05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

bir yöntem Aylak Bilgi M. Emin Ceylan Bugünün modern dünyasında, en önemli belalardan birisi suç oranının kontrol edilemez biçimde artmasıdır. Şüphesiz suçun çok farklı yönleri vardtr. Ben burada onun altmdaki temel etmenlerden birısini tartışmaya çalışacağım. Bunun için de önce insanlardaki dürtü kontrolünün ne menem bir şey olduğundan söz edeceğim. Psikiyatri külliyatında "Dürtü Kontrol Bozukluğu" adı altında bir hastalıktan bahsedilir. Bu kişilerle, bazen değersiz mal aşırma, bazen saç çekiştirme, kimi zaman aşırı kumar oynama ya da sımrsız biçimde alışveriş etme, kimi zaman da patlayıcı bir kişilik vardır. Hepsinin temel özelliği, eylemlerini yerine getirmeden önce aşırı bir gerginlik duymalan, eylem sonrasında ise bir boşalım ve haz içine girmeleridir. Haz olunca eylemin getirdiği risk düşünülmez olur. Bir kez duyulan haz, artık yeniden tekrarlamak zorundadır. Aynen ilk defa içilen eroine zor, ikincisine kolay karar verilmesi gibi. Artık "ilk başlama direnci" ya da "ilk kez yapma" ya karşı olan korku kırılmıştır. Boyle bir kişinin, kendisine ve çevresine zarar verici de olsa bir olayı yerine getirmek konusunda içsel bir istek duyduğunda bunu durdurması kolay değildir. Bu Toplumsal içsel arzu, planlı ya da plansız bir eyleme dönuşebilir. Bu kişiler hep denetimin zayıflığı, risk ararlar. Dolayısıyla suç işlerler. Kişi dürtülerini niçin kontrol suçların başlıca edememektedir? Acaba dürtülerin doyumunu geciktirecek, tahammül nedenidir. sınırı yüksek bir benlik gücünden mi yoksundur? Yoksa dürtülerin hemen doyurulmasmı istemek, yaşanan üstü örtülu bir depresyona karşı bir savunma mıdır da, depresyon anlık ve hemen sağlanan doyumlarla ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır? Ceçiş toplumlannda, toplumsal kontrol zayıf olduğu ve insanların kendileri üzerindeki kontrolde yeterince gelişmediği için, dürtü kontrolü her zaman zayıf kalır. O nedenle hırsızlıklar, tahammülsüzlükler ve bunlara bağlı çeşitli sosyal olaylar sık yaşanır. Dürtü kontrolündeki eksiklik toplum evrimleştikçe artar. Örneğin ilkel komünal toplum bireyleri en fazla dürtü kontrolüne sahip kişilerden oluşur. Feodal toplumun kişileri de her zaman için kapitalist toplum bireyine göre daha fazla dürtü kontrolüne sahiptir. Yine köylüler, her zaman şehir insanlanna göre daha fazla dürtü kontrolü gösterirler. Buradan yola çıkarak şunu söyleyebiliriz ki, kişîlerin çevresi tarafmdan denetimi azaldıkça dürtü kontrolleri de azalmaktadır. Bir kişinin kimse tarafmdan tanınmayacağını bildiği bir ortamda başkası için suç sayılabilecek kendi dürtülerini boşaltıvermesi her zaman için daha olasıdır. Köyde yaşayanlar bilirler. Bir koyde hırsızlık zina gibi suçlar, yıllar boyu akıldan çıkmaz ve çok ağır toplumsal ceza görür. Onayetler ise şehirlerin aksine genellikle herkesin gözü önünde işlenir. Çünkü cinayeti bütün köyün görmesi istenir. Adi suçları ise köylülerin görmesi o kişinin aforozunu gerektireceği için bundan aşırı derecede kaçınılır ve bu tür suçlar köyde herhangi bir ciddi güvenlik teşkilatı bulunmadığı halde kolay kolay işlenmez. Bu demektir ki köyde kişiyi toplum denetlemektedir. Ama şehirde kişi kendi başına kalmakta ve içinde ne dürtüsü varsa sokağa dökmektedir. Lafı dolaştırdım belki biraz ama, sonunda şuna gelmek istiyorum: İnsanların hızlı şehirleşmeyle bozulmuş, birbirleriyle tanışıklığını yeniden arttırmadan, dürtü ve suç kontrolü yapmaya çalışmak beyhude bir çabadır. O nedenle, insanları eskinin mahallelehni andırır tarzda site yaşamına özendirmek ve birbirini tanıyan insanlan bir arada tutmaya çalışmak bugünün geçici çözümu olabilir. Öte yandan şehirleşmenin kesinlikle geri döndurülmesi, birbirini tanıyan insanlardan oluşmuş koy ve kasaba yaşantısının özendirilmesi geleceğin en önemli projelerinden birisi olacaktır. 582/9 Dürtü kontrolsüzlüğü ve suç kentlerdekl artan madan sekız saat sonra dışın uzerıne kure bıçımınde bakterıler kumeleruyor Bır gun sonra bu bakterı kumelerı dışın ustunu tumuyle ortuyor, kukurt ureten ve agızda koku yapan çubuk ve ıplık bıçımrndela bakterıler de noktada boy gostermeye başlıyor Bunu ızleyen bırkaç gun ıçınde ıse, mısır ko çarıını andıran daha karmaşık yapılar devre ye gınyor Uç hafta sonra, çıçek durbunundekınden farksız bu etkınlık yennı daha dıngın bır doneme, bır benzetme yapacak olursak, yıllanmış bır ormana bırakıyor Artık agzın tabanı tıpkı agaçların altındakı çalı lıklar gıbı, yogun bır bakterı katmanından oluşuyor Agızdakı canlıların gehsımını ıncelemek ıyı hoş da, oncelıkle bu canlıların buraya nasıl geldıklerı sorusuna yarut getırmek gerekıyor Bakterüerın agza nasıl ulaştıkları nı ogrenmek ve "agızdakı mıkropların trafı gını" belırlemek amacıyla, beş yıl boyunca bebekler ve annelerınden topladıgı tukuruk orneklenndekı DNA dızgelerını ınceleyen Alabama Urııveısıtesı agız mıkrobıyolo]i uzmanı Page Caufıeld, bu bakterılerm bebeklıkten başlayan gelışım surecı ıçınde duzen lı olarak ve bellı donemlerde agıza bukstı gına ve bunların buyuk bır bolumunun an neden geldıgıne tanık oldu Caulfıeld ayrıca, DNA dızgeleı ınde rastladıgı bır dızı bakterının kaynagının da bılınmedıgıne dıkkat çektı Caufıeld'ın ulaştıgı bır başka şaşırtıcı sonuç da, eşlerın bu bakterüerı bırbırlerıne geçırmedıklerı Uç yuzu aşkm çıft uzerınde yapılan bır araştırma, bıreylerın bu tur bakterılerı ulaştırmada son derece etküı olduklannı ortaya koyuyor Sonuçlar bununla kalmayıp, çocuk ıle babası arasında tek bır or tak bakterı turune rastlanmadıgını da gozler onune serıyor Caufıeld agızdakı bakterüerın evrım surecıne de ışık tutabılecegıne dıkkat çekıyor ve anneden çocuga geçen DNA dızgelerındekı degışımlerın farklı ınsan toplulukları arasındakı ortak baglann saptanmasmda, dolaylı olarak da çağdaş ınsanın kokenlerının belırlenmesınde yararlı olacagını behrtıyor Agızın ekolojık yapısıyla ılgılı bıl gılerın gıderek artmasının agız hastalık larına karşı daha farklı yontemlerın ortaya çıkmasına da yardımcı olabılecegı bıldırüıyor Bu yontemler ıçınde en umutverıcı olanı, duşman "streptoccocus Mutans" bakterılennı yok eden bır kımyasalı doğal olarak ureten bır ınsan "s mutans" dızgesın den yararlanıyor Florıda Unıversıtesı'nden Jeff Hıllman 'kardeşlerını" yok eden bu bakterı dızgesıne aıt canlıları genetık olarak gudumlemeyı başardı Boylece bu bakterıler dışı çuruten asıtlerı salgılama yetenegınden yoksun kalmakla bırlıkte duş manlarını yıne de yok edebüıyorlar Hıllman şımdılerde genetık olarak uıetügı ve dışlerı çurutmeyen bu "superbakten"nın klınık deneylerde kullanılması ıçın ızın almaya çalışıyor Hıllman'ın hedefı bu bakterılerden bır aşı gıbı yararlanmak Araştırmalar agız ıçındekı kımı mık ropların agzm en buyuk duşmanı olan besm ve hava kokenlı etkıleı ı dogal olarak yok ettıklerını de ortaya koyuyor Tum bunlar agızdakı mınık canlıların duşman degü, tam tersıne dostumuz oldugu goruşunu gıderek pekıştırıyor Rıta Urgan Kaynak New Scıentıst 14 Mart 98
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear