26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Yollar artık BİSİM! İ ZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, İnciraltı'ndan Kuş Cenneti'ne dek yaklaşık 40 kilometrelik kıyı şeridinde bisiklet kullanımını yaygınlaştırmak için hazırladığı “Bisiklet Kenti İzmir” projesinin ilk aşaması bugün açılıyor. “Yollar artık BİSİM” sloganıyla yaşama geçirilecek proje kapsamında, Mavişehir ile İnciraltı Öğrenci Yurtları arasında kalan güzergahta bisiklet kiralama sistemini sağlayacak özel park yerleri ve kioskların kurulumu tamamlandı. İnciraltıAlsancak Limanı arasındaki bölgeyi kapsayan ilk etabın açılışı bugün yapılacak. Toplam 15 istasyonu kapsayan güzergahtaki Üçkuyular İskelesi ve Pasaport istasyonları ise halen devam kıyı düzenleme çalışmalarının tamamlanmasının ardından hizmete girecek. İzmirlilerin bisiklet keyfi, yaklaşık 1 ay sonra 29 istasyonun tamamını kapsayacak şekilde Mavişehir’e kadar uzanacak. Bisiklet kiralama ücreti ilk 1 saat için 2 lira olarak, sonraki her saat için 1 lira olarak belirlendi. c Kent kimliğine katkı İ ZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Urla'da yıkık ve eski taş binalar restore edilerek kent kimliğine kazandırılıyor. Bunlardan biri de, işletmesini Nihan Erdal Erdoğan çiftinin yaptığı Urla Konağı. Yapı, yöresel tatları konuklarına sunmanın yanı sıra, ilçenin sosyal yaşamına da destek veriyor. Bu arada Ege Profesyoneller Briç Kulübü, Urla Belediyesi ve Urla Konağı'nın katkılarıyla, Çimentaş, Narlıdere ve Çeşmealtı briç kulüplerinin katılacağı turnuva düzenledi. Turnuva bugün gerçekleştirilecek. 85 yıllık binayı restore ederek ilçenin tarihsel dokusuna katkı koyduklarını belirten Erdal Erdoğan, “Yöresel tatların yaşatılması ve korunması doğrultusunda kültürel bir katkı da koymaya çalışıyoruz” dedi. EGE OCAK CUMARTES YIL : SAYI : Radyoaktif madde bulaşmış atıkların hangi yolla Türkiye’ye getirildiği ve neden kaldırılmadıkları açıklanamıyor Gaziemir’de sorular yanıtsız EMRE DÖKER Cİzmir Gaziemir'de ortaya çıkan radyoaktif bulaşıklı atıklarla ilgili hazırlanan son raporlar, bir çok sorunun da yanıtsız kaldığını ortaya koyuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin özel bir firmaya yaptırdığı son araştırmada, fabrikanın çevresindeki su kuyularında arsenik, demir, kurşuna rastlandı. Fabrika alanındaki Europion 152 nükleer madde içeren atıkları Türkiye'ye nereden geldiği konusunda AKP hükümetinin sessizliği dikkat çekiyor. Aradan yıllar geçmesine karşın bölgeden bir türlü uzaklaştırılmaması de, halkın ciddi sağlık sorunları yaşayabileceği endişesine neden oluyor. Türkiye'de hiçbir yerde üretilmeyen ve üretilmesi yasak olan bu maddenin N ükleer Bilimci Prof. Dr. Yarman, ‘Bu maddeler gümrüklerden nasıl geçiyor. Diğer ülkeler ellerindeki radyoaktif maddeden kurtulmanın çarelerini ararken, bizimkiler de ucuz kurşun diye seviniyor’ dedi. Yarman şu soruları sordu: “Birileri bunu biliyor ama ses çıkarmıyor mu? Bu fabrikasında çalışanlar ne oldu? Cumhuriyet savcıları nerede? Türkiye'nin başka yerinde de kurşun alıp eriten fabrikalar var mı? İzmir'in Gaziemir'ine bu sokulabiliyorsa daha başka nerelerde vardır? İzmir gümrüğünde bu fabrikaya gelen ürünlerin kaydı yok mu? Bu ithal malzemeler ne adla ülkeye geldiler? Hangi gümrük kapılarından girdiler? Yeraltı suları kontrol edildi mi? O atıklar denize mi dereye mi karışıyor?” ASIL GİRDİ? CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger de, bu atıkların Türkiye'ye nasıl giriş yaptığını sorduğu Çevre ve Şehircilik Bakanı'ndan yanıt alamadı. Aksünger, “Türkiye nükleer atık çöplüğü olarak mı tayin edildi?” diye sorarak, “Bu atıkların Türkiye'ye girişi yasak. Bunlar Türkiye'ye nasıl girdi? Bunun kaynağı nedir? Kimler getirmiştir? Bunlarla ilgili bilgi istedik. Ne bakanlıklar ne de başbakanlık tarafından yanıt verildi” dedi. ülkeye nasıl girdiğinin açıklanmasını isteyen Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi, Nükleer Bilimci Prof. Dr. Tolga Yarman, MİT ve İnterpol'ün devreye girmesi gerektiğini söyledi. Bu maddenin gümrüklerden nasıl kolayca geçtiğini merak ettiğini ancak hükümetten “çıt çıkmadığını” kaydeden Yarman, “Diğer ülkeler ellerindeki radyoaktif maddeden kurtuluyorlar. Bizimkiler de ucuz kurşun alıyor diye seviniyor. Bunun mutlaka nükleer reaktörde üretilmiş olması gerekiyor” dedi. N Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa da, fabrikanın bulunduğu Aydın Mahallesi'nde yaşayanların risk altında bulunduğunu, ağır metallerin kansızlık yapabileceğini, düşüklere neden olabileceğini söyledi. Bunun için kapsamlı bir sağlık taramasının gecikmeksizin yapılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, “Nükleer bulaşıklı atıkların bertaraf edilmesi için ne bekleniyor?diye sordu. 2007 yılında ortaya çıkarılan atıklarla ilgili geçen yıla kadar hiç bir işlem yapılmazken, çevre ve şehircilik Arslan Avcı Döküm Fabrikası sahiplerine 5.7 milyon lira ceza kesmişti. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'nin sorumlular hakkında açtığı davaya ise 13 Mart'ta devam edilecek. B İR L E ŞM İ Ş M İL L ET L ER M E CL İ S ARA ŞT IRM A SI Dünya aileyi hatırladı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Birleşmiş Milletler, 2014’ü “Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı” olarak ilan etti. İnsanı sömüren tekelci ve endüstriyel tarıma karşı tüm dünyada bir uyanış olduğunu vurgulayan İzmir İli Çiftçi Platformları (ÇİFTÇİPLAT) Dönem Sözcüsü Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı,“Aile çiftçiliğin yok edilmek istenmesinin salt Türkiye’de değil, dünyada var olan açlık tehlikesini tetiklediği ve doğal kaynakların yok edilmek üzere olduğu, BM kararıyla bir kez daha anlaşılmıştır” dedi. Türkiye’de de yıllardır, aile çiftçiliği yapan küçük işletmeler ve kooperatifleri desteklemek yerine, endüstriyel tarımın ön plana çıkarıldığını anımsatan Kaymakçı, “Sonuçta kırsal bölgelerde var olan aile işletmeleri, neredeyse tamamen yok olma aşamasına geldi. Örneğin Türkiye’de, 2012 sonunda 2 milyonu aşkın çiftçi tarımdan kopmuştur. İşlenen arazi azalmıştır. Çiftçiler 3.3 milyon hektar tarım araziyi işlemekten vazgeçmişlerdir.2012 yılında tarım ürünleri dış ticaret açığı ise ilk 9 aylık dönemde 2 milyar doları geçmiştir. Türkiye gıda egemenliğini yitirmiştir” dedi. Kaymakçı, şunları söyledi: “Birleşmiş Milletler, daha önce de 2012’yi Uluslararası Kooperatifçilik Yılı olarak ilan etmiş ve kooperatiflerin önemini vurgulamıştı. Türkiye’de olduğu üzere dünyada da tarımın en büyük zaafı, aile çiftçiliğinden yana değil, tarım ve gıda şirketlerin denetimdeki dev tarımsal işletmeler lehine uygulanan politikalardan kaynaklanıyor. İkinci zaafı, çiftçi örgütlerinin güçsüzlüğüdür. Bu karar,Türkiye’de uygulanmakta olan tarım politikalarının sorgulanmasını ve değiştirilmesini gündeme getirmeli.” Üç nehir için... İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, bir grup milletvekili arkadaşıyla birlikte Büyük ve Küçük Menderes'le Gediz nehirlerinin geleceği için TBMM'de meclis araştırması teklifi verdi. Teklifte, nehirlerdeki kirliliğin giderilmesi ve bir daha kirlenmemeleri için neler yapılabileceğinin araştırılması, gerekli yasal zeminin hazırlanması istendi. Ege Bölgesi’nin ürün kalite ve verimliliği açısından potansiyeli yüksek tarım arazilerine sahip olduğuna dikkat çeken Moroğlu, “Tarım arazilerini besleyen bu nehirlerde oluşan kirlilik, verimliliği, hayvancılığı ve ekosistemi tehdit edecek boyuta gelmiştir. Kuraklık, nüfus artışı, kişi başı kullanılan su ihtiyacının yükselmesi, küresel ısınma gibi sebeplerle su ihtiyacı günden güne artmaktadır. Gelecek nesillere sağlıklı ve yeterli su bırakılabilmesi için kaynakların iyi korunması ve akılcı kullanılması gerekmektedir” dedi. EGE’den Karaburun’da efsane zamanı İ ZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Doğanın tüm cömertliğini olanca güzelliğiyle sergilediği İzmir’in Karaburun ilçesinde, adını efsanelerden alan nergis çiçeğinin mevsimi hüküm sürüyor şimdilerde. Tarlalardan toplanarak Karaburun köylüsünün hamarat ellerinde destelenen nergisler, çiçek tezgahlarında en ön saflardaki yerlerini alıyor. 50 adet çiçek barındıran destelerin, tarlalarda 1015 tezgahlarda ise 1520 liraya alıcı bulması, üreticinin de aracının da yüzünü güldürüyor. Bu yıl çiçeğin verimi düşse de, alıcısı eksik olmadığı için fiyatlar yüksek seyrediyor. Karaburun Yarımadası, çeşitli endemik türlere ev sahipliği yapsa da, en çok nergis çiçeğiyle biliniyor. Her yıl aralık ayından itibaren çiçeklenmeye başlayan nergis tarlaları, şubat sonuna dek Karaburun’u süslüyor. SERDAR KIZIK [email protected] Çatışmanın Yansıması... AKPcemaat çatışması büyüyor. Taraflar birbirlerinin kirli dosyalarını ardı ardına ortalığa döküyor. Paralel devlet, çete, örgüt, hırsız suçlamalarına her geçen gün yeni örnekler ¦ Devamı SAYFA 2’de C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear