23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

HABERLER 3 25 Aralık 2020 Cuma TUNCAY MOLLAVEİSOĞLU Bal tutan parmağını, Saray'ı tutan... Dünyada en çok kamu ihalesi alan şirketler raporu yayımlandı... Dünya Bankası raporuna göre “şampiyon” Limak Holding... Üçüncü sırada Cengiz, hemen arkasında Kolin var... Yedinci ve sekizinci sıraya ise Kalyon ve MNG Holding oturmuş! Liste beni şaşırtmadı... 2006 yılında Görünmez Holding adı ile yazdığım kitapta yer alan tespitler geçen zamanda kendini defalarca ispat etti. AKP, iktidara geldiği dönemde ekonomik altyapısı üç şirket grubu üzerine inşa edilmişti. Bunları yandaş, yanaşma ve küresel şirketler diyerek üç grupta değerlendiriyorum: Yandaş şirketler; MÜSİAD ve TUSKON (FETÖ operasyonları sonrası kapatıldı) çatısı altında birleşen, bir dönem yeşil sermaye olarak bilinen şirketlerin de içinde yer aldığı, sahiplerinin büyük çoğunluğu Atatürk Türkiyesi ile “problemli!” olan şirketler... Yanaşma şirketler ise her iktidarın gemisine binen, geminin hukuktan, çağdaşlıktan, demokrasiden uzaklaşmasından zerre kaygı duymayan şirket sahipleri... TÜSİAD’ın birçok üyesi bu grupta... Küresel şirketler ise Londra merkezli çokuluslu finans şirketleri ile yakın zamanda bu bankerlere eklenen Katar şeyhine bağlı finans ve yatırım şirketleri... AKP bu üç şirket grubunu, yatırım ve rantın odağında yer almanın, tek karar verici olmanın, hukuku ve denetimi ortadan kaldırmanın verdiği güçle yönetiyor... Türkiye’de AKP ile birlikte hiçbir dönemde ortaya çıkmayan sayıda mega zenginler türedi... Ülkenin varlıkları, birikimleri, halka ait olan işletmeleri, devletin imtiyazlı şirketleri ve Hazine yandaşlardan oluşan dar bir grubun eline geçti. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 20032017 yılları arasında AKP’nin 2 trilyon dolardan fazlasını harcadığını açıklamıştı... Biz de nereye gitti bu paralar diye sormuştuk... Yanıtı, herkesin bildiği sır! Linç kültürü; toplumun, siyasetin aynası... Hatırlayın, Mayıs ayında İzmir’de bazı camilerde “Çav Bella” şarkısı çalınmış, bu görüntüleri sosyal medya hesabında yayınlayan ve müftülüğe “Bir açıklama yapmayacak mısınız?” diye soran Banu Özdemir tutuklanmıştı... Yani olayın failini bulup tutuklamak yerine, provokasyonu haber verip müftülüğü uyaran Özdemir hedef alınmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bakanlar, milletvekilleri ve Meclis Başkanı’na kadar... AKP “malzemeyi” bulmuş, Özdemir’in CHP’li kimliği üzerinden CHP’ye yönelik ağır ithamlar peşi sıra gelmişti... Erdoğan, “İzmir’de camilerin hoparlörüne sızan alçaklar saygısızca yayınlar yaparken, o ildeki CHP yöneticileri zevkten dört köşe bu rezilliği aktarıyor. Bunların hayallerinde cami minarelerinde ezan dışında başka bir ses duymak vardır” diyordu. MHP lideri Devlet Bahçeli de “Camilerimizin hoparlöründen korsan marş ve şarkı çalınmasını sağlayan şerefsizlerin arkası önü çok iyi araştırılıp, karanlık emeller açığa çıkarılmalıdır” diye bu çirkin provokasyonu eleştiriyordu. Ancak geçen zaman içinde Bahçeli'nin dediği karanlık güçler bulunamadı. Provokasyonun tüm yükü, en ağır ve haksız şekilde Banu Özdemir’in omuzlarına bırakıldı. Özdemir yargılandığı süre boyunca da lince maruz kalmış, sosyal medya hesaplarında ve bazı basın organlarında iğrenç ifadelerle suçlanmıştı... Peki, geçen sürede ne oldu? Banu Özdemir hakkında, hukuk ve adaleti her şeye rağmen baş üstünde tutan, sosyal medyadaki linç kültüründen etkilenmeyen adalet insanları tarafından beraat kararı verildi. Haftalarca gündem olan, kirli, kaba bir provokasyonu CHP’ye mal etmek isteyenler şimdi ne düşünüyor acaba? Hakkında onca iftira attıkları Banu Özdemir’e en azından bir özür borçları yok mu? Ve sahiden... Camide müzik çalanlar, hâlâ neden bulunamadı? H Sosyal medya ve internet üzerinden itibar suikastına uğrayanlar, genellikle iktidar gibi düşünmeyenler... Çünkü AKP’nin trol ordusu, haklarında hiçbir hukuki işlem yapılmayacağının “bilinci” ile yaftalıyor, kara çalıyor... Son mağdur, çok sevdiğim gazeteci arkadaşım Özlem Gürses... Halk TV’de program yapan, mesleğini titizlikle ve hakkı ile yerine getiren çok değerli bir kadın gazeteci... İktidara karşı yaptığı bir eleştiri nedeni ile hem kendisine hem de oğluna yönelik iğrenç küfürlerle saldırı düzenlendi. Gürses, oğlunun sosyal medya hesaplarını kapatmak zorunda kaldı. H İnternette geçirdiğimiz günde 8 saat ile dünyada liste başlarındayız... Binlerce kişi hiç tanımadığı insanlarla ilgili ağır yorumlar yazıyor, fikir sahibi olmadığı konularda ahkâm kesiyor... Büyük çoğunluk, meselenin özünü anlama ihtiyacı bile duymuyor! Sosyal medya ve internet kullanımı neyse, toplum da biraz öyle değil mi? 7 bin 500 depremzedeye SOYER ÇÖZÜMÜ Büyükşehir’in aracılığıyla Dünya Bankası’ndan kaynak sağlanırsa kentsel dönüşüm çalışması yapılacak. Düşük faiz ve uzun vade imkânı ve müteahhit desteği verilecek. cEGE İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 30 Ekim’de yaşanan büyük depremin ardından bakanlık tarafından orta hasarlı olarak tespit edilen ve bir yıl içinde güçlendirme yapılmadığı takdirde yıkılacağı açıklanan 7 bin 500 konutta yaşayan yurttaşlara sahip çıktı. Soyer, bu konutlarda kentsel dönüşüm çalışması yapılması için Dünya Bankası’ndan finans kaynağı sağlayacaklarını, belediyenin de yapım sürecinde müteahhit olarak yer alacağını bildirdi. Çaresizlik içindeler Orta hasarlı binaların dönüşümün için yasal mevzuatta çok önemli bir boşluk olduğunun altını çizen Soyer, “Yıkılan ve ağır hasarlı binalar için hükümetin getirdiği bir düzenleme var, bu binaların yerine konut yapılıyor, parasının yarısını devlet veriyor. Kalan yarısı da vatandaştan ilk 2 sene ödemesiz olarak 20 sene içinde taksitlerle alınıyor. Orta hasarlı binalarda ise güçlendirme yapılmadan oturmaya izin verilmiyor. Güçlendirme çalışmaları için bir kaynak sağlanmıyor. Güçlendirme yapmazsa devlet, ‘Bir sene sonra yıkarım’ diyor. Yıkılınca da ağır hasarlı binalara tanınan haklar tanınmıyor. Şu an depremden etkilenen 7 bin 500 orta hasarlı hane tam bir çaresizlik içinde” dedi. Bu konutların dönüşümü için vatandaşın kaynak sorununu çözmek amacıyla Dünya Bankası ile görüştüklerini açıklayan Soyer, “Çok ciddi bir kaynağın düşük faiz ve uzun vade ile aktarılmasını sağlayacağız. Vatandaşımıza diyeceğiz ki “Sana kaynak getiriyoruz, belediyenin güvencesi ile bu kaynağı kullandıracağız. Siz de bunun karşılığında maliyetinin belli bir kısmını üstleneceksiniz. İnşaatı da belediyenin de müteahhit olarak içinde yer alacağı müteahhitler heyeti ile birlikte yapacağımız ihale ile belirleyeceğiz. 7 bin 500'ün üzerinde orta hasarlı binada yaşayan vatandaşımızın başlarını sokacakları bir ev için hem bir finansal model hem de hem de belediye güvencesi ile bir çözüm Tunç Soyer getireceğiz” diye konuştu. Kentin yapı stokunun envanterini çıkarmak için çalışmalara başladıklarını söyleyen Soyer, binalara deprem güvenlik karnesi vereceklerini ifade ederek, “İzmir’de 850 bin civarında bağımsız birim var. Bayraklı’da 1990 yılından önce ruhsat almış binalardan başlayarak binalara karne vereceğiz. Evlerinin ne kadar sağlam olduğunu vatandaşlarımıza söyleyeceğiz. Bunları yapabilmek için 200 milyon liralık bir bütçe ayırdık” dedi. Başkan Atabay, gece denetiminde Didim Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, kent genelinde gecegündüz çalışmalarını sürdürüyor. Çalışmalar kapsamında gece Cumhuriyet Caddesi’nde bakım ve onarım faaliyetlerini sürdüren ekipler, eski adliye kavşağından, belediye kavşağına kadar uzanan cadde de onarım yaptı. Çalışmaları takip eden ve incelemelerde bulunan Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, “Çalışmalarımız tamamlandığında, kentimizin merkezi çok daha sağlıklı bir ulaşım ağına kavuşacak. Didim için çalışmaya devam ediyoruz” dedi. Yaraları sarmak için yanınızdayız Menderes Belediye Başkanı Mustafa Kayalar, 30 Ekim tarihinde yaşanan 6.9 büyüklüğündeki İzmir depreminde 12 bina ve 75 bağımsızın bölümün hasar gördüğü Gümüldür’de vatandaşlarla bir araya geldi. Gümüldür Spor Salonu’nda gerçekleşen buluşmada, destek mesajı verildi. İzmir depreminin Menderes’te en çok Gümüldür’de hasara yol açtığını kaydeden Menderes Belediye Başkanı Mustafa Kayalar, “Yaşadığımız deprem sonrası ekiplerimizle hızlı bir şekilde hasar tespit çalışmalarımızı gerçekleştirmiştik. Yaptığımız çalışma sonunda ne yazık ki Gümüldür’de depremin etkisinin fazla olduğunu gözlemledik. İlk günden itibaren bölgedeki vatandaşlarımızı yalnız bırakmıyoruz. Evleri hasar gören vatandaşlarımızla bir araya geldik, İzmir Büyükşehir Belediyemizin kira desteğinde bulunduğu hemşerilerimizin zararlarının karşılanması adına yanlarında olduğumuzu bir kez daha ifade ettik. Birlik ve beraberlik içerisinde yaraların sarılması adına her zaman vatandaşlarımızın yanında olacağız” dedi. (Bu bir editöryal çalışmadır) “Tapulu arazim” dedi, yolu çit direklerle böldü Bornova Çamdibi Barbaros Mahallesi’nde bir vatandaş, 400 metre uzunluğunda bulunan 5311 Sokak’ın yaklaşık 200 metrelik bölümünün kendisine ait olduğunu iddia ederek 40 adet beton çit direği dikti. Yolun tek şeridi ve yanındaki otopark alanı dikilen beton direkler nedeniyle trafiğe kapandı. Direkler arasına ise tel örgülere takılacağı için naylon şeritler çekildi. Daralan yolda trafiğin tek şeritten verilebilmesi trafik sıkışıklığına neden olurken, sürücüler zor anlar yaşadı. Yolun sokak üzerindeki bölümünün gerçekten Ankara’da yaşayan ve adı bilinmeyen kişinin 1.1 dönümlük tapulu arazisinde kaldığı öğrenildi. Bölge esnafından Ebru Öcal, “Yolun geçtiği yer tapulu özel mülkiyetmiş. Arazinin sahibi ne olduysa bir anda yolu kapatma gereği duydu. Yolun bulunduğu güzergâhtaki esnaf ve mahalle sakinleri olarak mağduruz. Sürekli zabıta ile polis memurları geliyor. İşlek bir sokakta yol tek şeride düştü” dedi. Bir anda çekilen çitleri görünce şaşırdığını anlatan mahalle sakinlerinden Mehmet Özveren de, “Biz ne yaptıklarını anlayamadık. Tapu ve Kadastro Müdürlüğü'ne bağlı ekipler geldi ve çekim yaptı. Ertesi gün, özel bir inşaat firması gelerek beton çitleri dikti. Sonra ise yolun geçtiği arsa sahibinin burayı kapattırmak için mahkemeden karar aldırdığını öğrendik” diyor. Özveren, yol olarak kullandıkları arazinin kapatılması hakkında şu bilgileri verdi: “Burada eskiden bir fabrika varmış. Aslında burası adı ne kadar sokak olsa da bir bulvar. Duyduğumuza göre yolun geçtiği arsayı almış ancak istimlak bedelini ödememiş. O nedenle de arsa sahibi yolu kapatmış. Herkes mağdur oldu, Bir yangın olsa veya acil bir durum olsa buraya itfaiye de ambulans da giremez. Bütün vatandaşlar olayı öğrenmeye çalışıyor. Kimisi otopark yapıldığını zannediyor” diye konuştu. Tatil cenneti yapalım cEGE Kuşadası Belediyesi'nin turistik çarşılardaki dükkânların dış cephelerinde yapılacak değişiklikler ile cadde ve sokaklara uygulanacak peyzaj düzenlemeleri belli oldu. Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, projenin detaylarını esnaf ile paylaştı. Göreve geldikleri günden bu yana Kuşadası'nın hak ettiği yere gelmesi amacıyla çalıştıklarını belirten Belediye Başkanı Ömer Günel, “İlçemizi eski güzel günlerine kavuşturmak için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Belediye yönetimi olarak biz Kuşadası'na yakışan bir kalite arayışı içerisindeyiz. Bu nedenle turistik çarşıları yenileme projesinde esnafın da bizimle işbirliği yapmasını bekliyoruz. Sizler esnaf olarak bize destek olmazsanız istediklerimizi başarmamız mümkün değil. Kuşadası’nı, ilk zamanlarındaki gibi insanların hafızalarında güzel hatıralar bırakan bir tatil cenneti haline getirmek bizim elimizde” dedi. Başkan Ömer Günel'in ardından Kuşadası Kent Estetik Kurulu Üyesi Mimar Ali Genç, işyerlerinin dış cephelerinde yapılacak değişiklikler ve peyzaj düzenlemeleri hakkında bilgi Ömer Günel verdi. Genç, “Cadde ve sokakların girişlerine meydancıklar yapıp, buralara heykeller yerleştireceğiz. Sağlık Caddesi'nde gölgelendirmeyi yıl boyunca yapraklarını dökmeyen ağaçlar dikerek sağlayacağız. Kuracağımız aydınlatma sistemi ile turistik çarşılarımızda hiç karanlık nokta kalmayacak” diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear