Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
DENİZE NASIL İNECEĞİZ ! İzmirliler, bu süreyi daha sık gelen ve durağı da evine daha yakın olan otobüste geçirmeyi, her türlü sıkıntısına karşın tercih ediyorlar. Aynı şekilde tren durağına ulaşmak da yürüme mesafesi olarak 20 dakikayı aşıyorsa İzmirlilerin tercih edeceği bir taşıt asla olmuyor. İzmirlileri iskelelere, otobüslerle ve hatta bedava olarak taşımanın en iyi çare olduğunu düşünüyorum. Piriştina, bu doğruyu görmüştü. Aksi takdirde İzmirliler, korkarım ki asla otobüsleri terk ederek vapurları tercih etmeyecekler. Kentin trafik sorununu da bir türlü çözemeyeceğiz. ASUMAN ABACIOĞLU İzmirlilerin, deniz ulaşımını kullanmadaki isteksizliklerinin nereden kaynaklanmış olabileceği konusunda çeşitli teorilerim bulunuyor. Bence, bunun nedenlerinden bazıları yerel yöneticilerin ve Ulaşım Bakanlığı’nın yanlış uygulamalarından, bazıları da İzmirlilerin dillere destan tembelliğinden kaynaklanıyor. İskelelerin kent merkezinden uzaklaştırılması ve halkın yürümekten hoşlanmaması bir araya gelince böyle bir sonuç ortaya çıkıyor. İzmirlilerin çok sevdiği Belediye Başkanı Ahmet Piriştina halkı denize alıştırabilmek için olağanüstü çaba göstermiş, kentin denize uzak semtlerinden araçlarla insanları vapur iskelelerine taşımış ve karayolu ulaşımını deniz ulaşımıyla koordineli hale getirmişti. Bu çabasının sonucunda, biraz zaman alsa da İzmirliler, vapurları ulaşımda daha fazla kullanır hale gelmişlerdi. Ne yazık ki bu sistem, aynı istek ve destekle sürdürülmediği için zamanla tavsadı, İzmirliler yeniden deniz ulaşımından uzaklaşarak karayolunu tercih eder hale geldiler. Bu konuda hiçbir bilimselliği olmayan naçizane gözlemlerime dayalı birkaç teori orta ya koyabilirim. Çok düzenli ve sık olmasa da var olan deniz ulaşımının yanı sıra yeni uygulamaya konan AliağaMenderes arasındaki demiryolu taşımacılığıyla toplu taşımada çığır açılması, otobüs taşımacılığının ise sekteye uğraması gibi mantıklı bir sonuç ortaya çıkması gerekmez miydi? Ama hayır, böyle olmadı; işe gidiş ve çıkış saatleri dışında trenler ve vapurlar üç beş yolcuyla çalışırken, aynı saatlerde aynı güzergahlarda otobüsler yine hınca hınç dolu olarak karayollarında gidip geliyorlar. Çünkü İzmirliler, hala kendilerine, yani evlerine ya da işyerlerine en yakın durağı olan toplu taşım aracını ter cih etmekte direniyorlar; her türlü sıkıntısına karşın bu da yine otobüsler oluyor. Çünkü deniz ulaşımının durağı olan iskeleler, kıyılar doldurulup çok şeritli otoyol yapıldığından beri, örneğin Üçkuyular, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı, Bostanlı ve Konak, kentin merkezinden uzaklaştırıldı ve halkın yaya olarak iskelelere ulaşması göreceli olarak zorlaştırıldı. İşine gitmek için bir saat önce evden çıkan İzmirliler, iskelelere ulaşmak için bu sürenin en az yarım saatini yürümekle geçirmek zorunda kalıyorlar. Vapur saatleri de sık sık değiştirildiğinden, iskelede bekleme süresini belirsiz gören BERGAMA İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Akropol, Asklepion gibi ilkçağ medeniyetlerinin görkemli eserlerine evsahipliği yapan Bergama’ya dünyanın dört bir yanından akın akın turist gelirken, yerli turistlerin bölgeye ilgi göstermediği ortaya çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre 2010 yılında Bergama’ya gelen 420 bin ziyaretçinin yaklaşık 380 bini, yabancı turistlerden oluştu. Bergama, özellikle Yunan, Alman ve ABD’li turistlerin uğrak noktası oldu. YERLİYİ ÇEKEMEDİ! EMO’DAN UYARI Denizli’ye termik tehdit DENİZLİ (Cumhuriyet)Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Denizli Şubesi, Güzelköy Mahallesi yakınlarında kurulacak termik santralin bacasından atılacak gaz ve tozların, çevreye zarar verebileceğini bildirdi. EMO Denizli Şubesi'nden yapılan açıklamada, Küçüker Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş'ye, Denizli merkez ilçe Güzelköy bölgesinde 5 megavat (MW) gücünde termikkojenerasyon santrali kurmak üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nca (EPDK) ''otoprodüktör lisansı'' verildiği anımsatıldı. Kurulacak santralle ilgili olarak şube tarafından araştırma yapıldığı belirtilen açıklamada, “Buna göre bazı çekinceler söz konusudur. Santral, yerleşim bölgelerinin yakınında bir alandadır. Güzelköy yerleşkesi ile adeta yan yanadır. Santralin kömürle çalışacağı göz önüne alınırsa çevre ve insan sağlığına olumsuz etkileri olacağı açıktır. 5 megavat güç kapasiteli kojenerasyon santral, dışarıdan temin edilen kömür ile çalışacaktır. Yılda 17 bin 316 ton kömürün yakılacağı tesiste bin 732 ton kül oluşacağı belirtilmektedir. Bu atıkların ne şekilde ve nerede bertaraf edileceği belli değildir. Kullanılacak olan kömür ithal kömürdür. Dışa bağımlı bir yakıt tercihi yapılmıştır. Yerleşim bölgesi içindeki bu santralin bacasından atılacak gaz ve tozların, çevreye ciddi zararlar verebileceği endişesini taşıyoruz” denildi. Küçüker Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. İdari ve Mali İşler Koordinatörü Baki Güçlü ise ithal kömür kullanımının söz konusu olmadığını, tesisin sürekli denetlendiğini söyledi. C M Y B C MY B