05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

SOYLARI TUKENMIŞ HAYVANLARIN KALITIMI Bır zarnanlar Avrasya ve Kuzey Amerıka steplerinde dev suruler halmde otlayan step bızonları ( Bıson prıscus), yaklaşık olarak 13 000 yıl önce orta Avrupa'da tamamen tükenmişti. Bilim adamlan şımdi tek bir bizon kemığınden aynştırüacak "Osteocalcin" proteiru sayesmde, 55 000 yıllık bir bizon hakkrnda bügi edinmenin dışrnda, soyları tükenmiş turler hakkmda da yenı bılgüer oğrenebilecekler. Soyları rükenmiş hayvanların incelenmesmde paleoantropologlar, bugune dek daha çok kemık yapısından yararlaruyordu. Oysa proteınlerin analizi hayvanların kaütımını da açıklayacak. DNA, en fazla 100 bm yü ıçinde dagılıp yok olmasına karşın proteın yapüarı 10 mılyon yıl kadar dayanabılmekte. Ingiliz araştırmacı Chrıstina Nielsen'ın raporu "Geology" dergısınde yayımlandı. Komutlara yanıt veren harita Bazı insanlaı için haııta okumak zordur. Pennsylvania Üniversitesi'nden Alan MacEachren tarafından geliştiren interaktif harita, dudak ve el hareketierine göre işlediğinden buyuk kolaylık lar getiriyor. Aradıgınız bölgeye doğnı parmagınızı uzatügınızda o bölgeyı yakmlaştıran "cografı bilgi sistemi", sesli komutlara göre de hastane, mezarlık ya da sokakları gösterKullanıcı haritayı bılgisayar • ekranında izlerken kamera, mikrofon ve konuşmalan ve hareketleri tanıyabüen bır yazılım programıyla da çalıştınlmakta. Sistem, biraz "Azmlık Raporu" filminde Tom Cruıse tarafmdan el işaretleriyle çalıştırüan ekranı andırmakta. ' Sierpinski Sorunu'na çözüm Polonyalı matematıkçi Waclaw Sierpinski 1960 yılında, hiç beklenmedik bır biçimde, k* 2n+1 ifadesinde k'ye belli değerler verildiğinde, n yerine hangi doğal sayı konuısa kon sun, sonucun asla bır asal sayı olmayacağını ortaya koydu. K'ye verilen bu değerler Sierpinski sayıları olarak büinır. Tennessee Üniversıtesi matematikçilerinden Chris Caldwell bu sayılann var olmasıru gerektirecek belli bir neden olmadığını öne sürüyor ve,"Örneğin 3* 2n+l ifadesine göz atarsanız, sonuçta sürekli asal sayüarın çıktığını görürsünüz. Genellıkle de öyle olması gerektiğı düşünülür," diyor. Gelgeleüm, Sierpinski 78,557 sayısırun ve şimdi Sierpinski sayılan olarak bilinen sonsuz sayıda başkalarınm hep asal olmayan sayüar ürettigini kanıtladı. Dahası, Sierpinski'nin '' sunduğu kanıtın yapısı 78,557 sayısınm bu tür en küçük sayı olduğunu ortaya koyuyordu. Ancak hiç kimse bunun gerçekten de öyle olup olmadıgı konusunda emin değüdi. 78,557 sayısınm gerçekten de en küçük Sierpinski sayısı olup olmadığı Sierpinski Sorunu adıyla büıruyor. Matematikçüer 78,557 sayısından küçük 17 sayının Sierpinski sayısı olabileceğini düşünüyorlar. Yaklaşık 1000 gonüllüden oluşan bır ekıp bu listeyi daraltmak amacıyla kısa bir süre önce bügisayarlarının kullanılmayan işlem gücünü bu konuya adadı. Michıgan Üniversitesi bilgisayar mühendislerinden Ann Arbor ile Illinois Üniversitesi programcılanndan David Norris başkanlığındakı "On yedi ya da Çöküş" adlı ortak girişimde ekip her bır adayı sıstemü bir biçimde smamaya koyuldu. 27 Kasım ile 10 Aralık tarihleri arasında ekip adaylardan dördünün asal sayılar ürettigini, bund bağlı olarak da onlann Sierpinski sayılan olmadıklarını kanıtladı. Kalan 13 adayı da çökerteceğine inanan Norris art arda dört asal sayıya ulaşılmasını "temelde şansa" bağlıyor ve öteki adayların çürütülmesinın son on yüa damgasım vuracağına dikkat çekdyor. On Yedi ya da Çöküş ekibi bu erken başarıdan hoşnut olmakla birlıkte, matematikçilerin ekıbin sonunda utku ya da başarısızlığa ulaşmalanndan pek de etkilenmeyeceklerine inanılıyor. Caldvvell bunun kanıtlanmasıyla dunyada bir değişiklik olmayacagını dile getiriyor. Yine de, gönülluleı akın etmeyi sürdürüyor. Üye sayısınm şimdiden 1600'u geçmesi karşısında Helm bile şaşkınlıgını gizlemiyor ve insanların önemli bir şeyin parçası olmaya can attıklannı belirtiyor. ~T~ 150 üniversite ögrencısiyle bir test yapan Yeni Zelandalı araştırmacılar, kişinın alkol aldığını sanmasımn bile belleği etküediğini buldular Seema Assefi ve Maryanne Garry'nrn, "Psychologıcal Science" dergısındeki yayımlanan araştırma sonuçları bellegin, sosyal etkenlerden ve duygulardan önemli ölçüde etkilendiğini göstermekte. Bilim adamlan, bara goturdüklerı denek oğrencilerin bır bolumune toııik, diğerlerıne ise içinde votka oldugu soylenen bır kokteyl içirdiler. Birincı * grup içkinın alkolsüz oldugunu bılıyor du. Alkollü içkı ıçtigını sanan gruptaki öğrencıler bir müddet sonra gerçekten de çakırkeyif olmuş, dahası, hatırlama yetüerı bile değışmışu. Bellegin sadece verilen depolayan bir bügısayar olmadıgını vurgulayan büım adamlarına göre bilgüerin alındığı ortam ve sosyal ilışkiler bellek üzerinde önemli bır rol oynamakta. Bellek yalancı alkolden" bile etkileniyor Los Angeles Universitesi'nden Irvin Chen ve Kaliforniya Teknolojı Enstitüsu'nden (Pasado na) David Baltımore, belli başlı moleküllerin hucreye aşılanmasma izin veren genetik bir Hlvirusü geliştırdiler. Bu molekuller virüsün hücreye girmesini önlemekte Büım adamlan deneyleri sırasında sıRNAmolekülleriyle degiştirilmış HIviruslerini, Thücrelerine aşıladıktan sadece birkaç gün sonra Aids virusu hucrelerin yalnızca %20'sıne bulaşmıs, Diger hücrelerde virusun hücreye sızmasını sağlayan reseptör etkisiz kalmıştı. Genetik Hlvirüsü sayesınde yeni terapi turlerinin gelişrirümesinı uman bilim adamlan, tedavınrn hastalıgı tamamen ıyıleştırmeyecegini ama en azından gelişmesini önleyebilecegini bildirdiler. Aids'e karşı genetik Hlvirüsü Pigment, biyolojik saat ayarını kontrol ediyor ni fark edılen ağtabakası hucreleri, farelerde sadece "Melanopsin" pigmentlerine sahip olduklara zaman ışıga du yarh hale geliyor Ağtabakası tarafından gönderılen uyarılar boylece doğrudan doğruya canlıların biyolojik saatınden sorumlu beyın bolgesine ulaşmakta Son araştırmalarla ayrıca ağtabakası hücrelerının, beymde bilinçsiz olarak optik uyarüara reaksiyon gösteren bolgelere de mesaj gonderdiklerini ortaya çıkardı. Bu beyin bölgelerı, gozbebeklerini belli objeler üzerinde odaklandırmak yerine doğrudan doğruya ınsanın büincını etküenıekte. Mesela karanlık bir odada uykuya yol açarken, ışığın bütün gece açık kalması durumunda da uykuyu kaçınnakta. Bilim adamlan bugune değin Melanopsin'in ışığa karşı kunyasal reaksiyon gosterdığıni kanıtla yarnamışlardı. Fakat Melanopsin pigmentleri alınan farelerle yapüan deneyler, bunu önemli ölçüde kanıtlamakta: Fareler biyolojik saatlerini laboratuvar daki ışık farkhlıklanna göre ayarlayamamışlar Ağtabakasında Uçüntil bir reseptör türü: Melanopsln plgmentl Insan ve hayvandaki biyolojik saat ayarınm, agtabakadaki uzmanlaşmış hücrelerle kontrol edilmesinde, yenı keşfedüen pigmentın anahtar rol ustlendigi bildirüdı. Guneş, dunyamıza 24 saatlik bir ritün sunmasına ragmen insarun biyolojik saaü tamamen farklı ışlemekte. Araştırmalar bugüne değin biyolojik saatin gözdekı belli başlı hücreler tarafmdan gunduz saatine göre ayarlandığını düşünüyorlardı. Fakat geçtigrmiz yıl, gormeden sorumlu oldukları bilinen çubuklar ve kozalaklar dışında üçüncu bir fotoreseptör keşfedildi. Işığa duyarh bu reseptörler dogrudan dogruya beyne bağlı. Ancak ye 826/4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear