26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

AM ATÖR BİLİM İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesl'nde öğrenciler, bilimsel araştırma ve bilgi işlem kolu içinde çeşitli blllmsel etkinliklerde bulunuyor. Bilimsel araştırma kulübü K ulüp, geçen yıl nisan ayında kurulmuş ve bu tarihten beri etkinlikler tüm fakülteye yayılrruş olarak yürütülüyor. Yaklaşık iki yüz yirmi üyesi bulunan kulübü n otuz beş üyesi halen çeşitli projeler üstünde çalışıyorlar. Kulübün sürdürdüğü ve yapmayı düşündüğü çalışmalar şunlar: • öğrencilerde solunum parametrelerh • öğrencilerde kan tablosu, hematokrit v«rileri; • Kimyasal etkenlerin lenforma ile ilişkisi; • Türkiye'de endemik guatr sorunu. Pineal bezin (epifiz) böbrek üstü bezi ve gonadlar üstündeki etkileri konulu çalışmayı gerçekleştiren kulüp üyelerinden Feryal Hamşioğlu, Danimarka'ya davet edilmiş. Kol, temel ve özel olmak üzere seminerler düzenlemektedir. Bu seminerler, a) Bilimsel araştırmanın prensibi ve tekniği hakkında seminerler (Örneğin, temel seminerler, araştırma türleri ve klinikçinin araştırmaya yaklaşımı konularında periyodik olarak sürmektedir); b) Herhangi bir bilimsel yayından bir araştırma seçip daha önceden yapılan temel seminerlerdekı bılgı birikimiyle bu araştırmayı irdeleme; c) Çeşitli konularda bilimsel araştırma yapan kişileri dinleme şeklinde olmaktadır. Kol, bu seminerlerden önemli ve ilginç olanlarmı teksir haline getirerek düşük fiyatla tıp ve ötekı ilgili dallardaki öğrencilere sunmaktadır. Araştırma kolu, 198788 öğretim yılında bir duvar gazetesi çıkartmayı planlamaktadır. Bu gazetede seminer ve panellerin sonuçlar^bildirilecek, çeşitli yabancı yayınlar tanıtılarak öğrencilerin kulübe olan ilgisi arttırılmaya calışılacaktır. Kulüp üyeleri, böyle bir kulübe neden gereksinim duyulduğu yolundaki sorumuzu şöyle yanıtladılar: "Tıp eğitiminde, kuramsal eğitimle uyguiamalı eğıtimin birlikte yürütülmesi zorunludur. Aksi halde, tıp bilimi durağan ve skolastik bir görünüm alır. Bu duraklamanın ardından yalancı bilim ve yozlaşma gelebilir. Araştırma eğitimi, araştırma yapma amacından önce "araştırmayı öğretme" biçimiyle zorunludur. Araştırma eğitimi yalnız araştırma yapma düzeyinde yarar sağlamakla kalmayıp, yazılı kaynak arama, sonuçları yorumlama ve bulguları yorumlayarak yazma basamaklarında da öğrencilerin yeteneklerinin gelişmesine yardımcı olur. Tıp fakültelerinde böyle bir eğitim biçimı yerleştiği ölçüde, araştırma kulüpleri ya da grupları asıl görevleri olan araştırmaya yönelebileceklerdir. Şimdiki durumda, kulübümüz hem eğitim ve öğrenim, hem araştırma amaçlarını gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin 160. yılı dolayısıyla eytül ayında yapılan bir panel toplantısında, ülkemızde araştırma ve geliştirme çalışmalarına ayrılan harcamaların gayri safi milli hasılaya (GSMH) oranının % 0,24 olduğu gerçegi üstünde durulmuştur. 1985'te araştırmaya ayrılan harcamaların GSMH içindeki oranı bakımından dünya ülkeleri arasında 43. sıraya düştüğümüz görülüyor. 19611983 yılları arasında ıse 41. sırada idik. Bu durumun iyileştirılmesi için başta üniversiteler olmak üzere devlet kuruluşlarının ve özel girişiminin eylem birliği içinde olması gerekır." yaşlarında, kazaya uğramış, beyni klinik açıdan "ölmüş", ancak kalbi sağiam ve fonksiyonlarım yitirmemiş bir kişiye ihtiyaa var Konyalı Halit Şahin'in. Aranan kişinin üstelik kalbini bağışlamış olması veya sahiplerinin izni gerekli. Ayrıca, "yaşayan kalbin" ölmeden birkaç saat içinde hastaneye yetiştirilmesi ve hemen Halit'in yapay kalbiyle yer değiştirmesi zorunlu. Çok iyi örgütlenmiş, uçak ve helikopterlerin emre hazır bekletildikleri Batı ülkeleri sağlık sistemlerinde bile, "ölünün sağiam kalbi "nin bulunmosı başlıca sorun ve çok özel bir ayrıcalıkken, daha organ bağışlama kavramının yeterince bilinmediği ülkemizde Halit'in sağiam bir kalp bulabilme şansını kolaylıkla öngörebilirsiniz. Biz, gene de bol şans dileyelim, kalp ve yapay kalple ilgili sorunlara ve ütopyalara değinelim. Yapay kalp ameliyatı bugün tıp dünyasında, biyolojik bir kalp bulununcaya kadar geçici bir çözüm olarak kabul ediliyor. Ethik açıdan yapay kalp ameliyatı, hasta kalbin fonksiyonlarım tamamen yitirmesi durumunda, hastayı yaşamda tutabilmek amacıyla hoşgörülüyor. Çünkü yapay kalbin "yaşam süresi" çok kısa. Genetik çalışmalardan esinlenen yeni ütopyalara göre, gelecekte kalbin doku hücrelerinin yapıtaşlannın laboratuvar kültüründe "ekimi" yoluyla insan kalbi "yetiştirmek" mümkün olacak. Kalbi şekillendiren genlerin tecrit edilerek, uygun bir yapay ortamda "aktifleştihlmesi" ve gerçek kalplerin kopyasının üretilmesi düşüncesi, teorik açıdan geçerli. Böylece, sadece yedek kalp sorunu değil, bütün "eskimiş" organlann yedeklenmesi sorunu çözümlenmiş olacak. Bilindiği gibi, tüm insan organizmasımn sırrı, insanı oluşturan 70 trilyon hücrede saklı. Genetik bilgilerin deşifresi, yeniden inşaya olanak tanıyor... Ancak ne Halit Şahin'in o kadar zamanı var ne de bizlerin... Sağlıklı bir hafta dileklerimizle... K H AFTANIN GÜ N DEMİ OKURDAN Terminoloji hatalanna dikkat "Isı derecesi 70°C olan, teorik olarak hiç ısı geçirmeyecek şekilde yalıtılmış pistonlu bir silindir içindeki gazın basıncmı düşürürseniz, ısı derecesi de düser." Bu önermedeki 70°C değerinin bir önemi yok; örnek diye kondu. Şimdi olayı anlamaya çalışalım: Elimizde pistonlu bir silindir var ve öylesine yalıtılmış ki dısanva hiç ısı geçmiyor. Pistonu geriye çekerek gazın basıncmı düşürdük, ısı derecesi (I) de düstü. Hani ısı kaçmıyordu? Bir de şu önermeye bakalım: "Küçük bir sandığı 5 metre/saniye hızla ve 20 Newtonluk bir göçle çekmek için J 00 watt'lık bir güç gerekir." Bu, daha da karısık. 20 hirimlik bir güçle çekiyorduk, niçin 100 birimlik güç gerekiyor? Sonra, güç birimi hangisi? N»wton mu? VVorf mı? Her iki önermeyi de gerek kosullar, gerekse nicel olarak irdeleyebilmek bir tarafa, neyin ne olduğunu anlayabilmek için küçük bir anahtara ihtiyaç var: ilkinde "ısı derecesi" yerine "sıcaklık", ikincisinde ise "20 Newtonluk bir güç" verine "20 Newtonluk bir kuvvet" ifadelerini koymak! Bilim ve Teknik'in birkaç ay önceki sayısında yer alan "Bütün gemiler devrilebilir" yazısında güç ve kuvvet kavramları birbirine karıstığından nasıl ünlü Arşimet kuralı bile içinden çıkılmaz hale geldiyse, 30'uncu BİZE derece önemli bir konu anlaşılmaz olmus. Türkçenin özellikle pozitif bilimler alanında terminoloji, hatta ifade eksikliği olduğu bir gerçek. Bir diğer gerçekse, bu konuda etkili olmalan gereken kurumların öncelikle üniversiteler ve diğer eğitim kurumları • üstlerine düşeni yapmayı, birkaç değerli çaba hariç, görevden bile saymamaları; böylelikle yetişkinlerin mesleki alandaki ıletisimsizlikleri bir tarafa, eğitimde temel kavramların bile yeterince yerleşememesine yol açmaları. Derginiz, bütünsel bir bilimsel terminoloji olusturulması için de yalnızca tutarlı bir yayın politikası izlemeye çalışmaktan öte bir çaba içinde olmak durumundadır.Konu, örnek ve uygulamaların sergilenmesiyle detaylandınlabilir, tariışmaya açılabilir, özellikle eğitim düzeyinın yükseltilmesi ve ezbercilikten kaçılması açısından önemi vurgulanabilir. Yukarıdaki iki yazıda geçen türden kavram kargaşalarını, yalnızca basit bir deyim, yorum ya da çeviri hatası olarak değerlendirmekten öte kavramların doğru adlandınlmasının önemi açısından, ilkesel düzeyde e/e alacağınızı umarım. Cengizhan YÜCEİL Mak. Müh. İSTANBUL Cumhuriyvt Blllm Toknlk • Sahibi Cumhuflyet Matbaacılık ve Gazetecılik Türk Anonlm Şirketi adına Nadlr Nadl • Genel Yayın Müdürü: Hasan O m a l • Müessese Mudürü Emlna Uaaklıgll • Yazı Işlerı Müdüru Okay Oönansln • Yayın Yönetmeni: Orhan BuraaİL sayıdaki "Denizden Isı Elde E t m o k " yazısında ısı ve sıcaklık kavramlarının her ikisi de "ısı" terimiyle adlandınldığından son
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear