29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

FizikFelsefe liliğin oteki kestırımlerı matematiksel açıdan destek gürdü^uiideıı ona ınandmcı gelebılırdı. Kara deliklcr ise nıatemaüğe ters düşmekteydi. Einstein'a göre Schwartzschild'in sonuçları "gerçek hir felaketti." antum dünyasında rastlantı sankı kaçımlmaz bir şeydı Nıtekım, kuantum kuramı gelişigüzel olayların atomdan kiiçük parçacıklar düzeyinde bir başıboşluk içiııde olduklarını ortaya koymaktadır. Her bir olayın etkıtepkı duzeyinde kestirilmesi olanaksızdır. Fizik uzmanları olsa olsa, çnk sayıda olayı kanıtlayan ya da kanıtlamayan, olasılıklan hesaplayabılirler. Einstein için istatistiksel olasılık kendine özgü bir garipliğin sonsuzluklarından bile daha az kabul edilebilir bir şeydi. Tek tek olaylarla ılgili bir kestirimde bulunmayı beceremeyen bir fızıkc,ı fizikten hiç nasibini almamış birivdi. Pi ğını soyluyurdu. Bohr da buna bir olasılıkla.'Tann'ya ne yapacağını s(iylemekten vazgeç," diye tepki göstermişti. Ama Einstein'ın estetık duygusu kuantum kuramına sırt çeviriyordu. Yenı kuşak bir yığın fizikçi ise kurama kucak açmaya lıazırdı. Einstein'ın ısrarlı karşı çıkışı sayesinde kuantum mekaniği 1920'lerde en coşkulu dönemini yaşayarak hızla gelişti. 1927de yapılan ünlü Solvay konferansları sırasında Einstein kuantum mekaniğinin en ateşlı havunucularından olan dostu Bohr'a kuramdaki akla yalkın karşıtlıkları su yüzüne çıkartmak amacıyla geliştirdiği düşünce deneyledaha da saçma göründüğünü ileri sürdü. Dalgaparçacık ıkılemıyle kuram Einstein'ın estetik duygusuna ters düşmekte, gelışıguzelliğiyle bilimsel gücünü yerle bir etmekteydı; genç fizikçiler arasında giderek ünlennıesi yaşlanmakta olan ikonda çok insanca bir tiksinmeye yol açmış olabilirdi. EN ÖZGÜR BULUŞU Geııel gnrelılık Emstem'm en gözde "özgür buluşu" idi. Buııuıı evrendeki Luııı nesnelerin davranışına bir açıklama getirebileceğinden emindi liu vüzden, bir bakıma gereksiz yere, denklemlerının başarısızlığa uğradıgı herhangi bir durumun gerçekte doğayı temsıl edemeyeceğini one hürüyordu. MIT fizikçısı Frank . Wilczek,"Einstein Schvvartzschild'in elde ettiği sonucun gerçekle hiç bir ilintisi olmadığını duşünüyordu," dıyor. VVilczek'e göre Einstein felsefi inançlarının garipliğiyle uzlaşmak için farklı bir bakış açısını benimsemck zorundaydı. Gelgelelim, görelilik konusuna en çok vakıf olan kışı Schvvartzschild'in sonuçlarına farklı bir bakış açısından yaklaşmayı becerememişti. Kara delik kdpanma yakalannuş, bir gozlemcı için genel görelilik yasaları yine geçerli olacaktır. Cerçekte, tüm fızik yasaları her zamanki gibi işliyor görüneceklerdir. Wılczek,"!ju anda kara bir deliğin içinde olabilır ve bunu bilemeyebiliriz,"diyor. Böylesi bir görüş Einstein'a göre kayda değer bir görüştür. Einstein,"Insanın başına gelebilecek en güzel şey gizemli olandır," diyordu. Ancak görüşlerı fıziksel düııyanın en çok dile duşmuş çelışkilerindcn birini,.ortaya koyduğunda, bundan sakınmayı yeğliyordu. Gizem ışığın doğasıyla ilintili olmaIıydı. Yüzyılın başlarında yapılan deneyler metal bir levha üzerine duşen ışığın, ışık ne denli parlak olursa olsun, hız ya da enerjisi her zaman aynı olan elektron yığınları oluşturduğunu ortaya koydu. ICınstein fotoelektrik etki adıyla bılınen hu dıırumıı sürekli dalgalar halinde aktığı bılınen ışığın aynı zamaııda farklı parçacıklar ya da kuantalar halinde de oratlığa saçılabileceği biçiminde açıklıyordu. Belli bir dalga boyutundaki ışığın her bir parçacık ya da kuantumunun aynı miktarda enerjı içerdiğine ve bu yüzden de aynı enerjiyle tek bir elektron gönderdiğine inanıyordu. Einstein bu görüşten yola çıkarak fotonu buldu ve yaşamı bo yunca bundan pişmanlık duydu. KUANTUMCULARDAN UZAK Wilczek,"Enihtein olağanustu bir dızı görüşüyle 19051915 yılları arasında fiziğe damgasını vurdu. Bu etkisini bir on yıl daha sürdürdü. Kendilerini bir şey sanan yeniyetmelerle çekişmek ontın konumundakı bir bilim insanı için pek de hoş olmazdı," diyor. Einstein bu görüşe katılır gibiydi. "Insan yeni şeyleri ancak gençliğinde bulur. Zamanla daha deneyimli, daha ünlü ve daha sessiz biri olup çıkar," diyordu. Yaşamının son yıllarında Einstein çalışmalannı kuantum tutkunlarından uzakta sürdürdü. Kütleçekim ve atomdan küçük parçacıklarla ilgili yasalara ulaşmak amacıyla genel görelilik matematiğinin izinden gitti. Bu birleştirilmiş kuramı huşluğu ya da kendiliğinden aşikar doğruluğundan fark edeceğini söylüyordu. Böylesi bir kuramın yakınına bile yaklaşamadı, ama birilerinin de bunu bulabileceğini asla düşünmedi. "Bu inancımı mantıklı temellere dayandırmam olanaksız. Tek tanığım serçe parmağımdaki ağrı," diyordu. Kimilerı onuıı haybeye harcadığı son çabalarmı da bir gaf olarak değerlendirebilir. Ne var ki, böylesi bir gaf başka fızikçilerin gıpta ettikleri türde bir gaftı. Her şeyi içeren kuram, doğanın tüm guçlerini bir araya toplayan, evrenbilimle kuantum kuramı arasında bir köprü kuran çok daha derinlikli gerçek bugün de fiziğin en önde gelen hedefı olmayı sürdürüyor. Einstein'ın sıradışı yaklaşımının peşınden giden olmadı. Gelgelelim, kendi deyişiyle en büyük yanılgısı saydığı lambdanın yazgısını çok geç olmadan dikkate almak son derece eğitıci olabilir. Evrensel sabit olarak da bilinen lambda son dönemlerde oldukça yaygınlık kazandı. Son onyılda uzaybilimciler giderek genişlemekte olan evrenin bu genişlemesinin aynı zamanda ivme kazandığını da ortaya koydular. Bu şaşırtıcı senaryo ancak genel göreliliğin, tıpkı boş uzayı kimliği belirlenmeyen bir güçle açıklayan evrensel sabit gibi, bir terim içermesi durumunda matematiksel açıdan kanıtlanabilir. Fred Goldhaber,"Evrensel sabitten yararlanmak artık çağdaş evrenbilimin saygın bir özelliği sayılıyor," diyor. Günün birinde Einstein'ın tüm yanlışları da aynı saygınlığı kazanabilir. Discover, Eylül 04 DALGA PARÇACIK İKİLİĞİ Dalgaparçacık ikiliği yeterince tedirgin ediciydi. Ancak Danimarkalı fizikçi Niels Bohr atomlardaki elektronların da aynı biçimde davranmaları gerektiğini ortaya koyunca Einstein kendisini daha da sıkıntıya koyan kavramsal bir sıçrama yaptı. Madde ve ışık arasındaki kuantum etkileşimlerini araştırdığı sırada Einstein atomlardan aynı anda yayılan fotonların ne zamanlama ne de yönlerini hesaplayabildiğini fark etti. Yayılımlar tümden gelişigüzeldi. Ku zik, olsa olsa, kestirimde bulunmaktı ve Einstein'ın tıpkı evren gibi durağan, düzenli ve ince ayrıntısına kadar bılinebilir olduğuna inandığı gerçeklikle kesinlikle bağdaşmayan bir şeydi. Görünüşe bakılırsa, Einstein için gizemli olan şeyler çözüm umudu içerdikleri sürece hoştular. "TANRIYI BIRAK" Einstein Tanrı'nın dünya konusunda kumar oynamayı seçebileceğine asla inanmadı rıyle meydan okudu. Bohr ilk başta güç durumda kalsa da, sonradan Einstein'ın eleştirilerıne bir biçimde yanıt getirmeyi başardı. 1930'lara gelindiğinde kuantum mekaniği doğruluğu kuşku götürmez bir kurama dönüştü. Günumüzde fızikçilerin büyük bir çoğunluğu atomdan küçük parçacıklar dünyasının bir bakıma bilinemez olduğuna inanıyor. Einstein zamanla gevşese de kuantum mekaniğinin gerçekliğine hiç bir zaman inanmadı ve kuramın başarı kazandıkça gözüne Türkçesi Rita Urgan 918/9 23 Eklm 2004
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear