Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B İ L İ M D Ü N Y A S I N D A N H A B E R L E R Insan genom projesi yürüyor Tamamlanma süresi 15 yıl. Japonlar çekimser. U luslararası büyük bilimsel projelerin finansmanında Japonlar hep çekimser davranmıştır. Bunlardan biri de insanın kalıtsal materyalinin (genomun) şifresini çözmek üzerine yürütülen "insan genom projesi"... Gen teknolojisinin geleceğini belirleyecek olan genom çalışması, DNA'yı keşfeden bilim adamlarından Nobel ödütü sahibi Jamea VVatson'un yönetiminde yürütülüyor. On beş yıllık süre içinde tamamlanması planlanan bu büyük uluslararası proje sonucunda insanın genetik şifresi çözülmüş olacak. Günümüzde söz konusu genlerin yüzde 90'ının hiç biyolojik aktivite taşımayan işe yaramaz bir evrimsel miras olduğu biliniyor, ama geriye kalan yüzde 10'luk bölüm (sözgelimi insanı zürafadan ayıran) değerli genetik bilgileri içeriyor. Bu yüzde 10'luk genetik mirasın çözümü, en başta tıp dünyasına derin bir soluk aldıracak, çünkü burada kalıtsal hastalıklara özgü çok değerli bir genetik bilgi hazinesi saklı. Biyologlar da genom projesinin tamamlanmasını sabırsızlıkla bekliyorlar; onların açısından genomun çözümü, insanın evrimine ilişkin paha biçilmez bilgilerin edinilmesi anlamına geliyor. Ve nihayet farmakologlar projeden daha iyi ilaçlar yaratmak için yararlanacaklar. Bütün sayılanların yanında genom projesi şimdiden bilinemeyen yeni araştırma alanlarına öncülük edebilir. Japon bilim adamları Amerikan "Human Genome Inltiatlve" ve Avrupa kökenli HUGO (Human Genome Organization) projelerine sıcak bakıyorlar, ancak Japonya söz konusu projelere gerekli parasal desteği sağlamıyor. Uluslararası projeye karşı Japon hükümetinin takındığı cimri tutumun Japonya'da bilimsel çalışmalarla ilgili üç bakanlık arasındaki bir çekişmeye bağlı olduğu söyleniyor. Japon genetikçiler, Japonya'nın projeye katkısının düşük kalmasının ileride proje gerçekleştiğinde Japonya'nın aleyhine olacağını belirterek Japonya'daki özel kuruluşların projeye ilgi göstermesini dlllyorlar. (i.m) J t D ^ % 'deGüney Florida ÜniversiM\ ^ 9 1 ^ tesi'nden otoimmun hastalıklar bölümü uzmanlarının tavşanlar üzerinde yaptıkları bir çalışma açıklandı: Araştırmaya göre tavşanlarda beslenmenin yarı yarıya azaltılması, hayvanların ömrünü iki kat uzatıyor. Az besin verilen tavşanlar otoimmun hastalıklara karşı daha az yatkınlık taşıyorlar. Besin miktarı kısıtlanan tavşanlardan otoimmun antikor üreten belirli lenfositlerin sayısında azalma görülüyor. Otoimmun hastalığa karşı yatkınlığı en etkin biçimde azaltan diyet miktarı ise normal miktann yüzde 6O'ı civarında... Sonuçlara göre tavşanlarda az besin alımı ömrü uzatıyor ve hastalıklara karşı hayvanı koruyor. (İ.m.) Beslenme ve uzun ömiir Foklar, su altında uyuyor Fokların, denizaltında 719 dakika nefes almadan durabildikleri 3060 metre derinlikte uyuyabildikleri anlaşıldı. Çeviri: Hakan Durmuş ok balıkları şaşırtacak kadar uzun bir süre nefes almadan durabilırler. Denizin mavi derinliklerinde 7 ile 19 dakika nefes almadan hareket edebilirler. Kendilerini zorladıkları zaman bu 20 dakikaya kadar çıkar. Sonra oksijen gereksinimini karşılamak için yüzeye çıkarlar. Ciğerlerindeki havayı değiştirmek için 45 saniye yeterlidir. Tekrar derin sulara dalarlar. Su altında enerjı gereksinımleri çok azdır. Bu enerjiyi kaslarındakı ve kanlarındaki ekstra oksijen ile kolayca karşılayabılirler Fakat ılginç olan, foklar karada da aynı şekilde hareket ederler. Yani kıyıda uzun süre nefes almadan durabilirler. Bu hayvanlar uykularının büyük bir kısmını böyle geçirmektedir. Santa Cruz'daki Californiya Üniversitesi'ndeki deniz biyoloğu Mlcheal Castellinl, fok balıklannı uykuda nefes alırken görmenin çok zor olduğunu söylemektedir. Castellini, fil fok balıkları ve VVeddeli fok balıkları üzerinde uzun süren incelemeler yaptı. Sonuçta fizyolojik olarak uyumanın ve dalmanın genel görünüşünün aynı olduğu kanaatıne vardı. Çünkü fok balığı bu ikı ışlemi yaparken burnundaki kaslar kasılır, burun S F girişi kapanır ve kalp hızı yüzde 50 kadar azaiır Hatta bazen karadaki kalbin vurum sayısı 100 iken suya daldığında 10'a kadar düşer. Bunun sonucu kan akımı yavaşlar, fakat beyin ve kalp gibi vital organlar için yeterli oksijen ve kan dolaşımı sürer. Bu sırada oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerı, oksijen deposunu genişletmek için artmaya başlar. Fok balığı 15 dakikadan fazla sürede azar azar bu depo ettiği oksıjenı kullanır. Kandaki oksijen seviyesi yeterınce azalınca hayvan yüzeye geri dönmesi veya uyanması gerektiğini hisseder. Foklar uykudayken neden nefeslerini tutma ihtiyacını duyar? Yanıtı basit; "enerji tasarrufu. " En az enerji ile en çok işi gerçekleştırebilme. Fil fok balıkları yılın 3 ayını hiç durmadan dolaşarak denızde geçirirler. Dışarıdayken de uyumaları gerekmektedir Son araştırmalar, fokların su altında uyuyablldiklerini gösterdi Hayvanlara takılan monitörler sayesinde bu büyük gümüş renkli hayvanların aynı derinlikte, hareket etmeden durdukları ve 3060 m. derinlikte rahathkla uyudukları gözlendi. (Discover, Temmuz 90) ağ virajlarda araç sürücüleri gözleriyle yolun sağ kenarını izlemeliler: Sol virajda ise gözler yolun orta hattına bakmalı... Isviçre trafik kazalarından koruma merkezinde (Bern) düzenlenen yol güvenliği konferansında sürücülere bu tavsiyelerde bulunuldu. Bilimsel araştırmalara dayanan verilere göre sürücülerin seyahat sırasında sürekli sabit bir noktaya bakmak yerine belirli bir alan üzerinde gözlerini gezdirmeleri dahadoğru. Ancak aracın yol üzerindeki pozisyon kontrolü için gözler kısa bir süre belirli bir noktaya yöneltilebilir. Sürücü görüş alanını seyahat sırasında periyodik olarak taramalı ve gözleri araç içinde ya da yol kenarındaki nesnelere takılıp kalmamalı... (l.m.)D Oto surucusu nereye bakmalı? Bisiklet sağlığa zararlı mı? B isikletçilerde, uygun cimnastik yapılmadığı takdirde, lokomotor sistemin aşırı yüklenmesıne bağlı bozukluklar ortaya çıkıyor. Haftada 500 kilometreden fazla bisiklet kullananlarda diz eklemlerinde tendon gerilmesi, omuz kemikleri ve uyluk eklemlerinde kıkırdak hasarları ve bel omurlarında değışım nedeniyle "blslkletçl kamburu" riskı söz konusu. Bisikletçilerin bedensel hasar riskini dengelemeyi hedefieyen düzenli cimnastik hareketleri yapmaları gerekiyor. (i.m.) 2052