23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

KONUK OKTAY GÖKDEMİR * 19 Mayıs’a İzmir’den Bakmak İzmir’in 15 mayıs 1919’daki işgali, bütün yurtta büyük bir tepkiyle karşılanmış ve yurdun her tarafında işgale karşı mitingler tertiplenerek ve telgraflar çekilerek bu haksız durum protesto edilmişti. İnegöl’den Nevşehir’e, Çatalca’dan Silifke’ye, Beyşehir’den Keskin’e, Üsküdar’dan Mudanya’ya, Kınık’tan Alaşehir’e varıncaya kadar yurdun dört bir yanında gerçekleştirilen protestolar, aslında Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’da Anadolu topraklarına geçtiğinde başlatacağı ulusal kurtuluş hareketinin keşif kollarıydı. Bu miting ve protesto telgraflarında dile getirilen düşünceler üç yıl sürecek Türk’ün ateşle imtihanının başlangıcını haber veriyordu. İzmir’in işgali üzerine yaklaşık 10 bin protesto telgrafının kaleme alınması bize gösteriyor ki emperyalist devletlerin jandarmalığını yapan Yunan ordusu tarafından 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgal edilmesi bütün yurtta kolektif milli bilincin uyanmasını sağlamıştır. Bu kolektif bilinç, Mustafa Kemal Paşa’ya ulusal bağımsızlık ve egemenlik düşüncesine dayalı tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurma yolunda önemli bir toplumsal taban oluşturmuştu. 16 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru’yla Anadolu topraklarına doğru yola çıkan Mustafa Kemal, emperyalistlere boyun eğmiş idarecilerin telkinlerine inat, yaşanan zulümlere karşı halkı örgütlemek ve toplumu emperyalistlerin boyunduruğundan kurtaracak olan bir mücadelenin fitilini ateşlemek üzere gitti Samsun’a. İşte İstanbul’dan çıkarken, kaşlarını çatıp, çakmak çakmak gözlerini emperyalistlere dikerek söylediği “Geldikleri gibi giderler” sözü bundandır. Gerçekten de 19 Mayıs günü o; Samsun’a ilk adımını attıktan sonra tarih Türkler için yeniden yazılmıştır. 19 Mayıs’ta atılan o ilk adım, yal nızca karaya çıkışın değil, “Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” denilen Amasya Genelgesi’nin, “Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz” denilen Erzurum Kongresi’nin, “ Amerikan mandası ve himaye kabul edilemez” denilen Sivas Kongresi’nin ve nihayet “Hakimiyet kayıtsız, şartsız milletindir” denilen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk adımıdır. İşte bu nedenle bir kurtuluş destanının “giriş” kısmıdır, 19 Mayıs... Bir tarihin, mazlum milletlere rehber olan bir mücadelenin başlangıcıdır, 19 Mayıs... Nutuk’un başlangıcıdır, 19 Mayıs... İşte bu nedenle Mustafa Kemal’in doğum tarihi olarak kabul edilir, 19 Mayıs... Tüm bunlar ortada iken, köhneleşmiş zihniyetlerin yeniden palazlanmaya başladığı şu günlerde ne yazık ki cumhuriyetin tüm kazanımları ve bizi biz yapan ulusal değerlerimiz topluma unutturulmaya çalışılıyor. Ne yazık ki; Atatürk Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın içeriğini anlamayanlar, o bayramın duygusunu paylaşamayanlar, çareyi; o coşkuyu, o duyguyu yok etmekte arıyorlar. Bu kutlamaları yalnızca birkaç sportif hareketten ibaret görmek ve oradaki coşkuyu görmezden gelerek, 19 Mayıs törenlerini liselerin müsamere salonlarına çekerek 19 Mayıs’ı sıradanlaştırmak, ancak o kurtuluş mücadelesine karşı emperyalizmin boyunduruğuna sığınan zihniyetlerin ürünü olabilir. O nedenle şimdi tam sırasıdır canlandırmanın hatıraları... Tam sırasıdır “dağ başını duman almış” demenin... Tam sırasıdır, özgürlük, eşitlik, bağımsızlık için haykırmanın... Tam sırasıdır, türlü yokluklar içinde isli gaz lambalarının loş ışıkları altında yedi düvele meydan okuyup, vatan kurtaran kuvayı milliyecileri anmanın... Bu nedenle “kurtuluş” ve “kuruluş”un sembol kenti İzmir’de, 19 Mayıs’ı; onu unutturmak isteyenlere inat coşkuyla kutlayalım. Evet, “güneş ufuktan şimdi doğar, yürüyelim arkadaşlar....” * DEÜ Edb.Fak.Öğr.Üyesi Yard. Doç. Dr. / İBB Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi Müdürü C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear