29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

ANKOS ÖSS ile yapılan umut ticareti ve bilim H araştırma "Cumhuriyet Bilim ve Tekrak"te ANKOS ıle ilgili yazınız için çok teşekkür ede riz. ANKOS amaçları, gerçekleştırdikleri ve gerçekleştırmek ıstedikleri çok iyi belirtilmiş yazmızda, Kutuphaneler ve Kutuphanecüık Gutenbergın matbaayı icadından sonra dünyadaki en buyuk devrimı yaşıyor. Tabıi bu internet ve özellikle web sa yesinde gerçekleştirmekte, kureselleşmenin getirdıgı kaçırulmaz bir durum, Ancak küreselleşme içinde yerel olarak bir varlık gosteremez ve gerekli anlımları, yenilikleri gerçekleştıremezseniz, geri kalıyoısunuz. Bizim de ANKOS ile yapmak istediğimiz bunu a ş mak ıdı. Turkiye'de Kutuphaneler ve Kutuphaneciler en çok ı h m a 1 odilenler kurumlar arasında. Aynı zam anda kütüphanelere aynlan ödenekler de çok yetersiz Kutuphanecüere bilgı toplumun gereksınım duydugu eleman olarak bakılrmyor. Amerikada unıversite kütüphaneleri nın büyiik yayınevlerinden abone olduklan basılı dergi aboneikleri bu yayınevlerınin tüm dergılerinin % 25'i civarında Bız de ise bu durum ortalama % 5 civarında, bizdekı en büyiik kutuphaneler bile ancak % 25'e varabiüyorlar. Konsorsıyumlardan en çok basüı dergı abonesi çok az olan kü çük üniversiteler yararlanıyorlar, örnegın Gazıantep, Süleyman Demirel Üniversitesı gibi Olması geıeken de bu idi. Bu durum aynı zamanda eskı köklü üniversitelerimiz için de geçerli. Örneğın bazı yayınevlerine hıç basılı dergı aboneligi olmayan Ankara Üniversitesı elektroruk ortamda en çok kullanan unıversite durumunda. Ülkemizde araştırmacı ve yayın sayısı artıyor, daha da artacak. Bu bağlamda araştırma cılara elektronık ortamda gereksinım duydukları her türlü bilgiyı ulaştırmak ANKOS olarak bizim ana hedefımiz. ANKOS olarak Portekiz, Ispanya, Italya, Yunanistan ve Türkiye'nin uye olduğu SELL'e (South European Lıbrary Link) katıldık Bu ülkelerin kütüphaneleri, egitım ve araştırma yapılarında benzerlikler olduğu için konsorsiyumların oluşturulmasında yayınevlerıne karşı bırlikte hareket edilmeyi amaçlıyor SELL. 2003 yılı SELL toplantısı 8 Hazıran 2003'te Kapadokyada gerçekleşecek. Bülent Karasözen ANKOS ve ODTU Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Baş. ındu dininde kutsal bir Jaggernaut arabası vardır. Her biri insan boyundan büyük 16 tekerlekli bu dev araba her yıl kutsal günde tapınaktaıı çıkarılıp kentte dolaştınlır. Muritler bu arabaya bınebilmek veya bir an olsun tutunabilmek için bırbirlerini ezerek yarışırlar. Araba arkasında ölü veya kolu bacagı kırık ınsanlar bırakarak yoluna gıder ve bir sonraM yıl tekrar gel mek üzere tapınağa döner. Işte her yıl Hazıran ayında ulkemızde de boyle bir Jaggernaut arabası yola çıkarı lır ÖSS adı verilen bu felaket arabası da tum tarallara maddi ve manevı yıkımdan başka birşey getirmeden, her yıl tekrarlanır: Aileleı dersanelere para yetistumek ıçın çırpınırlar, gençler ruhsal bunalımın eşiğinde gezinirler, liseler venneye çalıştıklan egitimin komediye donüstuğünu çaresizce seyrederler, üniversiteler ezberci ve ild satır Türkçe yazamayan bir ögrenci kitlesini karşüarında bulurlar. Yıne de bu sırıav sayesınde altın çaglarını yaşamakta olan dersaneler ellerini oğuştururlar. Ve bu dev sınav Orta Ögretim Başarı Puanı gibi adaletsiz ve kayırmacı yönlerini artık kimsenin değiştirmeye gücü yet mediği bir hantallık ve umursamazlıkla surup giderken, şımdılerde çok daha ciddı ve ka muoyunun gözünden kaçan bir toplumsal sorunun da kaynagı olmustur: Umul ticareti. Geçtıgımız yaz tercıhler yapıldıgı dö nemde komşumuz bir bayan bize gelip oğlu nun tercihlcrinde yaıdımcı olmamı ıstemıştı. Bu bayan şoyle dıyordu: "Bizim oğlaru tembel sanıyorduk, ama unıversiteyi kazanıp bizı şaşırttı. Çok mutluyum. Bize bu puana uygun bir yer bulun, neresi olursa olsun onun peşin den gidecegim, oralarda iş bulup oglumu okutacagım." Bana gösterdığı sonuç belge sindeki puana baktım: 123! Bugün, tüm Türkiye dahilinde en uzak üniversitenin en düşuk puanla gırüebüen fakulte bolumunun taban puanı 160 ın üstün1 dedır Sınava katılıp da 120 puan üstünde alan 650 bin öğrencıden sadece 164 bini fakultelere yerleştırümekte, 120160 arası puan alan yaklaşık 500 bin ögrenci (yani, 5 öğrenciden 4 tarıesı) tercih belgesıni boşuna doldurmaktadır. Hal böyle iken, 120 puan alan insanlara "üniversiteyi kazandınız," diye belge gondermek umut ticareti yapmak degüse nedir? Bu ıımutla ögrenciler dersane ka pılarına yıgılmakta, bu umutla aüeler dersanelere para yetiştirmektedirler. Dersaneleı bu 120 puan uygulamasından çok memnundurlaı, çunku gelen her veliye "merak etmeyın, çocugunuza üniversiteyi kazandmnz," derken 120 puan aldırmayı kastetmektedirleı. Ve bu komsu bayan gibi, 120160 arasındaki beşyüz bin genç postadan gelen o zarfla üniversiteyi kazandıgını sanıp umutlanmaktadır. amatörlüktür. Fakat, gerçekten dersanelere karşıysanız ışte size çare: YÖK ve ÖSYM umut tacirliğini bırakmaü ve 120 puan barajını gerçekçi bir duzeye yükseltmelidir, Bu 120 puan sınırını 130'a hatta 140'a yukseltırseniz, yuzbinlerce genci ve aileleı ım gelecekleri konusunda gerçekçı çözümler aramaya itersiniz; bu bile onlar için bir kazançtır, Artık, yerleşme olasılıgı sıfrr olan gençler bu yarışta fıgiıranlık yapmaktan, aüeler dersanelere para dökmekten kurtulurlar. Bu yolla artık dersaneler de aüelere kolaylıkla "çocugunuza 140 puan aldınrız," dıyemezler Standard olarak, her sınavda yerleşürilenlerin en fazla %20 kadarı bir yedek liste yeterli olur. (Burada sadece lısans programlannı konu ediyorum, önlisans egitimi apayrı sorunları olan bir konudur. Elbette diger amaçlar için 120 puan sının kullanılabilir) Ne yazık ki OSS sınavıyla ilgili bunca yıldır yapılan eleştiriler ve önerılen çozum yollan karşısında YÖK yetküileri bilimselükle bagdaşmayan bir tutum izlemektedirler, Eleştırenleri tümuyle aynı kefeye koymakta ve tümünü maksatlı ımiş gibi gosterıp sistemdeki aksaklıkları düzeltmekten kaçınmaktadırlar. Bir bilim adamı gözlem sonuçlarının ışığrnda, duney duzenmde gerekli degışıkükleri yapmıyorsa orada zaten bilim sellik kalmamış demektir. Prof. Bekir Karaoğlu Beykent Üniversitesı Geçtigımız yıllarda. Ortaögrehm Başarı Puanı konusundaki eleştırüere Sayın YÖK başkaru o zamanlar şöyle bir yanıt vermiştı: "Bız dersane başarısım degil okul başansını onemsiyoruz" Oysa, siz dünya uzerinde ornek sayılabilecek kadar mukemmel bir sınav yapıyorsunuz. Iki cümleyle bu sınavm kredismi dersanelere bırakmak en hafif deyımiyle Arda Denkel'e yıllık mektup Sevgılı Arda, geçen yıl bugunlerde, yani bızler ı teık edışının ilk yıldönümünde sana sagolsunlar Cumhuriyet Bilim Teknık'tekı degerbılır dostlar aracılıgı ile ilk mekrubu yazmış, dünyada ve Türkiye'de olan bıtenlerı kısa ca açıklamıştım. Yaşadıgım suıece, yani kavuşuncaya dek bu ışi surdurıneye çalısacağım. Ha! Unutmddan belırteyım; bıldıgın gıbı yakın bir geçrruste, (Nısan 2002'nın ilk günlerınde) ODTU'de ö^rencim oldugun yıllarda Mımarlık Fakültemızin Dekanı olan Abdullah(*) Hoca'yı da ugıırladık sizın oıaya... Bu mekrubu lutfen ona da oku olmaz nu? Gelelim yülık havadıse... Dunyada çirkmlıkler her alanda tırmanıyor, dogal felaketlerden mi başlasam, yoksa "İnsan insanın kurdudur" atasozunu, ma alesef haklı çıkaran, katlıamlaıdan mı söz etsem, giderek tum bunların temel nedenı olduguna inandıgım msancıl degerlerın, başta ahlak olmak uzere yok oluşuna hazm bir biçımde tanık oldugumu mıı anlatsam, bılemiyorum... Başta siz felsefecüer olmak üzere, yuregi insan sevgisi ile dolu bilim insanlanna, sayılan az da olsa ıçtenlıklı dın adarnlarına, neslı tukerımış dogru ve dürüst sıyaset ve devlet adamlarına kulak vermeyi hâlâ ögrenemedik Arda'cıgım! Bir başka "hazin" gerçegi daha aktarayım dilersen; tum kamuoyu yoklamaları en guvenilir kurum olarak Türk Sılahlı Kuvvetlen'nı, yani orduyu birınci sırada göstermekte. Yanlış anlaşılmasm, ordunun güvemüı olmasmdan (işlevınin içerde ve dısarda vatanın güvenlık ve egemenlıgını korumak ve kollamak" oldugu anımsandığında) hıçbır yurttaşın gocunacagını sanmıyorum. Ancak, gerçek anlamda demokrasiye kavuşmanm yolunun oncelikle toplumun sıvilleşmesinden geçtigıne de her Türk aydrnı gibi ben de inanıyorum. Hatta bunun böyle olduguna Tuık Ordusu'nun tüm mensuplarının da mandıgını duşünüyorum. Işte o nedenle gflven olgusunun, ülke yönetimınden sorumlu aynı zamanda yetkili! TBMM'ye yönelik gelişimi yerine, yani sivil erk'e dogru çogalacagma, çaresızlık içinde TSK'ye kaymasını demokratlkleşme baglamında hazın buluyorum. Ahlak gündemin ilk maddesinı oluşturduguna göre, halkı bu yönde egitmek, bir tur "toplumsal degerlere ve ahlaka salup çıkma savaşı" başlatmak için sizler gıbı felsefeci dostlara gereksinım de artıyor bence... Çok dogaldır ki, bu "geceden sabaha çözüm " olarak algılanamaz; bir kuşak sorunu gıbı görerek çok cıddı bir örgütlenme ışine girişmek gerek bence... Söylenecek çok şey var bu konuda; ama ben biraz da senı sevindirecek oluşumlardan söz etmek ıstıyorum. Felsefe alanında, ılenye dönük umutlar ıçeren olumlu gınşımlere, atılımlara tanıklık edıyoruz. Örnegin, "Liselerarası Felsefe Yanş maları" duzenleniyor, ve bir genç kızımız yakında Japonyadakı 'Dunya Felsete Yarışması'nda ukemızı temsıl edecek... Bunu sevındırici bir tohum olarak göıiiyorum... Geçen mektubumda da degindigim gıbı, rollerimizi degıştigımizden (yani senden felsefe söyleşilerimizde bir' şeyleı oğrenmeye çabaladıgımdan) bu yana, Felsefe ıle ılgım daha da yogunlaştı. Söz geliıni, o alandaki haberleıe, ıletılere daha duyarlı olmaya başladım. Yani iyi bir ögrenci olmaya çalışıyonım. Bu arada bir küçük ama anlaınlı habe rım daha var sana bu konuda; bizim felsefecilerımizin önerisi ile, 4 Hazıran tarüıı UNESCO tarafindan "Dunya Felsefe Günü" olarak kabul edümiş. Goruyorsun ya; çok degil, üçdört yıl önce dertleşügımız şu "felsefenin lise mufre datından kaldınlması, daha sonra ödun verilerek seçmeli ders olması" falan gıbı bagnazca davranışlai" çok ulmaya başladı. Yenı Müh Egitim Bakanımız Saym Metın Bostancıoglu'nun bu konuda olumlu çabalar içinde oldugunu gozluyoruz. Abdullah Hoca'mız sana daha fazla aynntı verecektir. O nedenle, ben izninle bu "yülık mekrubu" burada bıtiriyor ve ısıklar içinde uyumanı diliyorum Aıda'cıgım... 5ümer Cürel Istanbul, Mayıs 2002 (*) Değerh dostum, ağabeyım Prof. Dr. Abdullah Kuran, ODTU Mmarhk Fakültesı Dekanlığj'ndan (1969 1970 yıllan olsa gerek) aynlarak B.Ü. Kurucu Rektonı olaıak Islanhul'a goçmuş ve dkrsktorü olduğu Boğaziçı Unıversıtesi'nden emeklı olmuştur. 1 Nisan 2002'de vefat etmiştır. 794/11
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear