Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
TÜBİTAK uygulaması Uluslararası Bılımsel Yayınlan Teşvık Programı'nın (UBYT) dorduncu maddesınde "Edıtore mektup turu yayınlar, 2 maddede tanımlanan A B ve C grubu lıstelerde yer alan dergılerde yayımlanrmş olsa bıle UBYT programı kapsarm dısındadır' denılmektedır (http //wwwtubıtak govtr/pdtdb/bytpındx/bytpındx htrnl) Para odulu yoktuı A grubuna gıren bır dergıde basılmıs bır yayının hatalarını gosteren ve belkı de gen çekılmesıne neden olan bır mektuba onem verılmedıgı goruşu ortaya çıkmaktadır DİL OLMADAN DÜŞÜNÜLEBİLİR Mİ?" Yazımın başlıgındakı soruyu, dunyaca unlu bılım adamımız A. M. C. Şengör sordu {CBT, Sayı 711 16) ve hemen kendısı yanıtladı Elbette1 Turkçesı Mutlaka kesm ve kat'ı surette onunde sonunda Evet' Yazısım ügı ve dıkkatie okurken, kesın yargısının kanıtlarıru aradım Sayın Şengor sorunu "duşunulemez1 ya dd benım gıbı "acaba 9 " dıye yanıtlayan lara şu mantıklı ve geçerlı soruları yonelüyor 1) Henuz konuşmayan bır bebegm ısteklennı ıfade edışıne bır baian Dılı olmayan bır ınsan çevresının farkında degü mıdır9 2) Sagır ve dılsız Helen Keller o muazzam duşunce duııyasıru nasıl kurdu9 3) Dılı ıcat eden atalanmîz, dıl oluşmadan once duşunemıyorlar mıydı'' Nıyetım,' Şengor'un Turkçesı" uzerınde ızledıgım tarüşmaya katılmak degıl Dıl duşunce ılışkısı uzerınde duşunup bır şeyier yazmış kışı olarak degerlı dostumun sorulan uzennde, Turkçemle duşunmek ve onu yalnız bırdkmamaki Şengor'un "Dılsız duşunme savı, ozel Turkçesı kadar ılgı çekecek gıbıdır Henuz konuşamayan bebegın ısteklennı ıfade edışı, dttfünce değü, bıtküer dahıl hemen butun canlılarda gorulen çevresıyle ıletışım kurma davranışıdır Omurgalılar memelı evcıller ve pnmatlar, açhk, teh hke korku guven ve doyum hallennı sesle ıfade ederler, "dılsız" ve gorece duragan gorunen bıtküer bıle komşusunun salgm hastalıgına karşı koruyucu"anrıkor"laruretır Sanımca bu bılıs veya "farkmdahk" duzeyıne ' duşunce denmıyor Çocuklann konuşma oncesı kavramlan, hayvanlarda da gozlemlendıgı gıbı, ıçguduye benzeyen refleks (tepke)lerle kazanılıyor gıbı gorunuyor Bebek' meme"yı, "mama" sozcugunden on ce belkı koku ve dokunuşia tanır ama babasını ve "baba kavramını, dudaklarmdan dokulen ılk dada veya "baba" seslennden çok çok sonra Ateşı suyu tanır ama onlardan sakınmayı, duşe kalka, deneme yanılma ıle ogrenır Denızın alunda ve ustunde yasayabılen karabatak tuylennı ıslatan sıvıda yuzemeyecegını ancak deneyle ogrenebılır Duşunme eyle mı, her şeyın bır adı olduŞu ogrenıldıkten olmayanlann da adı konulduktan sonra dılle başhyor gıbı gorunuyor Duşuncelerımızı dıüe ıfade ederken, bırbınnden koptuklarmı, bırının alıp başını gıttığını bılınz de, kopan fjlmın ucunu yakalamakta bazen zorlanınz Duşunmeyı araştıran Humphrey şu sonuca vanyor Dılbıhmcılenn deneysel ve klınık araşhrmalan dıl de duşuncenın eşıt olmamakla bırhkte bağımsız olmadığmı da gostemuşür Dd, duşunmeye yardımcı da olur engel de [Vurgular benımbg ] Eylemsel bazı davranışlan hıç duşunmeden dılın yardırru olmadan da yapabılınz ama ozgurluk doğnduk, guzelhk, çağdaşhk adalet duşunce ve erdem gıbı soyutluk duzeyı yuksek kavramlan nasıl konuşa bılırız7 "Sagır ve dılsız 'lık yanıltıcı bır adlandırmadır Helen Keller dılsız degıl çok dıllı bır sagırdır Duyamadıgı seslerı çıkaramıyordu ama çok ozel bır egıtımle bır dızı dılı ogrenmış engrn duşunce dunyasını o dıllerle kurmuştu Ancak kımı yorumcular bunun bır dılduşunce ılışkısı kurmaktan çok Pasteur'un unlu keşü gıbı bır goruş/sezış' mucızesı oldu gu goruşunde bırleşır J u turden keşıflerın başka bıreylerde de olmayacagı kuşkusuz savunulamaz Buyuk çogunluk ıçın, "Dılımızın sırurldrı dunyanın ya da hayatın sınırlann ımler Bır şeyı duşunemıyorsdk duşunemedıcjımız bır şeyı soyleyemeyız' dıyor, Wıttgensteın yayımlanmış tek eserınde (Tractatus 5 6 ve 5 62) Atalarımız dılı ıcat etmedı doğal çevresıyle otetayle üeüşım kurup, var kalmak ısterken varlıgının hazınesı olan düıyle bırlıkte evnmleştı ve kendını yaratu Pobzhansky, Chılde ve Porzıg) Kendısını oteta canb varlık turlerınden ayıran ' soyutlama " gucune sahıp Homo lmgua sımgeleme yeteneğını keşfederek Homo Symbolıcus Homo sapıens ve kendını ınceleyen Homo sapıens sapıens oldu Her şeyı açıklayarak denetlemeye çalışıyor Kendını tanımakta ve anlatmakta zorlanıyor "Denıyor, yanıhyor ama sanh dılı yetmıyor dıyenler var Onun ıçın konuşanı dınlıyor, yazanı okuyor, anlamaya çalışıyoruz "Kışıyı kendımız gıbı bılmek"le belh yanılıyoruz Zorlandıgımızda, otekının kendıne ozgu dılınden (parole/veya 'soz"unden) yakırayoruz Otehlen dınleyıp tanıyarak kendımızı anlamaya çahşsak acaba daha mutlu olmaz mıyız' dıye duşundugum oluyor Duşunce ve bılım dunyasmm mustesna bır ovunç anıü olan Sayın Şengor'un duşunduklerını bırkaç dılde ıfade edebıldıgını bılıyorum Turkçe kaynaklarımın ılk yayın tanhlenne bakuğımda en az yarun yuzyıl genlerde kalrruş oldugumu goruyorum Sayın Şengor, dıl olmadan "Zumru/'teta oz gun duşuncelennı nasıl yazıya doktugunu açıklasa, bılım ve duşunce dunyamıza ne buyuk bır hızmet olurdu1 Bozkurt Cuvenç Metınde anılan kaynaldar Caasuer Ernat ^ ı i'ssay on Man Yale UP 1944 (Turkçeaı Insan Ustune Bır Deneme, Remn) Chüde Gordon Man Makes Hımself Amencan Ijbrary Mentor 1951 (Turkçesı Kendını Yamtanlnsan Varkk 1980)Dom2hansky T ManhndEvolvtng YaleUP 1972 Humphrey G Thmhng Methuen 1953 Ktlleı Helen The Story of my Ufe London Hodder and Stoughton, 1959 Koestler Arthur Leanung lo Speak and Learrung lo Thınk (aırafliyla 14 ve 15 hxSlumter) The Act of Creatıon PanBooks 1959 Porzıg Walter Das Wunder der Sprachp Ranc ke 1950 (Turkçesı Dıl Denen Mucue TDK, 1995) Wmgenatem Ludwıg Tracatus (Almanca ash 1927) (Turkçesı BFS 1985) Tartışma Shahar bır mekfubun reddı ıçın üa neden one suruyor yanhs mesaj ıçermesı veya aynı konuyu ırdeleyen daha ıyı bır mektubun varlıgı (9) Edıtore mektupların bır başka şanssız yonu de rum bılımsel ıçenklerme karşın reddedıldıklennde başka bır yerde yayınlanma şanslannın olmamasıdır Kanımızca edıtore mektubun hakettıgı yennı bulabılmesı ıçın gereklı koşullardan bınsı, mektupların hakemler tarafindan değerlendırümesıdır Boylece ozellıkle hakemden kaçınlmak amacıyla mektup turunde sunulan ve mektuplara verüen degen azaltan yayınlara da bır cozum bulunmuş olacakhr Ancak bu konudakı goruşler de çelıskılıdır Sharar, eskı yayınlardakı hatalan duzeltmeden yenılen basılmamalı derken (9) Crossan bız mekruplan zaten hakeme aıt bır eleşürı olarak goruyoruz ve ıkmcı bır degerlendırme yapmı yoruz demekte ve mevcut kaynaklann boyle bır sıstem ıçın yetersız oldugunu one surmektedır (10) Sonuç Bır yayın onu eleştiren mektuplardan avn degerlendınlemez Yayın ne kadar değerhyse bılımsel eleştrıler de o derece de onemlıdır Yer kaplaması mahyetı artırması, hakeme aıt eleşürı ve zamandan tasarruf gıbı nedenlerle bılımsel arenada gayet hakh goruşlere (hakem değerlendırmesı sonucu) yer ayırmamak, yarım yamalak bılgıde ısrar anlamına gelır Tarhşmasız ve büımsel gerçeğe dayalı fikır çeşıtlılıgınm olmadıgı bır ortamda bılım ve ılerleme nasıl olacakür'Evet1 Kanırruzca gunumuzde edıtore mektup her ıkısı de olabümektedır Hem safsata, hem de çok fazla hareket ozgurlugu olmayan bdımın jandarması Argun Akçakanat, Erol Eroğlu, Canan Ağalar, Fatıh Ağalar, Erdoğan ibrişim Suleyman Demırel Uruv, Tıp Fak Kaynaklaı 1 Dıvıston of Medıcal Laboıatory Suence UnıverMty of Alberta Gommunıcaung and analysuıg scıenüfıc ınforman on MI£CI vmtınq module ı n ^ j ı M . . u t / 9 ı / J en$ım tanhı 13 07 1999 2 Kanter MH Taylor JH Accuracy of stattsücal methods ın Tranafusıon a revıew of artıcles from Juty/August 1992 thraughjune 1 W TVansfusıon 1994 34 697 3 Spodıck DH Goldberg) The pdıtors rorrespondence analysıs of pat lurns appearıng ın aelected speaalry and general lournals AmJ Gaıdiül 198.) 5?(IO) 1290 ? 4 Croasan L Smıth R The edıiors decıaıon la final BM] 1997 11B 1809 3 Bouvy ND Marquel RL Boujer J Imıjact of yaa(leaa) laparoscopy and la parotonıy on peııtoneal lumor grovvtlı and abdomınal wall me lastases Ann Suıg 199b İİA 694 /01 / Agalaı F Daphan C Hayran M Sayek 1 Impact of gas(leas) laparoscopy and lapa rotomy on pentoneal tumor growth and abdomınal wall metas taaes AnnSurg 1996 227 311 6 Bouvy ND Laparoscopıc sur gery ıs assoaated w)th leas tumour grovrth stunulaüon Uıan ronventıonal surgery an expenmental siudy Bı J Surg 1997 84 1SS1S1 / Agalar r Daphan t Hayran M Sayek 1 Laparot. copıc auıgery n assocıated wıth lass tumour growth snmulatı on than conventıonal surgery an experımental study Br J Surg 1997 7 Bhopal RS Tbnks A The role of letters ın revısmng leseaırtı RMJ1994 108 IS82 3 » AkcakanatA Agalar r i f a y ıanM Sdyek I Stııriy nf ıntprleukın 10 and expenmental acute pancreaütıs Suıgeıy 149iJıırı 121(6)71920 9 ShaharE Yo ur letteı faıled to vraı a place BMJ1997 115 1608 9 10 Cro'î san L Srrutlı H TIIH edıtors densıon la final BM] 1997 315 1609 Türkçe'ye karşı sorumluluğumuz Cumhunyet te ve Bılım Teknık ekınde Turkçe uzenne tartişmalar açılmasını, goruş ve onenlerın dıl getırılmesını sevınçle karşılıyorum Ben de bu yazı ıle tarüşmalara kaülmak ve goruşlenmı belırimek ıstıyorum Dılın en onemh ozellıgı, kuşkusuz, duşunme aracı olmasıdır Bu baglamda duşunmeyı çıkanmlar yapılması kavramlar ve onermeler arasında bağlanular kurulması yanı derın ve yaratıcı duşunceler uretılmesı, ozellıkle soyut kavramlann ozumsenmesı olarak algüamak gerekır Gerçekten yetersız ve karmakanşık bır dılle duru bır duşunceye vanlması olanaksızdır Bır toplumu ulus yapan baglann en guçlusu dıldu: Tbplumun pek çok ozellıklerı yaşayışı geleneklen, dunya goruşu, yaşam felsefesı ınançlan, bılımteknık ve sanata olan katkılan dılın gehşmışlık duzeym den etküenır ve o toplumun dılıne yansır Mflmtaz Soysal'ın "Yabana dıl ogrenmemn kaçınılmaz bır gereklılık halıne gelmış olması, anadılı koruma gelışürme ve yuceltme dıye bır ulusal gorev yaratmıstr Yoksa, yalnız Turkçe değıl, Turkçe yle bırlıkte butun bır kımlık de kaybolup gıdecek ' kaygısını dıle getirmesı boşuna degıldır W. Von Hntnboldt a gore "duşunceyı yaratan ve ılen goturen dıldır ve dılın engellendıgı yerde duşunce de engellenmış olur" Dolayısıyla, ancak dılını oluşturan, yucelten bır ulus gerçek bu duşunce etkmhgı gosterebüır Dılı ılkel kdlmış bır ulus kultur yaşammda da ılerleme gosteremez Do$an JUCMH 'BU benım anadılım bır denızdır, dennlıgıy le gozun erışemeyecegı genışlıgıyle sınırsız gucu guzellıklerıyle " dı yerek sevgıyle tanımlıyor Turkçe yı Bu Turkçe nın yuksekogretım ve bılımsel etkmlıkler ıçın yetersızlığınden soz edılemeyeceğı yıllardır bu alanlarda Turkçe olarak yurutulen çalışmalardan (227 yılını Turkçe ogretımle surduren iTU'den) açıkça ortadadır Bedia Akamı da bu goruşu desteklıyor "Felsefenın en guç anlaşılır konulannı bıle rahatlıkla ışle yen felsefecılerımız az degıl bılım adamlanmız herkesın rahaüıkla anla yabılecegı terımler ve sozcuklerle dıle getuıyorlaı araşüımdlannın sonuçlannı" Dıl uzmanı Ömer Demircan konuya şu sozlerle açıklık geürmeye çalışıyoı "Turk dılı gerek yapısal olanaklan gerekse anlamlama ve turetme zengınhğı balamından her duzeyde ogretım ve her alanda bılımsel anlatıma yetecek olçude gelışmıştır Bu goruşlere karşılık "Turkçe'nın ogretım ve bılım dılı olarak yetersızhgını ılen surenler de vardır Bu savın dogru oldugu varsayılırsa, yapılması gereken Turkçe yı ogretım ve bılım alanında kuUanıp ışleyerek ogretım ve bılım dılı olarak guçlendırmektır Çunku bır dılm yetersızlıgı degıl ışlenmeyen bır dılın gelışememesı, zayıflaması, gıderek evde ve sokakta basıt bıldınşımler ıçın kullanılabılen kısıtlı bır dıl halıne donuşebılmesı soz konusudur Bana gore Turkçe'nın ogretım, bılım ve kultur dılı olabılmesı konusunda oğretım uyelerının ve bılım adamlannın cıddı gorev ve sorumluluklan bulunmaktadır âtotttrk'un dıl devnmının temel amacı da Turkçe'yı ogreüm ve bılım dılı olarak guçlendırmektır Bu nedenle, Turkçe ıle ılgılı her turlu tarüşmanın yaranna ınanmakla bırlıkte, dıkkatlen yalnız sozcukler uzenne yogunlaştırmanın ısabetı tarbşılabılır Aslolan duşuncelerın en anlaşüabılır ve efkın bıçımde, Turkçe'nın kurallanyla ve ozellıklerıyle açıklanabılmesıdır Bu yaklaşım ıçınde olabıldıgınce Turkçe sozcukler kullanmanın daha uyumlu ve guzel dınlenmesı okunması zevk veren ustelık yalnız "elıt" degıl herkesın anlayabılecegı bır anlatım saglayacagından kuşku duymuyorum Boyle bır çabada bırleşme ıçın hıçbır engel duşunemıyorum Bu nedenle "elıt" ıçın yazma savında olanlann ' bılımsel olmayan" yenne ' gayn ılmı' de degıl "yamalı bohça yı uyumsuz renkteta ıplıklerle rutturmayı yegieyerek "gaynbılımsel" gıbı bır sozcuk turetmelennı anlayamıyorum Her yurttaşın Turkçe uzenne goruş belırtme ve eleşurme hakh vardır Bılım adamlarının bu hakkı yanında Turkçe'nın ogrenm ve bılım dılı olarak zengınleşmesıne ve guçlenmesıne çaba gosterme gorev ve sorumluluklan da bulunmaktadır Umuyorum kı bu anlayışta ve Turkçe uzenne konuşurken tutarlı ve sorumlu davranmaya ozen gostermek geregınde goruş aynlıgunız olmayacaktır Cungor Evren Kaynaklar 1 Demırcan Û Dunden Bugune lurtayede Yabanu Dll 1988 2 Aksan D Her Yonuyle Dıl (Ana Çızqllenyle Dllbılım) Turk Dıl Kuıuınu Yayınlan 1977 J Akarsı B VVılhelm Von Humboldutda Dıl Kultur Bacjlantl» 1984 •\ Ba^kan O Bıkürışım (Inaan dılı ve otesı) Bıhmael Sorunlar Dızısı 1988 j Akaan D Tbıkçe nın Guru Turkıye Iş Bankası Kultur Yayınlan 1987 713/17