05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 3 Temmuz 2020 Cuma HABERLER Binlerce avukatı temsil eDen ege Bölgesi’nin Baro Başkanları: Teslim olmayacak MMMMMeeeeehhhhhmmmmmeeeeettttt OOOOOkkkkktttttaaaaayyyyy vazgeçmeyeceğiz Seslerini duyurmak için eylem yapan İzmir, Aydın, Muğla, Denizli ve Çanakkale baro başkanları, yasa tekli?nin hukuka ve yargıya zarar vereceği görüşünü savunuyor AKP hükümetinin “Avukatlık Kanunu”nda değişiklik yaparak, “çoklu baro sistemi”ni getirmek istemesi Türkiye'de bulunan 80 baronun ve 130 bine yakın avukatın tepkisine yol açtı. Değişiklik için yapılan tasarı Meclis’e getirilirken Ege Bölgesi’nin baro başkanları Ankara’da yapılan ve engellenmek istenen “Savunma Yürüyüşü”nde en başta yer aldı. İzmir, Aydın, Muğla, Denizli ve Çanakkale’ye bağlı baro başkanları Cumhuriyet’in Egesi’ne çoklu baro sistemin yargıya, hukuka ve siyasete getireceği zararları anlattı. İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel: Avukatların ve avukatlık mesleğinin çözülmesi gereken birçok sorunu var. Yaptıkları çalışmanın, bugün ortaya Özkan Yücel koydukları düzenlemenin hiçbir biçimde avukatların ve baroların lehine olmadığının farkındayız. İşsiz avukatların, ofis açamayan avukatların, stajyer avukatların onlarca sorununu defalarca dile getirmemize rağmen çözmek için herhangi bir girişimde bulunulmadı. Şimdi avukatların sorunlarını baroların seçim sistemiyle değiştirebileceklerini ileri sürüyorlar. Siyasi iktidarın baroların seçim sistemine yönelik yapmak istediği düzenleme baroların ya da avukatların ihtiyacı değil, siyasi iktidarın ihtiyacı. Gerçek niyetlerinin, demokrasinin ve hak arama özgürlüğünün güvencesi, her kesimin hak savunucusu, doğanın ve hayvanların sesi, yargının tek sivil ve ele geçirilememiş parçası olan baroları susturmak olduğunun farkındayız. Teslim olmayacak, biat etmeyecek, vazgeçmeyeceğiz. Aydın Barosu Başkanı Gökhan Bozkurt: Amaçlarının yandaş baro yaratma çabası olduğunu görebiliyoruz. Sadece İstanbul, Ankara ve İzmir Gökhan Bozkurt gibi barolarla ilgili sınırlı görülse de böyle kalmama imkânı var. Üç ilin dışında bulunan barolar için yeni düzenlemeler gelebilir ve yarın başka c Mehmet İnmez değişiklikler gelme ihtimali de var. Biz hepimiz Türkiye’nin barolarıyız. Yapılan Türkiye’nin yargı sistemini etkileyen bir uygulama. Parçalanmış barolar, parçalanmış savunma demektir. Savunmanın bağımsızlığını yok etmeye yönelik bir girişim. Vatandaşın güvenliğini, kadın haklarını, çocuk haklarını ortadan kaldırmak olur. Bizim için önemli olan ülkenin yargısının bağımsız ve tarafsız olması. Bizi duymamaya çalışıyorlar. Daha yüksek sesle söyleyerek duyurmaya çalışıyoruz. Demokrasinin gereği bu 80 baronun birden karşı çıktığı bir tasarı var. Bu sese kulak verilmezse, Türkiye’de demokrasi ve hukuk devletinden asla bahsedilemez. Hazırlanan tasarı ile 130 bin avukatın arasında anket yapsınlar, çıkacak sonuç hiçbirinin evet demeyeceğidir. Muğla Baro Başkanı Cumhur Uzun: Barolarda örnek olacak demokratik, tam katılımcı seçim sistemi var. Bunun değiştirilmeye çalışılması Cumhur Uzun barolara bir güç katan, halka hukuk veren bir sistem olmayacaktır. Çoklu baro planlamasıyla birden fazla baro kurulmasına olanak veren çalışma, mevcut baroların yapısını bozmanın ötesinde, toplumsal anlamda fayda ve hukuk yaratmayacaktır. Bilakis bundan sonra o ilde bulunan barolar farklı renklerle anılmaya ve adlandırılmaya çalışılacak. Hukuki taleplerin de etiketlenmiş renkleri üzerinden hak mahrumiyetine götürecek haller alacaktır. Çalışmanın temel amacı, “siyaset yapıyorlar” düşüncesi ortaya çıkmıştır. Oysaki yapılmak istenen baroları tamamen siyasetin içerisine bırakmaktır. Farklı siyasi düşünceye sahip olanlar farklı barolar kuracak. Kurmuş oldukları farklı barolarda üye yapısı o siyasi düşünceye yakın insanlardan oluşacak. Dolayısıyla o siyasi düşüncenin barosu haline gelecek. Denizli Baro Başkanı Müjdat İlhan: Yapılmaya çalışılan değişiklikle tamamen baroları Avukatlık Kanunu ve anayasanın verdiği haklarından ve Müjdat İlhan sorumluluklarından uzaklaştırıp yüksek yargının siyasiler önünde cüppeyi düğmeledikleri gibi, avukatların da cüppelerini düğmelemesini istiyorlar. Ama tabi bizim cüppelerimizin düğmesi yok. Biz kimse için düğme diktirmeyeceğiz. İstanbul, Ankara ve İzmir barolarına yapılmak istenen çoklu baro girişimi savunma mesleğini itibarsızlaştırma, savunma mesleğinin yargının kurucu unsuru olma hasebiyle elde ettiği sorumlulukları elinden alma çabasıdır. Zaten yargının diğer bileşenleri savunmayı çıkardıktan sonra, bağımlı hale gelmiştir siyasi iradeye. HSK’nin siyasileştirilmesi yargının kurucu unsurları olan karar merci ve iddia makamını etkisiz hale getirmiştir. Geriye savunma mesleğinin icra eden avukatlar ve barolar kalmıştır. Şu an Türk toplumunda yargıya olan güvenden daha fazla baroları olan bir güven vardır. Avukatın ve baronun sesini kısma girişimi içerisindeler. 2 binin üzerinde avukatın kuracağı baroların tamamı mutlaka birilerine sırtını dayayacak. Cüppelerine düğme takmak zorunda kalıp, birilerine düğmeleri kullanacaklardır. Onuru ile yapan meslektaşlarımızla birlikte bu çoklu baroya ve yapılmak istenenlere karşıyız. Çanakkale Baro Başkanı Bülent Şarlan: Bu değişimin mesleğimize, yargı bağımsızlığına ve hukuk devleti anlayışına aykırı olduğu kanaatindeyiz. Çoklu baro demek, Bülent Şarlan birden fazla siyasi düşüncedeki baronun kurulmasına veya farklı yapılardaki baroların kurulmasına sebebiyet verir. Hukuk dünyası açısından bir bölünme olduğu gibi, en büyük zararı da yargı bağımsızlığına verecektir. Belirli bir düşünceye sahip avukatların oluşturacağı baronun bir üyesi yarın herhangi bir mahkemede o vekâletnamesini sunduğunda belkideo dosyayı inceleyen, duruşmaya bakan hakimin farklı bir değerlendirme yapmasına sebebiyet verir. En büyük tehlike yargı bağımsızlığını etkilemesi. Yargıyı etkilediğinde de, yasama, yürütme ve yargıdan oluşan hukuk devletinin temellerinden bir tanesi ciddi anlamda zarar görecektir. Haklarını arayan sağlık çalışanlarından eyleme katıldığı gerekçesiyle savunma istendi Türkiye alkışlarken, onlar cEGE cEGE Önce yolunu yaptı sonra ziyarete gitti Marmaris Söğüt Mahallesi'nde yaşayan Haydar ve Sibel Selçuk çiftinin 11 yaşındaki oğulları Berat, yüzde 99 oranında engelli olarak dünyaya geldi. Oğlu Berat’ı özel bir rehabilitasyon merkezine götürmek için her gün 70 metrelik patika yoldan sırtında taşıyarak ana yola çıkaran anne Sibel Selçuk'un yaşadığı sıkıntıların basında yer alması üzerine harekete geçen Marmaris Belediyesi caddeden eve kadar yol yaptı. Yapılan yol nedeniyle Başkan Oktay’a teşekkür eden anne Sibel Selçuk, “Yol yapıldıktan sonra büyük kolaylık yaşadık. Berat’ı artık çok daha kolay götürebiliyoruz” dedi. Başkan Mehmet Oktay ise özellikle engelli vatandaşların sorunlarını çözmeyi her zaman öncelik olarak gördüklerini belirterek, “Berat’ın ve sizlerin yüzünün gülmesi bizim için en büyük kıvanç. Desteğimiz her zaman sürecek” dedi. Soyunma ve duş kabinlerini kırdılar Didim Fevzipaşa Mahallesi’nde belediye tarafından konulan tuvalet, duş ve soyunma kabinleri kimliği belirsiz kişiler tarafından tahrip edildi. Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, “Sorumluluk alanlarımız dahilinde olan sahillerimize koymuş olduğumuz tuvalet, duş ve soyunma kabinlerimiz kimliği belirsiz kişilerce tahrip edilmiştir. Bu vahşiliği yapan sorumluların tespiti ve haklarında gerekli işlemlerin yapılmasını konusunda girişimlerde bulunacağız” dedi. Zarar vermeye çalışan rant çetelerine kesinlikle müsaade etmeyeceklerini belirten Atabay, “Onlar ne kadar zarar verirse versin, biz tahrip edilen tuvalet, duş ve soyunma kabinlerin tadilatını gerçekleştireceğiz ve yeniden halkımızın hizmetine sunacağız. Vatandaşlarımızın ve misafirlerimizin sağlığını, huzur ve güvenliğini bozacak hiçbir eyleme kesinlikle izin vermeyeceğiz” diye konuştu. HAKLARINI ÖDEMİYOR cEGE Koronavirüs salgını sürecinde fedâkarlık ederek virüse karşı mücadele eden Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi Tıp Fakültesi’nde görevli sağlık çalışanları, ek ödemelerinde yapılan yüzde 20’lik kesintiye tepki için 20 gündür seslerini duyurmaya çalışıyor. Rektörlük ve başhekimliğin cevap dahi vermediği 3 bine yakın sağlık çalışanı haklarını alana kadar mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Zarar gerekçesiyle kesinti Rektörlüğünü eski AKP milletvekili Nükhet Hotar’ın yaptığı DEÜ Hastanesi yönetimi, pandemi sürecinde kurumun zarar ettiğini gerekçe göstererek yüzde 20’ye varan ek ödemelerde kesinti yaptı. Sağlık çalışanları, kesintinin yasal olmadığını belirterek, rektörlük ve hastane yönetimi ile görüşmek istedi. Ancak, yöneticiler görüşme talebini reddetti. Maaşlarında kesinti yaşayan 3 bine yakın sağlık çalışanı eylem kararı alarak, kesintinin iptal edilmesini ve geriye dönük ödemelerin yapılması için hastane önünde seslerini duyurdu. 20 gündür mücadele veren sağlık çalışanlarına CHP milletvekilleri, sendikalar, Tabipler Odası ve CHP Balçova Belediye Başkanı Fatma Çalkaya da destek verdi. Haklarının gasp edildiğini söyleyen Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur da hastane yönetiminin canlarını hiçe sayan sağlık çalışanlarının haklarını gasp ettiğini söyledi. Uğur, “Hastane zarar ettiği gerekçesiyle ek ödemelerde kesinti yaptı. Biz ticari işletmede çalışmıyoruz. Sağlık hizmeti veren bir kurumda görevliyiz. Yasal olmayan bir kesinti yapılıyor. Sesimizi duyurmak için mücadeleye devam edeceğiz” dedi. İmza kampanyası başlattıklarını ifade eden Günseli Uğur, “TBMM’ye milletvekilleri aracılığıyla verilmesi için imza kampanyası başlattık. Toplanan imzalar Meclis’e gönderilecek. Ayrıca eylemlere katılan arkadaşlarımızdan savunma istenmesine karşıyız. Onlar sadece haklarını arıyor” diye konuştu. Hastane yönetiminin eyleme katıldığı için bazı sağlık çalışanları hakkında soruşturma açtığı ve savunma istediği belirlendi. Sarı zarf içerisinde gönderilen yazıda “Neden eylem saatinde siz yerinizde yoktunuz?” yönünde soruların sorulduğu öğrenildi. İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger başkanlığında toplanan İl Hıfzıssıhha Kurulu, hastane önlerinde basın açıklaması yapılmasını yasakladı. cEGE SSSSSeeeeerrrrrdddddaaaaarrrrr AAAAAkkkkksssssoooooyyyyy Çocuklarımız burada büyüsün Menemen Belediyesi çocuk gelişimine katkı sağlayacak olan okulöncesi eğitimi desteklemek amacıyla “Gölpark Çocuk Oyun Evi”ni hizmete açtı. Göreve geldikleri tarihten bu yana kadınlara ve çocuklara yönelik yatırımları artıracağını dile getiren Başkan Serdar Aksoy, oyun ev gibi benzer merkezlerin açılışlarını sürdüreceklerini vurguladı. Oyun oynamayı bilen çocukların hayallerinin de sevgi dolu ve kucaklayıcı olduğunu söyleyen Aksoy, “Çocuklarımız buralarda büyüsünler, burada sosyalleşsinler. Aynı zamanda kadınlarımız da ekonomik özgürlüklerine kavuşsun. Çalışmak, üretmek isteyen herkes ücretsiz olarak getirip çocuklarını buraya bırakabilir” dedi. “Hayal kuramayan çocuklar, başka ellerde kötü davranışlara yönelebilir. Çocuklar, ellerinde oyuncak değil silahlarla büyür. Geleceklerinin karartılmasına izin vermemek için tesisi onlara hediye ettik” diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear