Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
UBAT PAZARTES EGE c PATİKA HALUK IŞIK İAOSB Başkanı Uğurtaş, Türkiye’nin son süreçte hızla sanayiden uzaklaştığını söyledi halukisik@gmail.com ‘Üretmeden istihdam olmaz’ HİCRAN ÖZDAMAR İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde (İAOSB) yeniden yönetim kurulu başkanlığına seçilen Hilmi Uğurtaş, son 10 yıl içinde Türkiye'de gayri safi milli hasıla içerisinde sanayinin payının yüzde 20'lere dek gerilediğine dikkat çekerek, üretmeden istihdam yaratılamayacağını ve büyümenin gerçekleşmeyeceğini söyledi. Türkiye’ nin son süreçte hızla sanayiden uzaklaştığını kaydeden Uğurtaş, ithalatın her şeyden kolay ve kârlı noktaya geldiğini, aşırı değerli TL nedeniyle sanayicilerin fabrikalarına kilit vurmaya başladıkları uyarısında bulundu. 2011 yılında yaklaşık yüzde 8.5 dolayında gerçekleşen büyümenin 2012 yılında yüzde 2 gibi bir oranla tamamlanacağını anımsatan Uğurtaş, sanayicinin üretimden uzaklaştığını bildirdi. Doğalgaza yüzde 50, elektriğe de yüzde 30’un üzerinde zamlar yapıldığını belirten Uğurtaş, “Türkiye’de enflasyonun yüzde 67 olduğunu biliyoruz ancak döviz kurlarına baktığınızda 2012 yılının başıyla sonu arasında döviz kurlarının yüzde 5 geri gittiğini görüyoruz. Her türlü girdimiz yüksek oranda artarken, TL’nin bu kadar değerlenip dövizin düşmesi, ihracat odaklı sanayi yapısı olan Türkiye’de sanayicinin ne kadar zor durumda kaldığının göstergesidir” dedi. Türkiye'de işsizlik rakamlarının yüzde 10 olarak belirtilmesine karşın gerçek rakamın yüzde 20'lerin üzerine çıktığını anlatan Uğurtaş, “Sanayicimizin önünü açacak önlemler almak yerine, maliyetlerini dünya standartlarının üzerinde artırırsak duvara dayanırız. Bu işsizliği de körükleyen bir faktördür. Bunun önlemini alamazsak işsizlik rakamlarının gelecekte daha da yükseleceğini göreceğiz” diye konuştu. Teşviklerden yararlanamayan İzmirli sanayicilerin bir yandan da girdi maliyetleriyle uğraştığını kaydeden Uğurtaş, “İzmirli sanayiciler suyu 4 lira 50 kuruştan, Manisa’da üretim yapan sanayicilerse 50 kuruştan su kullanıyor. Biz, ‘Manisa 3. Bölge, biz 1. Bölgeyiz’ diyerek mevcut sıkıntımızı ve eşitsizliği dile getirmeye çalışırken, bir de ana girdilerdeki ciddi farklılıklar İzmir’de üretim yapan sanayicinin belini iyice büküyor. Biz ülkemiz için üretiyoruz. Olaya bu yönden bakmak lazım” dedi. Uğurtaş, gelecek 5 yıl içinde, bölge sanayicilerinin ihtiyacını karşılamak amacıyla baraj yapmak istediklerini de bildirdi. Sürgün YERYÜZÜ Sahnesi, İzmir “Bütün Bunlar Bize Özgü, Yazan: Muzaffer İzgü” adlı oyununun ilk gösterimini 16 Şubatta, Karşıyaka Opera ve Tiyatro Salonunda gerçekleştirdi. Biraz bu işlerden anlıyorsam, söz konusu salonun, altyapı, akustik ve izleyici konforu açısından, tiyatro bağlamında mükemmel olduğunu söyleyebilirim. İlgililerinin çalışkanlığı nedeniyle, “kent merkezine uzak” mealinde tuhaf anlayışı da rafa kaldırmış olması, bir başka mutluluk kaynağı. Bir Patikayı, sanatsal mekanlara ayırmakta yarar var. Ne bileyim, uzay koltukları koymak güzel de, sahnenin “sanat yapmaya” da olanak tanıması gerektiğinden, planlama aşamasında sanat insanlarına ve uzmanlara danışılmasında yarar bulunduğundan konuşmalıyız. Yazarı ve yönetmeni olduğum bir oyundan söz etmekten utanırım. Siz, oyunun niteliğini izleyenlerden sorabilir, sözgelimi 25 Şubat'ta Kültürpark İsmet İnönü ya da 6 Mart'ta Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi'nde izleyip, bizzat karar verebilirsiniz. Bizim sorunumuz dipte, derinlerdedir. “Bu koşullarda İzmir’de, özel ve profesyonel bir toplululuğun oyun çıkarması ve yaşaması pek kolay değil.” Of, bana mı söylüyorsun? “İzmir, nicedir bu konuda refleks zaafiyeti içinde.” Doğrudur, bilmediğimi mi sanıyorsun? “Bak, kimseler kalmıyor bu kentte, gencecik insanlar İstanbul’a gitmenin, dizidir reklamdır, bir an önce yırtmanın peşinde.” Yaşamadığımı mı düşünüyorsun? Uzatmayayım, hemen her hemşerimden bunlara benzer sözler işitmekten, yanıt vermeye, umudu söndürmemeye çalışmaktan yoruldum. Belki de en uygun yanıt; “Bir İzmirli ve İzmir sayesinde makam mevki kürsü köşe iş aş edinmiş biri olarak, neden kendini bu mücadelenin dışında tutuyorsun? Sahip çıksana, iyiyse alkışlayıp yetersizse eleştirsene, ondan bundan söz edip duracağına, köşende ayda hiç olmazsa iki kez İzmir’in topluluklarını ve oyunlarını anlatsana? Hiç olmazsa gönderilen oyun dosyalarına yanıt vermeyi, bültenlerini değerlendirmeyi düşünsene? Kim yapacak bu işleri, uzaylılar mı?” olmalıdır. Geçenlerde bir dost ortamında, şunları söyledim: “İstanbul ve Ankara basınına teessüf ederim. Kentlerindeki kültür sanat olaylarıyla, topluluklarıyla ve oyunlarıyla ilgilenmiyorlar. Öyle yapsalar, kentleri uçar. Onların bu eksikliğini gidermek de İzmir basınına düşüyor. İstanbul’dan Ankara’dan gelen toplulukları nasıl bağrına basıyor, ne yaptıklarını nasıl da saat saat izleyip, hepimizin bilgilenmesini, koşa koşa onları izlememizi sağlıyor. Böyle olunca da kentimiz basınında haliyle, İzmir’deki toplulukların işlerini ve oyunlarını izleyecek, zaman, mecal ve sütun kalmıyor!” Şaka ya da ironi mi yaptım, asla! Kimsenin söylemediği ama herkesin bildiği bir gerçeği dillendirdim ve ekledim; “İzmir Basını da bu saptamalara, sen önce meslektaşlarına, kurumlarına, okullarına ve varoluş gerekçesi bu işler olan insanlara bak dese, ne karşılık verebiliriz? Buyurun, düşünelim.” Bu satırları, üç günlük bir sürgünde yazıyorum. Yalancı baharı doğa, tek tük papatyalarla, telaşlı badem ağaçlarının çiçekleriyle yanıtlamış. Çimenler boy atmış, sulu ve taptaze. Toprağın nefesini işitiyorum. En güzeli, dünyayı, ülkeyi ve kenti işgal eden kakofoni, itişme, didişme yok. Şimdi, gecenin dinginliği içinde, köyün dışında bir evdeyim. Yıllardan sonra, ilk kez dinlenmeye çalışıyorum. O sözün gelişidir, Dido Sotiriyu’nun “Benden Selam Söyle Anadolu’ya”sını uyarlama telaşındayım. 27 Mart’ta yeni oyunumuz olarak, sahneye taşınacak ve önce İzmir’e sunulacak… Birden aklıma düşüyor. Köyleri de kaldıracaklarmış. Çok acı. Köy yoksa, ne kalacak elimizde? Beton sefertasları içinde, topraksız çiçeksiz, ölümcül sürgünlerimiz mi? İşsizlik artıyor ğurtaş, ithalatın her şeyden kolay ve kârlı noktaya geldiğini, aşırı değerli TL nedeniyle sanayicilerin, fabrikalarına kilit vurmaya başladıkları uyarısında bulundu. U EBSO Başkanı Yorgancılar: Kent içinde kalmış fabrikalar, verilecek desteklerle OSB’lere taşınmalı Sanayiciden dönüşüm önerisi rektiğini vurgulayan Yorgancılar, kentte kurulu 10 bölgenin toplam 40 milyon metrekare alana sahip olduğunu, bunun 23 milyon metrekaresinin sanayi parseli, 7 milyon metrekaresinin de boş parsel olarak yatırımcıyı beklediğini kaydetti. 10 milyon metrekarisinin ise eğitim ve sosyal tesisler için ayrıldığını belirtti. Fabrikaların, kentin gelişmesiyle birlikte yaşam alanlarında kaldığını, bu alanların farklı şekillerde değerlendirilebileceğini belirten Yorgancılar, fabrikaların taşınması için yeni bir teşvik sistemi getirilmesi gerektiğini söyledi. Teşviklerin organize sanayi bölgelerindeki boş parsellerin dolmasına çözüm olması gerektiğini vurguladı. Kemalpaşa'daki şirketi İZELTAŞ'ı da, destek sağlanması durumunda organize sanayi bölgesine taşıyabileceğini bildirdi. Yorgancılar, bölgeler arasındaki teşviklerin farklı olmasının yarattığı sıkıntının dikkat çekici olduğunu da belirterek, “Manisa sınırındaki organize sanayi bölgeleri 3. bölge teşviğinden yararlanırken İzmir'deki organize sanayi bölgelerine yatırım yapan sanayici 2. bölge teşviğinden yararlanıyor. Aliağa Organize Sanayi Bölgesi'yle Manisa arasında 10 kilometre var. Siz sanayici olsanız nerede yatırım yaparsınız? Son 3 yılda bini aşkın kişiyi istihdam eden 26 üyemiz, odamızdan ayrılarak, fabrikalarını Manisa'ya taşıdı. Kayıtdışı ekonomiyi ortadan kaldıracak unsur olan organize sanayi bölgelerine bölge kapsamına bakılmaksızın destek verilmesidir. Kent içinde kalmış işletmelerin organize sanayi bölgelerine taşınması, kentsel dönüşüm projelerine destek olacaktır” diye konuştu. Yorgancılar, teşvik sisteminin, yerli üretimi artıran, ithalatı azaltan bir yapıya dönüştürülmesi gerektiğini de vurguladı. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, kent içinde sıkışmış fabrikaların, destekler sağlanarak, boş olan organize sanayi böl gesine taşınması gerektiğini belirterek, “Bu işletmelerin taşınması kentsel dönüşüm projelerine de destek olacaktır” dedi. Organize sanayi bölgelerine, kapsamına bakılmaksızın destek verilmesi ge Dokuz Eylül’e semt evi ZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Gaziemir Belediyesi, “her mahalleye bir belediye” sloganıyla başlattığı proje kapsamında Dokuz Eylül Mahallesi Cumhuriyet Semt Evi'ni hizmete açtı. Yurttaşların görüş, öneri ve isteklerini belediyeye ileterek, çözüm aramalarında köprü görevi yapacak semt evinde ayrıca, mahalle sakinlerine kurs ve eğitimler de verilecek. Yerel yönetimde ortak akıl ve katılımcığının önemine dikkat çeken Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, “Vatandaşlarımızı yönetime ve üretime dahil etmek amacıyla Cumhuriyet Semt Evlerini kurduk. Sizlere yerinde hizmet vermek ve istek, öneri ve görüşlerinize daha çabuk çözüm bulmayı amaçlıyoruz. Semt evleri aracılığıyla istek, öneri ve beklentilerinizi bize ileterek kentin yönetiminde söz sahibi olun” diye konuştu. Açılıştan sonra semt evini gezen ve kadınlarla pasta kesen Şenol, görme engelli kursiyer Fatma Işık Kaya’nın ürettiği el işlerini dikkatle inceledi. İ İzmir, İstanbul, Ankara’daki satış noktalarımızda ve Türkiye’nin her yerinden havale ile siparişlerinizde KARŞIYAKA Kaçağa geçit yok İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Karşıyaka Belediyesi'nin, kaçak yapılarla mücadele etmek amacıyla 2007 yılında kurduğu Yapı Kontrol Müdürlüğü'nün geçen sürede 2 bin 181 yapının yıkımını yaptığı bildirildi. Sağlıklı kent için mücadele ettiklerini belirten Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, “Karşıyaka’nın çağdaş yüzünü öne çıkarmak istiyoruz. Yasalarımız da bu konuda daha çok bağlayıcı yaptırımlar uygulamaktadır. Geleceğin Karşıyaka'sında sorunlu binalar, can güvenliği olmayan yapılar olmamalı. Büyük sıkıntılar yaşasak da uygunsuz yapılaşmaya hiçbir zaman göz yummayacağız” dedi. 30 İNDİRİM kitap.cumhuriyeti.com.tr % C MY B