Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
c N SAN CUMA EGE İNSANA DAİR İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)İzmir Gaziemir’de eski bir kurşun fabrikasında ortaya çıkan radyoaktif maddelerin, halk sağlığını tehdit etmeyecek bir alana taşınması isteniyor. Nükleer Karşıtı Platform İzmir Bileşenleri, konuyla ilgili sorumluluğunu yerine getirmeyen ve atıkların taşınması işlemini yapmayan yetkililer hakkında, suç duyurusunda bulundular. Söz konusu atıkların bulundukları yerden alınmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken platform üyeleri, dün İzmir Adliyesi önünde bir araya geldi. Yapılan açıklamada, “Atıkların Gaziemir’deki alanda tutulmaması gerekmektedir. Buna karşın radyoaktif atıklar hala aynı yerde durmakta, üzerine toprak örtülmesi gibi geçici ve ucuz yöntemlerle göz önünden uzaklaştırılmaya çalışılmaktadır. Söz konusu atıkların derhal halk sağlığı için zarar vermeyecek bir şekilde bulundukları yerden alınarak, uygun bir alana taşınması gerekmektedir” denildi. Atıkların başka bir alana taşınması işleminin öncelikle fabrikanın sahibi olanların görevi olduğu bildirilen açıklamada, “Ancak firma bu güne kadar hiçbir davranışta bulunmamıştır. Bu durumda firmanın bu görevini yerine getirmesini İzmir Büyükşehir Belediyesi sağlamalıdır. Ayrıca anayasaya göre İçişleri Bakanlığı ve İzmir Valiliği bu görevin yerine getirilmesini istemek ve emretmek yetkisine sahiptir ancak hiçbir işlem yapmamışlardır” görüşüne yer verildi. Nükleer atıklara suç duyurusu ASUMAN ABACIOĞLU asuabacioglu@yahoo.com Noyan Özkan... İzmirliler, bir insan, doğa ve çevre hakları savunucusunu, bir hukuk savaşçısını, gerçek anlamda bir aydınını, entelektüelini, dostunu; iyi bir insanı kaybetti. Çok beklenmedik çok erken bir kaybediş oldu bu. Onunla aynı görüşte olmayanlar bile Noyan Özkan’ın ardından onun için övgü dolu şeyler yazdılar; her yerde onun mücadelesi ve yaptıkları hakkında haberlere yer verildi. Ama, Özkan’ı tanıdığınızda bütün bunların hiç biri yeterli gelmiyor. Onun hakkındaki bütün tanımlamalar sanki çok sıradan, genel geçer sözlermiş gibi görünüyor insana; biliyorum, bu yazı da öyle görünecek. En güzel tanım, en yakınındaki kişiden, eşi Beynun Özkan’dan geldi: ‘’Onu ben kutup yıldızı gibi gördüm. Yönünü bilmeyen, ne yapacağını şaşıran, karar veremeyenin Noyan'a bakması yeterliydi’’. Kısa ama en güzel ve anlamlı tanım buydu Noyan Özkan için. İzmirliler, bu kaybın ne kadar farkındadır bilemem; ancak İzmir hala eli yüzü düzgün, yaşanılabilir ve insani bir kent ise, Noyan Özkan ve arkadaşlarının mücadelesi sayesindedir. Özkan ve arkadaşlarının bir araya gelerek oluşturdukları, yıllarca altın madenciliğine, termik ve nükleer santrallara, doğanın talan edilmesine karşı savaşım yürüten Çevre Hareketi Avukatları grubu dağıldıktan sonra da Özkan bu mücadelesini bırakmadı. Çünkü bu, onun için bir dönem yapılıp bırakılacak bir şey değildi; bir yaşam biçimiydi. Sadece İzmir değil, ülkenin her yerinde yaşanan insan hakları ihlallerine, doğa katliamına, şiddete, adaletsizliğe, hukuksuzluğa arkasını dönecek, görmezden gelecek biri olmadı hiçbir zaman. Hiç usanmadan, korkmadan, ‘’başıma bir şey gelir’’ diye çekinmeden, en üst makamları bile keskin bir dille uyarmayı sürdürdü. İnsan hakları ihlalleri ve polis şiddeti karşısında ülkeyi yöneten en yetkili makamlara gönderdiği ve uluslar arası sözleşmelere, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın maddelerine dayandırdığı dilekçelere, ‘’bir yurttaş olarak bu görüntüler karşısında yüreğinin parçalandığını, öfke duyduğunu’’ dile getiren cümleler yerleştirmekten kaçınmadı. Yazdıkları, kuru birer dilekçeden ibaret değildi, çünkü her şeyden önce Noyan Özkan, başkalarının acıları nedeniyle acı ve öfke duyan duyarlı bir insandı. Gazete okuyan herkes, bir şekilde onun adına aşinaydı ama o hiç ortalarda olmadı. Onun, etkili ve yetkili simaların yanına sokulmuş bir şekilde fotoğraf karelerinde yer aldığını göremezdiniz. Etkinliklerini kendi kişisel kazanımlarına dönüştürecek biri değildi; asla bir an için bile böyle biri olmadı. Bugüne kadar yaptığı hiçbir şeyi kendisi için yapmadı; hiç kimseyi kendi adına bir şey istemek için aramadı. Aradığınızda hep oradaydı; sorduklarınıza hep yanıt verdi, her zaman doğruyu söyledi; yazılmaması kaydıyla hiç konuşmadı; söylediklerinin hep arkasında durdu. Bu kentte, gerek bazı yerel yöneticiler, gerekse de iş adamları, Noyan Özkan ve arkadaşlarına ‘’istemezükçü gelişme karşıtları’’ diye hakaret ederlerken onların saygınlıklarına ve parıltılarına en küçük bir leke sürme başarısı bile elde edemediler. Çünkü, dürüstlük ve namusluluk günümüzde kolay bulunur erdemler değil; böyle insanlara kolayca kara çalınamıyor. Ne garip, Noyan Özkan ne düşünür diyemeyeceğiniz bir yazı yazmak. ‘’Elinize sağlık, teşekkür ederim’’ diye kısa notlar gelmeyecek ondan bir daha. Nasıl da sahiplenirdi herkesin ‘’bana ne’’ dediği konulara. Bazı insanlar, uzakta da olsalar, hiç görüşmeseniz de var olmalarıyla dünyayı daha güzel, daha güvenilir, daha yaşanılası kılarlar. Şimdi ise Noyan Özkan’ın olmadığı bir dünya daha tekinsiz görünüyor. Geride çok büyük bir boşluk bıraktı. Bunun acısını tarif edemiyorsunuz işte; diğer tüm yazılar gibi. Bütün dünyanın başı sağ olsun; sevenlerine sabır diliyorum. ükleer Karşıtı N Platform İzmir Bileşenleri, Gaziemir’deki atıkların halk sağlığını tehdit etmeyecek bir yere taşınmasını istedi. (Fotoğraf: OZAN YAYMAN) Platform bileşenleri, açıklamalarında şu sorulara da yanıt istedi: “Aslan Avcı tesislerinde ne zamandan beri bu atıklar bulunmaktadır? Atıkların üzeri toprakla örtülmüştür. Burada toplu konutlar yapılacağı söylenmektedir. Bu arazinin rant kaynağı olarak değerlendirilmek istendiği bilgisi doğru mudur? Gaziemir'de, Aslan Avcı fabrikası çevresindeki halkın sağlık taramasının yapılması düşünülmekte midir? Nükleer santral bulunmayan ülkemizde, alınıp satılması yasak olan bu atıklar nereden gelmiştir? Yurda girişi yasak olan bu malzemelerin Gaziemir'de bulunmasıyla ilgili süreç nasıl işlemiştir? İlgili bakanlıklar bu konuda çalışma yürütmekte midir? Ülkemizin başka alanlarında da benzeri nükleer atıklar var mıdır?” İSTİYORLAR! YANIT Balıkesir’de ‘tarihi’ satış OYA UĞRAL AYVALIKÇoğunluğu AKP’nin elinde bulunan Balıkesir İl Genel Meclisi, özel idareye ait mülkleri tek tek satıyor. Mülkiyeti özel idareye ait Gümüşçeşme mahallesindeki 16 bin metrekarelik gayrimenkulün 2 bin metrekaresinin İŞKUR’a satışı için karar alındı. AKP’nin Balıkesir halkının kullanımında olan gayrimenkullerle ilgili seri satışını eleştiren İl Genel Meclisi Üyesi İsmet Koçyiğit, “Biz CHP grubu olarak satışların önüne geçmek için gerekli mücadeleyi veriyoruz. Ancak çoğunluğu elinde tutan iktidar,satışlardan geri adım atmıyor” dedi. Büyükşehir kapsamına alınan Balıkesir’de hükümetin yerel seçimlerden önce yangından mal kaçırma derdinde olduğunu söyleyen Meclis Üyesi Arif Göksu da, “AKP seçimler yaklaştıkça satışların hızını artırdı. Balıkesir’in değerleri bir bir elden çıkarılıyor. İŞKUR’a satış kararı alınan bu tarihi yapı, kültür sanat alanında kullanılmak üzere belediyeye tahsis edilebilirdi. O zaman gerçek anlamda kamu yararından bahsedebilirdik” diye konuştu. ergama Belediyesi'nin yapımını sürdürdüğü spor salonunun yakın gelecekte hizmete açılacağı bildirildi. Belediyeden yapılan açıklamaya göre, FIBA standartlarına uygun basketbol ve voleybol sahasıyla aletli cimnastik, kafeterya, soyunma odaları ve çok amaçlı toplantı salonunun bulunacağı salon, kentte önemli bir eksikliği giderecek. Güzellik Ilıcası ile Bayatlı Sitesi arasındaki 2 bin metrekarelik alanda inşaatı gerçekleştirilen projenin yüzde 60’lık bölümü tamamlandı. Haziran ayında yapımı tamamlanacak salonla Bergama'da daha fazla gencin, profesyonel eğiticiler eşliğinde spor yapma olanağına kavuşacağını belirten Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, tesisin gelecek yıl ilçede düzenlenecek Kardeşşehir Olimpiyatları'nda da hizmet vereceğini açıkladı. SPOR SALONUNA KAVUŞUYOR B BERGAMA C MY B