Catalog

13 HAZİRAN 2011 PAZARTESİ EGE c 3 Belediye şirketlerinden İZBAŞ ile Belediyeİş Sendikası arasında toplu sözleşme imzalandı Bornova’da taşerona darbe İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Belediyeİş Sendikası ile Bornova Belediyesi'nin İZBAŞ şirketi arasında toplu sözleşme imzalandı. Bornova Belediyesi’nde taşeron sistemi ortadan kaldıracak bir adım atıldı. Belediye şirketi olan İZBAŞ ile Belediye İş Sendikası arasında imzalanan toplu sözleşme nedeniyle gerçekleştirilen törende konuşan Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır, “Bu bir başlangıç olacak” dedi. Sındır, “İZBAŞ şirketimiz yeterlilik ve iş bitirme kabiliyeti arttıkça tüm birimlerimizdeki işçi ihalelerine girecek. Bu ihaleleri kazanması İRKET GÜÇLENDİ Belediye İş Sendikası 6 Nolu Şube Başkanı Buket Mertoğlu da, “İZBAŞ şirketi atıl durumda idi. Başkanımız Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, şirketi güçlendirdi ve çalışanların bu yolla sendikalı olmasını sağladı. Sındır, seçim öncesi verdiği Bornova Belediyesi’nde taşeron uygulamasının yasal çerçevede bitirileceği sözünü yerine getiriyor. Kendisine çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu. PATİKA HALUK IŞIK [email protected] 13 Haziran Yazmaya başladığımda seçimlere üç gün vardı. Siz bu Patika'yı, seçimin ertesi günü okuyacaksınız. Demokrasinin doğal gereğidir seçimler, olmazsa olmazıdır. Eşit koşullarda, gölgesiz şaibesiz, yarışa aynı çizgiden başlamanın güveniyle yapılırsa, seçimler demokrasiyi çiçeklendirir. Uzmanlar dururken, ahkam kesmek bize yakışmaz. Ama olup biteni görmek için de, uzman olmak gerekmez. Uzatmayayım, yara bere içinde yaşanan bu süreci, kuşkusuz demokrasi tarihi gereğince not almıştır, alacaktır. Umuyor ve diliyorum ki 2011 seçimleri, yaşadığımız ve yaşatıldığımız kaotik sürecin temize çekileceğini anlatan sonuçlar getirsin. Ömrüm boyunca tanık olduğum kaçıncı seçimdir, anımsamıyorum. Ama bu denli “şiddet dili” egemenliğinde geçen bir seçim süreci görmediğimi çok iyi biliyorum. Sözden eyleme, tutumdan uygulamaya, şiddet çıtasının bu denli yükseğe taşınması ne anlama gelir? Yaşadıklarımız, ruh ve toplum bilimcilerinin didiklemesi gereken bir süreç olarak, kahramanlarıyla birlikte demokrasi tarihimizdeki yerini almıştır. Tıynet ve dünya görüşlerinin niteliği oranında, sanata ve sanatçıya da bu süreçten pay ayrıldığına tanık olduk. Kimilerini anımsamak, insanın kanını dondurmaya yeter. Çıkmamış kitap, bilgisayardan silindi. Çıkmış kitap, sansürlendi. İnsanlık Heykeline “ucube” dendi, yetmedi tekbirler eşliğinde yok edilmeye başlandı, yerine “kaşar heykeli” yapılacağını öğrendik. Saz ve söz ustası milletvekili adayına “çalgıcı”, muhalif sanatçılara “müsvedde”, çevirmene “pornocu” dendi, denilebildi. Reklam afişleri boyandı, yırtıldı. Karikatür dergileri poşete sokuldu. Galeriler konserler basıldı, ressamlar bıçaklandı. Biri sergilenen yapıttan utanırken, öteki müzedeki tahtı lojmanına taşımaktan utanmadı. Binlerce internet sitesinin yasaklanmasına ramak kaldı, söz kalabalığıyla doğal karşılamamız istenmektedir. Sözcükler yasaklandı ki, örneğin adı “Haydar” olanların ne düşündüğünü kimse bilmiyor. Bu sitelerin kaçının kültür ve sanata dair olduğuna gelince, bilmek ne söz, kimse merak bile etmiyor. Yurtdışından gelen sanatçılar da, bu şiddet ve önyargı ikliminden payını aldı, oyunlarını sahneleyemeden gittiler. Bütün bunların, demokrasi ve özgürlük tarihi ile dünya kültür ve sanat ligindeki yerimiz adına, övünülecek işler olduğunu söyleyemeyiz. Üç lafı bir araya getiremeyenlerin, bu ülkeye ve insanına dair ömürlerince bir duruş gösteremeyenlerin, “sanatçı” kimliğiyle konu mankenliğine, vitrin süsü olmaya soyunmaları ise tek sözcükle hazindi. Patika, bir yandan bu sürece dikkat çekerken, bir yandan da parti ve adayların, sanata ve sanatçıya dair neler öngördüğünü irdelemeye çalıştı. Yapılacak binaları, düzenlenecek etkinlikleri falan merak etmiyorduk. Bizim asıl kaygımız, sanata ve sanatçıya bakışı belirleyen felsefeyi, duruşu, niyeti öğrenmekti. Elbette bu kadarla yetinemezdik. Kültür ve sanat insanlarının, duayenlerinin, örgütlenmelerinin tavırlarını da gözlemeye çalıştık. Bu bağlamda kurdukları tümceleri, eylemleri merak edip, bir baskı ve yaptırım unsuru yaratıp yaratmadıklarını sorguladık. Adaylar en küçük meslek örgütlerini bile ziyaret ederken, akıllarına kültür ve sanat örgütlerine gitmek gelmedi. Ama kültür ve sanat örgütlerinden, “Gel bakalım sayın aday, kültür ve sanat konusundaki düşüncelerini bize anlat” mealinde bir çağrı yapıldığını da işitmedik. 13 Haziran’a böyle ulaştık. Sonrasına bakalım nasıl yürüyeceğiz? Önümüzdeki soru ve sorun budur, hepimizindir. Ş EGÖDER’DE YENİ ATILIM durumunda Bornova Belediyesi’ndeki tüm taşeron işçiler otomatik olarak sendikalı olacak. Tüm sosyal haklarını kazanacak. Bornova Belediyesi’ndeki taşeron sorununu bu yolla çözeceğiz” dedi. ZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Ege Öğretim Elemanları Derneği'nin (EGÖDER), 3. olağan genel kurulunda belirlenen yeni yönetim, görev dağılımı yaptı. Prof. Dr. Ferhan Sağın başkanlığa getirilirken, Prof. Dr. Aydın Ural başkan yardımcısı, Prof. Dr. A. Ruhi Özyürek sekreter, Prof. Dr. Çağrı Büke sayman ve Prof. Dr. Necla Nişli, Prof. Dr. Yasemin Kabasakal ve Prof. Dr. Ata Önal da üye olarak yeni yönetimde görev aldı.Prof. Dr. Çağın, “Yeni yönetim kurulumuz, yeni bir ivme ve inançla yola çıkmış bulunuyor. Bu yolda, şimdiye kadar taşıdığımız ve tüzüğümüzde belirtilen ilkeler konusunda bilimsel bir nesnellik içinde sağduyunun verdiği güçle ve kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz. Gericiliğe, her türlü baskıya ve güce karşı geleceğiz. Temel hedeflerimiz, öğretim elemanlarımız, öğrencilerimiz ve çalışanlarımızla daha sorunsuz bir akademik ortam, daha yaşanabilir bir kampüs, daha güzel bir kent ve daha aydınlık, daha çağdaş bir Türkiye olacak” dedi. İ BAZ MÜCADELESİ SÜRÜYOR İ ZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Bayraklı Belediyesi, elektrik direkleri ve çatılarda bulunan kaçak baz istasyonlarını söküyor. Bu konuda yurttaşlardan yoğun şikayetler aldıklarını belirten Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, “Anayasa Mahkemesi’nin 2009 yılında aldığı karara dayanarak, belirlenen ruhsatsız ve kaçak istasyonları tek tek söküp kaldıracağız” dedi. C M Y B C MY B