29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Kütüphaneler gerekli mi? Istanbul Üniversitesi'nde Seminer Kitaplıkları'mn kapatılması, aslında, kütüphaneler, akademisyenler, htap okuma gibi konulan gündeme getirdi. Seminer Kitaphklannm kapatılmasmın, hiç değinmediğimiz ve kapatılmasına haklı olarak karşı çıkanlann da değinmekten kaçmdığı çok temel bır yönü var: Kütüphaneler sahipsiz, kitap sahipsiz. Ünhrersite, öğretim üyelerinin genel eğilim olarak işlerini "kitapsız" sürdürebildikleri eğitimöğretimaraştırma ortamı durumundadır. Şu 16 Seminer Kitaplığımn kapüanna dikeceğimiz birer nöbetçi, kütüphaneleri bir ay boyunca kaç kişinin ve ne amaçla kuUandığımn bir çetelesini tutsaydı, acaba nasıl bir sonuçla karşılaşırdık? Hadı bakalım, itıraf edelim, büyük çoğunluğunun hiç kullanılmadığı veya kütüphanelerin belki de sadece toplantı amaçlı kullanıldığı anlaşılırdı. Bu konuda en şiddetli ve amansız eleştiriyi yapan Sayın Besim Şeref'in yazısmı okuduğunuzda da Seminer ve başka kitaphk ve kütüphanelerin elden çıkmasınm, zayıüamasının veya en azmdan geliştirilmeyerek ölü yerlere dönüştürülmesinin başlıca sorumlusunun, bizzat öğretim üyeleri olduğu ortaya çıkıyor. îç sayfalanmızdaki "Kitapsız Üniversiteler" yazısmda anlatılan bir olay herkesi çok güldüren ve o ölçüde de iç burkan bir özellik taşıyor. Besim Bey, getirtilmesinde katkısı olduğu anlaşüan bir çevre ve sağhk dergismin içine, okunup okunmadığmı anlamak ve dergiyi okuyacakları "odullendırmek" için 50 dolar koyuyor ve altı ay dergiyi açan olmuyor. Besim Bey'in yazısı, üniversitelerimizin kitap ve araştırma ile ilgili bir fotoğrafı niteliğinde mi, değil mi?. Aynı konuyu tartıştığımız Celal Şengör de Genel Jeoloji'deki benzer duruma dikkat çekti. Celal anlatıyor: "Arada sırada kutüphane sorumlusuna soruyorum, işler nasıl diye. Herzaman aldığım yanıt, 'işler kesat hocam, ne gelen varne giden', oluyor". Şimdi sorabiliriz: Örneğin Seminer Kitaphkları gereği gibi kullanılan gelişmiş bir üniversite ortammda olsaydı, kapatılabilirler miydi veya kapatılmaya cesaret edilebilir miydi? Acaba, üniversitelerde bölüm veya genel kütüphanelerin durmadan geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi için öğretim üyelerinden ciddi girişimler oldu mu? Kütüphanelerin, öğretim üyelerine yol gösterici olabilmesi için hiç bir girişimi oldu mu? Kütüphanelerin başmda bulunan yöneticilerin, "arşivîemek, sistem kurmak vb" dışmda, başka özelliklere de sahip olması gerektiği duşünülür mü? Celal Şengör, bıryıl bulunduğu Caltech'deki kutüphane başkanıile ilgili bir olay anlattı. Geçen yıl Harvard Üniversitesi, Caltech'in kutüphane başkanına göz dikmiş. Cilveleşmeye başlamışlar. Rektor veya Başkan, "Gitmesine izin veremeyiz" demiş ve adamı yennde tutmak için maaşmın arttınlması Yönetim Kurulu'nca hemen kabul edilmiş. Celal Şengör'e soruyorum, nedir adamın özelliği diye. "Bilgili, herşeye egemen, araştırmacılara sonuna kadar yardımcı. Yazdığım kitapla ilgili bir kaç kitap istedim, bana yayımlannuş ve konumla ilgili onlarca kitabı da getirdi. Ayrıca elinde bulunmayan, ancak benim yararlanabüeceğimi kestirdiği başka kitapları da getirtmek için harekete geçti" dedi. lyi bir kütüphaneci, araşürmacmm, bilim adamınm eli kolu, gözü kulağıdır aynı zamanda. Böyle bir adamı tabii ki Caltech Harvard'a kaptırmak istemez. Bu tutum, kutüphane ve hizmetlerinin ciddi her üniversitenin can damarlarından biri olduğunu çok iyi göstermektedir. Kalite nasıl yükseltilecek ünversitelerimizde? Tabii ki öğretim üyesinin kalitesinin, üniversitenin ve öğrencilerin öğretim üyelerinden beklentilerinin en yüksek noktaya çıkmasıyla, öncelikle... Üniversiteyi üniversite yapacak olan, öğretim üyesini üretim ve kalite açısmdan sureklı zorlayıcı sistemlerdir. Bu nasıl olacak? Gelecek cumartesiye kadar, umutla ve sağlıkla... Doğal evrimin gelişmesi oarlak bır yaratıcıkla tasyon ve ayıklanmanm dogdl rnotıfını ızler MdxPldnck kurumlarının başkanı Hubert Markl da yaşam mecazının kaıanlık parütısını benzer bır bıçımde tanf edıyor Markl, ük olarak bılıme lann ınancını yenıden kazandıraıak ger çek tehlıkenın genetıgın ojenık potansıyelıyle degıl de Katolık uyancılar basmakalıp duşuncelere sahıp entelektuel ve beklentıleıe yanıt vermeyerı dıger gruplardan kaynaklandıgı ızlenımının yaratı labılecegını duşunuyor Evrım, bılımde her şeyın dogıu gıtmesım sağlayan gorunmez bır eldır Maıld'a goro "dogal evrımın çogun lukla açıklayıcı gelışmelen" la kulturel evıım de burıddrı doöjnuştuı paılak bıı ydidtıcılıkla bırlıkte devnmsel değışımleı ve ayıklaıı maya dayalı Darvın ılkesınc gore tferleı Markl aslındd Konrad Lorenz ve Aznold Gehlen ııı dıujurı celermı hdimanlayaıak, ryı nıyetlı bır doğa tdrıhının, enstrumarüan hazır tuttugunu ve bunlann yatdımıyla da teknık ve kulturel oldrak evrırne uyum sagldrnamız gerektıgıra vurgulamaya çalışıyoı Ayıu şey etık standaıtlaıımız ıçın de geçerlı Buna gore ınsanlık onuru, hayatta kalma çabasıyla ulaşüan heı yem dogal evı ıme uyum saglayan kultuıel bıı yukterı bd.şka bır şey degıldır Humanıst tutukluklar kolayca atlatüabüu, aııcak burıldr o ankı evrırn koşullanna uy mayan kavrarnlar ve ozgurluk olarak bıçımlendıklerınde Markl'ın doğa tarı hı yeıeklılıgme dayanan goruşu şu şe kılde anlaşılabüır Genetık sayesınde kultur devnmımızın, dogal devrımı oy le veya boyle yol alabılmıştır Doğal devrırnın genetıkle uzmanlaşan kultuı devrımı uzeıındekı etkısı dogrudan dogruya kendısını hedef alır Bu açı dan bakıldıgında dogal devrım msan laıdan onların gelışmeleı ıne oldnak veren bır araç gehştırmıştır VVılsorı gıbı Markl dd hdyatbılımlermı dogal devrımın uzman bu aidcı okrdk gormekte Klasık beşen bılımlerde hangı laşkırtmaların geçerlı olduğu felsefı mecazlarla gozumuzun Dnurıe getııebılmek ıçın, ınsdnlığı fırtınada batmaması ıçın uygurı akvıyelerle sağlamlaştuılması gereken bır gemıye benzetebılırız 3eşerı bılımcıler sureklı pusulaya bahp hangı yapı planlarının ve ıangı malzcmelerın uyyurı oldugunu bulmaya çalışırlarken dııım )ilımcıler olaya daha farklı yaklaşırlaı Onldr ıçın onemlı olan ekıp legıl mdlzerrıenın kullanım bıçımıdır kı bu da zaten yapı planını on:eden belırleyebüır Bıyologlara gore gemı, hantalanrıda kurtancı /olları onceden belırlenmış olan bır doga tarıhının akıntısında ,aızeı Ama tum bu aldatıcı sonuçlardan kuşkulanmamak elde değıl leı ne kddar başan kazanmış bıyolojıde şupheleı daha ender raşansa sonuçta ardştırmalar metodık kuşkularla yurumekte Jıyolojı araştırmacılan bazen de doğanın ınsana sınırlar koyan ve cararlarını kısıtlayan bır engel olmadıgını soyieyerek, bıyotekıolojık gelışmelerle ınsandakı dogal sınırlan çozduklenru ıkna etneye çalışırlar Fakat ne çare kı bu saptamalarla bılımde sonsuz bır juven oluşmamakta Çunku gelışmelere baglı olarak yenı büınnezler ve dahası kavramlanmızın netıcelerıyle ılgılı sorumluluklar ia çoğalmakta Sonuçta bılınmezlerle ılgılı boşlukla bırlıkte bıyopolıtık "ol•utlerın" belırsızhgı ve guvemrsızlıgı, ydşam mecazının şuphelı skelı tarafından sıstematık olarak bulandırılmdkta Çunku eger 'aşamın nabzı bızı tetıkleyecek olsaydı tum kuşkular yersız olurdu 'e bırçok teknık gıbı genetık de, dogrudan dogruya "yaşamın" bır uretı olurdu Pekı ama kim yaşamdan kuşku duymak ıster kP Dıe Zeıt 10/2002 Nilgün Özbaşaran Dede Herler *** [email protected] CBT Internet adresı www.cumhuriyet.com tr Cumhuriyet BİLİMTEKNtK • No:789 4 Mayıs 2002* tmtıyaz sahibi: Yedi Mayıs Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. adına tlhan Selçuk . Yayın Daıuşmaıu: Orhan Bursalı • Sorumlu Mudur: Fikret llkiz. Corsel Yönetmen: Tüles HaBdamiz • Baskı: Sabah Yayıncılık A.Ş. Idare Merkezi ve Yazışma adrssi: Tuık Ocağı Cad. No: 39/41 Cağaloğlu, 34334 tstanbul. Tel: (212) 812 05 03 • Faks: 0212513 85 95. Reklam: Publi Media 789/3
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear