26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

HABERLER 3 2 Ekim 2020 Cuma Bu hafta yağan yağmurla birlikte yine buhar oldu yükseldi, koku oldu yayıldı... Hatta su ile teması nedeniyle kısa süreli yangına da neden oldu... İzmir’in yıllardır haberlere konu olan nükleer çöplüğünden söz ediyorum. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun, çevre örgütlerinin, bilim insanlarının zehir saçıyor dediği alanla ilgili, Çevre Bakanlığı’nın felaketin sorumlusu olan fabrikaya kestiği büyük cezanın dışında bir adım atılmadı. 13 yıl önce Gaziemir ilçesinde eski kurşun döküm fabrikasının bahçesinde tespit edilen radyoaktif madde, ölçümlerde normal değerin 219 katı oranında radyasyon saçıyordu. Yalnızca Gaziemir’in değil İzmir’in büyük ve tehlikeli bir sorunu. Civarda yaşayanların gözlemlere dayanarak aktardıklarına göre kanser vakaları artmış. Ancak bunca yıl felaketin insan ve çevreye etkisi ile ilgili bilimsel bir araştırma yapılmamış. Türkiye nükleer çöplük mü? Benim dikkatimi çeken detay, toprakla kapatılan bu alanda yalnızca nükleer tesislerde rastlanan, nükleer TUNCAY MOLLAVEİSOĞLU ‘İzmir’in Çernobil’i ne olacak? santrallarda uranyumun ayrışması ile ortaya çıkan europium 152154 adı verilen atıkların bulunması... Türkiye’de nükleer santral olmadığına göre bu atıklar Gaziemir’e, İzmir’e nasıl geldi? Yıllar önce bir televizyon programında çok değerli Prof. Dr. İlyas Yılmazer ile çarpıcı bir iddiayı gündeme taşımıştık. Yılmazer, Türkiye’nin nükleer gücü olan ülkelerin Prof. Dr. İlyas Yılmazer çöplüğü haline getirildiğini söylemişti. Program ülkenin gündemine oturmuştu. Hocamı dün tekrar aradım. ABD, Rusya, İtalya, İngiltere, Fransa, Almanya gibi nükleer güç elde eden ülkelerde ciddi oranda nükleer atık sorunu olduğunu söyledi. Nükleer atıkları zararsız hale getirmenin nükleer santral yapmaktan daha maliyetli olduğunu söyleyen Yılmazer, ABD’nin elinde tonlarca atığı “satış” yolu ile elinden çıkarmaya çalıştığını belirtti. Yılmazer, İzmir Gaziemir benzeri “nükleer çöplüklerin” Türkiye’nin birçok noktasında gizlice oluşturulduğunu, konunun üzerine devletin ve uzmanların ciddiyetle gitmesi gerektiğini söylüyor. Şimdi yeniden soralım. 13 yıldır zehir saçan İzmir’in Çernobili sorunu nasıl ve ne zaman çözülecek? TÜRKİYE’NİN ÜÇÜNCÜ BÜYÜK BAROSUNDA İKİ ADAY BAŞKANLIK İÇİN YARIŞACAK 10 bin 100 avukat sandık başına gidiyor cEGE Türkiye’nin 3. büyük barosu olan İzmir Barosu’nda olağan genel kurul 1718 Ekim tarihleri arasında yapılacak. Çağdaş Avukatlar Grubu iki yıldır baro başkanlığı görevini yürüten mevcut başkan Özkan Yücel’i aday gösterdi. Seçimler için ikinci aday ise Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu adına Mustafa Çetin oldu. İki adayın yarıştığı seçimler için bu hafta başka bölünmesine hep karşı olduğumuzu adayların çıkması bekleniyor. söyledik. Hizmet binasına Birlikte yönetim ihtiyacımız var. Meslektaşlarımızla hizmet binası yaptırabileceğimizi Genç avukatlarla ilgili projeleri düşünüyoruz” diye konuştu. olduğunu belirten Cumhuriyetçi Avukatların her geçen günü Avukatlar Grubu adına Mustafa mesleğini yapmakta zorlandığını Çetin, “Seçilir seçilmez CMK, dile getiren Çetin, “Yargının adli yardım ücretlerinin sorunları herkesçe malum. Nitelikli artırılması için gerek Adalet ve kaliteli insanların hukuktaki Bakanlığı’na gerekse üç sacayağında olması Meclis’te grubu olan gerektiği, hukuk fakültelerinin partilerle görüşüp bir an önce sayılarının artmasıyla kalitenin avukatların ekonomik olarak düşürüldüğü ve bunlar için bağımsızlığını sağlaması için kapsamlı bir yargı reformu bu çalışmaları yapmaya çalışacağız. Stajyer Mustafa gerektiği düşüncesindeyiz. Çetin Çocuklarımıza yapılan şiddet, avukatların staj döneminde ücret taciz ve öldürmelerin ancak İstanbul alması için çalışmalarımız olacak. Sözleşmesi maddelerinin tam Hiçbir meslektaşımızı siyasi olarak uygulanmasıyla önüne görüşüne, grubuna göre geçilebileceğini düşünüyoruz. ayrıştırmadan, ötekileştirmeden tüm Doğa ve çevre katliamına ‘dur’ meslektaşlarımıza eşit olarak deyip doğamıza sahip çıkıp hizmet vermeyi düşünüyoruz. Biz çocuklarımıza, torunlarımıza büro avukat içindir diyoruz. Tek yaşanabilir bir ortam bırakmamız baro, şeffaf, katılımcı, birlikte bir gerekir. Bununla ilgili komisyonları yönetim diyoruz. Baroların daha aktif hale getireceğiz” dedi. Hukuk sİyasetİnİ belİrledİk İzmir Barosu’nda iki yıldır açıklayan Av. Özkan Yücel, başkanlık yapan ve tekrar Çağdaş “Görev süremizde 3 bin 500’ün Avukatlar Grubu adına adaylığını üzerinde avukatla iletişim kuruldu. açıklayan mevcut başkan Av. Nöbetçi yönetim kurulu hattını Özkan Yücel, İzmir Barosu’nun oluşturmak suretiyle doğrudan Türkiye’nin hukuk siyasetini yönetim kurulu üyeleriyle sorunları belirlediğini söyledi. çözebilme imkânı tanıyacak 2 yılda yaptıkları bir mekanizmayı hayata çalışmaları anlatan başkan geçirdik” dedi. adayı Yücel, “İzmir Yeni dönem için Barosu’nu 112 yıllık hedeflerinden birinin İzmir geçmişin deneyimi ile Barosu Kompleksi Türkiye’nin hukuk olduğunu dile getiren Yücel, politikasını, demokrasi “Konferans salonlarından, mücadelesini, insan hakları gösteri merkezlerine, mücadelesini belirler servis salonlarına, idari noktaya taşıdık. Aradan Özkan Yücel birimlerine kadar bir baro geçen 2 yıllık süreçte kompleksi İzmir Barosu’nun Türkiye’ye iz bırakan, mücadeleyi hakkıdır. Şu anki binamız bu ateşleyen ilk kıvılcımlar sürekli ihtiyacı karşılamaktan uzak. olarak İzmir Barosu’ndan Seçildiğimizde bu projeyi hayata çıktı” diye konuştu. geçirmek için mücadele etmeye Yapılan çalışmaları tek tek devam edeceğiz” diye konuştu. ‘DokunMaTik’projesiyle birinci cEGE Manisa Bilim ve Sanat Merkezi 4. sınıf öğrencilerinden Aybüke Demirok, annesiyle birlikte gittikleri hastanede annesinin etrafa dokunmaması konusundaki ikazı üzerine proje geliştirdi. Danışmanlığını yapan Sosyal Bilgiler Öğretmeni Melek Geylani Bayram ile birlikte kolları sıvayan Demirok, insanların hiçbir şekilde temas etmeden rahatça başta hastaneler olmak üzere kamu kurumlarında sıra alabilecekleri makine için çalıştı. Geliştirilen makine ile vatandaşlar yeni kimliklerde bulunan çipleri okutarak rahatça sıra numarası alabilecek. Cihaza temas etmeden sıra numarası alınarak başta koronavirüs gibi bulaşıcı hastalıkların korunmasına da imkân sağlanmış olacak. Aybüke Demirok, “DokunMaTik” proje ile Gaziantep’te düzenlenen Uzay ve Teknoloji Festivali ‘TEKNOFEST 2020’, festivaline katıldı. İnsanlık yararına teknoloji yarışması sağlık ve ilkyardım kategorisinde yaklaşık 5 bin 600 proje arasından Türkiye birinciliği kazandı ve 10 bin liralık ödülün sahibi oldu. 10 yaşındaki Aybüke Demirok, annesiyle hastanede yaşadığı diyaloğun projesine ilham verdiğini dile getirdi. Demirok, “Ben koronavirüs döneminde annemle birlikte hastaneye gitmiştim. Orada annem bana kızmıştı, ‘Mikrop vardır, dokunma, elleme’ diye. Ben de ‘Bana dokunma diyorsun ama sıra alabilmek için sıra alma cihazına dokunmamız gerekiyor anne’ demiştim. İşte buradan yola çıkarak projemi tasarlamaya başladım. Bu projeyle bulaşıcı hastalıklarının yayılmasını ve geniş kitlelere ulaşmasının önüne geçebilmek mümkün. Biz de bunun önüne geçebilmek adına hastanelerdeki cihazları temas gerektirmeden kişinin hasta kaydını oluşturup, muayene sırasını veren sıra alma cihazlarıyla değiştirmeyi düşündük” diye konuştu. cEGE ‘Beyaz Vagon kurtulsun’ kampanyası Alsancak Gar önünde 13 yıldır sergilenen, öğrencilerin ve yurttaşların gezdiği “Beyaz Vagon”un, TCDD tarafından kaldırılmasına tepkiler devam ediyor. CHP Karşıyaka İlçe Başkanlığı, “Beyaz Vagon”un Karşıyaka’da müze haline getirilmesi için imza kampanyası başlattı. İlçe başkanlığı önünde “Milli Değerlere Sahip Çıkmayan, Geleceğine Sahip Çıkamaz” sloganıyla imza kampanyası başlatan İlçe Başkanı M. Serdar Koç, herkesin kampanyaya destek olmasını istedi. Başkan Koç, “Tarihi değerimiz olan Beyaz Vagon’a talibiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün nice anılar biriktirdiği Beyaz Vagon’un her türlü bakımının yapılacağını, bu tarihi ve anlamlı görevin en içten duygularla en iyi şekilde yerine getirileceğini tüm İzmirlilere bildiriyoruz. Hedefimiz başlangıçta iki bin imza. Amacımız vagonu cam fanus içine alıp önüne bir ekran koyarak, vagonun önemini anlatan yazılı ve görsel içerikleri halkımıza sunmak ve korunaklı bir açık hava müzesi haline getirmek. İzmirlileri, açacağımız standa destek vermeye çağırıyorum. Bugüne kadar değerlerine sahip çıkan kentimiz bundan sonra da çıkmaya devam edecektir, tüm kalbim ile inanıyorum” dedi. Kızılçam dikmek için kızılçamları söktüler! Muğla’nın Seydikemer ilçesinde, kızılçam ağaçlarının bulunduğu ormanlık arazide çok sayıda ağaç kesildi. Çaltözü ve Alaçat kırsal mahalleleri sınırında bulunan ormanlık arazide yapılan kesimi yerinde tespit eden CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban, mahalle halkıyla birlikte arazide inceleme yaptı. Alban, genç ağaç diye tabir edilen, boyları 1015 metreyi bulan ağaçların tamamının kökünden söküldüğünü, yaklaşık 2 bin hektarlık alanda birçok kızılçam ağacının kesildiğini belirtti. Yetişmiş ağaçların kesilme nedeni hakkında yerel yetkililer ile görüştüğü kaydeden Alban, kendisine verilen bilginin büyük bir çelişki yarattığını ifade etti. Alban, “Bana, ağaçları ıslah edilmiş yeni türleri dikmek için kestiklerini söylediler. Bu nasıl bir mantık anlayamadık. Boyları 10 metreyi aşan ve genç olarak nitelendirilen bir ağacı ne diye sökersin? Kesim yapılan alan zaten genç ağaçlardan oluşuyor. Kızılçam ağacı dikmek için kızılçam ağaçlarını kökünden sökmüşler. Burayı kesmenin amacı bana göre farklı. Kesim yapılan yerlerin içine ulaşım yollarının açılması buraya bir imar planı yapıldığı izlenimini veriyor” dedi. Tarım ve Orman Bakanlığı’na soru önergesi veren Alban, “Kesim işleminin yapıldığı ormanlık alanın içine ulaşım yollarının açılmasının anlamı nedir? Buraya bir imar işlemi mi uygulanacaktır?” diye sordu. cEGE
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear