05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

TARTIŞMA EDİTÖRE MEKTUP Tıp eğitimi nasıl olmalıdır? Bilim adamları arasında iletişimsizlik S Bakı Komsuoğlu* ağlık sıstemlerımızın en onemlı problemlerınden bırısı sağlığımızı emanet edeceğımız doktorların yetıştırılmesı ve onların eğıtımıdır Bu eğıtım başarısı temelde fakultelerde verılen eğıtımın standardızasyonudur Tum tıp fakultelerımızın tıp eğıtımlerının aynı duzeye çıkarılması ılk hedef olmalıdır Bu gun bırçok Tıp Fakultesı'nde halen yataklı tedavı kurumları bıle yoktur ve eğıtım verecek oğretım uyesı 35 kadardır Bu açmazdan kurtulmak, oğrencılerın aldığı eğıtımden memnun olmasıyla, oğretım uyelerının verdığı eğıtımın kalıtesıyle ve hastanın aldığı hızmetın yukseltılmesıyle olur Bu nedenle aşağıdakı onerılerımın dıkkate alınması gereklıdır duşuncesındeyım bulunmalıdır Bılımsel, araştırıcı, eğıtımcı vasıflı oğretım uyelerı bu kadrolara başvurabılmelı ve tarafsız jurılerce değerlendırılerek, anlaşmalı olarak ve bılım uretmelerı esas alınarak atanmalıdır Doç. Dr. Ayselı Usluata 4. Türkiye'nin sağlık sistemi tek elden toplanmalıdır. Bu, mekanızmanın ışleyışı yonunden şarttır Bız ne beledıyelerın ne de unıversıtelerın hastane ışletmelerıne razıyız Onlarca çeşıt hastanelerı tek çatı altında toplamalı, bölge nufusuna gore ve tedavı hızmetlerı yonunden bolge hastanelerı belırlenmelı, her bolgenın lyı hızmet veren yuksek teknolojıyı kullanan referans hastanelerı olmalıdır Eğer bolge hastanesı o bolgede lyı hızmet verıyorsa hasta goçu onlenmış olur Tıp fakultelerı, sadece ama sadece, o hastanelerın eğıtımlerı ve araştırmalarından sorumlu olmalıdır Boylece devamlı eğıtımden, bılımsel araştırmalardan ve bolge hastanelerının tumunden sorumlu olurlar 1. Üniversiteler hastana işletmekden vazgeçmelidirier. Hastane hızmetlerınde başhekım adı altında oğretım uyesını kullanmak son derece yanlıştır Unıversıte hastanelerı bolge hastanelerı olarak ve ıdaresı bolge sağlık konseylerıne bırakılarak unı versıtelerın bolgenın tum hastanelerınde eğıtım ağırlıklı, araştırmaya yönelık hızmet vermesı esas olmalıdır Tabıı buradakı esas amaç, eğıtım olduğuna gore 510 yatağa bağlı kalınmadan tum hasta yataklarından bılımsel araştırmalar ıçın çalışma ımkânı doğar ve pasıf eğıtım aktıf eğıtım halıne doner 5. Tıp fakültesi akademik kurulları, Yüksek Sağlık Şurası'na bağlanmalıdır. Tıp fakultesı akademik kurulları Yuksek Sağlık Şurası'na bağlanmalı, Araştırma Gorevlısı, Yardımcı Doçent, Doçent ve Profesor atama ve aşamaları tek elden ve tarafsız kurullarca yurutul melıdır Bunun şu andakı en guzel ıkı orneğı TUS Imtıhanları ıle Araştırma Gorevlısı alımı ve Doçentlık jurılerıdır 21 yuzyıla gırerken tıp eğıtımı, çağdaş, bılımsel ağırlıklı olmalı ve buna ına nanlara teslım edılmelıdır Son olarak, Hıpokrat'ın yemınının tarıh olduğunu soyleyenlere seslenmek ıstıyorum Kadrolaşmalar ve bılım dışı uygulamalar da mutlaka tarıh olacaktır Eğer tıp eğıtımınde bılım uretemıyorsak, bolge sorunlarına sahıp çıkamıyorsak, zaten çağ dışı kalmış olmaz mıyız? * Prof. Dr., Kocaeli Üniv.Tıp Fakültesi 2. Tüm tıp eğitimi, Batı standardizasyonuna ulaşmalıdır Bu nedenle eğıtımın planlanması, kalıte kontrolu tek elden yurutulmelıdır Son yıllarda Avrupa Topluluğu eğıtımın daha kalıtelı yapılabılmesı ıçın bır dızı onerı sevıyesınde karar almıştır Bunlardan bazıları çok çarpıcıdır Eğıtım ıçın tum sağlık kuruluşlarından yararlanılması, eğıtımın ulusal sağlık sorunlarını yansıtabılmesı yaşam boyu hasta ve doktor eğıtımının verılebılmesı, hastalıklardan korunma yollarına aıt eğıtıme oncelık ve onem verılmesı, oğrencılerın kışısel yeteneklerının değerlendırılmesı, oğrencı alma polıtıkasının değıştırılmesı bu önerılerın en onemlı konularıdır Bunlara aynen katıldığımı belırtmekte yarar goruyorum Avrupa'da bu kadar standardızasyona onem verıldığı bır donemde ulkemızdekı dağınıklık eğıtım mensubu olarak bana uzuntu verıyor Bu nedenle planlamanın şart olduğunu, dersler, kadrolar, eğıtım kalıtesı gıbı unsurların duzeltılmesı ıçın gereklı olduğunu duşunuyorum 3. Üniversitelerde, özellikle tıp fakültelerini, düzen kurmak isteyenlerin, kadrolaşma sevdalılannın elinden kurtarmak gereklidir. Özellikle kadro ılanları tek elden yapılmalı, ınsana gore kadro değıl, kadroya gore nıtelıklı bılım adamı ve araştırıcı 199O'lı yıllarda, akademik yaşamda yenılıkler yapma ısteyen, bır bılım dalının kapsamını aşan sorunları çözmek ıçın gerektığınde başka bılım dalları ıle ıletışım kurmaktan kaçınmayan, ışbırlığının onemıne ınanan kımı akademısyenlerın derslerınde Snovv'u Kuhn'u okutmaya başlayarak yenı bır tartışma ortamı yaratmayı amaçladıkları gozlemlenıyor Kutuplaşan akademısyenler arasındakı ıletışımsızlıkten ılk kez Sır Charles Perey Snow'un 1958 yılında Cambrıdge Unıver sıtesı'nde verdığı bır konferansta "Ikı Kultur" tanımını kuTlanarak söz ettığı bılınıyor Temel bılımlerle uğraşanlar ıle edebıyatla uğraşanların bırbırlerıne karşıt ıkı kultur oluşturduklarına, bunun sonucunda da bu dallardakı akademısyenlerın bırbırlerını anlamakta guçluk çektıklerıne, bırbırterıyle ıletışım kuramadıklanna değınen Sır Snow, konuya yenı bır bakış açısı getırerek, tartışma başlamasına neden oluyor Cambrıdge Unıversıtesı'nde fızık derslerı veren bır bılımadamı, ayrıca da romanları yayımlanan bır edebıyatçı olarak bılım dunyası ıle edebıyat dunyasındakı kendı ozel konumu C P Snovv'u bu ıletışımsızlığe duyarlı kılıyor Snovv'un konuşması Ikı Kultur ve Bılımsel Devrım adı altında 1959 yılında yayınlanıyor ve gosterılen ılgı uzerı ne kıtap yenıden aynı yıl ıçınde uç kez, 196162 yıllarında ıse ıkışer kez basılıyor Ancak, "yenılıkıyı ya da kotutepkıyle karşılanır" ozdeyışının doğruluğu kanıtlanıyor ve Snow öğrencılerınden olumlu tepkıler alırken, meslektaşlarınca yerılıyor Tartışmalar gıderek oylesıne saptırılıyor kı, bılımle uğraşanlar ıle edebıyatla uğraşanların kutuplaşmalarını sakıncalı bularak aradakı uçurumun kapatılması ıçın çaba gösterılmesının gereklılığını savunan Snovv'un bılım adamlığı bılım dalındakı meslektaşlarınca, romancılığı da edebıyat eleştırmenlerınce sorgulanıyor özellikle Cambndge'lı meslektaşı Prot Leavıs'den gelen acımasız eleştırılerın Snow hayranlarını kızdırması uzerıne Leavıs de 1962'de Ikı Kultur mu'' başlıklı bır kıtap yazarak kendısını savunmak zomnda kalıyor Tartışmayı bılım tarıhçısı ve felsefecısı, fızık profesöru Thomas Kuhn 1962'de Bılımsel Devrımlerın Yapısı adlı yapıtında yenı bır boyuta getırerek değışık bılım dallarındakı kışılerın değışık dünyalarda yaşadıklarını, oysa bılımın ortak bir etkınlık olduğunu belırtıyor Kuhn bılım dallarında bakış açılarının değışmesı olgusunu vurgulayarak, her bılım dalının ıçerdığı paradıgmaları onaylayanların bır bılım dalı oluşturduğu, anomalılerle (uygunsuzluklarla) karşılaştığında da yenı bakış açılarının yenı paradıgmalar gelıştırdığını, boylece yenı bır bılım topluluğunun oluştuğunu, ancak bu arada çatışmaların da başlayabıleceğını one suruyor. Temelbılımler ıle sanatı karşılaştıran Kuhn temel araştırma ıle sanatsal uğraşlar arasında, özellikle urunü ortaya çıkarma surecınde, benzerlıkler buluyor, ancak bılımde sorunların çozumlerının onemlı olduğunu, ayrıca gelenekler değıştığınde çelışkılerın bılımde sanattakınden daha çabuk ozumlendığını belırtıyor 1977'de Gereklı Gerıhm'de Kuhn (s 293309) bılımkışılerının eğıtımlerı gereğı şu ya da bu bıçımde bır uzmanlar topluluğu ıçınde yaşamaya yoneltıldıklerını, kendılerını eğıtımlerı ve uygulamalarındakı ortak oğleerle bırbırlerıne bağlanmış bulduklarını, kendı ıçlerınde ıletışım surdurduklerını belırtıyor, ancak, değışık dünyalarda yaşayan değışık bılımsel topluluk uyelerının, bılım kışılerının bılımsel devnmlerle bırlıkte değıştığı olgusunu da yınelıyor 1970'lerde yenı araştırma ve eğıtım programlarının ortaya çıkması, geleneksel bılım dallarının genışletılmesı, dallararası yenı gelışmeler, oğrencılerden gelen ıstek ler, toplumsal gerekler bılım dallarına yenı lıkler getırıyor Bılımde artık daha verımlı sonuçlara ulaşmak ıçın yenı alanlara yone lınmesı gereğı savunuluyor Ancak, bılım dallarının surdurduklerı "ozel mulkıyet", "bır ada", "bır olıgarşı" tutumları ya da ımparatorluk ıçınde "akademik mıllıyetçılık" turunde kıskançlıkla korumacılık sıyasaları bılım dalları arasında dış sıyaset sorunlarının ortaya çıkmasına neden oluyor 198O'lı yılların sonlarında, sureklı değışen nıtelığıyle bılgının belırlı ve değışmez kategorılere sokulmasının guçluğu yaygınlık kazanıyor Bılım dallarında yaşanan "mıllıyetçı" duyguların, akademısyenlerın de sınırlamalarıyla "kolonı duzenı" yarattığı ve ıçerıye sızmayı, dışarıya çımayı ola naksız kılan bu duzenın dıştan gelenı ya da değışmeyı yadsıdığı savunuluyor (Becher, 1989) Kesın sınırları belırgınleşememış yenı bılim dallarının nereye sokulacağı bılınmıyor, sınırlarını, mıllıyetçı bır yaklaşımla, kapalı tutmakta dırenen bılim dalları da sorgulanıyor 1990'ların başlarında artık ortak araştır malara gırış, oğretımın takımla gerçekleştırilmesı, karşılaştırmalı bılım dallarının oluşturulması, bılım dalları arasında alışverışın başlatılması göruşu geleneksel bılımsel bolunmelere baskı yapmaya başlıyor (Kleın, 1990) Ve bugun artık, akademısyenlerın buyuk çoğunluğu, eğıtımcıler, araştırmacılar ya da uygulayıcılar hedeflerıne ulaşmak ıçınkarmaşık sorulara yanıt bulmak, genış kapsamlı konulara bakabılmek, dallararası, ıhşkılerı bulma, bır bılım dalının kapsamını aşan soruniarı çözmek ıçıngereklı bılım dalları arasındakı ıletışımın önemının gıderek arttığı göruşunu cokuyla savunuyorlar Becher, Tony (1989), Academıc Trıbes And Terrıtorıes, London Open Unıversıty Press Kleın, Julıe T (1990) Interdıscıplınaıty Detroıt VVayne State Unıversıty Press Kuhn, Thomas S (1962, 1970) The Structures of Scıentıfıc Revolutıons Chıcago Unıversıty of Chıcago Press (1977) The Essentıal Tensıon Chıcago Unıversıty of Chıcago Press Leavıs, F R (1962) Two Cultures? The Sıg nıfıance of C P Snovv, London Chatto& Wındus Kaynakça 4464
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear