23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

‘ANNESİNİN KIZI’ TAÇLANDIRILDI G üler Sarıgöl Köymen'in kaleme aldığı “Annesinin Kızı” adlı kitap, Türkiye'deki “Profesyoneller için en iyi yemek kitabı” ödülünü aldı. Kitapta, Köymen'in yanı sıra birçok kadın annesinden gördüğü geleneksel yemeklerin tarifini aktarıyor. Kitap aynı zamanda tarif sahibi anne ve kızların birbirleriyle ilişkilerini anlatan öykülere de yer veriyor. Kitap, ikinci aşamada, diğer ülkelerde aynı tasarım ödülünü kazanan diğer kitaplarla birlikte dünya genelindeki en iyi yemek kitabı olmak için yarışacak. Yarışmanın sonuçları şubat ayında açıklanacak ve ödül töreni Paris'te gerçekleştirilecek. c ÖĞRENCİYE ‘ÇORBA’ ÇEŞMESİ uğla Belediyesi, üniversite öğrencilerinin yoğun olarak bulunduğu Kötekli Mahallesi'ne “çorba çeşmesi” yerleştirdi. Muğla Üniversitesi kampusunun de yar aldığı mahalledeki çorba çeşmesi, Kötekli pazaryeri ve eski garaj alanı yanındaki Latif Sepil Parkı'na konuldu. Çeşmede, her gün başka çorba çeşidi bulunuyor. Özellikle erken saatte okula veya işe gidenler, çeşmeden ücretsiz çorba alabiliyor. Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün, “Sabah erken saatlerde okula ve işe giden vatandaşlarımız için çorba çeşmemiz devreye girdi. Her biri yaklaşık 63 bin liraya mal olan çeşmenin içinde çorbayı sürekli sıcak tutan, karıştıran ve bittikten sonra kendi kendini temizleyen bir sistem bulunuyor. İsteyen vatandaşların ücretsiz yararlanabileceği çeşmenin içine 150 litre çorba konulabiliyor” dedi. (ÖZCAN ÖZGÜR) EGE ARALIK PAZARTES YIL : SAYI : M Bölgede yaşayanlar, halkın nikel madeninden yana olduğunu savunan VTG şirketi yöneticilerine referandum çağrısı yaptı Turgutlu’dan hodri meydan! OZAN YAYMAN Turgutlu'da işletilmek istenen nikel madenini yöre halkının savunduğu ve bölgede yaşayanların tamamına yakınının yanlarında olduğunu belirten VTG Holding sahiplerinden Gökhan Kantarcıgil’e, Turgutlu halkı, “referandum” çağrısı yaptı. Yöre halkı, referandum sonucunda maden lehine karar çıkması durumunda, çevre mücadelesini bırakacakları, aksi sonuçta ise VTG Holding'in ilçelerinden ayrılması isteyeceklerini vurguladı. Turgutlu Çaldağı'nda konuşlandırılan nikel madeninin yüklenicisi olan VTG Holding'in sahiplerinden Gökhan Kantarcıgil, gazetemize yaptığı açıklamada, halka karşın hiçbir işlem yapılamayacağını belirterek, “Turgutlu halkı, Turgutlu'daki madenimizi istiyor ve bizim yanımızda. Sadece çok küçük bir kesim karşı çıkıyor” dedi. Ç aldağı'nda nikel madeni işleten şirketin referandumu kaybetmesi durumunda ilçeden ayrılmasını isteyen yöre halkı, aksi durumda kendilerinin çevre mücadelesini bırakmaya hazır olduklarını duyurdu. muoyu da öğrensin isteriz. Referandumdan, maden lehine bir karar çıkarsa, çevre mücadelesini bırakacağım ve maden yanlısı olacağım. Her yerde madeni savunacağım. Referandumdan, maden karşıtı sonuç çıkarsa, madencilerin de derhal Turgutlu'dan ayrılmasını isteriz” dedi. Turgutlu Esnaf Kefalet Kooperatifi'nden Hasan Hüseyin Çoşkun, “Tek kelimeyle madene karşıyım. Gittiler bazı köy muhtarlıklarına para verdiler. O muhtarlar da, maden yanlısı oldu. Ama herkesi satın alamazlar. 150 bin nüfuslu Turgutlu'da madeni isteyen bin kişi ya çıkar ya da çıkmaz” diye konuştu. Mimarlar Odası Turgutlu Temsilciliği'nden Mahir Ek, “Oda olarak bu madenin Turgutlu'da işletilecek olmasına karşı çıkıyoruz. Ülkemize ekonomik olarak bir artısı olmayacak. Bunun yanı sıra doğamız zarar görecek. Neyini savunalım?” sözleriyle karşı çıktı. EmekliSen Turgutlu Temsilcisi Ural Narlı, “Muazzam bir doğa katliamı söz konusu. Bu nedenle karşı çıkıyoruz” dedi. Narlı, Çaldağı'nın çevresinde verimli tarım arazileri olduğunu söyleyerek, “Sadece o çevre değil tüm Gediz Ovası'nı tehdit eden bir madenle karşı karşıyayız. Bu maden işletilirse, Turgutlu'yu terk etmemiz gerekecek. Gediz Ovası'nı bize mezar yapmak is Kantarcıgil'in bu açıklamasına tepki gösteren Turgutlu'nun duyarlı kesimleri ise, “Bu madenin neyini savunalım?” yorumunu yaptı. Eğitimİş Turgutlu Temsilcisi Cahit Öktem, madene çocukların geleceği, sağlıklı bir çevrede yaşama adına karşı olduğunu söyledi. Geleceğin yok edilmesine seyirci kalamayacaklarını belirterek, “Gediz Ovası'nı yok edecek bir madene karşı sessiz kalamayız. Maden yetkilileri, 'Turgutlu halkı bizim yanımızda' diyorsa, buyursunlar gelsinler bir referandum yapalım. Nasıl bir sonuç çıkacağını biz biliyoruz da, tüm ka YAŞAM HAKKI DOĞA KATLİAMI tiyorlar. Buna seyirci kalamayız” görüşlerine yer verdi. Turgutlu Dağcılık Kulübü'nden Celalettin Ölgün, söz konusu madenin işletmeye alınması halinde, üç ya da beş yıl içerisinde Turgutlu'da 60 kilometrelik bir alanın zehir soluyacağını savunarak, “Biz, Çaldağı'nın gerçek sahipleriyiz ve bu zenginliğimizi sonuna kadar korama kararlılığındayız” dedi. İnternet üzerinden yayın yapan, “Çaldağı Türkiye'dir” adlı haber sitesinin editörü Metin Sert, kısa bir süre önce düzenledikleri “Çaldağı'nda Madencilik” içerikli panele, maden yetkililerini de çağırdıklarını ancak hiçbirisinin gelmediğini söyleyerek, “İstedikleri bilim insanını getirebileceklerini bildirmemize karşın, gelemediler. Demek ki, Türkiye'de bu madeni savunabilecek bir bilim insanı yok. Panel sonucunda bir kez daha ortaya çıktı ki, Turgutlu halkı bu madene karşı” diye konuştu. HAYVANCILIK İthalin faturası ağır İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, ithal etin yerli besiciyi zarara uğrattığını söyledi. Et fiyatlarını ucuzlatacağı iddiasıyla hükümetin 2009 yılında aldığı ithal et kararının üç yılda 5 milyar dolarlık zarar oluşturduğunu belirtti. Türeli, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in yanıtlaması istemiyle TBMM'ye soru önergesi veren Türeli, şu değerlendirmelerde bulundu: “Hükümet, hayvancılıkta destekleme politikasını değiştirmiş ve hayvan başına doğrudan ödeme sistemine geçmiştir. Bu yanlış politika yaklaşık 1 milyon baş süt hayvanının kesilmesine neden olmuştur. Sütten sonraki kırmızı et krizinin ithalatla çözülmeye çalışılmasının ülke hayvancılığına faturası çok ağır olmuştur. Hayvancılıktaki başarısızlık, AKP'nin basiretsiz yönetim anlayışının bir sonucudur. Üreticinin mağduriyetinin giderilmelidir.” EGE’den SERDAR KIZIK serdarkizik@cumhuriyet.com.tr ep bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz sanki; işe, okula, otobüse, eve... Şehirler büyüdükçe, ulaşmak daha da zorlaşıyor varılması gerekene. Belki artık anlamını sorgulamayı bile bıraktığımız bir koşuşturma... Oysa akıp gidiyor zaman ve dolayısıyla hayat. Hiç sabah ve akşam trafiği gibi davranmıyor yani! Bazı şanslılar ise kendilerini bu kısır döngüden kurtarmayı başarabiliyor. Üstteki fotoğrafta olduğu gibi, çevredeki hızlı koşuşturmaya inat, “dost meclisi”nin sakinliğine kendilerini bırakmış, kış günlerinde kendini çok fazla göstermekten çekinen güneşin tadını çıkarıyor. Belki onların da koşuşturması başlayacak birazdan, ama en azından o anda zaman donmuş gibi... Pazartesi sendromlarını daha da derinleştirmek değil elbet niyetimiz, ama soru da bir şekilde akla geliyor hani: Siz bugün nereye yetişeceksiniz?.. (HAKAN DİRİK) Dost meclisinde mola... H Kapasite Meselesi! İzmir Körfezi’nin yüzülebilir hale gelmesi, limana 3. nesil büyük konteyner gemilerinin girmesi projesiyle ilgili tartışmalar sürüyor. Körfezin temizlenmesi için büyükşehir belediyesi ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, ¦ Devamı SAYFA 2’de C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear