29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

HAYVANLAR DÜNYASI Canavar karıncalar Ordu karıncaları, milyonlarcası bir ordu oluşturarak ve pis bir koku yayarak insan dahil tüm hayvanların üzerine saldırır ve bir anda canlıyı imha ederler. Birçok deniz canlısı kokuların başkalaşımıyla ürerler. E tçiller, böcekler, yaban domuzları, sürüngenler, insanlar, büyük ve küçük bütün hayvanlar ordu (şoför) karıncalarından kaçar (G. Amerika'da Ecitonlar; Afrika'da Anomma ve Durilluslar). Bu karıncaların milyonlarcası bir ordu oluşturarak ve çok pis bir koku yayarak koşar adımlarla oradan oraya gider. Ayak seslerinin hışırtısı uzaklardan işitilebilir. Bu sesi ve o pis kokuyu duyan hayvanlar deli gibi kaçarlar. Anne Putnam'tn gözlemlerine göre ordu karıncaları gelirken köpekler ulur; maymunlar çılgına göner; akrepler, kırkayaklar, fareler vb. tabana kuvvet kaçar. Bütün canlılar dehşet içinde geri çekilir. Çekilmeyen kendi bilir; çünkü etferi parça parça koparılacak ve az sonra geriye bir iskelet kalacaktır. Ordu karıncaları kafesteki bir leoparı, bir piton yılanını, bir çiftlikteki bütün hayvanları (köpekler, tavuklar, keçiler, domuzlar vb.) yiyebilir. Hapisaheye giren ordu karıncaları hücrelerdeki hükümlüleri yiyip bitirmiştir. Henry Bates'in gözlemlerine göre, her ordu karıncaları türünün kendine özgü bir stratejisi yardır: Kimi tek sıra, kimi geniş kollar, kimi de peşpeşe kıtalar halınde yürür. Yüzeye koyu kırmızı bir mürekkep gibi yayılırlar. En iyisi onlara hiç yaklaşmayıp kaçmaktır; çünkü şaşılacak bir hızla bacaklarınıza tırmanır ve son derece ağrı verecek şekilde ısırırlar. Sizi ısıran bir ordu karıncası keskin çenelerini derinize takar ve makasla vb. ortadan ikiye bölünmeden sizi asla bırakmaz. Ancak bazen kaçmak da olanaksızdır. Ordu karıncaları yüzlerce metre öteye uzanan topluluklar oluştururlar ve sizi binlerce kuduz kurttan oluşan bir çığ gibi ezip geçmek isterler. özellikle sık ağaçlı bir ormanda onların saflarını delip geçmek çok zordur (nereye gittiklerini göremezsiniz ve kaçış hızınız düşer). Bu kanncalar göçebedir. Besin olsun olmasın daima göç ederler. En önde savaşçılar, yanlarında koruma askerleri ve en arkada işçi arıların ortasında kraliçe yürür. Bu kanncalar yürürken larvalarını da taşırlar ve gövdeleriyle onları güneşten korurlar. Bir yandan da larvaları yalarlar. Larvalar koza yapma zamanı gelince, hamal karıncaların o kadar hoşuna giden salgılarını durdururlar. Bu, onların koza yapma zamanının geldiğini gösterir; bu ise tam dinlenme gerektirir. Bu amaçla kanncalar içi çürüyüp boşalmış yosunlu bir ağaç gövdesinde, oğul veren arılar gibi birbirlerine tutunarak, canlı bir küre oluştururlar. Bu canlı top onların yuvası, kampıdır. Kamp yuvası tamamen deliklidir. Delikler yuvanın merkezine götürür; kraliçe dinlenme süresince merkeze 30.000 kadar yumurta Okyanusun dibinde yaşayan Palolo solucanları çok ilginç hayvanlardır. Her sonbahar Palolo solucanfan dibi bırakıp üremek için okyanus yüzeyine çıkarlar; fakat yüzeye çıkan yalnız vücutlarının arka yarısıdır; ön yarıları denizin dibinde kalır. Deniz yüzeyinde Palolo solucanlarının erkekleri sarı, dişileri kırmızı renk bırakır. Karıncaların hepsi yuva yapıalır. Vücutlarının arka yarısında kürek mında rol almaz; karıncaların bir bölügörevi gören uzun bacakları ve bacakmü bu 1.5 milyonluk orduyu beslemek ların ucunda gözleri vardır; kafaları yokiçin besin bulmaya gider. 10 günlük bir tur. kamp kurma süresinde Afrika ordu kaŞafağın ilk ışıklarıyla Palololar deniz rıncalarının bu canlı yuvaya 1.5 milyon yüzeyine çıkmaya başlarlar. Milyonlarca kadar değişik böcekler taşıdığı görülyarım solucan (arka yarılar) yüzeye varır müştür. ve denize sarımsı kahve bir renk verirLarvalar pupa (koza) döneminden ler. Dişi solucanlar yumurtayla, erkekler sonra yavru kanncalar halini alırlar. sperm ile yüklüdür. Dişi çatlar ve yuCanlı yuvanın ortasına bırakılan yumurmurtalarını saçma taneleri gibi etrafafıtalardan çıkan larvalar, "yola devam" na saçar, erkek de, dişiden gelen feroferomonu çıkarırlar. Böylece ordu karınmonların etkisiyle, sperma püskürtür. caları yeni bir sefere daha başlar. AmeYerle halk, ellerinde sepetlerle palolo rikan ordu karıncaları 20 gün kadar hiç üreme yerlerine üşüşür., Palolo ağlar, durmadan yürür ve 20 gün kadar da kepçeler ve ellerle yakalanır. Acele etkamp kurarlar. Diğer başkalaşım feromonlan mek zorunludur; çürkü 12 saat sonra Chiclidae familyasından olan bahkPalolo tekrar dibe iner ve orada balıkların ve mürekkep balıklarının kurbanı olur. Kıyıda ateşler yanmış ve festival başlamıştır. Palolo'lar kızartılır, kurutulur ve tuzlanır. Tadları hindistan cevizli istiridye kadar güzeldir. Palolo'lardan başka kıllı deniz solucanlarında da vücudunun arka yarısı, üreme yapmak üzere ön yandan ayrılır. Şu farkla ki bunlarda yüzeye çıkan arka yarı, yeni bir ön yarı (baş) yapar. Odontocllllus solucanlarının "dişi yarıları" gece yüzeye çıkarak, karanlıkta parlayan organlarıyla erkeği kendılerine çekerler. "Erkek yarılar" da parlar; fakat dişinin ışığına yakalanınca erkekler ışıklarını söndürürler ve dişi feromonlarının etkisiyle sperma püskürtürler. Kıllı deniz solucanlarından Grubea'larda erkekler olgunlaşma feremonları salgılar; bu feromonlar dişile. ri yumurtlamaya zorlar. Etrafta erkek yoksa yumurtalar yumurta yolunda (oviduct) kalır ve tahrip olur. Birçok böceklerin (sinek, cırcır böceği, çekirge, hamam böceğı, pislik Göçebe ordu karıncaları yürürken larvalarını da yanlarında taşırlar. Koza yapma zamanı ise böceği) erkeklerinde bulunan bezlerin salgılarını durdurur ve dinlenmeye çekilirler. salgıladıkları feromonlar, dişilerde üreme sürecini başlatır. Çöl çekirgeDeniz solucanı Ophryotrocha'nın cinlerinde erkeklerin feromonları yavruların larda, yavruların çıkardığı feromonlar, sel başkalaşımı da ilginçtir. Bu türde olgunlaşmasını sağlar. ebeveynin yavrulara özen göstermesini yumurtadan çıkan bütün solucanlar erSazan benzeri küçük bir tatlı su sağlar. Ana ve baba balık, yavrularına kektir. Bir süre sonra bu erkekler kendibalığında (bitterling), erkeğin copuline yaklaşan bütün deniz canlılarına saldıliğinden dişileşir. Eğer bir dişinin arka denen feromonlarının etkisiyle, dişinin rırlar. Yavrular olmasa bile, yavruların 2/3'ü kesilirse kalan 1/3'ü ön bölüm kuyruğunun tabanında 5 cm. uzunluyaşadığı akvaryumlardan alınan birkaç eksik kısmı yeniden oluşturur (rejeneğunda bir yumurta atma borusu (ovipodamla su aynı işi görür. Yani ebeveyni rasyon); fakat oluşan yeni solucan ersitor) belirir. Bu sırada erkeğin pulları saldırgan yapar. Yavrular 3 haftalık kektir. Bu solucanların bir diğer özelliği gökkuşağı renklerini alır. Erkek sevecen olunca feromon yapmayı durdururlar ve de şudur: Erişkin dişilerin suya verdiği bir şekilde dişiye yaklaşır ve birlikte deebeveyn derhal yavruları kendi kaderine feromonlar, dişi solucanları erkekleştirir. niz dibinde yeni çıkacak yavrulara uyterk ederek oradan uzaklaşır. gun bir beşik aramaya başlarlar. Bu beCrepldula türü salyangozlar da yavşik ırmakların en büyük midyesi olan ruyken erkektir. Daha sonraki hayatında anodont'tur. Dişi, yumurta borusunun dişilenir. Dişinin feromonları bu dönüşümidyenin kapakları arasına sokar ve mü engeller. Hayvan, dişileşmeye başmıdyenın solungaç boşluğuna çok sayılamış olsa bile, dişilik feromonlarının etda boncuk gibi yumurta bırakır. Solunkisiyle tekrar erkekleşir. ga11ç boşluğundaki su daima temizdir. Omurgalılarda da benzer olaylar göAkdenız'in taşlık sığlıklarında yaşayan Bitterling yumurtaları burada tehlikelerrülmektedir. örneğin horoz olarak gelişBonnelia solucanı 115 cm. uzunluktaden uzaktır. (Selçuk Alsan) mekte olan bir tavuk yumurtasının içine dır. Vücudu çok dar ve uzun boyunlu blr şişeye benzer; öyle ki şişenin boynu 1 m. uzunluktadır. Dünyada çogalması bu kadar ilginç bir hayvan daha yoktur. Yumurta döllenir döllenmez yumurtadan çıkacak solucanın da cinsiyeti belirlenmiştir. Fakat cinsiyeti asıl belirleyen olay, solucan yavrularının erişkin dişilerin hortumuna (proboscis) yapışıp yapışmamasıdır. Dişinin hortumuna yapışabilen bir yavru, 3 gün içinde cüce (1 mm uzunlukta) bir erkeğe dönüşür. Bu erkekler vücutların kaplayan kirpikler sayesinde dişi sölucanın ağzına yüzerler ve oradan dişinin bağırsağına gelirler. Bir dişi solucanın bağırsağında 85 kadar cüce erkek bulunur. Cüce erkekler sonra bağırsağı delerek dişinin yumurtalık borularına erişirler ve buradaki yumurtaları döllerler. Bir dişinin hortumuna tutunamayan yavrular ise 1 yıl içinde erişkin dişi haline gelirler. Dişinin hortumuna yapışan solucanlar, saatler sonra oradan alınıp içinde dişiler olmayan bir akvaryuma konulursa erdişi (hermafrodit) olurlar; böyle bir solucanın ön yarısı erkek, arka yarısı dişidir. Dişinin hortumunda bulunan feromonun yapısı bilinmiyor. dişilik hormonları enjekte edilirse, yumurtadan horoz yerine tavuk çıkar. Aynı durum bazı kemiricilerde de görülmüştür. Olgunlaşma feromonları Bonnelia solucanlarının inanılmaz yolculuğu 420 16
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear