27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

c 28 EYLÜL 2012 CUMA EGE 3 Son genel seçimde adaylara yöneltilen sorunlar, bugün de güncelliğini koruyor Siyasilere sorular değişmedi ASUMAN ABACIOĞLU Yerel seçim tarihi yaklaşırken, siyasi partilerin İzmir’deki çalışmaları hız kazandı. Gazetelerden okuduğumuza göre AKP İzmir’i kazanmak, CHP ise vermemek için toplantı üstüne toplantı yapıyor, sorun olarak gördükleri konularda çözüm üretiyor ve yeni stratejiler belirliyorlar. Gündemlerinde tam olarak neler var, bu toplantılarda ne gibi sorunlara çözüm önerileri geliştiriyorlar bilemiyoruz. Ancak, siyasi partilerin etkili ve yetkili kişilerine İzmir ile ilgili hatırlatmak istediğimiz bazı konular var. Hatırlarsınız, İzmir Barosu Kent ve Çevre Komisyonu 12 Haziran 2011 genel seçimleri öncesinde 45 soruyu içeren bir rapor hazırlamış ve İzmir merkezli milletvekili adaylarının parti il başkanlıklarına mektupla göndermişti. Bu raporda sorular şeklinde ifade edilen konuların çerçevesi, aradan geçen süre zarfında biraz değişmiş, bu konulara yenileri eklenmiş olabilir. Ancak genel olarak çok da fazla bir şeyin değişmediğini söyleyebiliriz. İzmir ile ilgili yeni stratejilerini belirlerken bu konulardaki görüşlerini, neler yapıp yapmadıklarını, çözüm önerilerini öğrenmek amacıyla bu 45 sorudan bazılarını yeniden gündeme getirmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Soruların bazıları özetle şöyle: Karşıyaka Altıntepe mevkiinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından altın madeni arama/işletme ruhsatları verilmiştir. Bu haliyle madencilik faaliyetinin adeta “kentin göbeğinde” gerçekleşeceğini biliyor musunuz? Partiler yerel seçim için hazırlıklarını hızlandırırken, İzmir Barosu Kent ve Çevre Komisyonu'nun hazırladığı raporda yer alan konular için ne gibi çözüm önerileri geliştirdikleri merak konusu. Altın madeni faaliyetlerinin başladığı Efemçukuru’nda maden sahasının İzmir’e içme suyu sağlayan Çamlı Barajı havzasında kaldığını, bu alanda gerçekleşecek arama ve işletme faaliyetlerinin şehrin içme suyu kaynaklarını ve kent sağlığını tehdit ettiğini biliyor musunuz? Türkiye’de çam fıstığı üretiminin yüzde 80’ini sağlayan, yılda 100 milyon dolarlık çam fıstığı üreten Bergama Kozak Yaylası'nda, özel bir şirketin altın çıkarmak için şimdiden 8 bin fıstık çamını kestiğini, bölgenin sosyal, ekonomik ve ekolojik hayatının kâr hırsı ile hareket eden şirketlerce talan edildiğini biliyor musunuz? Ödemiş Bozdağ için 17 altın arama izni verildiği, Birgi beldesine bağlı bazı köylerde altın arama faaliyetlerinin başladığı, bu faaliyetler sonucu, Türkiye’nin yıllık kestane üretiminin yüzde 6'sını oluşturan, yıllık 3,5 milyar dolar gelir sağlayan kestane ormanlarının ve meyve bahçelerinin ciddi zarar göreceğini biliyor musunuz? Karaburun Yarımadası başta olmak üzere, bölgenin eşsiz güzellikteki koylarını işgal eden, deniz ekolojisine ve kalitesine zarar veren balık çiftliklerinin kaldırılması ve yenilerinin kurulmasına izin verilmemesi için bir girişiminiz olacak mı? Kent içi trafiğini rahatlatmak ve banliyö semtlerine toplu ulaşım için neler yapacaksınız? Toplu ulaşımın geliştirilmesinde başta raylı sistem olmak üzere daha az maliyetli ve çevreye en zararsız yöntemlerin özendirilmesi konusunda çalışmalarınız neler olacaktır? Körfez içi deniz ulaşımını artırmak, kent içinde bisiklet kullanılmasını mümkün kılacak yolları yaratmak gibi alternatif ve çevreyle uyumlu çözüm öneriniz var mıdır? İzmir kenti ve çevresi her geçen gün betonlaşmakta ve yeşil alanlar azalmaktadır. Betonlaşmayı önlemek ve yeni yeşil alanlar kazanmak için projeleriniz nelerdir? Balçova, Narlıdere, Karşıyaka sırtlarında giderek büyüyen, yeşil alanları tahrip eden ve doğal peyzajı olumsuz etkileyen yapılaşmayı durdurmak için ne düşünüyorsunuz? Narlıdereİnciraltı civarındaki tarım alanlarının ve narenciye bahçelerinin yapılaşmaya açılması konusunda ne düşünüyorsunuz? Kentin son akciğeri olarak nitelenen bu alanların betonlaşması girişimlerine engel olacak bir çalışmanız var mı? Çeşme Yarımadası’nın güney kesimini kapsayan 10 bin 320 hektarlık çok geniş bir alanın “Turizm Bölgesi” ilan edildiğini, bu alanın orman, doğal sit ve zeytinlik alanları ile yarımadanın güney kıyılarının tamamını kapsadığını, bu alanlarda yaygın yapılaşmalar ve golf sahaları planlandığını, Çeşme Yarımadası’nın güney kesimini kapsayan çok geniş bir alanın “yatırımcılara” tahsis edilerek, kamunun yararlanmasına kapatılacağını biliyor musunuz? İzmir’de giderek artan bir şekilde yaşanan hava kirliliği kamu sağlığını önemli ölçüde tehdit etmekte ve yaşam kalitesini düşürmektedir. Genellikle kalitesiz kömür ve egzoz gazı kaynaklı kirliliği önlemek için ne öneriyorsunuz? Evsizler ve yoksullar için TOKİ tarzı toplu konut gettolarını mı, yoksa yaşayanların kent ve mahalle yaşamından koparılmadığı, sosyal ve kültürel varlığını sürdürebileceği, insani yaşama koşullarına sahip olan başka konut projelerini mi savunacaksınız? Kent içinde engelli, kadın ve çocukların yaşamını kolaylaştırıcı projeleriniz var mıdır? AKCİĞERLER 45 MADDE Denizin müşterisi azaldı HİCRAN ÖZDAMAR İZDENİZ Genel Müdürü Salih Aslan, İzmir'de deniz yolunu tercih edenlerin son yıllarda azaldığını belirterek, bunun en büyük nedeninin yolcuların İZBAN, İzmir Metrosu ve kara taşımacılığını tercih etmesi olduğunu söyledi. Günlük 35 bin yolcuya hizmet verdiklerini söyleyen Aslan, “Yüksek süratli 15 yolcu gemisi ve 3 adet arabalı vapuru İZDENİZ'e kazandırmak için çalışmalarımız sürüyor. Amacımız, yolcularımızın daha konforlu yolculuk yapmasını sağlamak. Arabalı vapurda ise; körfez içindeki 30 dakikalık süreyi 15 dakikaya düşürmeyi hedefliyoruz” dedi. Aslan, İzmir’in gemicilik sektöründe onarım konusunda altyapı eksikliği bulunduğunu da söyleyerek, “Biz bundan şikayetçiyiz. Hep amatörlerle çalışmak zorunda kalıyorsunuz. Kamu İhale Kurumu’nun ihalelerinde en ucuzu teklifi veren firma, onarımı yapmaya çalışıyor. Ne şartnameyi ne de konuyla ilgili başka bir şey biliyor. Yani nasıl tamir edileceği hakkında bir fikri yok. Sonrasında ise ihale iptal oluyor. Dolayısıyla süreç sürekli uzuyor. İstanbul’un bu konudaki şansı bizde yok” diye konuştu. Aslan, kendi bünyelerinde bir atölyelerinin bulunduğunu da belirterek, “Tekne ve motor bakımı konusunda çalışan eleman sayımızı artırdık. En az malzeme kullanarak, personelimizin onarım yapma imkanı bulunuyor. Yapamadığımızı hizmeti de satın alım şeklinde gerçekleştiriyoruz. Çoğu işimizi de askeri tersanelerle hallediyoruz” dedi. ‘Osmanlı kadar olamadık’ Ağır vergi yükü nedeniyle, imparatorluk döneminde ihraç edilen kadar bile şarap üretilmiyor zümSen Genel Başkanı Adnan Çobanoğlu, üzüm ve şarap üreticisinin desteklenmesi durumunda son zamların hazineye yaptığı katkıdan daha büyük gelir sağlanacağını söyledi. OZAN YAYMAN Üzüm Üreticileri Sendikası (ÜzümSen) Genel Başkanı Adnan Çobanoğlu, “Osmanlı döneminde yılda 300 bin litre şarap ihraç ediliyordu. Şimdi ise ülkemizde bu kadar bile üretilmiyor. Bunun nedeni yüksek vergi” dedi. Alkollü içkilerde sürekli yapılan yüksek orandaki vergi artışının, kaçakçılığı ve merdivenaltı üretimi artıracağı vurgulanıyor. ÜzümSen Genel Başkanı Adnan Çobanoğlu, üzüm üreticisinin önceki yıllarda 500 litreye kadar evinde şarap yapabildiğinine dikkat çekerek, “Ancak bu oran 4 yıl önce yapılan düzenlemeyle 350 litreye çekildi. Bu üretilen şarabın da, piyasaya sunulması ve satışı yasak. Bu 350 litre şarabı yapabilmek için de, çiftçi belgesi olması gerekiyor. Her isteyenin evimde şarap yaparım deme şansı yok” diye konuştu. Çobanoğlu, Osmanlı döneminde yıllık 300 bin ton şarap ihracatı yapıldığını ancak şu an Türkiye’de bu miktarda bile şarap üretilmediğini söyleyerek, alkollü içkiye yüksek vergi uygulaması yerine, üreticinin kendi ürününe artı değer yaratmanın yollarının aranmasını istedi. Çobanoğlu, “Butik şarapçılık teşvik edilmeli. Ürününü bu yolla satmak isteyenler teşvik edilmeli. Başlangıçta bırakın yüksek vergiyi, vergi kolaylığı sağlanmalı. Küçük üretici, şarabını markalı biçimde satıncaya ve işini oturtuncaya kadar, teşvikler almalı. Bu sağlanırsa, üzüm rekoltesi de artar, şarap ihracatı da. Bu da ekonomiye yapılan zamlardan daha büyük gelir sağlar” dedi. Ü NARLIDERE Defterdarlığa devir çağrısı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, Yeşiltepe bölgesinde kentsel dönüşüm çalışmalarını yapmak ve 63 konutta yaşayanların mağduriyetini gidermek amacıyla arazinin kendilerine devrini istedi. Batur, “Biz defterdarlığın yani Milli Emlak'ın istedikleri bütün talepleri yerine getirdik. Bir an önce bu araziler bize devredilmeli” diye konuştu. Bölge sakinlerinin, Narlıdere Yeşiltepe Konut ve Yapı Kooperatifi'ni kurduğunu, Milli Emlak'tan gelecek haberi beklediğini bildiren Batur, “Amacımız Yeşiltepe'de oturan vatandaşımızın, kentsel dönüşümden sonra da bu bölgede yaşamasını sağlamak. Bütün projelerimizi buna göre yapıyoruz. Ben 13 senedir bu işi yapıyorum, gecekonduya bakış açım belli. Yalnızca Yeşiltepe için değil 2. İnönü ve Atatürk mahallesinde, üzerinde gecekondu olan bütün hazine arazilerinin belediyeye devrini istedik. Yasa gereği zaten bize devretmeleri gerekiyor” dedi. İzmir, İstanbul, Ankara’daki satış noktalarımızda ve Türkiye’nin her yerinden havale ile siparişlerinizde kitap.cumhuriyeti.com.tr C MY B C MY B 30 indirim %
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear