Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B İ L İ M D Ü N Y A S I N D A N H A B E R L E R tığı alandır Denkel'ın yazısında katıldığım bır nokta da bazı felsefecılerımızın, bır felsefe sorunu olmasına karşın "Felsefe nedır?", "Felsefı soylem nedır?" gıbı sorular ustune çokca emek ve zaman harcadıkları yolundakı saptamasıdır O, bu tutumu denıze gırmek yerıne, kıyıdakı kopuklerle ayağını ıslatmak dıye nıtelıyor Buna ben de "sorun yoksunluğu" deyımıyle katılmak ıstıyorum Felsefe sorununu gormek, aslında onu var etmek demektır Bunu yapamayanlar, zaten görulmuş olan sorunlarla ıdare ederler Ustelık bu çabalarında eğer hıçbır özgun yan yok ıse, onlar ayaklarını bıle ıslatmış olmazlar "Felsefe nedır?" sorusu, felsefede sorunlar çıkarmış, felsefı anlayışa yenılık getırmış bır fılozofun önunde durduğu zaman değer kazanır Yoksa bu, "ben once felsefenın ne olduğunu bır bıleyım, ondan sonra otekı sorunlarla uğraşayım" tarzında çocuksu bır tutum olarak kalır Ulkemızde ve dunyanın gerı kalanında son yıllarda felsefeden çok şey beklendığı goruluyor Bunun hem beklentı hem de felsefe ıçın olumlu ve olumsuz yönlerı vardır Felsefeye verılen onemın artması, beklenen çozum onerılerının gelmesı, olumlu yanlar olarak nıtelenebılır Fakat felsefenın fazla yuklenmesının onun su lanmasına yol açabıleceğı ve bu sulandırılmış onerılerın hıçbır ışe yaramayacağı gıbı sonuçların doğabıleceğı de olumsuz olarak gorulmelıdır Ancak bu dığer ko nular ıçın olduğu gıbı felsefe ıçın de bır denge sorunudur Kendını bılen bır felse fecı bu dengeyı tutturur, bılmeyen tuttu ramaz Denkel'ın sozuyle, 'kolayca unlenıp kımı kuçuk çevreler ıçınde buyuk duşunur namını kazananlar" olacagı gıbı, buyuk çevreler ıçınde mınık felsefecıler de olacaktır Bu, onların seçımıdır, kendılerı bılır Turkıye'de felsefecı varsa, felsefe de vardır ve tersı Bunun nıtelık yonunden olçusunu verecek kımın lyı kımın kotu felsefecı olduğunu belırleyecek bır kımse veya bır makam var olamaz Ama elbette felsefecıler bırbırlerını eleştırecek ve bu eleştırıler, zaman surecınde onların urun lerının elenmesınde, ayıklanmasında onemlı rol oynayacaktır Bır de bazı mes lektaşlarımızın "Turkıye'de felsefe yok " demelerını hıç anlayamıyorum Onlar bu sozle kendılerını de yoksadıklarının ayırdında değıl mıdırler? Gerçı Denkel, yazısında boyle tumden bır yoksamada bulunmuyor, kuçuk bır payı saklı tutuyor Bunun yalnızca kendı payı olduğunu duşunduğunu soylemek ıstemıyorum Ancak "Turkıye'de felsefe var mı yok mu, varsa ne kadardır?' turunden soru ların bır munazara konusu bıle olmaması gerektığını soyluyorum Bunun yerıne, var olanların dokumunu yapıp onlara bakmanın ve onların yanına yenılerını koymaya çabalamanm felsefemızın hayrına olacağını duşunuyorum (1) Bu merközlerırı dıkte odıcı tutumuna bır or nek olarak bır anımı burada anlatmama ızın verıl sın Denkel ın uluslararası felsefı ölçu olarak al dıgı atıf pndpkslerınrp taranan dergılorden bırıne ıçlnde hıçbır alıntının hıçblr göndermenın bulunmadığı dolayısıyla da dogallıkH kıynakça sı ol mayan bır yazıyı bu durumu belırttıgım bır dıpnotla yolladım Dprgıden gplen yanıtla yazımı yayınlayabıleceklerı ancak bunun ıçın belırttıgım durumu haklı gormelerıne rağmen yıne de bır kay nakça nın gonderılmesının şart olduğu nazık bır dılle bana bıldırıldı Ben de bır kaynakça uydurup yondurdım vo ydzı ydyımldndı (Bkz Sprache als Trâger der Kommunıkatıon aller Art oder Eln KUı^sıtıkıitıonsvcjrschlag lur alto moglıchen Sprac hen hınsıchtlttch der Kommunıkatıon Deutsche Zeıtschrıft fur Phılosophıe 10/1991 Aynı yazının Turkçesı daha once Her Tur lletışımın Taşıyıcısı Olarak Dıl ya da lletışım Açısından Olası Tum Dıller Içın Bır Sınıllama Önensı başlığıyla yayımlanmıştı Felsefe Tartışmaları 7 kıtap Ocak 1990) Boy lece yazımı uyduruk kaynakça dd ddı geçen uç beş Batılı fılozof ve bılım adamının vesayetı altına aldrdk rdhdtldmış oldular (Soylüdıklorımın hopsını kanıtlayacak belgeler hâlâ elımde saklı tutulmak tadır) 2 Merke7 çevre ılışkısı konusunda Ahmet Inam ın Turk Felsefi Duşuncesının Sorunlarının Saptanahılmesı Içın Bır Model öncesı başlıklı yazısına bakılabılır Felsefe Dunyası Sayı 3 Mart 199? 3 Doğabılımlerınde bıle çeşıtlı dıllerın kendıne ozgu yapısınddn kaynaklanan doğdyı gormelorın olabıleceğını one suren Benıamın Lee Whorf un Ldnguago Thought and Realıty adlı unlu yapıtın dakı bu savın sorumluluğunu bu bılımler ıçın ust lenıp ustlenmemek konusunda bu bızım bılgı alanımızı aştıgı ıçın burada bır yargıda bulun mamayı yeğlıyoruz Ancak aynı savın kultur bılım lerı ve fplspfe ıçın gpçprlılıflını hıçbır kuşkuya yer bırakmaksızın benımsıyoruz Tehdit altındakî memeliler yaşam duşüntılemez Tehdit attındaki memelılerin ülkelere göre yuzdesi %10danaz 10 14 arasım 15 19 9 « . 20 den Y"k Verı yok Kendılerıne ozgu çok özel oluşum tanhjır sureden ben doğabılımcıler lerı olduğundan ve bazı tur sınıfları ıçın kdunyanın, geçen yarım mılyon yılsabıt sınırlar oluşturduklarından dolayı "da karşılaşılan dığer beş done bu tur bolgelerın zarar gormelerı hay mındekı gıbı, onemlı turlerının tukenmesı vanların da zarar gormesıne yol açar donemıne gırdığıne ınanıyorlar IUCN olarak bılınen Dunya Koruma Bırlığı'nın En çarpıcı ornekler, sırasıyla yuzde 32 1996 Ekımı'nde yayımladığı yenı bır ve 44 oranında memelı turlerı tehdıde araştırma bu kuramın doğruluğu konumaruz bulunan Fılıpınler ve Madagas sunda guçlu belırtıler taşımakta Daha kar'dır Her ıkı ulkede de turlerın yarısınöncekılere oranla daha ayrıntılı ınceleme dan çoğu endemık olup, habıtatların boyontemlerınden yararlanan IUCN bazı zulma oranı yuksektır Buna karşılık Ka hayvan sınıfları ıçın duşunulanden daha nada ve ABD'de tehdit altındakî memelı yuksek bır tehdit duzeyı saptadı Buna turlerı sırasıyla yuzde 4 ve yuzde 8'dır gore memelı turlerının şaşırtıcı bır bolu ABD'dekı turlerın dortte bırınden azı ve mu, yuzde 25'ı ve surungen, amfıbı ve Kanada'dakılerın yalnızca yuzde 4'u enbalık turlerının de onemlı bır bolumu demıktır ABD'de habıtat bozunması, ortehdit altındadır Beş ana hayvan sınıfı talamanın bıraz ustunde, Kanada'da ıse ıçınde en az rısk taşıyan sınıf kuşlardır çok azdır (bkz alt çızım) Tehdit altındakî memelı turlerının en yuksek olduğu ülkelere sırasıyla, 128 Bılınen 4327 memelı turunun 1096 taturle Endonezya ve herbırı 75 turle Çln nesı rısk altında olup 169'u "krıtik ve Hındıstan dır Bu uç ulke, tum dunya oranda soyu tukenme tehlıkesı taşınufusunun yuzde 43'unu oluşturur ve en yanlar" kategorısıne gırmektedır Bu da, kalabalık nufuslu ulkeler aasında yer çok yakın gelecekte vahşı yaşamda son alıyor derece yuksek soy tukenme rıskıyle kar şılaşmak anlamına gelmektedır (Dığer ıkı kategorıde) "soyu tuken Tehdit altındakî tur yuzdesi me tehlıkesı taşıyan turler" yakın gelecekte bu rıskı taşıyanları, "soyu . ^ ^ tukenmeye eğılımlıler" ıse orta va Memeliler ^m ı delı gelecekte bu rıskı taşıyanları Kuşlar g tanımlamaktadır) 26 memelı sınıfın Surungen[~" 24 u tehdit altındadır En çok etkı lenenler arasındakıler fıl, maymun Amtıbıler| ve perıssodactyla (gergedanlar ve Bahklar F Jm. tapırler gıbı) turlerıdır 0 Krıtik oranda soyu tukenmekIUCN verılen bazı bolgelerdekı tehdit te olan altındakî memelı turlerı sayısını olası bıçımde belırtıyorsa da harıtadakı ornek |ğ*l Soyu tukenmekte olan ten, ınsanın habıtatlara olan negatıf etkı1 | Soyu tukenmeye eğilimli olan sının memeliler ustundekı tehdıdı arttır Surungenler, amfıbıler ve balıklara ılışdığı sonucu çıkarılabılır Coğrafı ola.ak kın verıler, soyun tukenme rıskını doğru ızole bolgelerdekı çok sayıdakı endemık bıçımde sınıflandırmaya yetertı değıldır turun durumu da onem taşımaktadır M Jfucuttakı tum eklemler gıbı omurgam » dakı eklemler de yaşlanır, bır başka mr deyışle kıkırdaklar aşınır Beldekı kıkırdakların ışlevlerını yitırmesı, slyatık, lumbago gıbı ıltıhaplı oluşumlara yol açar Günümüzdekı bunlara yönelık tedavı yöntemlerı son derece sınırlıdır Genellıkle ıltıhaba karşı ılaçlar verılerek ağrının hafıf letılmesı, bazı omurların kaynaştırılmasına çalışılmaktadır Ancak bu arada geleceğe yönelık bazı umutlar da yok değıl Fransız cerrah Jean Taylor tarafından ortaya ko nulan blr tasarıya göre omurlar arasındakı kıkırdakların protezı yapılabılecek Bu pro jenın amacı, tıbbı tedavılerden kaynakla nan ıkıncıl etkılerı azaltmak ve fazla genış kapsamlı bır cerrahı mudahaleyı onlemek Bu protezın yapımı ıçın ıse, şımdıye kadar alışılagelmış uygulamaların dışına çıkı larak, tıp dunyasının ıçınde yer almayan, mekanık bır otomatızm konularındakı a raştırmalarda uzmanlaşmış bır kuruluş olan Be System'e başvuruldu "Arts et Metıers" bıyomekanık laboratu varı ve Cannes'da uzayla ılgılı malzemeler uzerınde çalışan bır araştırma kuruluşuyla ışbırlığı yapan Be System, tıtandan bır kı kırdak protezı urettı Değışık yukler altında (eğılme, bukulme, kırışma ve kesılme) pro tezın durumunu onceden gozlemleyebıl mek amacıyla vucut ıçındekı ortamın (ozellıkle omurların) bır modelı oluşturdu Bır sonrakı aşamada ıse, protezın takılmasıyla ılgılı koşulları belırlemek amacıyla ınsanlar uzerınde deneyler yapılacak Fotoğrafta, omurlararası kıkırdak protezı goruluyor. Bu donanımın tumu, insan vucudunun çeşitlı şekıllerinde protezın reaksıyonları onceden gozlemlemek amacıyla ortaya konuldu. G Deli Inek ve 80 bin hasta I * Mımar Sınan Unıversıtesı'nde Felsefe Profesoru. lanmış hayvanların etınden kuçuk bır par ça yıyen ınsanların da CJH'ye yakalanıp ya kalanmayacakları bılınmıyor Ayrıca bulaşıcı vırusun ınsan yıyecek zıncırındekı yoğunluğu da bılınmıyor Ancak, bugune kadar olenlerden (14 Ingılız, 2 Fransız) daha fazla kurban verılece ğıne kesın gozuyle bakılıyor Vırusun 10 yıl lık bır ınkubasyon donemı var ve bu donemden sonra en az 61 Ingılızın daha ölmesı beklenıyor "•J* Bunun yanısıra, Ingıltere'de bır CreuztfeldtJakop hastası CJH'na benzeyen ve Yenı Gıne'de yenı dongıltere'dekı delı ınek salgınından ğan çocuklarda ortaya çıkan Kuru has (BSE) dolayı 80 bın Ingılıze oldurucu talığı da araştırmacılarda endışe yaratıCreuztfeldtJakob Hastalığının (CJH) yor Bu hastalık kendını 30 yıl kadar bulaştığı sanılıyor Ingılız araştırmacıların saklayabılıyor ve delı ınek hastalığının ınNature dergısınde yayımlanan salgın se sanlarda gorulen turu sayılıyor Buna naryosu kestırımlerınde bılınmezlıkler ol gore CJH'ndan olenlerın sayısını bınlerle duğu goruluyor Örneğın, BSE'ye yaka ıfade etmek gerekebılır l ünumuzde yapılan böbrek naklı amelıyatlarında, genelde hastanın vucuduna bır tek organ yerleştırılı yordu Bu 'genç bır böbrek olmalıydı çunku "yaşlı" bır bobreğın ıkı organın ışle vını ustlenemeyeceğı duşunuluyordu Ancak Maryland (ABD) Unıversıtesı'nden uz manlar 60 yaşın uzerındekı hastalardan (yaşayan ya da yenı olmuş) alınan bır yerı ne ıkı bobreğı yaşlı kışılere nakletmek ıstedıler Bu tasarıya gore, genç hastaya genç bır böbrek, yaşlı kışıye ıse ıkı yaşlı böbrek naklı yapılacaktı On hasta uzerınde dene nen bu uygulama bılım adamları açısından oldukça umıt verıcıydı, bu deneye katılan lardan yalnızca bın, vucudunun bobreğı kabul etmemesı nedenıyle dokuz ay sonra oldu ama bu hasta da bağışıklık sıstemını baskılayıcı ılaçlarını almayı unutmuştu Hr yertne Id hibrak Yaşlı kişllere bır yerıne ıkı böbrek naklı yapılması daha uygundur (bkz; yukardakı fotoğraf) 5185