Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 EGE c 29 TEMMUZ 2011 CUMA Bozuk bir imaj meselesi ASUMAN ABACIOĞLU Sanırım bütün mesele “el alem ne der” kaygısından kaynaklanıyor. Karısını ve kız çocuklarını öldüren erkekler ve kadınlar için bütün sorun burada yatıyor. Bu toplum sanırım gizliden gizliye kadınların ve kız çocuklarının öldürülmesini takdirle karşılıyor; bu algı güçlendikçe daha çok öldürüyorlar; etrafın takdirini kazanabilmek için. Toplumun ne düşündüğü ölümden bile beter onlar için; çocuklarını öldürmekten bile beter. Bu yüzden kızlarını diz çöktürüp göğüslerine kurşun sıkıyorlar, üzerlerine benzin döküp tutuşturuyorlar vahşice. Sanki cinayetler ne kadar vahşi olursa, toplum o kadar tatmin oluyor. İmaj bizim toplumumuz için her şey; büyük bir çelişki olsa da başkalarının haklarını zerre kadar önemsemediği halde, başkalarına karşı nasıl göründüklerine çok değer veriyor. Bu yüzden de kan kussalar bile kızılcık şerbeti içtim diyor insanlar. Anne babalar, kız çocuklarını “başlarına bir şey gelmesin’’ diye birçok konuda engellerken, aslında onların başlarına gelecek olan kötülüklerden daha çok etrafın ne düşüneceğini dert ediyorlar öncelikle. Özgürlükleri kısıtlanan kızlara anne babaları, “etraf ne der’’ gerekçesini sunuyorlar. Erkek çocuklar kız kardeşlerinin namusunun bekçisi olarak büyütülüyorlar. Anneler ve özellikle de babalar sanki hep kız çocuklarının namusu konusunda topluma hesap verme yükümlülüğü içindedirler. Namuslu ve ahlaklı olarak yetiştirdiklerini, kızlarını evlendirirken beline kırmızı kuşak sararak topluma gösterirler; görevlerini doğru bir şekilde yaptıklarını böyle anlatırlar. Bundan sonrası ise artık kocayı ilgilendirmektedir. Bu yüzden yoksul ama gururlu ve mutlu bir toplumuz biz. Mutluluk oranları bu yüzden hep yüksek çıkıyor açlıktan ve yoksulluktan kırıldığımız halde. Toplumun onayını ve takdirini alabilmek adına gerekenleri her zaman yaptığımız için. İçimiz rahat, gönlümüz ferah. Çocuklarımızın katilleri olarak başımız dik. Toplum nasılsa bizim arkamızda. Kadınlar ve kız çocukları kırılıp gidiyor bu cinayet furyasında. Dayağa, şiddete ve kadın cinayetlerine karşı tepkisizliğin bir bölümü kadınların çaresizliğindense bir bölümü de bunu doğal kabul etmelerinden. Oysa kadınlar karşı çıkmazsa bu cinayetler nasıl biter; toplumun erkeği koruyan ve kayıran zihniyeti kadınlar eliyle desteklenip sürdürüldükçe? Giderek artan mahalle baskısına paralel olarak yükseliyor kadına şiddet olaylarının sayısı. Niye bu toplum başkalarının hak ve hukukuna bir nebze önem vermezken onun ne düşündüğüyle bu kadar ilgilenir? Bu toplum televizyon dizilerinde tecavüzleri ağzından sular akarak seyretmeye pek meraklıyken, her türlü yakası açılmadık esprilere gülüp keyiflenirken ikiyüzlü bir ahlak ve namus anlayışıyla kız çocuklarının, kadınların öldürülmelerine nasıl onay verebilir? Kim nasıl açıklayacak bize bu ikiyüzlülüğü? KUŞ KONFERANSI Toplumun ne düşündüğü ölümden bile beter onlar için, bu yüzden kızlarını diz çöktürüp göğüslerine kurşun sıkıyorlar İzmir'de gerçekleştirilecek konferansta nesli tehlike altında olan türler ve göçmen kuşların neslinin devamı için yürütülen çabalar ele alınacak. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)“Sınır tanımayan kuşlar” İzmir'de tartışılacak. İzmir'de düzenlenmesi kararlaştırılan 13. Türkiye Kuş Konferansı'nda nesli tehlike altında olan türler başta olmak üzere göçmen kuşların neslinin devamı için yürütülen uluslararası çabalar tartışılacak. “Sınır Tanımayan Kuşlar, Sınır Aşan Sorunlar'' ana temasıyla düzenlenen etkinlik, 2830 Ekim tarihleri arasında İzmir'de gerçekleştirilecek. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Kuş Gözlem Topluğu ve Doğa Derneği işbirliğiyle düzenlenen konferansta, nesli tehlike altında olan türler başta olmak üzere göçmen kuşların neslinin devamı için yürütülen uluslararası çabalar ve yapılacaklar tartışılacak. Dünyada nesli tükenmek üzere olan 190 kuş türüyle, Türkiye'de yaşayan ve neslinin korunması için uluslararası işbirliklerinin kurulduğu türler hakkında görüş alışverişinin yapılacağı konferansta, ayrıca kuş gözlemciliğinin yaygınlaşması, kuşlarla ilgili araştırma ve koruma çalışmalarının desteklenmesi hedefleniyor. Kuşlar sınır tanımıyor Nostaljik geceler... İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Konak Belediyesi, ramazan süresince nostaljik eğlence geceleri düzenledi. İlçenin değişik noktalarındaki etkinliklerde Hacivat Karagöz gösterimi, orta oyunu ve meddah ve kukla gösterileri yapılacak. Fasıl dinletileri de İzmirlilerle buluşacak. Kantocu Nurhan Damcıoğlu ile şarkıcı Ayşen Birgör ve türkücü Mehsem Özşimşir sahne alacak. Etkinlikler, Alsancak Sevgi Yolu’, Güzelyalı, Kılıç Reis Parkı, Hatay Pazaryeri ve Güneşli Mahallesi’nde gerçekleştirilecek. Konak Belediye Başkanı DHakan Tartan, “Yurttaşlarımızın geleneksel eğlencelere katılarak hoşça vakit geçirmelerini amaçlıyoruz” dedi. C M Y B C MY B