Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B İ L İ M D Ü N Y A S I N D A N Y E N İ H A B E R L E R K alçadan alınıp idrar yolu çevresine sarılacak küçük bir kas, idrar ka çırma sorunu olan hastaların yarısından çoğuna çözüın getirdi. Amerıka'da gerçekleştirilen kas nakli sırasında kalça bölgesinden alınan kasa yeniden bir işlem uygulanarak yerine geçtiği kasın ışlevinı görmesı sağlandı. Üroloji uzmanı Michael Chancellor tarafından ilk kez uygulanan bu ameliyat gerek erkek, gerek kadın hastalar için önemli bir çözüm sayılmakla birlikte, özellikle prostat ameliyatı olmuş yaşlı erkeklerin ilgisini çekiyor. Chancellor yalnızca Amerika'da yaklaşık 100 bin kişinin prostat ameliyatı olduğunu bunların yüzde otuzunda da idrar kaçırma sorununa rastlandığını bildiriyor. Bu sorunu olanların dörtte birine yapay bir kas işlevi gören minik bir vana takılmış. Ancak bu vana genellikle kımi olumsuzlukları da beraberinde getirdiğinden, bu kişilerin %40'ının kısa bir süre sonra bunu çıkarttıkları belirtiliyor. Yeni yöntemle cerrahlar kalçanın iç bölümünü yararak kalça kemiğinden dize kadar uzanan ince kas şeridinden bir parça alıyor. Bu kas dizden alınarak öteki uçtaki sinir ve kılcal damar bağlantılarına dokunulmuyor. Daha sonra kas tıpkı bir başörtü gibi idrar yolunun çevresine sarılarak kalça kemiğine bağlanıyor. Cerrahlar kasa elektrodlar bağlayarak büzülmesinı sağlıyor ve bunun idrar yolunu kapatacak kadar sıkışıp sıkışmadığına bakıyor. Elektrodlar daha sonra karın bölgesindeki derinin altına yerleştirilen bir uyarıcıya bağlanıyor. Elektrodlara uygulanan darbelerle kası uyaran uzmanlar içindeki liflerin dengesini yavaşça değiştiriyor. Sekiz haftalık bir eğitim süreci sonunda hızla değişen bu kas sürekli büzülmüş olarak kalan bir kasa dönüşüyor. Kas dönüşür dönüşmez elektrodlar onu büzülmesı yolunda uyarmaya devam ediyor ve böylece idrarın kaçırılması engelleniyor. Bilim adamları, çok basit olmasa bile, yöntemin çok sayıda hastayı rahata kavuşturacağına inanıyor. İdrar kaçırmaya kas nakli Yeni bir kalp cerrahi tekniği jrezilyalı bir ıkalp cerrahının 'yeni uyguladığı teknik Avrupa'ya gelince minik bir kıyamet kopardı klasik doktorlar arasında. Bu yöntem bılinen tüm tekniklere karşıydı. Brezilyalı doktor Batista hatta bazı cerrahlar tarafından şarlatan olarak bile nitelendirildi. Dr. Randas Batistas, çok agır kalp hastalarının kalplerınden bir parça kesip alıyor.. Ameliyatın bütün esprisi burada. Yani kalbi küçültüyor. Küçülen kalp bir süre sonra daha hızlı kan pompalamaya başlıyor vücuda ve görevini yine eskisi gibi yerine getirmeye başlıyor... Bir Italyan asıllı doktor, Gianni Angelini de, Batista'nın gözetiminde, bu operasyonu ilk kez Ingiltere'de Bristol Heart Institute'da 70 yaşındaki bir ölürmcül hastada başarıyla uyguladı. Hastanın kalbınden uzunlamasına bir kaç santim kesip çıkardı, kesilen yeri dikti. Kalp atış oranı yüzde 23'den yüzde 61'eyükseldi. Bristol Royal Infırmary'de ölümcül durumdaki 5 kalp hastasına uygulanan bu yeni teknik sırasında, hastaların üçü öldü. Iki ölüm operasyonun sonuçları nedeniyle oldu. Ancak, hastaların ölümcül olması, operasyonun başarı şansını da azaltmaktaydı. Ancak, ABD Buffalo General Hospital Kalp Cerrahısi bölümü yöneticisi, 500 bilimsel makale yazarı Tomas Salerno B Brezilyalı Cerrah Randas Batista, bugüne kadarki bütün klasik kalp operasyonlarına meydan okuyan yeni bir teknik uyguluyor. Tabii bütün şimşekleri de üzerine çekerek... da "Bu tarihi bir gelişmedir" demektedir. Teknığı bulan Batista, Brezilya'nın Curıtıba k e n t i n d e 1994'den berı 300 hastayı bu yöntemle ameliyat etti. Başarı oranı: Yüzde 60. Ameliyat edilen hastaların başka kurtuluş şansı olmadığı belirtilmekte. Başarıyla ameliyat olan ların sağlıkları ise daha iyiye gidiyor. Batista, bugüne kadarki tecrübelerinı henüz bir konferansta açıklayamadı. Sadece bir tek makalesi, o da Portekizce, bir bilimsel dergide yayımlandı. Klasik tıp, Batista'ya henüz kapılarını kapalı tutuyor. Ancak Italyan asıllı doktor Angelinis yöneticiliğinde 100 hasta üzerinde ilk kez uluslararası bir çalışma Temmuz ayında başlatıldı. Dört ülkede en az 10 kilinik bu çalışmaya katılıyor. Çalışmanın amacı, bu tür operasyon acaba hangi kalp hastalarında yapılırsa en iyi sonuç alınır, sorusuna yanıt aramak. Bu teknik, aralarında Yale de bulunan çeşitli Amerikan üniversitelerinde denendi. Thomas Salerno ise 1995'den beri 12 hastayı ameliyat etti. Bunlardan 5'i öldü, Yaşayan 7 hastadan 5'i, eskisinden çok daha iyi durumda. Iki hastanın durumunda değişiklik yok. Bipa şişeleri fizik deneyini engelledi! / Kalp kası bir yumruk büyüklüğünde olup sağ ve sol kanncıklara bölünmüş durumdadır. Sol kanncık daha büyüktür ve günde 9 bin litre taze kanı damarlar aracılığıyla bütün vücuda pompalar. Sol karıncıkta basınç çok daha fazladır, bu nedenle de kanncık duvarları sağ karıncığa kıyasla üç kez daha kalındır. Genç bir kalp dakikada, baskı altında, 200 kez atabilir. Yılda milyonlarca insan kalp krizi sonucu ölmektedir. Bu kalp hastalarının çoğunda sol kanncık aşırı derecede büyümüş durumdadır. Brezilyalı doktor Batista, sol karıncıktan 90 gram kadar bir parça kası kesip çıkartarak kalbi küçültüyor. Bu ameliyat sırasında kalp atmaya devam ediyor. Hasta kalp akciğer makinesine bağlanmıyor. Kalp çalışırken yaralı bölge dikiliyor. Operasyon ortalama 3 saat sürüyor. Ameliyattan hemen sonra kalbin pompalama gücü derhal yükseliyor. üksek enerji fizikçilerinin, teorik fizikçilerin öngördüklerı süper simetrik ilk parçacıkları üretme deneyi sonuç vermedi. Bu, bu amaçla yapılan ilk deneydi. Araştırmacılar, dairesel hızlandırıcı LEP'İ özel olarak bu deney ıçın yeniden tasarlamışlardı. 27 kilometre uzunluğundaki hızlandırıcıda karşılıklı olarak gönderilen pozitron ve elektronlar, bugüne kadar kullanılanın iki katına yakın bir enerji ile birbiriyle çarpışacaklardı. Bu çarpışma sonucunda, süpersimetrik ve evrenin oluşumunun ilk parçacıklarının gözlenmesine çalışılacaktı. Ancak deney beklenmedik başka bir nedenden dolayı gerçekleşemedi. Çünkü elektron ve epozitronlar bir türlü hedefe varamıyorlardı. Günler süren araştırmalar sonucunda hızlandırıcının içınde iki bıra şişesi bulundu! Bira şişeleri parçacıkları engelliyordu... Acaba sabotaj mı yoksa tesadüf mü? Y Maymunlara yaşlılarevi Antarktika altında tatlı göl Batista ameliyat ettiği bir hastasıyla Çocukların en aç olduğu bölge Giiney E I ngilizler, yeryüzünü gözetleyen ERS1 uydusunun verilerınden hareket ederek, Antarktika'nın 4 kilometrelik kalın buz tabakasının altında, 14 bin kıtometrekare büyüklüğünde bir tatlı su gölü keşfettiler. Gölün yarım mılyon yıl içınde orada oluştuğu bildirildi. Suyun, üzerindekı 300 400 atmosfer basınç dolayısıy la eksi 2 santigrat derecede bile sıvı halde bulunduğu belirtiliyor. Bu tatlı su gölü konusunda ilk tahminler 197O'lı yıllarda yapılan eko deneylerı sonucu ortaya çıkmıştı. Şımdi Ingilizler bu tahmini kesinieştirmiş oluyorlar. n çok hangi kıtadaki çocuklar açlık çekiyor? Bir çoğunu/un verecegı yanıt Afrıka olur herhalde. Atrıka, Sahra... Afrika'da çocuklar aç tabii, ama dünyanın daha aç bir bölgesi var; Güney Asya... Çok yakında yayınlanan bir UNICEF ra poruna göre Afrika'da yaşayan çocukların %30'u beslenme problemleriyle karşı karşıya, aynı oran Güney Asya'da %50. Sadece Hindistan, Pakıstan ve Bangladeş'deki aç çocuklar, bütün dünyadakı aç çocukların yarısını oluşturuyor. Hindistan'da yaşayan çocukların %53'ü yaşlarının yerektırdığı vücut ağırlıklarının altında ağırlıklara sahipler. Bangladeş'de bu oran %67'ye yükseliyor. UNICCT'den Carol Bellamy'e göre Günfiy Asya'daki açlıgın nedeni yiyecek yoklugu degıl, kadının toplumdaki düşıık slatüsü. Kadınlar yeterınce beslonemıyor ve sagiık hizmetlerinden yararlanaınıyor, so nuç olarak bunların çocukları daha doğarkon sorunlu oluyor. Bellamy. kız çocukların klinıklere erkek çocuklara gore çok scyrok olarak götürüldüklerinı, bu durumun kızla rın tüm yaşamlarını sağlık problemleriyle boğuşarak geçirmek zorunda kalmalarına neden olduğunu belirtiyor. UNICEF raporuna göre Güney Asya'da çocukların üçte biri 2.5 kilogramdan daha hafif olarak dünyaya geliyor. Çocukların, doğumu izleyen ilk dört aylık gelişirnleri o kadar kötü değil, çünkü bu süre içinde sadece ana sütü ile besleniyorlar. Ana sütünün kesilmesinden sonra çocukların büyüme süreçleri sağlıksız bir yol izlemeye başlıyor. Bölgede genellikle bitki kökenli besinlerle besleniliyor. Uzmanlar bu durumun protein ve kalori yönünden açıklar oluşmasına neden olduğunu söylüyorlar. Bazı beslenme uzmanları Afrika'daki beslenme sorununun da raporda belirtilenden daha ciddı olduğunu öne sürmekte. Rapor, sadece Sahra ülkeleri hesaba katılarak hazırlanmış. Uzmanlar, Angola, Burundi, Liberya ve Somali'nin de çok ciddı beslenme problemleriyle boğuştuğunu belırtiyorlar. Işın içıne bir de savaşlar ve sosyal kararsızlıklar eklenince (Tiılyonlarca çocuk, kısa hayatlarında "bir kere bile" karınlarını gerçekten doyuran doğru dürüst bir yemek yiyemeden ölüp gidiyor. Ö zellikle 1985 yılı ortalarında AIDS araştırmaları için yetiştirilen ancak şımdi deneylerde kullanılamayan şempanzelei' için özel bir huzur evi yapılması önerildi. AIDS araştırmaları için şempanzelerin çok fazla işe yaramadıkları görülünce, Amerikan araştırma laboratuvarlarının elinde bulunan 1500 e yakın şempanze bu defa bir sorun olarak ortaya çıktı. Bu şempanzelerin bir kısmı AIDS veya Hepatit virüslü. Şempanzeler 55 yaşına kadar yaşadıkları için laboratuvarlarda tutulamayacakları belirtiliyor. Nature dergisine göre, Amerikan Milli Araştırma Konseyi, bu konuda birz rapor hazırladı. Raporda, hayvanların Afrika'ya gönderilmesi ve vahşi doğaya bırakılması önerisi bile var, ancak bu önerinin gerçekleştirilmesi mümkün görülmüyor. Hayvanları koruma dernekleri ise bu hayvanlar için özel bir koruma bölgesi yaratılmasını ve orada yaşamalarını önerdi. Bu da bilimin ınsanlık adına ıddiasıyla. kendisine en yakın canlılara karşı kirli tutumunun somut bir göstergesi... 4885