23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

c 5 EYLÜL 2011 PAZARTES EGE PAT KA HALUK IŞIK halukisik@gmail.com 3 lçede milli eğitim ve okul müdürlükleriyle görüşülerek, 13 kurumun eksikleri saptandı Balçovalı çocukların hepsi özel İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, her yıl bütçelerinin yüzde 30'unu eğitime harcadıklarını belirterek, “Bu yıl da ilçedeki tüm okullarının bakımını yaptırıyoruz. Eğitimde tüm çocuklar eşit olana kadar çalışacağız” dedi. Tatil döneminin başında ilçe milli eğitim ve okul müdürlükleriyle görüştüklerini bildiren Çalkaya, 13 okulun eksiklerini saptadıklarını söyledi. Bu doğrultuda Balçova Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü, tüm okullarda inceleme yaparak fizibilite raporu çıkardı. Daha sonra tümünde, boya, badana ve onarım işleri, yeni eğitim öğretim dönemi öncesi tamamlandı. Çalkaya “Biz halka en yakın kamu kuruluşu olarak özel bir çalışma yürütüyoruz” diye konuştu. Eğitim kurumlarına yaptıkları yatırımların sadece fiziki yenilemeyle kalmadığını belirten Çalkaya, “Eğitimin kalitesini artırmak için yaptığımız çalışmalar da var. Her yıl çocuklarımıza ücretsiz okul öncesi eğitimi veriyoruz. Okullarımızın bilgisayar eksikliklerini gideriyoruz. Her okulumuza birer temizlik ve güvenlik görevlisi görevlendirdik. Fizik, kimya, biyoloji ve bilgisayar laboratuvarları kuruyoruz. Türkiye’de depreme karşı okul güçlendiren tek belediye biziz. Her yıl iki bin çocuğumuzu kendi haberleri olmadan tepeden tırnağa tüm okul ihtiyaçlarını aileleri ile birlikte görüşerek biz alıyoruz. Eğitim de tüm çocuklar eşit olana kadar çalışacağız” dedi. Merhaba Güz Bulamaç haline getirilen, keyfi çalınan bir yaz bitti. Ne kaldı geriye? “Her şey akar” der bilge düşünür, “Aynı ırmakta bir daha yıkanılmaz” diye yanıtlar öteki. “Değişmeyen tek şey, değişmektir” diye ses verir bir başkası. Söyledikleri, yuvarlak genellemeler değildir. Bu tespitlerde, boyun eğmeye, ürkütmeye, tek tip insan yetiştirmeye, kolaycılığa, korkaklığa çağıran, kişiliksizleştiren hiçbir tavır ve niyet yoktur. Peki, ne vardır? İnsanlık, bu sorunun yanıtını, bir bilim dalı olarak koymuştur; felsefe. Yani akıl, yani bireyden topluma var olmanın ve ileriye yürümenin en güzel halidir, niyet edilen ve peşine düşülen. Ama felsefenin ve sanatın ve bilimin, eğitim müfredatlarından ve yaşam pratiğinden kovulduğu coğrafyalarda, bir köşecikte sızlanmaktan başka işe yaramaz bunları söylemek. Alay ederler, itibarsızlaştırmaya kalkarlar, kendi coğrafyanızda gurbeti yaşatırlar, ömrünüzü haymatlosa çevirirler. İçeri atarlar, yıllarınızı çalarlar ve nihayet baktılar olmuyor, yakarlar, asarlar, derinizi yüzerler. Çünkü felsefenin, yani düşüncenin, yani insanın onurlandırılmadığı yerlerde, egemen olan barbarlıktır. Ölümcüldür. Yaşamın neşesinden değil, ölümün teslimiyetinden beslenir. Aidiyet duygusu, biat güdüsüne dönüştüğünden, “yaşayan” sevilmez; niye yaşadığı, niye yaşatıldığı, niye yaşatılması gerektiği sorgulanmaz. Ucuz, yavan, hışır bir “uğruna ölürüm” teranesi egemendir. Bu egemenlikte, toprağın niye çoraklaştırıldığı, ormanın niye yakıldığı, derelerin niye kahredildiği merak edilmez. Örnek aramaya gerek yoktur. Gidin en yakın piknik alanına, “memleket sevdalılarının” arkalarında nasıl bir çöplük, nasıl bir utanmazlık, nasıl bir ihanet bıraktığını göreceksiniz. Bu korkunç bir tragedyadır; kahramanı da, “uğruna ölürüm” dediği coğrafyanın, yakılarak, zehirlenerek, parsellenerek katledildiğini asla düşünmeyen insandır. Ne sandınız ya, Olimpos’tan ateş çalıp insanlığa armağan eden Prometheus’a mı benzeyecekti? O, bilimin, sanatın, düşüncenin ışıklarını taşıyan insanların başına gelenleri, “Mutlaka bir şey yapmıştır” diyerek, korkakça, haince, utanmazca onaylayan bir insandır. Cehaleti kışkırtılmakta, oyalanması için her türlü numara sunulmaktadır. İşte barbarlık, o ve benzerleri sayesinde, giderek pervasızlaşmakta, yüzsüzleşmekte, saldırganlaşmaktadır. Harika bir güven duygusu veriyor olmalı, arkasındaki devasa bir güruhun, “ölürüz uğruna” demesi. Bir işgal ordusu gibi her yerdeler, trafikte, stadyumda, pazarda, düğün alayında… Vuruyorlar, çarpıyorlar, küfrediyorlar, öldürüyorlar. Nasılsa “münferit” sayılıyorlar, nasılsa “bak yaramaza” diye okşanıyorlar, nasılsa onlara bir şey söylemeye kalksanız “bakın, halkımıza hakaret ediliyor!” diyenlerin, sırtını sıvazlayacakların var olduğunu iyi biliyorlar. Birbirlerinden niye şikayet etsinler, birbirlerini niye tercih etmesinler ki? Nereden nereye geldik, siz “bir yaz sonu iç döküşü” olarak kabul edin bu satırları. Aslında bir “Yaz Dökümü”ydü niyetim. Nerede ne oldu değerlendirmesiydi. Görece ve manşet şişirmesi birkaç kırıntıdan başka bir şey yoktu ki, onlar da sanata ve sanatçıya yönelik vandallıkla, zaten görünmez olmuştu. Bu yığın üstünde hoplayan zıplayan tuhaflıklara gelince, geçiniz! Büyük Arap Şairi Adonis, usta tiyatro insanı Mnouchkine, yazaryayıncı Michnik ve romancı Le Carre, çok önemli bir ödülle, “Goethe Madalyası” ile onurlandırıldılar. Haber yapanlar bile unuttu, oysa o ödül yıllar önce ve bir büyük insan sayesinde, ülkemize de onur kazandırmıştı. Merak edenlere sunarım: HASAN ALİ YÜCEL. Çalkaya, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi. okullara giden çocuklar ile devlet okullarına giden çocuklarımız arasındaki uçurumu azaltmaya çalışıyoruz. Okulların fiziki yapısı bunların başında geliyor. Çocuklarımızın sağlıklı koşullarda eğitim alması için tüm olanaklarımızı seferber edeceğiz. Şu anda biri anaokulu olmak üzere ilçemizdeki 13 okulda yoğun ASLAN’DAN PROJE ÇAĞRISI İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) EgeKoop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, kent yenileme projeleriyle ilgili yıllardır yaptıkları çağrıların ancak bu aylarda karşılık bulabildiğini anımsatarak, “Eğer 27 yıldır söylediklerime kulak verilseydi İzmir bu durumda olmayacaktı” dedi. Kentin, her türlü projeye aç bir kent olduğunu söyleyen Aslan, “Proje eksiklikleri yüzünden İzmir birçok konuda geride kaldı. Biz turizmle ilgili proje geliştirmezsek, her konu da kapasitesi geniş olan kentimize haksızlık etmiş oluruz.27 yıldır kentsel yenilemeye önem veriyoruz. Kentsel dönüşüm yapmanın ne kadar önemli olduğunun 10 yıldır üstüne basa basa söylüyorum” diye konuştu. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, belirlenen bölgelerin dışına afiş, pankart, reklam panosu asanları uyararak, “Konak, kent ekonomisinin ve eğlence sektörünün merkezi. Gündüz 1 buçuk milyon insan sirkülasyonunun yaşandığı kentte huzuru sağlamak amacıyla tedbirler alıyoruz. Kentini seven vatandaşlarımızın katılımcı yapıları bizi büyük ölçüde başarıya ulaştırıyor. Uygulanan tedbirlerle çevreyi kirletenler, gürültü çıkaranlar, kaldırımları işgal edenler, belirlenen yerlerin dışında afiş asanlar cezalandırılıyor” dedi. GÖRSEL K RL L K UYARISI ‘Kargan otu’ olarak bilinen lavantanın kilogramı, 12 liradan satılıyor Köylünün geçimi lavantadan ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Ege Bölgesi'nin bazı bölümlerinde, özellikle Muğla ve Aydın'da “kargan otu” ya da “karabaş otu” olarak da bilinen lavanta, köylünün geçim kaynağı oldu. Lavanta, son yıllarda bir çok hastalığın tedavisinde iyi geldiği inancıyla aktarlarda en çok satılanlar listesinde ilk sıralarda yer alıyor. Yakın zamana kadar ormanlarda doğal olarak yetişen kargan otu son yıllarda orman tali ürünleri içinde önemli bitkilerden biri haline geldi. Kargan otunun ilk baharın son aylarında çıkan ve mor renkli tomurcuklu kısmı bitkisel çay olarak değerlendirilirken, yaz aylarına bırakılarak kurumuş halde toplanan kısmı ise gıda, ilaç ve kozmetik sanayinde değerlendiriliyor. Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı Gökgedik, Katrancı, Kırıkköy ve Zeytinköy bölgesinde bolca bulunan Kargan otu köylüler tarafından toplanarak satılıyor. Kilosu 1 ile 2 lira arasında değişen Kargan otu, köylüler için önemli gelir kaynağı haline gelmiş. Katrancı Köyünde yaşayan Ramazan Çakmak, yıllardır bu işi yaptığını ve aile ekonomisine ciddi gelir elde ettiklerini söyledi. Ramazan Çakmak birçok ailenin bu işle geçimini sağladığını da kaydetti. Karabaş Otunun Yatağan bölgesinde yoğun olarak bulunduğu bölgenin sorumlusu Orman İşletme Şefi Orman Mühendisi Özay Arslan, orman teşkilatı olarak kırsal kesimde yaşayan orman köylülerinin bu tür orman tali ürünlerinden gelir elde etmeleri için her türlü desteği sağladıklarını söyledi. Kargan otunun bir çok hastalığa iyi geldiğinin bilindiğini de kaydetti. Ormanlarda doğal olarak yetişen bitkiden Muğla ve Yatağan’da bolca bulunuyor Ege ihracatı doludizgin İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Nisan ayında ilk kez 10 milyar doları aşan Ege İhracatçı Birlikleri, ağustos ayında ise 11 milyar doları aşarak rekor tazeledi. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, 2011 yılı sonu için belirledikleri 12 milyar dolar hedefine emin adımlarla ilerlediklerini M. Türkmenoğlu söyledi. 31 Ağustos itibariyle Ege İhracatçı Birlikleri’nin son 1 yıllık ihracatı yüzde 43’lük artışla 11 milyar 12 milyon dolara ulaştı. EİB’nin ağustos ayı ihracatı ise 2010 yılı Ağustos ayına göre yüzde 33’lük artışla 993 milyon 685 bin dolara ulaştı. Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği bünyesindeki 12 ihracatçı birliğinden 11'i 2010 yılı ağustos ayına göre ihracatını arttırma başarısı gösterirken, Ege Tütün İhracatçıları Birliği geçen yılki performansının gerisinde kaldı. C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear