Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 27 Eylül 2019 Cuma HABERLER Murat Bakan: Çöpler doğaya karışmadan derhal kaldırılmalı... BAŞKANLAR YAZIYOR Elde var zehir! c MUHAMMED ÖZMEN Murat Bakan İtalya'dan İzmir'in Kemalpaşa ilçesine geri dönüşüme uygun olmayan 500 ton çöp getiren firmaya 649 bin lira ceza kesilmiş ve firmanın lisansı iptal edilmişti. Ancak bu skandal ne ilk, ne de son olacak gibi görünüyor. Geri dönüşüm sisteminin içinde yer alan isimler, limanlara her gün denetim dışı tonlarca atık getirildiğini öne sürüyor. CHP’li Murat Bakan “ çöp ithalatı derhal durdurulmalı” diyor. Türkiye çöplüğe döndü... Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre atıklarının yalnızca yüzde 1'ini geri dönüştüren Türkiye, ithal atık sorunuyla karşı karşıya. Avrupa ülkelerinden denetimsiz bir şekilde getirilen atıklar Türkiye'yi çöp ülkesi haline getiriyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri İtalya’dan İzmir’e getirilerek yerleşim yerinde bir araziye yığılan yaklaşık 500 tonluk atık. 8 ay önce getirilen ve geri dönüşüm için uygun olmayan atıklar Kemalpaşa'da kiralık bir araziye döküldü. Çöpü getiren firma, toplayıcılara, atıkları ücretsiz vermeyi teklif etti. Sonraki süreci, Sokak Atıkları Toplayıcıları Derneği Başkanı Recep Karaman Cumhuriyet’e anlattı; “ Biz çöpün ücretsiz verilmek istendiğini görünce şüphelendik, incelediğimizde geri dönüşüme uygun olmadığını gördük. Şikayet ettik. Hemen her gün limanlarımıza denetim dışı tonlarca benzer atık getiriliyor.” Olayın duyulması üzerine Çevre ve Rıdvan Karakayalı Şehircilik Bakanlığı, firma hakkında soruşturma başlattı. Bakanlığın, denetim kapsamında ilgili firmanın lisansını iptal ettiği belirtildi. Firmaya 649 bin lira, arazisinde atıkların depolanmasına izin veren kişiye de 216 bin lira idari para cezası uygulandı. Ancak şırınga, ilaç kutusu gibi tıbbi ve kimyasal atıkların da bulunduğu çöpler ilçenin doğasını tehdit etmeye devam ediyor. CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı ile birlikte çöplerin yığıldığı alanı inceledi. Atıkların insan sağlığını tehdit ettiğini belirten Bakan, Türkiye'nin İngiltere, Belçika, Almanya, İtalya, ABD gibi gelişmiş ülkelerin çöpünü para karşılığında satın aldığını söyledi. Bakan, "Buradaki çöp dağı bizim görmediğimiz ama ülkemizdeki yüzlerce çöp dağından sadece biri olabilir. Bunun gibi yüz binlerce ton çöp, ülkenin çeşitli yerlerinde bekliyor." diye koştu. Türkiye'nin atık ithalatını bir an önce durdurması gerektiğinin altını çizen Bakan, "Bu çöpleri ayrıştırıp, geri dönüştürmek için alıyoruz ancak ne kadarının dönüştüğüne yönelik bilgi alamıyoruz. Çünkü konuyla ilgili Ticaret Bakanlığı'na, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na verdiğimiz soru önergelerine tatmin edici bir yanıt alamadık. Hatta bakanlık birine 'Geri dönüştürülebilir ve ülke ekonomisine katkıda bulunabilir ithal atıklar'z olduğu yönünde pes dedirtecek bir cevap verdi." ifadelerini kullandı. ‘Çöp dağları istemiyoruz’ Yaşamın devamlılığı için hak, hukuk, adaletin yanında sürdürebileceğimiz bir çevreye ihtiyacımız var." diyen Bakan, "Dünya genelinde de yurttaşlar, siyasi iktidarlara en temel haklarından biri olan sürdürülebilir ekolojik hayat ve yaşanabilir çevre için taleplerini aktarıyor. Biz de CHP olarak, Türkiye’nin çöp dağları olmasını istemiyor ve çocuklarımıza yaşayabilecekleri bir dünya bırakmak için mücadele ediyoruz. Bu sadece parti olarak bizim sorumluluğumuzda değil. Bu ülkede siyasi parti farkı olmaksızın her bir yurttaşın bu bilinçle hareket etmesi ve geleceğimize yapılan bu saldırıya karşı çıkması gerekiyor. Çünkü bu ortak sorumluluğumuz." diye konuştu. KONUK YAZAR YEŞİM BAYINDIR ZORLU (Otizm Derneği Başkan Yardımcısı ve Otizm Dernekleri Federasyonu İzmir temsilcisi) MUSTAFA KAYALAR Menderes Belediye Başkanı Ortak akılla, bir ve beraber olacağız Evlerine, işyerlerine konuk olduğumuz sevgili okurlarımıza ve sizlerle buluşmamıza vesile olan Cumhuriyet ailesine, Menderesimizin güzel insanları adına yürekten bir merhaba. İzmir’in güneyinde, havaalanının hemen yanında yer alan Menderesimiz, yüzölçümü bakımından İzmir’in üçüncü büyük ilçesi konumunda. Tarım, sanayi ve turizmin bir arada olduğu ilçemizin 100 binlik nüfusu yaz aylarında 300 bini aşıyor. Böylesine önemli bir konuma sahip olan ilçemizin sokaklarında yürürken karşılaştığınız her vatandaşımıza “İlçenizde en çok hayalini kurduğunuz nedir” diye sorduğunuzda alacağınız tek bir cevap var, o da devlet hastanesinin Menderes’e kazandırılmasıdır. Ne yazık ki 43 kilometrelik sahil şeridiyle turizmde öncü, Türkiye’deki kesme çiçeğin yüzde 50’sini karşılamasıyla tarımda öncü, organize sanayi bölgesiyle sanayide öncü olan ilçemizde, devlet hastanesi inşaatı kanayan bir yara. Geçmiş dönemde inşaatına başlanmasına rağmen çeşitli nedenlerle yarım kalan 75 yataklı devlet hastanesinin en kısa sürede tamamlanması Menderesliler olarak hepimizin hayali. Hayallerimizin gerçeğe dönüşmesi için aşkla çalışırken bu çalışmalarımızda en büyük desteği vatandaşlarımızdan alıyoruz. Biliyoruz ki biz bir ve beraber olursak çözülemeyecek sorun, aşılamayacak engel yok. Kutuplaşma siyasetinden uzak, birleştirici yaklaşım ile gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımıza bundan sonraki süreçte de devam edeceğiz. “Her şey Menderes için” diyerek çıktığımız yolculuğumuzda derman belediyeciliğiyle ilçemize hizmet ediyoruz. Bu yolculuğumuzda sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerini de vatandaşlarımıza sunmanın gayreti içerisindeyiz. Tipik belediyeciliğin dışında, günümüz şartlarına uygun ve geleceğe yönelik hizmetlerimizle vatandaşlarımızın yanındayız. Menderes bizim evimiz ve bu ev içerisindeki her birey bizim ailemizi oluşturuyor. Bu ailenin her bir ferdini önemsiyoruz. Attığımız her adımda, yaptığımız her çalışmada ailemizin istek, talep ve önerileriyle hareket ediyoruz. Tüm çalışmalarımız ortak akıl ile hayata geçiyor. Seçim sürecinde vatandaşlarımıza verdiğimiz sözler belli. Sosyal yaşam ve turizm alanındaki projeler, ulaşım alanındaki projeler, tarım ve hayvancılık alanındaki projeler, eğitim ve sağlık alanındaki projeler ve belediyecilik hizmetleri başlıkları altında topladığımız hizmetlerimizi yerine getirmek için gece demeden, gündüz demeden çalışma arkadaşlarımızla birlikte yolumuza devam ediyoruz. Büyük ozan Yunus Emre’nin dediği gibi “Dil söyler kulak dinler, kalp söyler kainat dinler”. Biz de sadece dilimizle değil yüreğimizle söylüyoruz; hayata geçireceklerimizle kazanan Menderes, kazanan Menderesimizin her bir ferdi olacak. Gelecek kuşaklara yaşanabilir bir kent bırakacak kalıcı hizmetler için ter dökerken, bu toprakları bize emanet eden Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde ilerleyecek, demokrasiye, Cumhuriyete ve onun kazanımlarına daima sahip çıkacağız. Otizmli bireyler yararına çalışmak 20 yıldır verilen emeği, yapılan çalışmaları kısaca özetlemek gerekirse; ODER Otizm Derneği her zaman ülkemiz otizmlileri için çaba sarf eden, ulusal sivil toplum yapılanmalarında öncülük etmiş, yasal düzenleme ve mevzuat çalışmalarında devlet organlarının çalışmalarına aktif katkı sunmuş, örnek projeler yapmış, ülke genelinde tanınan ve bilinen köklü bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz 1999 yılında otizmli çocukları olan anne ve babalar tarafından kurulmuştur. Hâlâ aktif çalışmalara katılan ve yönetim ekibimizde yer alanların neredeyse tamamı otizmli birey ailesidir. İlk yıllarda otizmin bilinmezlikleri nedeniyle daha çok eğitim seminerleri düzenlenmiştir. Aileler, öğretmenler, sağlık çalışanları ya da Emniyet görevlileri için yapılan bu eğitimler ile otizmin bilinirliğini ve otizmli bireylerle doğru iletişim hedeflenmiştir. 2006’dan beri otizm alanında faaliyet gösteren az sayıda dernek ve vakıf ile Otizm Platformu adı ile ulusal birliktelik oluşturulmuş, devamında Otizm Dernekleri Federasyonu ve Türkiye Otizm Meclisi kuruluşu ve çalışmalarında, yönetim ekiplerinde yer alınmıştır. 2008’den beri hazırlanan Otizm Platformu Bildirgeleri ile yaşanan sorunlar tespit edilerek çözüm önerileri sunulmuştur. Bildirgeler ve düzenlenen yeni raporların katkısı ile yapılan Otizm Eylem Planı çalışmalarında alanın önde gelen isimleri ve Aile Bakanlığı yetkilileri ile birlikte yönetim ekibimiz fiilen yer almıştır. Ayrıca örnek çalışmalara yönelerek 2 İZKA, 1 AB ve 1 Kültür Bakanlığı projesi yapılmıştır. İzmir Kalkınma Ajansı destekli 2009 tarihli projemizde, okullarda kaynaştırma eğitimi alan otizmlilerin nitelikli eğitim alabilmesi için 4 ilçede çalışılmış, proje sonucunda kılavuz kitaplar yayımlanmıştır. Halen ülkemizin dört bir yanından gelen taleplerde kitapların ücretsiz dağıtımı devam etmektedir. 2013’te AB Merkezi Finans ve İhale Birimi tarafından desteklenen “OTİZMLE DANS” projemiz Dokuz Eylül Ü. Buca Eğitim Fakültesi işbirliğinde gerçekleştirildi. Üniversitedeki hocalar ve gönüllü öğrencilerin katılımıyla oluşturulan ekip, 100 civarında otizmli bireyle piyano, ritim, orf, İngilizce, resim alanlarında çalışmış ve büyük bir gösteri yapmıştır. Edinilen müzik aletlerinin proje sonrası atıl durumda kalmaması için o dönem belediyeler ile aktivite merkezi kurulması için görüşülmüş, ancak mümkün olamayınca dernek ofisimizde otizmli bireylerin kullanımına açılmıştır. Projenin uygulamaya geçmesi ve İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu’nun kuruluşu hemen hemen aynı tarihlere denk gelmektedir. Birbirini destekleyen bu iki çalışma bu gün İzmir’de 80 civarında otizmlinin aktif katılım sağladığı büyük bir organizasyona dönüşmüştür. Çocuklarımız ve gençlerimiz ülkemizde pek çok farklı il ve ilçede, Macaristan, Avusturya ve Azerbaycan gibi yurtdışında çeşitli etkinliklerde sahne almıştır. İZOT için en önemli anlardan biri 2016 yılında ilan edilen ve hazırlanmasında derneğimizin ciddi katkıları olan Otizm Eylem Planı Tanıtım Toplantısı’nda dönemin başbakanı Binali Yıldırım’ın karşısında sahne almalarıdır. 2017’de T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı projesi ile “Bu gençleri dünya alkışlasın” dedik. Proje ile İZOT’da yer alan otizmli gençlerimizin Macaristan ve Avusturya’da 5 ayrı konser vermesini sağladık. Dünya üzerinde bir benzeri dahi olmayan, tamamen gönüllülük esası ile çalışmalarını sürdüren böylesi büyük ve tamamı otizmlilerden oluşan bir orkestra ve koronun kuruluşundan bu yana destekçisi olmaktan gurur duyuyoruz. Küçük yaşlardaki otizmli bireylerin teknolojiye olan ilgisini değerlendirerek özel eğitim içerikleri oluşturan “Ben de Başarabilirim” isimli tablet yazılım projemiz 2014 yılında İZKA desteği ile hayata geçmiştir. Projemiz hem özel eğitim merkezlerinde aktif kullanıma sunulmuş hem de 2015’te Engelsiz Bilişim ödülüne layık görülmüştür. İnanıyorum ki derneğimiz daha uzun yıllar otizmli bireyler yararına çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir. Çeşmeli’yiz! Yaparız! “Ege’nin İki Yakası” teması ile tarih, dans, müzik ve yemek kültürü buluşmalarına ev sahipliği yapan Çeşme Festivali, renkli açılış korteji, konser programları, sergi ve söyleşileri ile 25 yıl sonra yeniden hayata geçti. 1980’li ve 90’lı yıllara damgasını vuran, ülkemizin efsane müzik festivalleri arasında yer alan Çeşme Festivali, “Müzik & Kültür Duraklarıyla” uzun bir aradan sonra yeniden gerçekleştirildi. Çeşme Festivali, yarımadada büyük bir heyecanla ve zengin bir program eşliğinde kutlandı. 14 yıl sonra Çeşme Festivali hayalini büyük bir coşkuyla hayata geçirmenin gururunu yaşadığını dile getiren Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran, “Çeşme yarımadamız için yeniden değer yaratarak müzik ve kültürün başrolde olduğu uluslararası bir festival için yola koyulduk. İlk yılın teması olan ‘Ege’nin İki Yakası’ sayesinde yerel kültürümüz ve değerlerimizle halkımızı kucaklayıp birleştirerek öz kültürümüze sahip çıktık. Çeşme’nin tarih, müzik, dans ve yemek kültürlerini hem yerel halkımıza hem de misafirlerimize yaşatmanın keyfini birlikte yaşadık” dedi. Çeşme Festivali ile bölgenin en güzel zamanı olan eylül ayında bölgeyi, kültür ve sanat destinasyonu haline getirmek istediklerinin altını çizen Başkan Oran bir sonraki festivalin temasının “Balkanlar” olacağının müjdesini verdi.