Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B İ L İ M D Ü N Y A S I N D A N H A B E R L E R Tam mavi Optik disklere dört kat daha fazla bilgi depolamamn yeni yolu bulundu. Derleyen: Daniyul Eriç En parlak X ışını Öncekilerden 10 bin kat daha güçlü olacak bu ışınlarla, bilim dallarında önemli gelişmeler bekleniyor Geliştirilmiş Foton Üreteci'nin dünyadaki tüm "X ışını" ureteçlennden daha parlak ışınlar sağlaması bekleniyor. R esimde görülen "Geliştirilmiş Foton Üretici", 1995 yılında inşası bitirilecek olan yeni bir araştırma merkezinin tasarım görüntüsüdür. inşasına bu yılın haziran ayında başlanan bu tesiste, yaklaşık dört futbol sahası büyüklüğünde bir alanı kaplayan partikül hızlandırıcı sayesinde, şimdiye değin gerçekleştirilen en büyük ve parlak "X ışını" üretilip bununla malzeme araştırmaları yapılacak. Bu ışınların malzemeye nüfuz yeteneği, öncekilerden 10.000 kat daha güçlü olacak! Böylece çeşitli malzeme türleri üzerinde deneme ve inceleme olanağı sağlanacak. Bilim adamları, Geliştirilmiş Foton Üreteci yardımıyla bu yeni tesiste elektronlk, tıp, blyolojl, metalürjl, kimya ve flzlk gibi çok çeşitli alanlarda elle tutulur önemli gelişmelerin sağlanacağını umuyorlar. Bu büyük laboratuvarlarda 300 kadar bilim adamının, değişik alanlarda ve aynı zamanda deneyler yapmaları olanağı bulunacak. Bu tesisin bağlı olacağı ünlü Argonne Ulusal Laboratuvannın Direktörü Alan Schrieshelm, bunun tamamen ulusal bir kuruluş olarak ülkenin akademik kurumlar, hükümet ve endüstri çevrelerinden gelen araştırmacılara hizmet vereceğini söylüyor: "Kurulacak düzen ve ışın hattı tümüyle endüstri firmalarının ve üniversitelerin girişimiyle, kendi araştırmacılarının çalışmalarıyla, toplam bir milyar dolarlık bir harcamayla içınde bulunduğumuz yüzyılın sonlarmdan önce tamamlanacaktır". (d.e) (Uluslararası Büro Makineleri) firmasının mühendisleri, optik diskler üzerine bilgi kaydetmek alanında yeni bir gelişmeyi müjdeliyor... Bu yeni yöntem, tamamen katıhal fiziği tekniğiyle çalışan, küçük boyutiu bir lazer ışını üretecinin geliştirilmesine dayanıyor. Böylece, önceki sistemlere oranla dört katı kadar daha çok bilginin aynı boyuttaki optik diske kaydedilme olanağı bulunuyor. Yayımlanan lazer ışığının rengi, fotoğrafta olduğu gibi tam mavidir. Günümüzde kullanılan optik diskler üzerine, bilgiler yüksek verimli kızılötesi ışınlar üreten lazer diyotları ile incecik noktasal diziler biçiminde kaydediliyor. Bu noktaların oluşturduğu kodların noktasal çapları 0.8 mikron (yani milimetrenin on milyonda sekizi) kadardır! Ancak mavi ışığın dalga boyu, kızıl ötesi ışınınınkine oranla daha küçük olduğundan, bu yarıçap değerini yaklaşık yarısına kadar küçültebilmek olanağı vardır. Böylece, mavi ışık kullanılırsa, kodlama noktalarının çaplarını, netliği bozulmaksızın ve yanındaki ötekı noktalara girişim yapmaksızın 0.4 mikrona düşürebllmek ve böylece kayıt yüzeyı aynı kalmak koşuluyla tam dört kat daha fazla bilgi depo edebilmek mümkün. IBM Bu yeni lazer aygıtı, yüksek verimli "mavi ışık" sağlıyor. Böylece optik bilgi kayıt disklerinin kapasiteleri de dört katına erişiyor... Frekans çoğaltımı Şimdiye değin sorun güvenilir nitelikte ve yüksek verimli mavi renkli lazer ışınlarının sağlanmasındaki zorluklardan ileri geliyordu. IBM firmasının Almaden Araştırma Merkezi mühendıslerinden VVIIIİam J. Kozlowsky ile VVIIfried Lenth, buna kestirme yoldan çözüm buldular... Kızılötesi ışığın frekansını (yanı bir saniyedeki titreşim sayısını) ikiyle çarpmak demek olan "frekans çoğaltımı" (Frequency Doubling) yöntemini uygulayarak, kızılötesi ışınları doğrudan mavi ışınlara çevirdiler. Bunun için kızılötesi ışınları özel biçimde hazırlanmış, yalnızca 6 milimetre boyundaki bir "potasyum niobat" kristalinin Çin'de kadınlara özgü yazı dili inli araştırmacılar yalnızca kadınlar tarafından kullanılan yeni f bir yazı sistemini çözdüler. Bugün Hunan eyaletinde kadınlar tarafından kullanılan yazı sistemi, en azından 200 yıllık geçmişe sahip. Yazıda en fazla 8 adet çizgiyle belirlenen yatay çizgi, yay ve dörtgenden oluşan 600 kadar yazı elemanı mevcut. ilk defa 1956 yılında "dünyadaki llk ve tek kadın yazısı" olarak keşfedilen yazı sistemi, Hunan'dan Pekin'e gelen bir kadının söz konusu yazıyı kullanarak anlaşmak istemesi sonucunda ortaya çıkmıştı. Daha sonra bu yazı sistemi ile kâğıt, ince ipek ve bezler üzerine yazılı kadın kaligrafileri (güzel yazı örnekleri) bulundu. Kadınlara özgü yazının kökeni halen aydınlatılmış değil. (i.m. Nr.21/1990). Dilbilim Kimya C K imyacılara molekülleri adlandırma konusunda bilgişayar yardım ediyor. Freiburg Üniversitesi'nden biyokimyacı Gerta ve Crlstoph Rücker bu amaçla POLCYC adında bir bilgişayar programı geliştirmişler. Bilgişayar programında uluslararası kimya molekül adlandırma kurallarına ilişkin bütün bilgiler yer alıyor. Program bir deneme yanılma tekniğine göre zincir veya halka sistemlerindeki atomları düzenliyor. Giriş bilgisi olarak yalnızca molekülün yapısal formülünün verilmesi yeterli. Daha büyük ve karmaşık moleküllere ad bulma işlemi ise birkaç saat sürebiliyor. Kimyada sık karşılaşılan bir sorun olan moleküllerın yanlış adlandırılması bundan böyle bilgişayar yardımıyla çözülecek. (l.m. Chimla,) Bilgisayardan molekül adları içinden geçirmek yeterli oldu; bu kristalin özelliği, içinden geçen ışınların frekanslarını ikiye katlamasıdır. Başka bir deyişle, bu, kristal içinden geçen ışınların dalga boyunu yarıya bölecektir! Böyle bir yeni lazer aygıtının verimi pratik olarak yüzde 10 dolayına yükselmektedir. Oysa daha önceleri kullanılan "mavi renkli lazer"lerde sağlanabilen verim bunun ancak beşte biriydi... Uzman Lenth, bu başarının yeni geliştirilen bir elektronik "geri besleme" yönteminin uygulanması ve potasyum niobat kristalinin iki ucuna yerleştirilen aynaların yardımıyla kızılötesi ışınların, kristalin içerisine doğru yansıtılması sayesinde gerçekleşebildiğini söylüyor. IBM firmasının mühendisi Lenth, daha büyük verimin sağlanabileceğini de öne sürerek, "Eğer optik düzeni en iyi biçimde ayarlayabilirsek, ileride belki bunu yüzde 20 dolayına eriştirebileceğiz" diyor. Bu gelişmeden, asıl amaç olan "bilgi depo edilmesi"nin dışında, "mavi lazer ışınlarından" kimyasal analizlerin yapılmasından renkli gösterilerde uygulanmasına varıncaya dek birçok yerde yararlanma olanağı da bulunmaktadır. D Kansere karşı selenyum E ser elementlerde selenyumun kanser üzerinde olumlu etki yapabileceği bildiriliyor. Bunun nedeni söz konusu elementin vücut dokularının oluşumu üzerinde doğrudan etkili olması. Bir antioksidan olarak bilinen selenyumun antikanser etkisinin nasıl ortaya çıktığı henüz bilinmiyor, ancak Atina'da Patras Üniversıtesı ve Amalıa Flemıng Hastanesı'nden araştırmacılar, ıncelenen 177 kanserli hastada selenyum eksikliği saptamış lar. Selenyumun vücuda alımı, metabolizması ve atılımına katılan organlarda görülen kanserlerin de kan, idrar ve saçlarda selenyum eksikliğine yol açtığı biliniyor. Ayrıca meme kanserinde böyle bir durum söz konusu. Solunum yolları kanserlerinde ve kan kanserinde ise yalnızca saçlarda selenyum eksikliği saptanmış. (The Sclence of the Total Environment, Vol. 92, 1990)