26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

BİR PORTRE Tl P Bay 'Hz', 'kHz' ve 'MHz' Hâlâ Nazilerin Alman fizikçi Heinrich Hertz, elektromanyetik dalgalar ve özelliklerini kanıtlayalı 100 yıl oldu. adyo yayını var olduğundan beri, sürekli olarak "Hz, kHz, MHz" şeklindeki, yayın frekansını tanımlayan kısaltmalar kullanılıyor. "Hz" kısaltması, Hertz sözcüğünden kaynaklanıyor ve bir ansiklopediye baktığımızda, frekans birimi olarak kullanılan bu kısaltmanın Alman fizikçi Heinrich Hertz'den geldiğini öğreniyoruz. 0 zamanlar 30 yaşında olan fizlk profesörü Rudolf Heinrich Hertz'ln, Karlsruhe Yüksek Teknik Okulu'nun enstitüsünde elektromanyetik dalgalar ve bunların özelllklerlnl deneysel olarak kanıtlamasının üzerinden tam 100 yıl geçti. Hertz, 22 Şubat 1857'de Hamburg'da dogdu. Ünlü fizik profesörü, küçüklüğünden beri zanaata yatkın, eskıyeni dilleri öğrenmeye meraklı, matematiği kolayca kavrayan bir kişiydi. 1875 yılında verdiği bitırme sınavı ile liseden mezun oldu, ardından bir mimarhk bürosunda staj yaptı, çünkü o zamanlar amacı bir mimar olmaktı. Hertz, bir yandan staj yaparken, bir yandan da ünıversitede mımarlık ve ekonomi dersleri alıyordu. Ancak matematik ve fizlğe duyduğu ilgi, bir süre sonra tümüyle bu konular üzerine yoğunlaşmasına neden oldu. Fizikçi Hermann von Helmholtz, Berlln Ünlversltesl'ndeki bu yetenekli öğrencinin methini duyduğunda, Hertz'i laboratuvarına stajyer olarak aldı. Hertz, 1880 yılında doktorasını, dönen kürelerin endüksiyonu konusu üzerine verdi ve 1883 yılında Kiel'de doçentlik sınavına dek Helmholtz'un asistanı olarak çalıştı. 1879 yılında Berlln Bilim Akademlsl, Maxwell teoremlnln deneysel olarak kanıtlanması içın ödüllü bir yarışma açmıştı. Fizikçi Helmholtz, en lyi öğrencisı Heinrich Hertz1 in bu konuda başarılı olacağını ve sonunda elektrodinamiğe bir açıklık getıreceğini umuyordu. 1865 yılında James Clark Maxwell tarafından geliştirilen elektromanyetik alan teoremine göre değişen her manyetik alan bir elektrikli alan oluşturuyor ve bu elektrikli alan ise yine bir manyetik alan oluşturuyor. Bu teoreme göre elektromanyetik alanın sürekli genişlemesi, yayılması gerekiyor. Bu eylem belirli aralıklarla yınelendiğinde İse alanın aynı aralıklarla kendinı dalgalar halinde hissettirmesi gerekiyor. Hertz, bu teoremi kendine temel alarak, o zaman var olan deney araçları ile bu görevin yerine getirilemeyeceğini hesapladı ve görevi reddetti, ancak bu problemden kendini bir türlü kurtaramadı ve bundan sonra Hertz'in bilimsel amacı, Maxwell teoremini kanıtlamak oldu. R anatomi atlası kullanılıyor Levent Efe ugüne kadar yayımlanmış anatomi atlaslarının en yetkini olarak tanımlanan Pernkopf atlası, Alman Nasyonel Sosyalist Partisi üyeleri tarafından hazırlanmış olduğu için bir başyapıt olarak adlandırılamıyor. Ancak o günden bu yana daha kaliteli biratlasyapılamadığından, hekimlerin ve anatomıstlerin en önemlı başvuru kaynağı olma özelliğıni koruyor. 1912 yılında Viyana Tıp Fakültesi'nden mezun olan Eduard Pernkopf, yüzyılın ilk yarısının en önemli anatomi merkezi olan Viyana Anatomi Enstitüsü'nde çalışmaya başlıyor. Asistanlığının ilk yıllarında öğrencilere kadavra tekniği üzerine ilginç broşürler hazırhyor. Zamanla bu çalışmaları Urban & Schvvarzenberg Yayınevi'nin ilgisini çekiyor. Böylelikle o güne dek Vesalius. Toldt, Spalteholz ve Sobotta gıbı tanınmış anatomıstlerin çıkardıkları atlaslara bir yenisini ekleme olanağı doğuyordu. Üstelik yayınevinin konudakı tecrübesı ve dört renkli baskı için renk ayrımı tekniğinin ortaya çıkmış oluşu, Pernkopf'un atlası İçin ön avantajlar sağlıyordu. Bu arada Pernkopf'un anatomi kariyeri de ilerliyor ve 1933te hocası Hochstetter'in önünde diz çöküp elını öperek Anatomi Enstitüsü direktörlüğünü devrahyor. Aynı yıl, muhtemelen aynı yöntemlerle Alman Nazi Partisi'ne, ertesi yıl da SA'ya üye oluyor. Berlin'den aldığı destekle de ileriki yıllarda Viyana Tıp fakültesi Dekanlığı'na ve ardından Viyana Üniversitesi Rector Magnifıcusluğuna (rektör) yukselıyor. Asistanlık yıllarında yayınevinden gördüğü ilgi üzerine atlasını resimleyecek yetenekler aramaya koyuluyor. Böylece Erich Lepl•r, Ludwig Schrott, Karl Endtresser ve Franz Batke'den oluşan ekip birkaç yıl için1 Bilim çevrelerlnde saygın bir yapıt olarak kabul görmeyen Pernkopf Anatomi Atlası, buna rağmen 1937'den beri, üzerindeki tekrar tekrar yayımianıyor. B Günlüğünde neler var? Ünlü fızikçinin sistematik olarak deneyler yaptığının kanıtı ise tuttuğu günlüğü. Bakın 12 Kasım 1887 tarihinde günlüğüne neler yazmış Hertz: "Elektrodinamik hareketlerin yayılma hızı üzerine yaptığım deneyler, tahminlerden çok farklı olarak sınırsız bir yayılmanın varlığı sonucunu veriyor." 1 Ocak 1888 tarihinde ailesine yazdığı bir maktupta ise şöyle yazıyordu: "Elektrodinamik hareketlerin havada belirli, kanıtlanabilir ve nihai bir hızla yayıldıklarını göstereceğlm. Ancak bu hızın, ışık hı zına yakın bir hızda olması (saniyede 300 milyon metre) işimi biraz zorlaştırdı, yine de çalışmalarımın doğru olduğunu sanıyorum." Hertz, bir kuvvetlendirme tüpünün boşaltma akımını bir kıvılcım hattı üzerinden eski bobinlerden geçirdiğinde, yakında duran bir başka bobinde güçsüz kıvılcımların oluştuğunu fark etti ve bu oluşum üzerinde durdu, sayısız deneylerden sonra ise hızlı elektrik salınımları (80 MHz) oluşturmayı başardı. Profesörün elinin yatkın olması, deneylerinde çok işine yaradı. Çünkü Hertz, küreleri, telleri ve bobınleri, mekanisyeni ile birlikte kendi eliyle yapıyordu. Annesine yazdığı bir mektupta Hertz; "aynı bir fabrika işçısı gibi çalışıyorum, çünkü her bir el hareketını yüzlerce kez yınelemem gerekiyor, öyle ki bazen saatlerce delik ardına delik deliyorum ya da bir teneke şerit ardından bir başkasını büküyorum" diyor. Hertz, 1888 yılında da devam eden uzun süreli bir deneyler dizisi aracılığıyla hızlı eıektrikli salınımlar, duran elektrikli dalgalar, ve elektrikli gücün ışınlarını oluşturmayı başardı. Deneyleri, elektrikli salınımların boşlukta dalgalar halinde yayıldığını, aynı ışık dalgaları gibi kırılabildiğinı, yansıyabildiğini ve kutuplaşabildığini kanıtlıyordu. Hertz'in buluşları bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. Bir ingıliz bilim dergisi "1885 yılı, büyük bir sorunun Hertz tarafından deneylerle yanıtlandığı unutulmayacak bir yıl olacak" şeklinde bir yazı yazdı o yıllarda. Hertz, 1889!da Bonn Üniversitesi'ne gittiğinde, önünde yaşayacağı yıllar fazla değildi. Büyük bilim adamı 1 Ocak 1894 yılında, henüz 37 yaşındayken kan zehirlenmesinden öldü. Almanya'da radyo yayınının başlamasından birkaç hafta sonra yayımlanan ilk Alman radyo dergisi, tellere gereksinim duyulmadan telgraf çekebilme konusunda öncülük eden kişilerden söz ederken H Hertz için, "Haberlerin tellere gerek duyulmadan gönderilebilmesini, havada görünmez dalgaların bulunduğunu keşfeden H. Hertz'e borçluyuz" şeklinde yazıyordu. (n.ı.) Rötuşu unutulmuş bir imza. de bir araya gelıyor. Pernkopf'un günde 18 saatlik çalışma temposuna ve titizliğine ayak uydurmayı başaran çızerler, 10 yıl kadar bir süre içınde 800'e yakın renkli tabloyu ortaya çıkarıyorlar. Bu arada çızerler de partının aktif üyesi oluyorlar. Savaştan sonrakı tutukluluk yıllarının ardından ekip tekrar bir araya geliyor ve birkaç yeni cilt daha ortaya çıkıyor. 1955'te Pernkopf'un ölümü ile birlikte macera sona eriyor ve ressamlar başka projeler için çeşitli yayınevlerine dağıhyorlar. Ancak bu anatomi başyapıtı o günden bugüne çeşitli kereler tekrar tekrar basılıyor ve ortaya çıkarılışındaki iddialar hâlâ tartışılıyor. Somut kanıtları ortaya konamamış olmasına rağmen, o dönemde kullanılan kadavraların, toplama kamplarında öldürülen ınsanlara ait olduğu iddıa edıliyor. Dr. Ulrich Weinzierl'in araştırmaları, Viyana Anatomi Enstitüsü'nün kullandığı kadavraların VViener Landesgericht (Viyana Bölge Mahkemesi) tarafından ölüme mahkum edilenler olduğunu ortaya koyuyor. Simon VVıesenthal ise bu mahkumlann Yahudiler olmayıp komünistler ve diğer Nazi aleyhtarları olduğunu açıklayıp atlasın ABD pazarı nezdinde kısmen temize çıkmasını sağlıyor. Tüm bu tartışmalar yayınevlerini pek ilgilendirmemekle birlikte, satışın selameti açısından küçük bir detayın düzeltilmesi gerekiyordu. Lepier, partinin hızlı yıllarında yaptığı çizimlerine imza atarken, "Lepier Wlen" kelımelerinde r ve w harflerinin uzantılarını gamalı haç biçiminde birleştirmişti. Savaş sonrasında yüzlerce çizimdeki imzalar yayınevleri tarafından birkaçı unutulmakla birlikte tek tek rötuşlanıp atlaslar apolitik bir görünüme kavuşturuluyordu... ileride daha iyi bir tıp atlası hazırlanıp Pernkopf ciltleri tıp tarihi raflarına kaldırılana kadar, tıp dünyasının bu çelişkiye razı olması gerekiyor... Erich Lepier
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear