28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

BİLİM KÜLTÜR 'Felsefe' konusunu nasıl yazmalı? Bir felsefe profesörünün kendi konusunu daha kolaylıkla anlaması önemli değil, asıl önemli olan, en az 2 milyon kişinin kitabı okuyup anlaması. Vehbi Belgil (The Story of Philosophy) beklenmedik bir ilgi topluyor, kısa sürede 2 milyon satıyor. Iki milyon.... Durant hemen hocalıktan ayrılıyor, kendisini, 11 ciltten oluşacak "Uygarlığın öyküsü"nü (The Story of Civilisation) yazmaya verıyor. Felsefe Tarihı'nin gelıri, Durant ailesini hem geçindirmeye, hem dünyayı gezmeye, hem kitap almaya yetecek düzeyde. öyle bir soru çoğumuzu güldürür: "Yazdığınız bir felsefe tarihinden kazandığınız parayla yaşam boyu refaha kavuşabilir misiniz?" Buna ilk tepki: "Güldürme insanı" olur. Çünkü, felsefenin adı anlaşılmaza çıkmıştır. Üstelik, bu kültür dalının insanı çıldırtacağı da halk arasında söylenir durur. Nitekim, Kant, "Saf Aklın Eleştirisi" kitabını Hertz adındaki bir arkadaşına vermiş okuması için (Radyo dalgalarını bulan Hertz değil), adam, kitabı üstünkörü okuduktan sonra geri vermiş ve eklemiş: "Kusura bakma, tam okuyamadım, çıldırmaktan korktum." Işte böyle ün almış bir kitabın milyoner kitapları arasına katılması kolay görünür bir olgu değildir. Ama, böyle bir şey olmuş Amerika'da, 1926'da. Anlatalım: Durant, önce sadece 19. yüzyılın uygarlığa katkısını yazacakken bütün insanlığın katkısını yazıyor ve gariptir, 19. yüzyılı Napolyon'la başlatıp onunla bitiriyor, uygarlığı ele almıyor. Sanırım, üstat bunun en az 10 cilt daha tutacağını hesaplamış. Ama yaşı da kemale erışmış; 96 ya... Ve 5 Kasım 1885'te gözlerini yaşama açan Durant, 96 yıl sonra, 7 Kasım 1981 'de, görevinı tam yapmış bir ölümlünün huzuru ıçinde çalışmalarını nokta(yor. Felsefenin Öyküsü'nün böyle bir anda baş kıtap durumuna geçmesının sırrı, bana göre, Vuzuh. Bunu, bir profesörün Durant'a gönderdıği bir mektuptan anlıyoruz: "14 yıldır hep Kant felsefesı okuttum, fakat, büyük filozofu, sizın öykünüzu okuduktan sonra daha iyi anladım." Bunun kim olduğunu bilmiyoruz. Zira, adının açıklanmasını ıstememış. Burada söylenecek şu: Bir felsefe profesörünün kendı konusunu daha kolaylıkla anlaması onemlı değil, asıl önemli olan, en az 2 milyon kışınin kitabı okuyup anlaması. Bunların ıçinde her meslekten ınsan var. Vuzuh'u başka bir yazımızda ele alacağımızdan burada sözü uzatmaya gerek görmüyoruz. Gerçek anlamında felsefe bıze uzun süre gelememiş. Evrenin ve canlıların nasıl yaratıldığı kutsal kitabımızda yazılmış olduğuna göre bırtakım insanların bu konuda yürüttükleri fikirleri okumak neye yarar? Bir ara felsefe, bizde, sadece Allah'ın vahığını kabul eden doktrınlere bağlı olarak okutulmuş. Ancak bunun felsefe olmadığı anlaşılmış. Nâbî, Hayriyye'sinde, oğluna, felsefeden kaçmasını öğüt veriyor. Sünbülzade Vehbî de Lutfiyye'sınde şöyle diyor: "Felsefeye ben de bir ara heves etmiştim/ Sen felsefeyle uğraşma/ Çünkü kanıtları boştur/ Allah'ın sırlarını ınsan anlayamaz/ Arısto da, Platon da anlayamaz." Genellikle yaygın bir düşünceye göre, felsefe insanı dinden ımandan edermiş, çıldırtırmış. Buna göre, her yıl, üniversıtelerın felsefe bölümlerınden çıkan bınlerce genç hem dinsiz, hem deli. Olur mu böyle şey? öyle olmadığına somut örnek Wıll Durant değil mı? Ay taşları Aydan getirilen taş parçalarının 100 gramı 15 küsur milyar liraya satılmış, toplam 381 kilo taş toprak getirildiğine göre hesabını siz yapın! y'a inişin (yahut çıkışın) 25. yılı geçen aylarda kutlandı. Amerikan başarısı bu munasebetle bir kez daha vurgulandı. Kolay bir iş değildi bu. Bir ara 400.000 uzmanın emegi geçti bunda. Çünkü, hemen bütün Amerikan fabrikaları dolaylı, dolaysız, katkıda bulunmuşlardı. Ruslar bu başarıyı gösteremedi. Nedenini başka bir yazımızda açıklamıştık. Rejimin sarsılmaya başlamasının ilk belirtileri o sıralarda çıkmaya başlamış, son yıllarda da iyice ortaya çıkmıştı. 1617 yaşındaki bir Alman gencınin kendi uçağı ile Kızıl Meydan'a inmesinden kimsenin haberdar olmaması, savunma bakanının bu yüzden işinden olması ne demekti. Ay'a gıdişdönüş göz doldurucu bir olaydı. Ama Ay taş ve topraklarının Ay'da ayrıştırılması ve bu taş ve toprakların dünyaya getirilmesi de küçümsenecek bir olay değildi. Ruslar bunu yaptı. Luna16, Eylül 1970'de Ay'a yumuşak iniş yapmış, Ay taş ve topraklarından bir kısmını dünyaya getirmişti. Ruslar bunu birçok kez yineledi. Tabii Amrerikalılar da bu yolda çalışmalar yaptı v Ş A Başarının sırrı Uygarlığın Öyküsü Durant, kitabını önce kendısi başlıyor yazmaya, sonra, eşi Ariel ile kızını da yar Felsefenin Öyküsü Wıll Durant 1885'te doğmuş, felsefeye merak sarmış, sonunda felsefe doktoru ve hocası olmuş. Fakat, asıl amacı 19. yüzyılın uygarlık bakımından tarihini yazmak. Bir ara bu iş ıçın kolları sıvamış. Neden 19. yüzyıl. Insanlığın övündüğü bütün büyük buluşlar ilk kez bu yüzyılda ortaya çıkmış: Elektrik, buharlı tren ve vapur, telgraf, telefon, otomobil, gramofon, fotoğraf, sinema... Hatta, yüzyılın sonunda 18951905 arası dönem, büyük buluşlar bakımından "dünyayı değiştiren on yıl" diye adlandırılmış. Durant kolları sıvamış, fakat düşündüğunu tam gerçekleştıremeyeceğını kısa sürede anlamış: Çünkü, 19. yüzyıl daha oncekı yuzyıllara bağlı. En azından 20 tane yüzyıla. O sırada, masrafları Avrupalı bir arkadaşı tarafından karşılanan bir dünya gezisi, Durant'a, uygarlığın başından sonuna ıncelenmesi kararını verdirmiş... Ama büyük bir iş bu. Uygarlığın bütün kaynaklarını bırer bırer gezme, yüzbınlerce kıtap alma işı... Ikisi de paraya dayanıyor. Kendisinin bu kadar parası yok. Ama, bir tür mucıze, imdada yetişıyor. Durant'ın 1926'da yayımladığı "Felsefenin öyküsü" Bizde felsefe Rusların ilk başarıları (ilkleri) Ay'a basacakları umudunu uyandırmıştı. Olmadı. Olay Hoca'mıza maledilen bir fıkrayı akla getiriyor: Üstadın eşeği uçuruma yuvarlanmış çırpına çırpına, sonra düşerek parçalanmış. Hoca şöyle demiş: "Bizim eşek uçmasını becerdi ama, konmasını beceremedi." Elmastan değerli Işte bu Rus Luna16'sının 24 Eylül 1970'de dünyaya getirdiği taş parçaları inanılmayacak fiyatlara alıcı buluyor. Aracın o zaman getirdiği 100 gram taştan sadece 3 tanesi 15 küsur milyar liraya satılmış. Bu üç tane taşın toplam ağırlığı 0,2 kırat... (bir kırat 200 mılıgram olduğuna göre, vann siz hesap edin bunların ağırlık ve fiyatını). Luna16, bunları, Bolluk Denizi'nden getirmişti. Tanelerın (zerre demek gerek) ıkisi "regolit", biri quartz'mış. Üç zerre taşa 15 küsur milyar lira hesabı ile Amerikan araçlarının Ay'dan getirdiklerı toplam 381 kilo taş, toprak kaç dolar tutar? Bunu rakamla belirtmek yerine "olay"larla belirtelim: Ay'a veya Mars'a bir yolculuğun bütün masraflarını karşıhyor. Bir tutamhğı ise Venüs'e bir geziyi... dıma çağırıyor. Kitabın yazılması 50 yıl kadar bir zaman alıyor, yazıldıkça okurtora sunuluyor. Her bıri (14x24) santını boyundakı cıltlerın toplam sayfa sayısı 9944. Her cilt ortalama 900 küsur sayfa tutuyor. Döküm şöyle: 1) Doğu Mirasımız, 1935; 2) Yunanistanın Yaşamı, 1939; 3) Sezar ve Isa, 1944; 4) Inanç Çağı, 1950; 5) Ronesans, 1953; 6) Reformasyon, 1957; 7) Akil Çagı Başlıyor, 1961; 8) Ondördüncü Louıs Çagı, 9) Voltaire Çağı, 10) Rousseau ve Ihtılal, 11) Napolyon Çagı. Diplomalı deliler 39613
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear