05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

TartışmaEditöre Mektup Günümüzde bilimsel ve geleneksel tedavi Alternatif tıp ile konvansiyonel tıp arasındaki arasında tartışmalar hem dünyada hem de ülkemizde sürüyor. Birisi çıkıyor kansere ilaç buldum diyor, bir diğeri tansiyon hastalığını, bir diğeri de bazı otların ve köklerin ağrılara iyi geldiğini söylüyor. Diyabet hastalığını iyileştirenler bile oluyor. Halkımız da bilgisiz ve çaresiz bunlara kanıyor ve sonunda zarar görüyor. i n s a n psyche (ruh, soluk, dııI man)dan ile soma (beden) Jibarettir (1). Psikosomatik Medicine deyiminden, dar anlamda ilk defa 1818'de Heinroth bahsetmiş, daha soııraki yıllarda ise ruhsal alanın bedensel hastalıklara etkisi incelenmiştir. Hem bedensel (objektif) hem de ruhsal (sübjektif) hastalıklar anlayışı etkin olmuştur. Dar anlamda; mide ülseri, ekzema, kolitis, bazı tansiyon yükseklikleri ve benzeri diğer hastalıklar örnek verilmiştir. Daha geniş anlamda ise organik açıdan palolojik bulgunun saptanamadığı bedensel hastalıklar dikkate alınmıştır. Bıınlar korku, üzüntü, stres, heyecan gibi vegetatif bozukluklar veya fonksiyonel hastalıklardır. Sonuç olarak, ruhsal durunıun, duyguların bedene ve hastalık oluşumuna etkileri vardır. Günümüzde psikosomatik yorumla sotnatopsişik yorum birbirinden ayrılmaz bir bütündür. İnsan organiztnası son derece karışık bir sislemdir. Bugünkü bilgilerimiz sebep sonuç ilişkisiııe dayanmakta, neden ve niçinlerin cevabı kolay, kolay bulunamamaktadır. Kabul gören birçok bilgi: istatiksel rakamlara dayanmaktadır. Örneğin islatistiksel bilğiler kolesrol yüksekliğinin miyokart (kalp) enfarktüs olasılığını arttırdığını gösteriyor, ama her kolesterolü yüksek olan da bu hastalığa yakalanmıyor. rür. Yayımlanır. Sonra bu bilgileri doğrulayan birçok araştırma bir araya getirilir kitaplara geçer. Müspet hilimlerin yöııtemi özet olarak böyledir. TIP BİLİMİNİN YOLU TEK Allternatif tıp diye ortaya atılan tartışmalar ise bu esaslar doğrultusunda olmuyor. Alternatif, birinin yerine bir başka yolu kullanmak demektir. Tıp biliminin yolu tektir. Yerine bir başka şey konulamaz. Olsa olsa destekleyici tedavi denebilir. Tıp bilimcileri, bilimsel araştırmalardan geçmeyen hiçbir iddiayı bilimsel olarak kabul etmiyorlar. İddia edilen veya hipotez olarak öne sürülen şeyleri araştırmaya almak gerekir. Şu kökün suyu. şu yaprağın tozu şu hastalıklara iyi gelir demek bilimsel değildir, tıbben kabul görmez. Üstelik tavsiye edilen şeylerin içindeki etkin maddelerini bazıları bilinmektedir. Bilinmeyenler de vardır. Etkisi saptanmamış bilinmeyen şeyler rast gele hastalara kullanılamaz. Diğer taraftan alternatif tıp adı altında yapılan iddialar ise bazen iyileştirici veya en azından hastayı ralıatlatıcı sonuçlar verebiliyor. Örneğin ellerde olan siğil dediğimiz şeyleri "okuttum, yazdırdım şunu sürdüm, iyileşti diyen hastalar da oluyor. Bu ve benzeri şeylerin hasta üzerinde psikolojik etkisinin olduğu söylenebilir. İster istemez bir halk tababeti var. Zaten halk bunu uyguluyor. Ayrıca bu iddiaların bazıları da fizyolojik kurallara uygun düşüyor. Örneğin vücutta minimal düzeyde bir elektrik akımı var EKG, EEG, ,EMG bu akımları büyüterek ölçmek esasına dayanıyor. Vücuttaki bu akımları değiştirecek olaylar organizma üzerinde etkin olabilir. Organizmamızın bunlardan etkilenmediğini söyleyemeyiz. Bunları bugünkü bilgilerimize göre yeterince bilemiyor ve yorunılayamıyoruz. olan bir çalışma değildir. Yoksa veya az sayıda ise düşünülen çalışma başlatılır. Hipotez kurarken daha önce yapılmış çalışmaların eksik kalan yanlarından da yararlanılır. Genellikle makalelerin sonunda "Biz şunu yaptık, şu sonucu bulduk, ama şunları araştırmadık, araştırmaya açıktır" gibi bilğiler vardır. Bunlar da çalışma konusu olabilir. Sonra etik kuruldan geçer. Araştırma etik kurallara uygun olmalıdır. Örneğin hastaya zarar vermeme tırmalar yapılırken iç etkiler (invivo) tam olarak saptanamıyor. Günümüzde ileri teknolojiler kullanılmasına rağmen bir yerde neden bu böyle olurun cevabını tam olarak bulamıyoruz. llayvan deneyleri ise o hayvana özgü sonuçlar veriyor. Klinikte tanı, daha çok soma ağırlıklı araştırmalar ve yaklaşımlar yapılarak, fizik muayene ve laboratuvar bulgularına dayandırılarak konuyor. Hastanın psikolojik yönü çoğu kez göz ardı ediliyor. Nitekim gelişmiş ülkelerde bile, hekimlerin, hastalara az zaman ayırdığından, dertlerini anlamadıklarından şikâyetler olmakta. Şunu unutmamak gerekir. Kafasını düzeltemediğiniz hastanın örneğin midesini düzeltemezsiniz. Bu nedenlerle, tedavide her iki yönü. fazla abartmadan dikkate almak gerekir. HER ŞEY TAM BİLİNMİYOR kesin olan biv bilgi üeğil. 0 zaman kimler niçin yakalanıyor, hazırlayıcı başka faktörler var nıı? Varsa bunlar nelerdir gibi sorular akla geliyor. Bu konuda bilinenler elbette var. Ama insan organizmasının karmaşıklığı karşısında birçok olayın neden ve niçinleri tam olarak bilinmiyor. Vücut içinde (invivo) karşılıklı etkileşimler de söz konusu olduğu için araşTıp bilinıi, mak'iııatik gibi sonuçları YÖNTEM HER YERDE AYNI Tıp biliminde, dünyanın her yerinde geçerli olan yöntem aynıdır. Önce hipotez kurulur. Örneğin benim şunun, söyle etkileri olduğuna dair izlenimlerim var denir. Hipotez kurabilmek bilimsel düşünme gerektirir, bilgi gözlem ve deneyim ister. Sonra o konuda literatür araştırılır. Eğer literatürde yapılmış çalışma varsa bilinen bir şeydir. Bilinen bir çalışmanın tekrar yapılması literatüre katkısı lidir. Böylece deney veya uygulama başlar. Araştırma, bir hasta grubu (araştırma grubu da denir) bir de aynı şartları haiz kontrol grubu üzerinde yapılır. (Her iki grubun yaşı, cinsi, gerekirse sayısı aynı olmalıdır.) Hatta deneyin aynı şartlarda yapılmasını sağlamak için, kontrol grubuna etkin madde içermeyen, plasebo denilen aynı şekilde ilaç verilir. Paket, tablet. şurup gibi. Araştırıcı dahil hiçbir kimse kime ne verdiğini bilmez. Çıkan sonuçlar deney yapılanlarla, kontrol grubu arasında karşılaştırılır, istatistiki bilgilerle yorumlanır. Denir ki; hasta grubu deney ğrubu arasında bir fark görülmüyor veya şundan şu oranda bu ilaç faydalı olabilir. Çalışma önce bilimsel dergilerde yayımlanabilmesi için konuııun otoritesi olan yayın kurulu tarafından kabul gö RUH VE BEDENİN İYİ HALİ Psiko ve somamızı nelerin nasıl etkilediğini lam olarak bilemiyoruz.. Bir gün halsiz, bir gün iştahsız ve yorgun, bir başka gün hiç nedeni yokken dikkatsiz veya sinirli olabiliyoruz. Bunlar ruhsal yapımızın ortaya koyduğu davranışlar. Günümüzdeki tanıma göre; sağlık, ruhsal ve bedensel iyilik hali olması diye tarif ediliyor. Stresin insanın direncini kırdığı ve sağlığı ne kadar kötü etkilediği bilini 927/20 25 Aralık 2004
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear