01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

c MAYIS CUMA EGE İNSANA ASUMAN İl Genel Meclisi üyeleri, özel idare mallarının anlaşmayla değerlendirilmesini istiyor DAİR ABACIOĞLU Konak’ta ‘genel’ uzlaşma M eclis üyeleri, başta büyükşehir belediyesi olmak üzere depreme dayanıksız binaların yıkılarak Konak'a kent meydanı kazandırılması ve Kaklıç’a sivil havaalanı yapılması için siyasi partilerden destek arıyor. aldığı depreme dayanıksız binaların yıkılmasının, İzmir için tarihi bir fırsat olacağını söyledi. Büyükşehir belediyesi, Merkez Bankası ve SGK binalarının yıkılmasıyla, Konak'a büyük bir kent meydanı kazandırmak istediklerini söyledi. İl Genel Meclisi'nden üç partinin bu konuda uzlaşı sağladığını, il başkanlarından da destek istediklerini belirten Değirmenci, “Bu üç bina yıkılırsa İzmir'in denizle buluşması sağlanır. Expo'ya adayız ama İzmir'in büyük bir meydanı yok. Bu proje hayata geçirirsek İzmir yeni bir meydan kazanabilir ve İzmir'in çehresi değişebilir” dedi. Özel İdare'nin sahip olduğu bin 686 gayrimenkulünün de kurumlara dağıtımının yapılmasının önem ve aciliyet taşıdığını bildiren Değirmenci, şunları söyledi: “Büyükşehir belediyesi binasının yıkımı meclis kararıyla, diğer kamu binalarının yıkımı da bakanlık kararıyla olacak. Malların dağıtım aşaması geldi. İzmir'e meydan kazandırmak için bir an önce bu adımın adım atılması gerekiyor. Bu özel idareler kapanmadan halledilmesi gereken bir konudur. Herkes üzerine düşen siyasi görevi de yaparsa İzmir'de güzel bir meydan kazandıracağız. Un var, şeker var, helvayı da birlikte yapacağız.” ARARLI PROJELER Değirmenci, meydan projesinin yanı sıra Çiğli'de askeri havaalanı olarak kullanılan Kaklıç Havalaanı'nda da kentin ihtiyaçları doğrultusunda sivil havaalanına dönüşmesi gerektiğini vurguladı. Heyetin, AKP'den sonra ziyaret ettiği Engin de, İzmir’in 25 yıldır merkezi hükümetler tarafından görmezden gelinip ihmal edildiğini söyledi. Engin, meydan ve havaalanı projelerinde İzmir'deki birlikte hareket edilerek, çözüm iradesinin ortaya konmasından mutluluk duyduğunu belirterek, “Farklı alternatifler olabilir. Yeni belediye hizmet binasının otopark yapılması ilginç, güzel fikirler. Hızlı davranmamızın şartı tüm kurumların işbirliğinden geçiyor. Tek başına bunlar yapılamıyor. Bir araya gelmek lazım. Projeleri yararlı buluyoruz. Farklı siyasi partilerle birlikte hareket etmekten rahatsız değiliz. Kompleks duymuyoruz. İzmir'e hizmet için birlikte hareket edilmesi önemine taşıyor. Kentimizin sorunlarını hep beraber çözmemiz lazım. birlikteliğe ihtiyacımız var” dedi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)İzmir İl Genel Meclisi'nde grubu bulunan partiler, kapatılacak il özel idarenin gayrimenkullerinin değerlendirilerek Konak'a kent meydanı ve Kaklıç'a sivil havaalanı yapılması amacıyla CHP, AKP ve MHP il başkanlarını ziyaret etti. İzmir İl Genel Meclis Başkanı Değirmenci öncülüğünde grup başkan vekilleri, üç partinin il başkanlarından projelere destek istedi. Değirmenci, CHP Grup Başkan Vekili Doğan Albayrak, AKP Grup Başkan Vekili ve İzmir İl Başkan Yardımcısı Nazmi Kalyoncu, AKP İl Başkan Yardımcısı Mahmet Badem ve MHP Grup Başkan Vekili Ahmet İncesu, sırasıyla AKP İl Başkanı Ömer Cihat Akay'la CHP İl Başkanı Ali Engin'i ziyaret etti. AKP'ye yapılan ilk ziyarette konuşan Değirmenci, eski binaların, özellikle de İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de yer [email protected] Kadına Şiddet Edebiyatı Ülkemizde dozunu giderek arttıran kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz olayları kadınlarımızı ve genç kızlarımızı birer edebiyatçı yapıyor, dikkat ettiyseniz. Adalet arayan ve dertlerini polis, savcı, hakim karşısında anlatma fırsatı bulamayan şiddet kurbanı kadınlar, duygularını yazıya döküyorlar şu sıralar. Bunu çok da güzel yapıyorlar; yazdıkları şeyler birer edebi metin sayılabilir. Yaşadıkları şiddet ve tecavüzü en iyi kendileri dile getirebiliyorlar çünkü bu şekilde; gazeteciler gibi ballandırmadan, resmi makamlar ve sanık avukatları gibi küçümsemeden ve hafifletici nedenler göstermeden. Bu yazılar, internette sosyal medyada ve yazılı basında yayınlanıyor ve böylece kalıcı oluyorlar. Yakın bir gelecekte ülkemizin çok zengin bir kadına yönelik şiddet edebiyatı oluşacak; belki dünyada bu alanda birinci sıraya bile yerleşebiliriz. Bu eserler dünya dillerine çevrilip Türkiye’yi örnek bir ülke haline getirebilir; hatta gelişmiş ülkelerin üniversitelerinde Türkiye’deki kadına şiddet edebiyatı ile ilgili bölümler açılabilir; araştırmacılar ülkemizdeki kadınların karşı karşıya kaldığı şiddet olayları ve şiddet mağduru kadınların eserleri üzerinde araştırmalar başlatabilirler. Başka alanda olmasa bile bu konuda Türkiye, dünyada en tanınmış, en zengin kadına şiddet olaylarının yaşandığı ülke olarak gündemdeki yerini alabilir. Yaşadıklarını yazıya dökmek, şu sıralar şiddete uğrayan kadınların ve genç kızların kendilerini ifade edebilmelerinin en iyi yolu olarak gözüküyor. Çünkü onları konuşurlarken pek dinleyen olmuyor. Mahkeme tutanaklarındaki isimlerinin baş harflerinin arasında sıkışıp kalıyorlar. En iyisi bunları yazıya dökmek diye düşünüyorlar sanırım; böylece kalıcı olup tarihe geçiyorlar; kendileri yok olsalar bile yazıları kalıcı oluyor. Şiddet, korku, çaresizlik, onları sanki edebiyatçı yapıyor. Kendileri farkında olmasalar da, kağıda döktükleri sözcükler, öylesine çaresizlik, yalnızlık ve korku duyguları ile yüklü ve öylesine yalın ve gerçek ki, en başarılı yazarları bile kıskandıracak bir etkileyiciliğe sahip oluyorlar. Mesela Konya’da öldürülen Gülşah öğretmenin ‘’vasiyet gibi dilekçesi’’ni hatırlıyor musunuz? Öldürülmeden önce yazdığı bu dilekçe olmasaydı onun yaşadıklarını kim bilebilirdi? Hayatını kurtarabilmek için başvurmadığı resmi makam kalmadığını, kendisine ‘’Ölüm haktır, en fazla ölürsün’’ diye tarihe geçen o sözlerin söylendiğini öğrenebilir miydik? Yaşamak için bu kadar çırpınan bir genç kızın, sonunda göz göre göre öldürülmesi bir tokat gibi çarpar mıydı yüzümüze, onun bıraktığı yazı olmasaydı? Gazetelerde adı H.İ. olarak geçen tecavüz kurbanı 16 yaşındaki bir genç kızın ‘’Sesime kulak verin’’ diye başlayan mektubunda dile getirdiği travmayı kendisinden başka kim daha iyi anlatabilirdi? 16 yaşından gün aldığı ve rıza gösterdiği iddialarına karşı H.İ. şöyle hesap soruyor o mektupta: ‘’Ben bir gecede büyüdüm demek. Ama benim okulum bitmedi, oyunlarım yarıda kaldı, nasıl büyüttünüz beni?’’ Hayatı, kişiliği, yaşadıkları H.İ. diye iki harfe sıkıştırılan bu genç kız, ‘’Benim yaşadıklarım yaşımdan büyük. Yaşıtlarım gibi oyun hikayelerim, okul anılarım, doğum günü hatıralarım yok artık. Silindi aklımda rüyalarımda olan ne varsa. Bir gecede silindi gitti’’ diye yazıya dökmeseydi duygularını, yüreğimizin en derinine kadar etkilenebilir miydik? ‘’Korkuyorum, şimdi babamın çığlığı yetecek mi beni kurtarmaya?’’ sözcükleri, bu kadar anlamlı çınlar mıydı kulaklarımızda, eğer yazıya dökülmüş olmasaydı? Şiddet ve tecavüz mağduru kadınlar, polis tutanaklarında, savcı raporlarında kuru bir şikayet diliyle kayda geçirilen; mahkemelerde hakim karşısında üç beş dakikada anlatmaları istenen şiddeti, tüm yönleriyle, korkularıyla, çaresizlikleriyle kağıda dökmeliler. Kendi kalemleri ve sözcükleriyle yaşadıkları şiddeti anlatmalılar; çünkü bunu en iyi kendileri yapabilirler; gerçek, yalın ve eksiksiz olarak. O zaman, toplum belki bu şiddetin yarattığı çöküntüyü daha iyi anlar. Belki şiddete uğrayan kadınların sesi daha yüksek çıkar ve birileri bu sese kulak verir. ÇEHRE DEĞİŞİR Y İZBAN’a uluslararası onur İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)İzmir Büyükşehir Belediyesi ve TCDD işbirliğiyle yaşama geçirilen İZBAN, Uluslararası Taşımacılar Birliği’nin (UITP) 3 bin 400 üyesi arasında ödüle değer bulundu. İki yılda bir yapılan UITP Dünya Kongresi’nde İZBAN, “En İyi İş Birliği” kategorisinde büyük ödülü almaya hak kazandı. İZBAN’a ödülü, 28 Mayıs’ta Cenevre’de düzenlenecek törenle verilecek. İZBAN’ın bu ödülü kazanmasında, 156 yıllık ve günde bir kaç bin yolcu taşınan bir hat üzerinde günde 200 bin yolcuya ulaşarak verimliliği artırması, İzmir’deki toplu taşıma pastasını büyütmesi, yepyeni bir yönetim ve finansman modelini hayata geçirmesi, kuzeygüney hattındaki trafik yoğunluğunu azaltması ve tüm bu yönleriyle Gaziray ve Marmaray gibi projelere örnek olması önemli rol oynadı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir’de mart ayı başında düzenlenen Toplu Taşımacılık Türkiye Konferansı’nda UITP Genel Sekreteri Alain Flausch ve UITP Türkiye Direktörü Kaan Yıldızgöz’e, yarışma katılım dosyasını vermişti. İzmir, İstanbul, Ankara’daki satış noktalarımızda ve Türkiye’nin her yerinden havale ile siparişlerinizde BAĞIŞLARINIZLA MUTLUYUZ % Bağışlarınız için tüm bankalardan HESAP NO: 0660 30 indiri m kitap.cumhuriyeti.com.tr Yorgancılar güven tazeledi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Ender Yorgancılar yeniden seçilirken, Meclis Başkanı da Salih Esen oldu. EBSO’da gerçekleştirilen seçimlerde 126 meclis üyesinden 115’inin oyunu alan Yorgancılar’ın yönetim kurulunda İbrahim Gökçüoğlu, Erdoğan Çiçekçi, Hüseyin Vatansever, Haluk Tezcan, Muhsin Dönmez, Eyüp Sevimli, Ateş İlyas Demirkalkan, Deniz Gündüz, Kamil Porsuk ve Hakan Ürün yer aldı. Yönetim kurulunun belirlenmesinin ardından yapılan meclis başkanlığı seçimlerinde aday olan Salih Esen 80 oyla meclis başkanlığına getirilirken, Kani Aydoğdu 28, Hüseyin Arıcı 13 oyda kaldı. Meclis başkan yardımcılıklarına Işın Yılmaz’la Hakkı Aktaroğlu seçildi. Seçimlerde, ayrıca disiplin kurulu üyeleri ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genel Kurulu delegeleri belirlendi. Yorgancıların yeni yönetim kurulunda kadın üyelerin yer almaması dikkat çekti. Yorgancılar, yeni dönemde sorumluluklarının arttığını belirterek, “Bu sorumluluk EBSO’yu daha iyi bir yere getirecek” dedi. (Fotoğraf: HİCRAN ÖZDAMAR) www.losev.org.tr 0 312 4470660 0 212 2686868 C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear