Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
c 4 TEMMUZ 2011 PAZARTES EGE PAT KA HALUK IŞIK halukisik@gmail.com 3 Yasak olmasına karşın son dönemde piyasaya yurt dışından zeytinyağı girişi olduğu belirtiliyor Zeytinyağına ithal darbe OLCAY AKDEN Z Urla Meydanı’nda Başkan Selçuk Karaosmanoğlu’nun büyük düşüydü, yıllara ve nice yorgunluğa mal oldu, nihayet bitti. Urla kent meydanı ve çarşısının açılışı 30 Haziran’da yapıldı. Bu tarih boşuna seçilmemişti. Mustafa Kemal Atatürk’ün Urla’ya gelişinin 85. Yıldönümüydü. Çarşının serüvenini biliyordum, her gittiğimde Karaosmanoğlu ile mutlaka turlardık. Gerçekten oylumlu ve iddialı bir yapıttır, gidip görmeniz gerek. Hele “çok amaçlı” hale dönüştürülen işliklerin içinde dolaşmanız gerek. Tarihe, kent belleğine ve mimari dokuya saygının güzel örneklerinden biridir. “Çok amaçlı” kavramı, orada emek, ürün ve en önemlisi insanların gözlerindeki umutlu ışıklarla, daha da anlam kazanmış. Modern blokla tarihsel işlik, gerçekten çok uyumlu bir bütünlük içinde buluşturulmuş. Hele aralarındaki boş alan ve doğal perdeye dönüşen duvarı, sinemadan konsere, söyleşiden sergiye, insanı “neler yapılmaz” diye kışkırtıyor. Kentlerden söz ederken, sözü mutlaka “meydan” kavramına düşürdüğüm anımsanacaktır. Çok yazdım, yineleyeyim; çağdaş toplumların ve kentlerin insanlarında “agorafobi” yoktur. Meydanlar, o toplumların ve kentlerin yüreğidir. Ortaklaşa şenlikler, sevinçler, itirazlar, talepler, “halk olmanın gücü” oralardadır. Devlet, sistem, yönetim... Adına ne derseniz deyin, boy aynası meydanlardır. Hal böyle olunca, tarihin meydanlarda yazıldığını söylemek, büyük bir iddia sayılmamalıdır. Gün gelir Sultanahmet Meydanında Halide Edip’in sesi yankılanır, gün gelir Taksim Meydanında emek ve sınıf bilinci unutulmaz bedel öder, gün gelir De Mayo’da çocuklarını arayan beyaz başörtüleriyle kadınlar, tarihi temize çeker. Tiananmen’den Galatasaray’a, Sıhhiye’den Prag’a, oralardan yükselen sesler ve gösterilen duruşlar, vicdan ve ahlak haritasındaki yerimize dairdir. Totaliter yönetimlerin meydanları, sistemin gövde gösterileri dışında ıssızdır, korkutucudur ya da zaten meydanlıktan çıkarılmıştır. Uzatmayalım ve antik dönemden kalan kentlerin, neden bugüne yalnızca agoraları ve tiyatroları sağlam biçimde ulaşabilmiştir sorusuyla, konuyu özetleyelim. Bu soruya verilecek yanıt bize, Sokrates, Aristoteles, Sophokles gibi aydınlanmanın çiçek sulayıcılarının, bugün hala nasıl yaşayabildiklerini de kuşkusuz anlatacaktır. Ve elbette, insanlığın bugün, onlara yakışıp yakışmadığını da... Urla meydanında ve çarşısında dolaşırken, bunları düşündüm. Sokak oyunlarından, kaykay becerilerine, zeybeğe halaya duranlardan, sokak şarkıcılarına, özellikle gençleri ve çocukları görür gibi oldum. Urla meydanı bir “özgürlük meydanı” olarak, hepimize örnek olmalıdır. Tıpkı yapılanların, kentin her yerinde yapılacak düzenlemelere ve yeni yapılacak binalara örnek olması gerektiği gibi. Bu iş, öncelikle Urlalılara emanettir. Öyle ya, kentler onlara sahip çıkanlarındır. Şimdi yeni tiyatronun açılışını yapacağımız günü bekliyorum. Bir sözcükle geçiştirdiğim sanılmasın. Nicedir en az duyduğumuz adlardan biri de Mustafa Kemal Atatürk’tür. Urla’nın böylesine bir açılışı, Büyük Önderin gelişinin 85. Yıldönümüne denk düşürmesi, bu açıdan da önemliydi. Bilmem ki bu önemli olaydan yola çıkılarak, başka etkinlikler düşünülmekte midir? “Atatürk Fotoğrafları Sergisi”ni dolaşırken, düşünmeden duramadım. Urla Meydanında, Haziran sıcağında dolaşırken, kafamda Kazım Koyuncu’nun şarkılarına Madımak Otelinden yükselen çığlıklar karışıyor, Hulki Aktunç’u yitirme sancısına, memleketin ahvaline dair kaygılar karışıyordu. Anmalar kutlamaların önüne geçmişse, durum vahimdir diye mırıldanırken, Urla yorgun ve mutluydu. Mutluluğun bedeli, nedense hep yorgunluktu... MİLAS Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yağ Sanayi Meslek Komitesi üyeleri son dönemde Türkiye’ye zeytinyağı ithal edildiğini savunarak, “Bu nedenle iç piyasada durgunluk yaşanıyor. Bu yağlar mutlaka tahlil ettirilmeli ve ‘Alo 174’ hattına ihbarda bulunulmalı” dediler. EBSO Yağ Sanayi Meslek Komitesi Üyesi Nejat Özduran, zeytinyağı piyasasındaki durgunluğa dikkat çekerek “Bugün piyasada zeytinyağı alıcısı yok. Çünkü ithal yağ geldi. Kristal ve Komili’den başka zeytinyağı alan firma da kalmadı. Oysa bu mevsim, tam da zeytinyağının alınıp satılacağı zaman. Sızma Yabancı zeytinyağı nedeniyle piyasada yaprak kımıldamıyor. Kanola yağının da 'sızma yağ' denilerek piyasaya sürüldüğü kaydediliyor. zeytinyağını bile alan yok” diye konuştu. Piyasada çok miktarda sahte ya da kötü kalite zeytinyağı bulunduğuna dikkat çeken Özduran, “Bugün tüketici de kandırılıyor. ‘Sızma yağ’ diye yüzde yüz kaola yağı satılıyor. İzmir’de bir yerde güzel bir ambalaj içinde sızma yağ satılıyor dediler, hem de çok ucuz fiyata. Alınıp tahlil edildi, yüzde 100 kanola yağı çıktı. Tabi marka da sahte, adres de sahte. Bu durumda üretici gibi görünen firma cezalandırılamazsa satan cezalandırılıyor. Hem de çok yüksek cezalar veriliyor, İzmir’de birkaç tane böyle örnek yaşandı. Bu konuda hepimizin bir zeytinyağı müfettişi gibi çalışmamız lazım. Nerede böyle ucuz fiyatlı yağ gördüysek hemen Alo 174 hattını arayalım, haber verelim. Bu gibi kötü ürünler zeytinyağına, zeytinyağının pazarına çok zarar veriyor. İthal zeytinyağlarının mutlaka gıda laboratuvarlarından denetlenmesi lazım” dedi. Milaslı zeytin ve zeytinyağı üreticisi Ali Osman Menteşe de, ithal zeytinyağının arkasında iç piyasadaki zeytinyağı fiyatının daha da düşürülmesi olduğunu belirterek, “Düşük fiyatla iç piyasadan toplayacakları zeytinyağını, İtalyanlara, İspanyollara ucuz fiyattan satmayı amaçlıyorlar. Onların da bu yağı İtalyan yağı, İspanyol yağı diye yüksek fiyattan dünyaya satıp çok para kazanması hedefleniyor” diye konuştu. Milas Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Enver Tuna da, ithal zeytinyağının özellikle Milas ekonomisi için çok büyük bir tehlike oluşturduğunu vurguladı. HEDEF Ç P YASA SAHTEC L K ARTTI UZK HEYET İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Uluslararası Zeytin Konseyi (UZKIOC) İcra Direktörü Jean Barjol, Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği üretim tesislerini ziyaret etti. Barjol, Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği’nin 28 bin Ege çiftçisinin ürünlerini değerlendiren önemli bir kooperatif olduğunu, üretim ve ambalajlamaya kadar olan sürecin titizlikle yerine getirildiğini söyledi. Birliğin, ABD, Kanada ve Singapur’da mağazaları olduğunu öğrendiğini vurgulayan Barjol, TAR Ş’TE “Önümüzdeki dönemde Uluslararası Zeytin Konseyi olarak Amerika ve Kanada’da promosyon faaliyetleri başlatıyoruz. Çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu pazarlarda zeytinyağı tüketimini artırmaya dönük etkin çalışmalar yürüteceğiz. Tariş olarak sizin de bu pazarlarda olmanızla konseyin tüketimi artırmaya yönelik faaliyetlerinden yarar sağlayacağınız şüphesiz’’ dedi. Birlik Genel Müdürü Güngör Şarman da, Şarman Tariş Zeytinyağı'nın 28 bin üreticinin alın terinin markası olduğunu vurguladı. Belediye temizliği... İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Bayraklı Belediyesi, engelli ve yaşlı yurttaşların evine temizlik hizmeti götürüyor. Bayraklı Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü, güçten düşen yaşlı vatandaşlar ile fiziksel koşullar nedeniyle temizlik yapamayan engellilerin talepleri doğrultusunda temizlik çalışmalarına başladı. Cami, cemevi, kilise ve okullardan sonra vatandaşların evlerinde de temizlik çalışmaları gerçekleştirdiklerini belirten Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, “Herkesin evine temizlikçi tutması kolay değil. Ekonomik güç gerektirir. Tüm malzemelerimizi yanımızda getiriyoruz. Yeni başlattığımız bu hizmetten vatandaşlarımızın mutlu olduklarını gördük” dedi. Başvurulara göre günde iki eve giden temizlik ekibi, evleri temizlerken, yurttaşların kirli giyim eşyalarını da çamaşır makinesinde yıkıyor. Temizliğe gidilen vatandaşların komşularının da destek verdiği çalışmaların sonunda evler tertemiz oluyor. Engelli ve yaşlı yurttaşların evleri, Bayraklı Belediyesi tarafından görevlendirilenlerle temizleniyor. C M Y B C MY B