05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

A L T E R N A T İ F T I P HAFTANIN GÜNDEMİ Akupunkturun yananlanı tartışılıyor Alternatif tıbbın en gözde uygulamalarından akupunktur, ilk kez Amerikan Sağlık Enstitü'sünce ele alındı. BD'de kasım ayı başlarında Ulusal Şağhk Enstitüsü'nün (NIH) düzenlediği konferansta, alternatif tıbbın en tartışmalı, ancak bir o kadar da gözde uygulamalarından birl olan akupunktur tartışıldı. Panele gözlemci olarak katılan baöımsız uzmanların da söz aldığı konferans, akupunkturun yaygınlaştırılması ye kullanım alanlarının genişletilmesi yönünde bir dizi kararın alınmasıyla sona erdi. Panelde tartışılan konuların başında bulantı ve kusma şikâyetleri geliyordu. Ancak alkollü bir gecenin sabahında ortaya çıkan mide bulantıları gibi basit mide rahatsızlıkları tartışmanın dışında tutuldu. Tartışmaların ilgi odağını, hamileliğin başlangıcında bazı kadınlarda görülen veya kanser tedavisinde uygulanan kemoterapinin yol açtığı ciddi bulantı şikâyetleri oluşturdu. Panele katılan uzmanlar, Sigara içme şampiyonlan: Gazeteciler, doktorlar ve milletvekilleri En çok sigara içenlerin gazeteciler olduğu ortaya çıkmış... Hacettepe Halk Sağlığı Vakfı'nın "Sigara içme konusundaki davranışlar ve tutumlar" konulu araştırması ilginç sonuçlar verdi. Proje başkanlığını Prof. Nazmi Bilir'in yaptığı araştırma, öncelikle, "sigara içme nedenleri, sigara içilmesi konusunda görüşler ve bu konudaki tutum ve davranışlar" üzerine odaklanmıştı. Araştırma, dördüncü sayfada okuyacağınız gibi, 9 değişik grup arasında sürdürüldü: Ortaokul ve lise öğrencileri, bu grubun anneleri ve öğretmenleri, doktorlar, sporcular, gazeteciler, sanatçılar ye milletvekilleri. Bu gruplar arasında en çok sigara içenlerin sıralaması şöyle: Gazeteciler, milletvekilleri ve doktorlar! #** Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi de, sigaranın vereceği zararı en aza indiren yasanın kabul edilişinin birinci yıldönümü nedeniyle Istanbul'da ulusal kongre düzenledi. Kongrenin medya ve sigara konulu forumuna kısmen katıldım. Açıkçası, sigaranın sağlığa ne kadar zararlı olduğunu topluma anlatmayı, sigara ve sigara tekellerine karşı mücadeleyi hayatlannın odak noktasına koymuş ulusal komitenin bazı üyelerinin, sigara içimini teşvik eden basınmış gibi davranmalanna bir anlam veremedim. Sigara içmem. Sigara içiminin zarahannı en aza indirecek yasa ve uygulamaları ötedenberi desteklerim. Ama buna rağmen, kongrede sigarakolik Deniz Som'un bile sigara içme hakkını savunmak zorunda kaldım. Çevresine zarar vermeden içebildiği kadar içebilir. Basın'ın sigara reklamlarının yasaklanması ile milyarlarca lira gelir kaybı olduğu doğrudur. (Komiteden birisi bunun 150 milyon dolar olduğunu ileri sürdü. Tabii, bunun kaynağı olrnadığı için oldukça üfürülmüş bir rakam görünüyor). Buna rağmen, basın, bunun sözünü bile etmemiştir. Basının bir kısmının sigara üreticileriyle iş, dostluk vb ilişkileri içinde olduğu da doğrudur. Bu dostluk ilişkileri nedeniyle, sigara lehinde bazı habeherin çıktığı da doğrudur. Ama bu tür dostluk haberlerinin sonu gelmez ve ömrü kısadır. Esas olan, basının, sigaranın zararlı bir madde olduğu konusundaki yayınlarıdır. Bugün bütün toplum, sigaranın sağlığa çok zararlı olduğu bilgisiyle donatılmıştır. Bu bilginin ana yayıncısı basın yayın organlarıdır. Bu konuda yapılan bütün yeni araştırma sonuçlan, haber olarak gazetelerde yer alır. Gazeteler, haber aktaran organlardır. Sigara konusunda yeni bir araştırma, bulgu vb. yoksa, bir yesilesi de yoksa, durup dururken kimse sigara konusunda haber imal edemez. Bu basının görevi de değildir. Ulusal komitenin saygıdeğer üyeleri, basını tam tersine yanlarına alarak yeni mücadele yoîları geliştirmeyi bilmeliler ye öğrenmeliler. Gazetecilerin çok fazla sigara içmeleri kötü. Ama doktorlann hemen basının arkasından gelmesi daha da kötü. örneğin niçin doktorların sigara içmesine karşı bir kampanya başlatılmasın öncelikle? Gelecek cumartesi yeniden birlikte olmak umuduyla... A lerde plasebo kontrollerinin devreye girmesi gerekliliği doktorların gözünü korkutuyor. Yeni bir ilacın yararları üzerine yapılan deneylerde plasebo olarak kullanılacak malzeme konusunda pek fazla sorun yaşanmıyor (Yalnızca tatlandırıcı içeren haplar yeterli olabiliyor). Oysa akupunktur konusunda yürütülen deneylerde iğne yerine geçecek plasebo bulmak oldukça zor. Akupunkturun ne şekilde yarar sağladığına ilişkin Çinlilerin ortaya attığı, vücudu "merıdyenlere" ayıran tez, Batılıları tatmin etmekten çok uzak. Kaldı ki Batılı bilim adamları akupunkturun tedavi edici rolünü bütünüyle plasebo etkisine bağlama eğiliminde. Sadece psikolojik etki mi? Panelde söz alan antropolog Daniel Moerman, akupunkturun son derece güçlü plasebo etkisinin yanı sıra inkâr edilmeyecek bir biyolojik etkiye sahip olduğunu ileri sürdü. 20 yıldır plasebo etkisi üzerinde çalışmalar yapan Moerman, akupunkturun ölçülebilir biyolojik etkllerinden birinin endorfin olduğunu belirtti. Moerman'a göre, akupunkturcuların ağrı gidermek için vücudun belli noktalarına uyguladıkları iğneler, beynin endorfin denilen doğal bir uyuşturucu salgılamasma yol açıyor. Konferansta gerek akupunkturcular, gerekse doktorlar akupunktur uygulamalarına ilişkin görüşlerlerini şöyle özetlediler: Günîük yaşamın akışı içinde uygulanan pek ÇOK tıbbi uygulamanın bilimsel deneylerden geçmediği gerçeğinden yola çıkan akupunkturcular, bazı tedavi yöntemlerinin yalnızca yararlı olduğu için kabul gördüğünü ileri sürdü. öte yandan tüm tıbbi yöntemlerin bilimsel deneylerden geçmesi gerekliliğini vurgulayan doktorlar, ne denli zor olursa olsun akupunktur üzerinde klinik deneylere devam edilmesini ve bilimsel temele oturtulmuş bir mekanizmanın oluşturulmasını şart koştu. Kaynak: The Economlst8 Kasım 1997 ayrıca ağrıların giderilmesinde akupunkturun rolü konusuna da öncelik verdiler. Bunların yanı sıra akupunktur iğnelerinin bağışıklık sistemini güçlendirdiği, adet kramplarını giderdiği, kronik sindirim rahatsızlıklarını hafiflettiği, nörolojik şikâyetleri ve felçle gelen yetersizlikleri büyük oranda tedavi ettiği ileri sürüldü. Bugün akupunktur doktorlar tarafından fazla kabul görmüyor, genellikle kuşku ile karşılanıyor. Bunun iki ana nedeni var. Birincisi, akupunkturun faydalarına ve nasıl faydalı olduğuna ilişkin fazla bir şey bilinmiyor. Ikincisi ise akupunkturun yararlarına ilişkin klinik deney yapmanın zorluğu (hatta olanaksızlığı). Pahalı olmasının yanı sıra klinik deney obursali@prizma.net tr Cumhuriyet BİLİMTEKNİK • No: 557 22 Kasım 1997* Basan ve Yayan: Yeni Gün Haber Ajansı A.Ş. • Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç • Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya • Yazı Işleri Müdürlerı: Ibrahim Yıldız , Dinç Tayanç • Sorumlu Yazı Işleri Müdürü: Fikret llkiz» Yayın Yönetmeni: Orhan Bursalı • Grafik Yönetmeni: Tüles Hasdemir • Reklam: Medya C. 5573
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear