23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

elçuklular, karayollarınca ilçelerindeki kavşaklara yerleştirilen yön levhalarından yakınıyor. Atatürk Caddesi, hastane ve üst geçitlere asılan levhaların sinyalizasyon sistemiyle uyumlu olmadığını vurgulayarak tehlike oluşturduğunu kaydediyor. İzmirAydın karayolunun Kuşadası yönüne dönen hastane kavşağında, araçlara ve yayalara aynı anda yeşil ışık yandığı bunun da trafik kazalarına davetiye çıkardığı belirtiliyor. Ayrıca yaya geçitlerinin trafik ışıklarının çok öncesinde olması nedeniyle doğru kullanılamadığı bildiriliyor. S c SELÇUK YOLUNU ŞAŞIRIYOR! EGE A USTOS AR AMBA YIL : SAYI : OZAN YAYMAN Uşak Kışladağ altın madeninde, siyanür yüklü yığınlarda delinmeler olması dikkatleri şimdi de Turgutlu Çaldağı'nda konuşlandırılmaki istenen nikel madenine çevrildi. Yüzde 45 eğimli arazide, üzerine çok sayıda atık havuzunun kurulmak istendiği maden için, Turgutlu'da tüm kesimler yağmur sonrası olası erezyon ya da göçmenin tüm Gediz Havzası adına felaket olacağının altını çiziyor. Burada dikkat çeken bir unsur da, ÇED raporunda “atık havuzu” diye tanımlanan yapıların, uluslararası standartlara göre, “büyük baraj” sınıfına giriyor olması. Ayrıca bölgede kesilen ve daha da kesilmesi söz konusu olan yüzbinlerce ağacın, göçmeleri ve erozyonu kuvvetlendiren gelişmeler olduğuna vurgu yapılıyor. Turgutlu Çevre Platformu (TURÇEP) üyesi Metin Sert, Uşak Kışladağ'da meydana gelen son olayı Çaldağı için uyarıcı nitelikte algıladıklarını söyleyerek, “Çaldağı'ndaki madenin tam kapasiteyle çalışması durumunda, Kışladağ'da meydana gelen olayın yaşanma ihtimali yüzde yüzdür” dedi. Madenin havuz olarak adlandırdığı bölümlerin, yüzde 45 eğimli arazi üzerine kurulacağını söyleyen ve sülfürik asidin ölümcül niteliğine dikkat çeken Metin Sert, “Ne yazık ki, bu maden işletmeye alınırsa Turgutlu'yu felaket bekliyor olacak” diye konuştu. ALICI ETKİ Metin Sert, Kışladağ'daki siyanür yüklü setlerin delinmesinin, akıllara sülfürik asitin yaratacağı tahribatı getirdiğini söyleyerek, “Sülfürik asitin vereceği zarar, siyanürün yaratacağı tahribatla kıyaslanmayacak kadar büyük ve kor ‘KÜÇÜK TİBET’ İZMİR’DE otoğraf ve grafik sanatçısı Vincent İnsel'in “Küçük Tibet” adlı fotoğraf sergisi, yarın Fransız Kültür Merkezi'nde açılıyor. 32 fotoğraftan oluşan sergi, dağlık Tibet manzaralarının yanı sıra gündelik yaşamdan da kareler sunuyor. “Küçük Tibet”, bu ülke içinde Ladak nüfusun ve Budizm'e inananların çoğunlukta olduğu bölgeye deniyor. Ladak, Jammu ve Kaşmir eyaletinde yer alıyor. İnsel, yüksekliğin 3 bin metreyi geçtiği bölgede insan ve doğa arasındaki uyumdan etkilendiğini, bu uyumu fotoğraflarla yakalamaya çalıştığını söylüyor. F Kışladağ’daki madenin siyanür yüklü yığınlarında oluşan delinmeler, Çaldağı’ndaki nikel madeninin yaratacağı tehlikenin ipuçlarını veriyor Turgutlu felakete hazırlanıyor TURÇEP üyesi Sert, 'Kışladağ'da meydana gelen olayın, Çaldağı'nda da yaşanma olasılı yüzde yüzdür' dedi. kutucu. Siyanürün zararlı etkileri 100 yıl sonra ortadan kalksa bile, sülfürik asitin etkileri kaybolmuyor ve tamamen kalıcı olabiliyor” dedi. Turgutlu'daki maden üzerine hazırlanan ÇED raporunda, işletme sahasında 6 adet havuz kurulacağı bilgisinin yer aldığını aktaran Sert, bu havuzlardan 2 tanesinde sülfürik asit olacağını vurguluyor. Sert, “Bunlar havuz diye tanımlanıyor ancak Uluslararası Yüksek Barajlar Komisyonu'nun kriterlerine göre büyük baraj sınıfına giriyor. Dünyada, sülfürik asit barajı diye bir baraj olduğu duyulmuş mu? Üstelik bu baraj sınıfına girecek bu yapılar yüzde 45 eğimli arazide konuşlandırılacak. Bir deprem sonrası ya da yağmurların ardından olası göçme, erezyon, taşma riski karşısında Turgutlu'yu ve Gediz Havzası'nı bekleyen tehlikeyi düşünmek bile istemiyoruz. Sülfürik asit selini durdurabilecek bir set var mı?” dedi. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Metalurji Fakültesi'nden Prof. Dr. İsmail Duman da, Çaldağı'ndaki maden üzerine hazırladığı raporda, bölgenin yüklü miktarda su aldığında toprak kaymalarının kaçınılmaz olacağına dikkat çekiyor. Yamaçlarda ciddi koruma önlemleri alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Duman, raporunda “En etkili koruma su kapsamının değişmemesini sağlamak ve ağaçlandırmadır. Ağaç kesimi ve köklerinin yerinde çürümesi ya da sökülmesi bu yamaçlar için yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Erozyonun hızlanmasının yanında zeminin göçmesi ve giderek heyelan riskinin artması kaçınılmaz olur” gö YIKICI SONUÇLAR K rüşlerine yer veriyor. Çaldağı'nın daha önce sel nedeniyle ağaçlandırıldığını anımsatan Duman, tehlikenin boyutlarına şöyle dikkat çekti: “Bu orman sel sonrası ağaçlandırılmıştı. Madenin 15 yıllık işletme ömrünün herhangi bir anında yeniden sel oluşursa, milyonlarca ton sülfürik aside bulanmış, milyonlarca ton kırılmış cevher yığınını çamur halinde ovaya akmaktan kim ve ne alıkoyabilecek? İşletmenin çevresine açılacak drenaj kanalları mı? Sele kapılarak vadiye taşınacak asitli çamurun yaratacağı hasarı kimler, nasıl giderecek? Bu tür gözükaralıklar, mühendislik hataları ve aç gözlülükler 'Son 80 yılın en büyük yağışıydı' gibi söylemlerle affettirilebilir mi? Çevre ve Orman Bakanlığı ÇED Komisyonundaki mühendislerin ÇED olumlu raporu verirken ya da mahkeme süreçlerinde bilirkişi olarak görev almış öğretim üyelerinin bu ÇED’i savunurken, böyle bir risk değerlendirmesini yapmamış olmaları, en azından görev ihmalidir” dedi. 81. İEF Fuarda Latin rüzgârı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) 31 Ağustos 9 Eylül tarihlerinde yapılacak 81. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda bu yıl Latin rüzgârı esecek. Küba, Meksika, Arjantin, Kolombiya, Ekvador, Peru, Şili ve Venezuela “partner bölge” olarak fuara ortak katılacak. Ayrıca İEF'nin açılışına da Küba müzik grubu “Grula” renk katacak. İZFAŞ Genel Müdürü Mehmet Şakir Örs “81. İzmir Enternasyonal Fuarı’na ilişkin hazırlıklarımız sürüyor. İzmir Fuarı’nda ilk kez toplu olarak Latin Amerika ülkelerini ağırlayacak olmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Latin ülkeleri İzmir’de, fuarımızda bir şenlik havası yaşatacak. Fuar süresince organize edilecek işgünleri ile ülkeler arası ticari ilişkiler gelişecek, ülkelerin tanıtımı açısından da önemli rol oynayacak” dedi. EGE’den SERDAR KIZIK serdarkizik@cumhuriyet.com.tr KANADINDA! Terör Belası! Ege ekimizin bu köşesinde bölgeyle ilgili konuları yer veriyorum. Bu kez öyle olmayacak. Ülke genelinde yaşadığımız terör belası her konunun, her sorunun üstünü örtüyor çünkü. ¦ Devamı SAYFA 2’de MESAJ KUŞUN u; insanların, hayvanların, bitkilerin ve doğadaki tüm renklerin yaşam kaynağı... Ülkemizdeki doğayı kirleten, katleden Hidro Elektrik Santralleri (HES) kurma kandırmacasının ardında su kaynaklarını ele geçirme planlarının yattığı bilinen bir gerçek. Çünkü su kaynaklarını ele geçirenler yarının savaşlarında daha güçlü olacak. Eskiden evlerde su şebekesi bulunmadığı dönemlerde, köylere, sitelere büyük büyük su depoları yapılırdı. İnsanların, hayvanların, bitkilerin su ihtiyacının karşılanması için... Şimdi sadece deniz kenarlarına yakın yazlık büyük sitelerde kaldı büyük su depoları... Fotoğrafta kuşlar, güneşin su deposunun üzerinden batışına eşlik ediyor. Kimbilir, belki de “Suyunuza sahip çıkın” diye yazıyorlar ufuk çizgisine, üstelik her damlasına!.. (Fotoğraf: HALİL HÜNER) S C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear