seçilen kilit teknolojilere yöneltilmesini; ve • Araştırma yönetimini iyileştirerek, sağlanacak faydanın en üst düzeye çıkarılmasını hedef alan bir strateji izleniyor. Bu strateji çerçevesinde, ulusal inovasyon sisteminin etkinliğinin arttırılması ve bu bağlamda, • Dünyadaki ARGE ağlarından azami faydanın sağlanması; • Bölgesel inovasyon sistemlerinin geliştirilmesi; • Sanayi, üniversiteler, araştırma enstitüleri ve devlet kuruluşları arasında yeni araştırma ortaklıkları kurulması öngörülüyor. Yine bu strateji çerçevesinde, yaratıcı ve yetkin insan gücü kaynaklarının geliştirilmesi için, • Teknolojik inovasyonda önderlik yapacak kadroların geliştirilmesi; • Bölgesel araştırmalarda yararlanılabilecek insan gücü kaynaklarının geliştirilmesi; • Temel bilimleri ve inovasyon kapasitesini geliştirmenin teşviki öngörülen hususlar arasında yer alıyor. Yaratıcı ve Yetkin Araştırmacı Talebinin Karşılanması: Yeni teknoloji geliştirilmesi için ihtiyaç duyulacak ek araştırmacı sayısının 10 bin dolayında olacağı tahmin ediliyor. Bu ihtiyacın hazırlanacak "master" planlar çerçevesinde karşılanması öngörülüyor. Yükseköğretim sisteminde bu talebi karşılamaya yönelik uyarlamalar söz konusu. Ortaöğretimde bilim eğitimin güçlendirilmesi; okullarda laboratuvar ve eğitim malzemelerinin sürekli olarak güncellenmesinin sağlanması; ve bu laboratuvarlar için öğretmen yetiştirilmesi gibi, alınması öngörülen başka pek çok önlem var. G. Kore'nin bilim ve teknoloji politikasındaki ilgi çekici noktaları özetlemeye devam edeceğim; iki hafta sonra buluşmak dileğiyle... Empatinin beyindeki etki alanları mpati duygusunun çoğunlukla insanlara özgü bir özellik olduğu düşünülür. Bunun karnıaşık bir muhakeme ve soyut düşüncenin ürünü olduğu yönünde bir görüş yaygındır. Ancak empatinin son derece basit bir düşünce siirecinın sonucu ortaya çıkma olasılığmı da goz ardı edemeyiz. Dolayısıyla başta maymuıı olmak üzere diğer hayvanların da karşısındakinin duygularını anlayıp paylaşabıleceğmi düşünebiliriz. Hollanda, Groningen Ûniversitesi'nden Christian Keysers ve meslektaşları son günlerde gerçekleştırdıkleri bir araştırmadan bu sonucu çıkarttılar. Deneklerin beyinlerinin manyetik rezonans görüntüleme tekniği ile tarandığı deneyde denekler, ayakları birbirine değer durumdayken başkalarına dokunduklarını gösteren video görüntüleri izlediler. Sonuç şaşırtıcıydı. Beynin "Somatosensory korteks" denilen ve yalnızca fıziksel dokunuşlarda faal duruma geçen bölümünün, video goruntuler karşısında güçlü bir şekilde tetiklendiğini tespit ettiler. Bu da empatinin beyinde yalnızca spesifik bir bölgeyi faaliyete geçirmediği anlamına geliyor. Kısaca beyin basit olarak, gördüklerini, ay E nı durumda kendisinin olması durumunda neler hissedecekse ona dönüştürüyor. "Empati soyut bir yetenek değıl" dıyerek bulguları açıklayan Keysers, "Bu. başkasını yerıne geçmek gibi bir şey. Böylece o kişinin ne hissettiğini anlıyorsunuz" diyor. Başka çalışmalardan da benzer sonuçlar alındı. Sözgelimı duygusal yüzler duygusal bölgeleri faal duruma getirıyor. Bu durumda beynin gördüklerimiz ile ilgili yalnızca görme duyusunu tetiklemediği, diğer duyusal bölümleri de faal duruma getirerek izlediklerimiz ile ilgili dört başı mamur bir "duyu" bütünlüğü oluşturduğu anlaşılıyor. Bu da, başkalarının ne hissettiği ile ilgili karmdşık kuramlar üretmeye gerek kalmadan, o insanlara karşı empati besleyebileceğimiz anlamına geliyor. Fobilere korkutma terapisi însanlan korkularından kurtarmanın bir yolu I da, korkularını yoğun bir şekilde yaşamalarıM. na yol açacak ilaçlarla tedavi etmek. Böylece korktuğu nesne veya durumla yoğun bir şekilde karşı karşıya kalan kişi fobisinden arınabilir. Fsikologlar, anksiyete hastalıklarını çoğunlukla davranışsal terapi ile tedavi ederler. Bu terapide hasta korkutuğu nesne veya durum ile kısa bir süre karşı karşıya bırakılır ve korkular azaldıkça nesne veya durumun süresi uzatılır. Terapiden önce, bazı durumlarda, sakinleştirici ilaçlar verilerek hastanın korkuları hafîfletilir. Bu yöntem bugüne dek yarar sağladı. ancak panik atak gibi anksiyete hastalıklarınm tedavisi ortalama 16 hafta siirer. Boston Ûniversitesi'nden Anksiyete merkezi'nden Todd Farchione, bu sürenin pratik olarak tedaviye engel olduğunu belirterek, pek çok hastanın maddi olanaksızlıklar nedeniyle sık sık terapi göremediğine ve bu nedenle tedaviyi hızlandırmanın önemine dikkat çekiyor. Los Angeles'teki Kaliforniya Ûniversitesi'nden Mark Barad, bu soruna çözüm olarak yeni bir yöntem geliştirdi. Barad'ın ekibi uzun sü894/6 8 Mayıs 2004 htlpyAmw.lnovasyon.org redir fareleri özel bir ses ile elektrik şoku arasında ilişki kurmak uzere eğitiyor. Ekibin amacı, bu ikisi arasmdaki ilişkiyi kırmak için neler yapılması gerektiğini ortaya çıkartmak. Geçen yıl, araştırma ekibi sürekli olarak sese maruz bırakılan farelerin korkularından kurtulmalarının 20 dakika aldığını tespit ettı. Oysa iki dakika ses dinletildekten sonra 10 dakıkalık sessizliğin hüküm sürdüğü deneylerde fareler hep korku içinde yaşıyordu. Şimdi Barad ilaçları inceliyor. Barad'ın ekibi farelere ya anksiyete giderici bir ilaç olan "propranolol" veya Batı Afrika'da yetişen bir ağacın kabuğundan elde edilen ve hastada şiddetli korku duygusu uyandıran "Yohimbine" veriyor. Ekip, şimdi obsesifkompulsif hastalıklar ve fobileri sürekli korku duyulan nesneye maruz kalma yöntemi ve yohimbine ile tedavi etmeyi planlıyor. Farchione, bazı kliniklerde hastaların korkularını yenmeleri için çok yoğun bir şekilde korkularıyla başbaşa bırakıldıklarını söylüyor. Kaynak: New Scientist, 10 Nisan 2004