Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
c 4 EGE 20 TEMMUZ 2012 CUMA Limana gelen turist sayısında rekor kırılıyor, ama onları çarşıda pazarda gören yok Nerede bu turistler? ASUMAN ABACIOĞLU İzmir Limanı’na gemilerle gelen turist sayısında rekora ulaşılmış. Binlerce turist Alsancak’taki limana ayak basmış; peki nerede o turistler; biz neden görmüyoruz? Neden İzmir sokaklarında dolaşmıyorlar, lokantaları, cafeleri doldurmuyorlar, çarşıda pazarda alış veriş etmiyorlar? O kadar turist geliyor da Türkiye’nin turizm gelirinde artış oluyor mu acaba? Onları görmüyoruz çünkü geldikleri gibi gidiyorlar; kısa bir şehir turu, o da belki; Bergama ve Efes gezileri olmazsa olmaz; akşamına da yok oluyorlar. Bu kadar turist sadece ören yerlerine girerken para ödüyorsa, tarihi kalıntıları, üzerlerinde dolaşarak tahrip etmelerine değmez şu turizm dedikleri olay. İtalya’da, İspanya’da, Yunan adalarında görmüşsünüzdür; sokaklarında öbek öbek turist kaynar; yabancı gruplar tarihi yapıların olduğu kent merkezlerine dağılırlar, bir yandan etrafa bakınıp fotoğraf çekerler bir yandan da küçük dükkanlardan hatıra eşya almak için birbirleriyle yarışırlar. Yüzyıllık restoranlarda yemek yerler; cafelerde oturup içki içerler; küçük pansiyonlar, butik oteller hınca hınç dolar taşar. İzmir’de limana inen turist tarihi Kemeraltı Çarşısı’na, Kızlarağası Hanı’na ulaşabilirse ne mutlu bize. Oysa hediyelik eşya açısından özellikle Kızlarağası Hanı bir cennet durumunda. Limana bir de alış veriş merkezi yapılırsa, gemiden inen turistler yüz metre yürümeden gereksinimlerini karşılayıp, üç beş de kenti simgeleyen magnet alır giderler. Binlerce turist geliyor ama esnaf mutsuz. Cumhuriyet Meydanı’nda Turizm Bakanlığı’nın satış yerinde tarihimize ve kültürümüze özgü hediyelik eşyalar, takılar, kilimler oldukça uygun fiyatlarla satılıyor. Yabancı turistler böyle bir yerin varlığından haberdar bile değiller; kapısının önünden bile geçmiyorlar. Marmaris’e bakıyorsunuz esnaf mutsuz; Foça’da, Dikili’de, esnaf hep mutsuz. Bir yanda yiyeceğini, içeceğini yanında getirip en düşük gelirli kesimine satıyorlar. Yani kısaca sürümden kazanıyorlar. Ama onlar dışında kimse kazanmıyor. İzmir’in en büyük sorunu, kent içinde turistleri gezdirecek yer olmaması. Olanların ortaya çıkartılıp gösterilmemesi. Bu yüzden limana yanaşan gemilerle binlerce turistin İzmir’e ayak basması bir anlam taşımıyor. Bu binlerce turist taksilere binip kent içine girmiyor, sokaklarda dolaşmıyor, çarşı pazarlardan hediyelik eşya almıyor, lokantalarda yiyip içmiyor, otellerde gecelemiyor, vapurla körfez turu yapmıyor. Büyük olasılıkla Türkiye’de olduğunu bile bilmiyor. Sahil beldelerindeki esnaf, görünüşe göre sadece yerli turistlerden para kazanabiliyor. Bu, onlara yeterli gelmiyor. Bu konuda en şanslı olan yer Çeşme. Orası da İstanbullu işletmecilerin İstanbullu turistler sayesinde para kazanabildiği ender bir konuma sahip. Foça, Çandarlı gibi yerler hafif raylı sistemin devreye girmesiyle günübirlikçi akınına uğramış durumda; esnaf kalabalığa rağmen yeterli iş yapmamaktan şikayetçi. Oysa Foça’da hala korunabilmiş olan tarihsel doku, yabancı turistlere cazip gelecek bir turizm merkezi olabilmesi için bir şans. Ne yazık ki küçük butik otel ya da yerel lezzetlerin sunulabileceği lokanta olarak hizmet verebilecek tarihi yapılar bakımsızlıktan yıkılmak üzere. Turizm adına yıllardır doğal ve tarihi değerlerin yağmalanması, anlaşılan turizm girdisi sağlama konusunda başarılı bir sonuca ulaşmadı. Aslında en baştan bunun böyle olacağı belliydi. Hala ormanların yakılarak büyük betonarme oteller için yeni yapılaşma alanları açılması, denizin doldurulması, koyların kirletilmesi önlenemiyor. Bu yöntemle birilerinin para kazandığı tartışılmaz bir gerçek. Ama turizmin bu olmadığını bir türlü anlatamıyoruz. BU PARK anisa Belediyesi, kentin ilk köpek parkını hizmete açtı. Yaklaşık 600 metrekarelik alana kurulan park iki bölümden oluşuyor. Parkta, 2’şer pet atık ünitesi ve otomatik su kabı yer alıyor. Fatih Parkı içinde kurulan köpek parkının açılışında konuşan Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Eryılmaz, “Düzenlemeyle, çevre sağlığı, halk sağlığı ve hayvan haklarını göz önüne alarak, oluşabilecek sorunların çözülmesini ve halkın bilinçlenmesini hedefledik. Böylece hem hayvan sahipleri üzerilerine düşen görevleri öğrenebilecekler, hem de diğer vatandaşlarımız rahat ve huzurlu olarak parklarda dolaşabileceklerdir” dedi. ONL ARIN... Sosyalleşecekler O luşturulan parkın yalnızca köpeklerin tuvaletlerini yapma alanı olmadığına dikkat çeken Eryılmaz, “Köpek parkı, köpeklerin güvenle sosyalleşebilmesi ile egzersiz yapmalarına ve aynı ortamı paylaşan insanların bir arada olması ve sosyal ilişkilerin geliştirilmesi için uygun bir ortam sağlayacaktır. Hayvan sahiplerinin köpeklerinin dışkılarını rahatça poşetle almaları ve çöp kutusuna atmaları için 2 adet pet atık ünitesi ve hayvanların su ihtiyaçlarını karşılamaları için de 2 adet otomatik su kabı konulmuştur. Ayrıca hayvan sahiplerini bilgilendirmek amacıyla uyulması gereken kuralları gösteren levhalar da bulunmaktadır. Böylece hayvan sahipleri, yasaların kendilerine yükledikleri sorumlulukları da kolayca görmüş olacaklar” diye konuştu. KALABALIĞA RAĞMEN M YÜZ METRE... deniz kenarında yere kurduğu sofrada yiyip içen günübirlikçiler, diğer yanda ‘’her şey dahil’’ sistemiyle gelen ve kaldığı tesisten adım atmayan yabancı turistler. Marmaris’teki otelciler ‘’her şey dahil’’ sisteminden çok memnun olduklarını söylemişler. Tabii olurlar; kendilerine ‘’tahsis edilen’’ hazine arazilerine, dünyanın en güzel koylarına neredeyse sıfır faizli kredilerle tesislerini kondurup arıtmalarını bile çalıştırmadan işletmecilik yapıyorlar; turizm lisesi mezunu gençleri asgari ücretten bile düşük ücretlerle günde 15 saat çalıştırıyorlar ve odalarını sigara paketi fiyatına Avrupa’nın C MY B C MY B