29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Bu 'Dke'yı ıçerıgının kapsamhhgı nedenıyle oburlerme gore daha aynntılı aktaıdım Kant'ın burada vurgulddıgı goruşler, guncel soylem ve kavramlarla bağlanülandırılabılır nıtekktedır ve şu çıkarımldra olanak vermektedır Yetkın yurttaşlık durumuna ancak hukukun ustunlugune dayalı bır devlet duzenıyle ulaşüabılır 'Başka devletlere karşı ozgurluk ıçensın1 de bır devlet ıse, açık bır bıçımde sınırlan belh, ıç ışlerınde bağımsız bır devlet, guncel deyımle 'ulus devlet'tır Nıtekım, henuz uygarlaşmamış topluluklann kurdugu tek tek devletler, kendı ıçlennde ozgurluklere kendı dışında obur devletlerle yaptıkları anlaşmalara 'ahlaksal' bır tutumla saygüı davranmadıklanndan, yenı ılışkıler yaratmak amacıyla 'savaş' çıkarmaya yonelırler Buna karşın 'yetkın devletlenn' gorevı, savaş hazırlıklan ıçın para ayırmak yenne, yurttaşlannın ahlakhlaşma ve her bakımından yetkınleşme uğraşlannı desteklemek olmalıdır Kant, çogu kez ve yerde bırbırırnn yerıne kullanılan ya da bırbınyle kanşhrılan kultur ve uygarlık kavramlannı ayırır sanat ve büımı bu ıkı kavramın gelıştıncı kaynaklan olarak gorur Kulturu, uygarhgı da ıçeren bır ust kavram, uygarhgı ıse, bıhmın, sanatm edimselleşünlmesı, ahlak ıdesının kullanımı olarak algılar Bu yaklaşım guncel kultur bılımsel tartşmada hâlâ geçerlılığını korumaktadır tLKE 8: Insan turunun tanhı, genel olarak ıçsel ve bu amaca, ıçseüığe yonelık olarak dışsal bahmdan yetkın bır devlet duzenı ya da anayasası gerçekleştirme planı olarak değerlendınlebıhr Insanhk ancak bu soz konusu yetkın devlet duzenı ıçensmde butun yeülennı gelıştırebılır Yetkın devlet duzenı, uygarhk, hukuk ve ozgurluğun ışlerlık kazanabüeceğı ortamdır Kendı ıçensmde kulturel gehşmeyı ıhmal eden hıçbır devlet, başka devletlere karşı guç ve ethsını konıyamaz Yurttaşlann ozgurluğune dokunulduğu zaman, butun zanaat alanlan, tıcaret ve dışa karşı devlehn gucu zarar gorur Ozgurluk ıstemını surduren yurttaşın kendı bıldığınce seçtığı ve başkasının ozgurluğu ıle bırlıkte var olabılen bır tarz üe esenhğını araması onlenırse, bu ışleyışm canlılığı ve bununla bırhkte 'butunun guçleri' engeüenır Bu nedenle yapıp etmelerdeh hşısel sınıriamalann gıderek ortadan kalkmasına koşut olarak 'genel dın ozgurluğu terkedıhr', boylece 'buyuk bır varhk olarak Aydınlanma' doğar Bu Aydınlanma ve onunla bırhkte aydınlannvş msanın yethn dıye kavradığı 'ıyı'den kaçınılmaz olarak çıkanmladığı beîh bır gonul payı(katıhmı) zamanla tahtlara değın yukselmek ve yonetme ükelennı etküemek zorundadtr Dunyayıyoneterüer, dunyaca 'ıyı'dıyekabul edılen şeyın kamu eğıtım kurumlannda oğreülmesı ıçm gerekh parayı ayırmazlar çunku, bu paralan gelecekteh savaşlar ıçm kullanmayı duşunurler Buna karşın, yme kendı yararlannı duşunerek, haiklannın bu alandah zayıfve yavaş çabalannı da engelleyemezler Yethn bır devlet yapısı henuz çok ham bır tasanm olsa da , parçalann tumunde butunun korunması duygusu gehşmektedır Buradan da şu umut doğmaktadır Bazı devnmlerden sonra bır gun genel bır dunya yurttaşhğı durumu oluşacaktır ve bu genel dunya yurttaşhğı durumu, ınsan turunun butun yeülennı gehştırecektır 8 flke'de hem tek tek devletler ıle, hem de dunyadakı devletlenn tumuyle ılgılı savlar yer almaktadır Ttek bır devlete üışkın savlann beüa de en belırgını 'Kendı ıçmde kulturel gehşmeyı ıhmal eden hıçbır devlet, başka devletlere karşı gucunu ve etkısını konıyamaz' tumcesıdır Insan turunun butun yetlerını gelışürebümek ve dunya yurttaşhgı durumuna ulaşabılmek ıçın tek tek devletlenn ılkın kendı ıçlennde bu amaca uygun ortamı yaratmalan gereklıdır Ttek tek devletler 'dunya yurttaşhğı' bılıncının gehşmesıne katkı yapabılmek, başka devletlere karşı guçlerını ve etkılennı koruyabümek ıçın 'kultu1 ru gelıştırmekle yukumludur, çunku, kultur, bılımm ve sanatın bır turevı, uygarlaşma ve ahlakhlaşma çabalannın bır sonucudur Zümrütten aktsler A. M. C Şengör Viyana izlenimleri Her yıl bir haftamı operaya ve konserlere gitmek, kitapçı dolaşmak ve jeolog dostlanmı görmek amacıyla çok sevdiğim Vlyana'da geçirmeyi uzun yıllardır adet edinmişimdir. Bu yıl da Şeker Bayramı ile Noel ve Yılbaşı tatillerinin çakışmasını fırsat bilerek 23 Araltk1 Ocak arasını Tuna'nın bu güzel indsinde geçirmeğe karar verdik ailece. Ikinci gün aldım 11 yaşındaki oğlum Asım'ı götürdum meşhur doğa tarlhl müzesine. 1881 'de Imparator Franz Joseph'in emriyle yapılan bu gerçek sarayın bir ikizi de hemen karşısındaki san'at tarihi müzesidlr. Türkiye'nin en onde gelen doğa bilimcilerinden sevgili dostum Yücel Yılmaz geçenlerde bu müzeyi gezerken oradakilere sormuş: "Bu bina ne olarak yapıldıydı?" "Adamlar yuzume garip garip baktılar" diyor Yücel. "Ne olacak, muze olarak yapıldıydı" cevabını vermişler. "Utandım ve ezildim" dıye devam etti Yucel. "Binanın kendisi bir san'at şaheseri. 1881'de AvusturyaMacaristan doğa ve san'at koleksiyonlarını içerecek binayı bile bir san'at şaheseri olarak yaptırmıs. Kendimizi duşundum ve bir an umitsizliğe kapıldım." Asım'a hangi bölumü görmek istediğini sordum. "Mineralleri gezelim" dedi. Mineraller bitince hayvanlar bölümunü de gezmeyi teklif ettim. "Hayvanlar beni ilgilendirmiyor!" cevabını verdi. Bu cevap beni uzdü, ama birsey demedim, müzeden aynldık. 0 aksam televizyonda Doğu Afrika'da Serengeti'de yaşayan leoparlarla ilgili muhteşem bir belgesel vardı. Bu enfes programı Asım'la birlikte seyrettık. Asım'ın ilgisi beni hayrete düşürdü. "Hani hayvanlar seni ilgilendirmiyordu?" diye sordum. Cevabı Türk millî eğitiminin sefaletinin aynasıydı: "Ama onları bize böyle öğretmiyorlar!" Sonra Asım'ın arzusuyla tekrar doğa tarihi müzesine giderek daha önce gezmek istemediği hayvanlar bölümunü gezdik. Çok etkilendi. Operaya gideceğimiz akşamdan bir önceki akşam gene televizyonda Mozart'ın Sihirli Flüt'ünun Zürih Operasından yayını vardı. Asım daha once Viyana Devlet Operasında seyrettiği bu operayı tekrar zevkle seyretti, ertesi gun de Viyana Devlet Operasında, elinde Faruk Yener'in 100 Opera kitabı, boynunda ona yeni aldığımız ilk opera dürbünüyle Figaro'nun Düğünü'nden buyuk zevk aldı. Otel odamızda oturduğumuz sürede televizyonu her açtığımızda ya bir konser, ya eğitici bir film (ör. Roma Imparatorluğunun Çöküşü, Maraton Savaşı gibi), ya bir belgesel, ya bir klâsik müzik konseri, ya da Nietzsche hakkındaki üç saatlik tartışma programı gibi akla ve ince zevke seslenen ve bılgilendiren programlar vardı. Asım bunların çoğunu zevkle seyretti: Sonra onu Theater an der VVİen'de Mozart müzikaline göturdük. 11 yaşındafakat dort yıldır pıyano dersleri alançocuk, Broadway stili bu muzikali yarıda terketti: Gerekçesi: "Bu ne müzik, ne de Mozart" dedi. Oğlumla iftihar ettim. Asım'ın ailesinin imkânları ona uygar dünyanın sesini duyunnaya yeterli. Peki Asım'ın yaşındaki milyonlarca Türk yavrusu? İmkânları dar ailelerde buyuyen, hepsi kötü olan okullarda okuyan, kendisini zevksizliğe ve şiddete iten televizyonlan seyretmeğe mahkum olan fakat gidebileceği tek bir doğa tarihi müzesi veya ciddî bir hayvanat veya botanik bahçesi olmayan, okuyabileceği tek bir üniversitesi bile bulunmayan bu ülkede bu çocukları uygarlık dışına itmeğe ne hakkımız var? Çok mu zor adam gibi ders kitabı yazdırmak, çok mu zor müfredatı islâh etmek? Medreseleşmiş üniversite müsveddesi adam edilemez mi? Program üretemiyorlarsa, ithal edip tercüme edecek görgü ve bilgiden de mi yoksun televizyon kanalları? Lâhmacun dımbırtısını veya elektronik cızırtıyı muzik sanmaya mahkum mu olmalı evlâdımız? Yoksa argoyu espri sanan duzeysiz "talkshow"culara mı kalmalı sohbet görguleri? Bir doğa tarihi müzesi, adam gibi hayvanat ve botanik bahçeleri Türkiye'nin imkânları dışında mı? Avuç içi kadar Slngapur hava alanına bile çocuklar uçak beklerken oynayıp öğrensinler dıye bir bilim merkezi koyarken, Türkiye'nin benim bildiğim tek bilim merkezi niçın ölümkalım savaşında? Görgü olmadan hiçbir sey olmaz! Türkiye'nin trajedisi 1946'da görguyü ve bilgiyi eğitiminin başından kovalamış olmasıdır. Mâneviyatımız diye akıl duşmanlığı, miltî kültürümüz diye bağnazlık ve cehalet baş tâcı edilmiş, kırsal külturün kara cahillerine halkın geleceği teslim edilmiştir. Sonuç ne mâneviyatın ne de millî kültürün ayakta kalabilmesi olmuştur. Türkiye tam bir uygarhk yıkımı Içerlsindedlr. Bu onun şu andaki en yaşamsal sorunudur. Hergün karşımıza çıkan ekonomik ve sosyal felâketler, giderek azan şiddet bunun ürkutucu habexileridir. Asım'ın nesli elden gitmektedir. Bizzat Asım tüm imkânlanna rağmen büyük bir tehlike içindedir. Asım'ın neslini ancak bilgili ve görgülü eğitimciler kurtarabilir: Okulda, televizyonda, gazetede, üniversitedel Türkiye'yi yönetenlerin birinci uğraşı onları bulup, yaratıp, kilit noktalara getlrip, yasatmak olmalıdır. Türkiye'ye uyarlanırsa Tek tek devletlenn ozgurluk ve hukuk temelınde yetkınleşmesı ve dunya yurttaşhğı eregıne katkı yapmasına ıhşkm savlar Turkıye'ye de uyarlanabıhr Atatürk devrımlerıyle ortaya konulan çagdaş uygarhk duzeyıne ulaşma' eregı bu bağlamda değerlendırıldıgınde, daha da anlamlılaşmaktadır 'Dunya yurttaşhğı' eregını hıçbır devlet tek başına gerçekleştıremez Bu nedenle devletler bu amaca yonehk bırhktehkler kurmak ya da kurulmuş bırlıkteüklere gırmek durumundadır Turkıye'nın Avrupa Bırhgı'ne uyehk ıstemı de bu bağlamda değerlendırıldıgınde, son donemde konuya ılışkın tartşma belkı de felsefi bır boyut kazanabıhr Kant, oz deyımıyle, yetkın devlete hukuk ve ozgurluk temehnde bır dunya yurttaşhğı durumu oluşturma odevı yuklemektedır Bununla bırhkte tek bır yetkın devlet, yurttaşlanna kulturel gehşım ıçın gereksındıklen hukuku ve ozgurluklen tumuyle saglasa bıle, sadece kendısıyle, ozuyle yetındıgı surece sınırlan ıçensmde yaşayan ınsanlar turlenne ozgu yenlennı tumuyle gehşüremezler Bu yuzden ılkm tek tek devletler her bakımdan yetkınleşmeh, sonra da vetkınleşme surecmı ılerletebılmek ıçın bırhktehkler kurmah yanı dışa açümahdır Bır yetkın devletın dışa açılması ve olanak oldugunca çok sayıda uluslararası bırhktehklere, kuruluşlara katüması gerekh, yararh hatta kaçınılmazdır Bunun yanı sıra, ozgurluk, hukuk ve toplumsal refah belh sınırlar ıçensmde ve bellı yurttaş toplulugu ıçın gerçekleşünldıgınden ya da bundan sonra da gerçekleştınlecegınden, 'yetkın bır devlet' varhgını her zaman surdurecektır İLKE 9: Insan turunun yethn yurttaşlar bırhğmı amaçlayan genel msanhk tanhını doğanın planma gore ırdelemeye yonelık felsefi bır deneme olanakh ve gehştmcıdır Bu çerçeveden dunyaya bahldığında, devlet duzenının lyüeşme surecınm duzenh yunıduğu gonılur lyüeşme, ıçensmde kotuleşme olasdığını taşısa da, aydınlanmacı bır ozu tumden ethsızleştırmek olanaksızdır Bu aydınlanmacı oz, her devnm ıle bırhkte bıraz daha gehşmekte, bır sonrah devnm, ıyueşmenm bır ust basamağmı oluşturmaktadır 9 tlke bır anlamda Ernst Bloch'un 'Umut Dkesı'nde somutlaşürmaya çahştıgı gehşmenın, tanhsel ılerlemenın her turlu engele karşın 'gorece sureklıhgı'nı anlatmaktadır Insan, kendı yarattıgı her turlu bagımlıhk ve ergınsızhkten, yıne kendı varhgının bır parçası olan akıl üe, akhn amaçlı ve deneumh kullanımıyla kurtulacak ve boylece hukuk, ozgurluk, ahlâk ve ınsancıllık gıbı ınsan turunun evrensel degerlerı temelınde Aydınlanma ve dunya yurttaşhğı eregıne yaklaşacaktır Bu ılerleme, tanhsel ve surekhdır, yavaşlatılabıhr, ama, hıçbır zaman tumuyle durdurulamaz (*) Prof Dr Mersın Unıversıtesı FenEdeb Fak Alman Dıh ve Edebıyatı Bolumu Telefax +90 324 3610122 722/5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear