26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

ARAŞTIRMA DÜNYASINDAN HABERLER Baş ağpıtan ekranlar Sporcularda alerji ve astım Fuat Kalyoncu* F ransa'da poitoucharentes bölgesinde işyeri doktoru direniyor ve imzalıyor: Bir ekran önünde çalışmak zararhdır. Bölge Çalışma Müdürlüğü 1991 yılında ekran önünde çalışan 3140 kişiyle yaptığı 5 yıllık anketin ilk sonuçlannı yayımlıyordu. Sonuçlar, göz ve görsel rahatsızlıkların arttığını ortaya koyuyordu (ağırlık, gözlerin kapanması, yanma, görüş bozuklukları). Rahatsızlıklar ekran önündeki süreyle orantılı. En az ekran önünde bir saat çalışan kişiler için geçerli. Incelemenin sonucu şu: Diğer bilişimsel olmayan çalışmaların aksine, ekran Ekran üzerindeki çalışma açık şekilde göz ve görsel rahatsızlıklar veriyor. Göz daha önce rahatsızsa bu zarar daha da artar. E önünde çalışma açık şekilde göz ve görsel rahatsızlıklar veriyor. Eğer göz daha önce rahatsızsa bu zarar daha da artıyor. Anketin bu kez ikınci kısmı yayımlanıyor ve baş ağrısı, sinirselruhsal bozukluklarla (sıkıntı, sinirlenme ya da uyku rahatsızlıkları) gibi. Sürekli ya da sürekli olmayacak şekilde ekran önünde günde en az iki saat çalışan ücretli, kötü çalışma koşullarında, sıkıntılı, sinirli oluyor ve uyumakta zorluk çekip mesleki rüyalar görüyor. Istatistik hesaplara göre ekran önünde geçen süre en önemli öğe. İki saat altında (günlük) ücretliler daha az sızlanıyorlar. Fakat iki saatin üstünde, baş ağrısı artıyor. Kadınlar erkeklere göre daha fazla rahatsız oluyor. Ayrıca işlemin tek düzeliği, çevre gürültüsü ve kodları öğrenmenin gerekliliği de rahatsızlıkları kolaylaştırıyor. Bu anket işyeri doktorlarına ve ücretlilere de bir uyarı; bu tür rahatsızlıkları dikkate alın. Gelecek yıllarda bu tür meslek hastalıklarının ortaya çıkması ve benimsenmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Çeviri: Ismail Kılınç gzersiz sonucu gelişen bronş sistemindeki yaygın spazm (bronkospazm) ve buna bağlı nefesdarlığı, astmalılar için çok karakteristık bir bulgudur. Böyle bir durumun ortaya çıkmasının bir sporcu için ne anlama geldiği elbetteki çok açıktır; spor hayatının sona ermesi. Tabii bu eski dönemlerde böyleydi, günümüzde ilerleyen tıp imkanları sayesinde artık astmalı sporcular da her türlü yarışmaya katılabilmektedir. Sporcunun hastalığı hakkında her şeyi, ilaçlannın özelliklerini, yan etkilerini, hangi ilaçlann dopıng sayılabileceğini bilmesi gerekmektedir. 1970'li yılların altın yüzücüsü Alman Mark Spitz astmalı olmasına rağmen, o zamana kadar bir yüzücünün alabileceği en fazla altın madalyayı bir olimpıyat boyunca toplamıştı. Buna karşın XXI. Münih Olimpiyatlan'nda altın madalya kazanan bir başka genç yüzücünün madalyası ise astma için kullanılan ancak doping sayılan bir ilacı kullandığı anlaşıldığından geri alınmıştır (Ephedrın sülfat). Bu gibi durumlarda sporcunun herhangı bir şekilde itirazı kabul edilmemektedir. Egzersiz sonucu oluşan bronkospazm, egzersizden 38 dakika sonra gelişmektedir. Astması olan atletlerin % 90'ında, alerjik bünyeli ve saman nezlesi türünden alerjik hastalıkları olan sporcuların ise % 3540'ında görülür.' Yapılan araştırmalarla yüksek performanslı atletlerin genelde % 2.8 ila 14'ünde bu bozukluğun olduğu bulunmuştur. Amerikan 1984 kış olimpiyatlan takımının 126 sporcusundan 8'inde, yaz olimpiyatlan takımının 597 sporcusundan 67'sinde ve Seul'deki XXIV. Olimpiyatlar'daki 611 sporcudan 52'sinde egzersize bağlı bronkospazm tespit edilmiştir.Ancak bu sporcular tamamen sağlam olanlara kıyasla daha fazla oranda madalya toplamıştır. örneğin yaz olimpiyat takımının % 11'i astmalı iken, bunlartüm madalyalann % 13'ünü almıştır. Egzersiz sonucu neden böyle bir durumun ortaya çıktığı araştırıldığında; efor esnasındaki derin nefes alıp vermenin bronş sisteminden ısı ve su kaybına yol açtığı ve bunun da bronş sistemindeki damar yapısını olumsuz olarak etkilediği görülmüştür. Gerçekten de sporculara suya doymuş havanın solutulmasıyla, bu durumun kontrol altına alınabilecegi gösterilmiştir. Kuru ve soğuk havada bronkospazm artmaktadır. Bu durumun spor çevrelerince herkesçe bilinen bir özellıği de tekrarlanan egzersiz periyodlarıyla, havayollarındaki spazmın şıddetinin azalabilmesidir. Yanı bilinen klasik ısınma antrenmanları. Teşhıste kişinın hikâyesi ve yapılan çeşitli efor/egzersiz testleri önemlidir. Ancak özellikfe çocuk ve genç sporcular bu durumu pek kabullenmemekte veinkar etmektedırler. Bu nedenle birçok ülkede sporcular seçılirken bu durumları özellikle sorgulanmaktadır. Bizde de zaman zaman bazı futbol yıldızlarında bu durum görülmekte ancak her nedense bir sır gibi saklanmaktadır. Sporcunun tüberküloz olduğu şeklindeki bir açıklama, astmalı olmasına tercih edilmektedir. Halbuki Eurosport'ta seyrettığımız bazı tenisçiler veya ülkemizdeki bazı basket takımlarındaki zenci oyuncuların astma spreylerini ne kadar rahat ve gizlemeye gerek görmeden kullandıklarını da hep beraber izliyoruz. Astması olan sporcular genellikle sprey tipi ilaçları doping sayılmadan kullanmakta, Kromolin, kortikosteroidli ve beta mimetik türü ilaçları egzersiz öncesi dönemde rahatlıkla alabilmektedır. Ancak beta mimetik türünde nefes açıcı ilaçlann tablet ve şurup biçimleri uluslararası yarışmalarda kabul edilmemekte doping işlemi görmektedir. Bu sporcuların bilinçli bir biçimde ısınmaları,23 saat süren korunma yaratabilmektedir. Aslında bu tür kişilerin en başarılı olacakları sporlar, su içinde yani nemli ortamda yapılanlardır (yüzme, sutopu vs.). Bazı ender alerji hastalıkları sporcuları istenmeyen zamanlarda durdurabilir. Bunlardan önemli bir grup da; egzersiz sonucu ortaya çıkan ani kaşıntı ve şjşljk atakları (kurdeşen=ürtiker) ile egzersiz sonucu ortaya çıkan alerjik şoktur (anafilaksi) Bu tür alerjik ataklar genellikle kabuklu denız yiyecekleri, kereviz veya karpuz tipi yiyeceklerin yenmesinden sonra yapılan egzersizlerde ortaya çıkmaktadır. Tedavide yapılan alerji testleriyle duyarlı olduğu bilinen gıdaların sporcunun diyetinden çıkarılması ve tok karnına efordan kaçınılması yeterlidir. *Doç. Dr., Hacettepe Tıp Fakültesi Gögüs Hastalıkları ABD Erişkin AJerji Hastalıkları Ünitesi Transistör: Yumuşağın devrimi Silisyumlu mikroişlemcilerin sonu mu geliyor? Yeni transistörierin esnekliği yeni teknolojik atılımlan sağlayacak. "Yumuşak elektroniğin" ilk adımı atıldı. Paris yakınında Thiais'de bulunan CNRS'in moleküler madde laboratuvarı ilk organik transistörü gerçekleştirdi. Dünyada tek olan bu bileşen ne kasada ne de kilitli bir dolapta saklanıyor. Görmek istendiğinde, laboratuvarın patronu Francis Garnier onu çekmecesinden çıkarıyor. "O kadar nazik değil. Herhangı bir plastık kâğıdın esnekliğine sahip" diyor. 5x12 mm. boyutlarındakı plastik dikdörtgen ilgi çekiyor. Fransız ekibı elektroniğin kralı olan silisyumun performansını yakalamak için bir plastikte elektrik yüklerinin hareketliliğini 10.000 kez arttırmak uğruna yedi yıldır çalışıyor. 1990 yılında ekıp bir kısmı yan iletken olan plastıkten transistör elde etmişti. Esneyebilirlik ve hafiflik özellıklerınden dolayı plastık maddelerden tam olarak yararlanmak için metalik kısımları elemek gerekti. Plastiğin ayrıca maliyeti ucuz. Bugünkü bileşenlerin kullanıldığı yerlerde "artı" bir şey getirdiğinde uygulanacaktır. Elektronik performansı açısından (komütasyon hızı vbg.) yarış önceden kaybedildi. Çünkü galyum arsenür gibi çok iyi yan iletkenler var. "Yumuşak" transistör kendini üretim maliyetinin düşürülmesi ve biçimlendirme alanlarında gösterecek. Yumuşak transıstörler köpükten toplar gibi esnek radyoların yapılmasını sağlayacak. Ama ilk uygulamalar o kadar görkemli olmayacak. Kimi elektronik ürünlerin yapısını değiştirebilir. İlk uygulamalardan biri yongalı kartlar olacak. Plastik mikroişlemciyle kartlar türdeş olacak, yani daha güvenilir ve üretimi kolay olacak. Ikinci uygulama düz ekranlar. Dönüşümü kolay plastikle sınırsız boyda katlanabilir ekran yapılabilecek. Bir başka olanak da tek bir parçadan oluşan dev fotovoltaik panolar yapılmasıdır. Bugünkü panolar silisyumdan yapılan küçük panoların biıieştirilmesiyle elde ediliyor. Çeviri: Dr. İSMAİL KILINÇ Science et Avenir 4375
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear