26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

c 2 1 . U L U S L A R A R A S I Z M R EGE S A N A T B E N A L 9 MAYIS 2011 PAZARTES Kırmadan,yıkmadan... OĞUZ YILDIZ Bu yıl ilki gerçekleştirilen ve onlarca ülkeden yüzlerce sanatçının çalışmaları sergilenmeye başlandığı 1. Uluslararası İzmir Sanat Bienali’nde sanata ve sanatçıya saygı vurgusu ön plana çıktı. Bienal Genel Koordinatör Seba Uğurtan, “Heykellerin yıkılmadığı, insanların kırılmadığı bir ülkede yaşamak istiyoruz” dedi. Türkiye’nin de aralarında olduğu 47 ülkeden 541 sanatçının bir araya geldiği bienal kapsamındaki çalışmalar, Kültürpark içindeki 3 ve 4 No’lu salonlarda, Ahmed Adnan Saygun Kültür Merkezi, Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi ile Devlet Resim Heykel Müzesi’nde sergileniyor. 11 Mayıs'a dek sürecek bienalin hem sanatçı hem de izleyici katılımcıları, bir yandan çalışmaları gözlemliyor, bir yandan da sanata yönelen “yıkıcı etkilere” karşı seslerini yükseltiyor. En yüksek perdeden ses de Bienal Koordinatörü Uğurtan'dan çıkıyor. Uğurtan, “Sanatı ihmal eden bir ülkenin geleceği de ihmal edilmiş olur. Zamanında okullarımızda sanat eğitimini kaldıranlar bugünlerin hazırlayıcılarıdır. Sanatı görmezden gelmeseydiler insanlar yanlışlara düşmez, birbirini kırmazdı. Ülkemizde heykeller yıkılmaz, insanlar kırılmazdı. Bizler burada bir araya gelerek sesimizi sanatla duyurmaya çalışıyoruz, savaşmıyoruz. Ve heykellerin yıkılmadığı, insanların kırılmadığı bir ülke düşlüyoruz ” diye konuştu. Sanatı yok edebilecek bir gücün olmadığına da vurgulayan Uğurtan, “Bir şeyi yıkmak onu yok etmez, belki ortadan kaldırır ama toplumsal bilinç ve tarih onun varlığını çoktan kabul etmiş ve notunu tarihe düşmüştür. O artık yıkılsa da yakılsa da tarihteki yerini almıştır ve ölümsüzlüğünü ilan etmiştir. Yıkmadan yakmadan birlik ve beraberlik içinde yaşamayı öğrenmeliyiz” dedi. EGE’den SERDAR KIZIK izmir@cumhuriyet.com.tr I Baştarafı 1. Sayfa’da TORBALI’DA ‘DEV’ BULUŞMA Torbalı Dev Sanat Buluşması yerli ve yabancı ressam ve heykeltraşları bir araya getirdi. Torbalı’daki Sultan Abdülhamit Hipodrom Binası’nda gerçekleştirilen buluşmada, Reyhan Abacıoğlu’ndan Eser Afacan’a, Bedri Baykam’dan Tülay Çelikel’e, Mustafa Horasan’dan Bedri Karayağmurlar’a kadar çok sayıda sanatçının çalışmaları yer alıyor. Koordinatürlüğünü Duygu Kale ile Yavuz Şahin Başar’ın üstlendiği sanat buluşması 15 Mayıs’a kadar sürecek. 1 . Uluslararası zmir Sanat Bienali Genel Koordinatörü Uğurtan, 'Heykellerin yıkılmadığı, insanların kırılmadığı bir ülke düşlüyoruz' diyor. AKP’nin seçim çalışmalarını sürükleyen iki bakandan Günay ne ölçüde rahat? Antalya gibi bir turizm kenti dururken neden zmir’den aday gösterildiğine ilişkin sorular onu ne ölçüde etkiliyor? Bir zamanlar CHP’de Baykal’la girdiği liderlik mücadelesini yitirmiş Günay’ın, “döneklik” üzerine kurulacak propagandadan ürktüğü için İzmir’e geldiğini söyleyenler, AKP’li bakanın kentte benzer sıkıntıları çekebileceğini de vurguluyor. CHP’li adayların seçim çalışmalarındaki değerlendirmelerine bakılırsa Günay’ın işi gerçekten zor. CHP’li adaylar, Günay’a hem AKP’nin özellikle kültür politikaları üstünden yükleniyor, hem de “döneklik” kavramını işliyor. Kentin kültür sanat alanındaki duyarlılığı, AKP’nin bu konudaki “defolu” yaklaşımlarını örnekleyerek çalışan CHP’lilerin önemli avantajı. Örneğin Günay’ın İzmir’e yapılacak Ege Medeniyetleri Müzesi konusundaki tutumu işleniyor. Müze yapım işini yerel yönetim üstüne yıkmaya çalışan ve bu konuda sorumluluk üstlenmeyen Günay eleştiriliyor. Tabi en çok ele alınan AKP’nin ülke genelindeki kültür sanat politikaları ve bunların yürütücüsü bakanın açmazları. İşte Günay’ı zorlayan, CHP'lilerin seçim çalışmalarında kullandığı başlıklar: Dünyanın en önemli antik sağlık kenti Allianoi’yi sulara gömdüler. Günay önce “korumacılığı savunanlar, toplumsal duyarlılığı yansıtıyorlar” dedi. Başbakan’ın, “Yortanlı Barajı’nda mutlaka su tutulacak” açıklamasıyla beraber yapılacak bir şey olmadığını söyledi. Kars’taki nsanlık Anıtı’nı yıkıyorlar. Karar sürecinde Günay önce, “Başbakan ucube sözünü heykel için kullanmadı” dedi. Erdoğan, kısa süre sonra Günay’ı yalanladı. Daha sonra Bülent Arınç, Günay için, “Allah kimseyi o durumda bırakmasın” yorumunu yaptı. Şirince’de Sevan Nişanyan tarafından yasalara aykırı biçimde yapılan binalarla ilgili il özel idaresi encümeninin verdiği yıkım kararını durdurdu. İzmir’de kitap fuarı gezisinde gençler, Günay’a “Kültürsüzlüğünü de al git” yazılı pankart açtı. Arkeoloji Müzesi ziyaretinde de “AKP’nin kültürsüzlüğü de, sanat düşmanı bakanı da zmir’e yakışmıyor” pankartıyla karşılandı. Bakalım seçim temposu arttıkça daha ne gibi örnekler kullanılacak? K O N U K Prof. Dr. KEMAL KOCABAŞ Yücel, zmir ve Seçim 2011, aydınlanmacı Milli Eğitim Bakanı HasanAli Yücel’in aramızdan ayrılışının ellinci yılı. 2526 Şubat 2011 tarihleri arasında Yücel’in anısına İzmir’de YKKEDBalçova Belediyesi işbirliği ve çok sayıda katılımcıyla görkemli bir sempozyum düzenlendi. Sempozyum sonrası HasanAli Yücel ile ilgili bir “Armağan Kitap” çalışması yaparken HasanAli Yücel’in kızı, Can Yücel’in ikizi Sayın Canan Yücel Eronat bu kitapta yayınlanması dileği ile şimdiye değin hiçbir yerde yayımlanmamış bir belgeyi bize gönderdi. Belge; İzmir Milletvekili, Milli Eğitim Bakanı HasanAli Yücel’in 1939 yılında İzmir’de yaptığı altı sayfalık bir konuşmaydı. “Sayın Müntehiplerim İzmirliler” diyen başlayan ve sık aralarla “Kardeşlerim, Arkadaşlarım” diye devam eden konuşma dönemin koşullarını ve Cumhuriyetin birinci kuşak aydınlarının yurtseverliklerini, inanç ve tutkularını, algılarını yeniden anlamak anlamında önemliydi. HasanAli Yücel 1922 yılında öğretmen olarak İzmir’e atanır. O yılları, İzmir algılamasını; “Ben bu güzel şehre, İzmir’e, ilk defa, kurtuluştan biraz sonra gelmiştim... İzmir, İstiklal Savaşı denilen büyük ihtilâlin mukaddes hedefi idi. Bu ihtilâlin yüreği Ankara’dan kopan ordular, azametli birer nehir gibi ayrı yollardan müthiş gürültülerle akıp koşarak, İzmir’e Akdeniz’in bu cennet kıyılarına vardılar. Ordular, orada birleşti; hasretli gönüller orada buluştu ve Türk, İzmir’de hürriyetine kavuştu. İzmir, sadece vatanımızın sevimli bir bucağının adı değil, ihtilal tarihimizin şerefli bir sahifesine verilmiş mukaddes bir isimdir... İzmir kurtulmadan, Türk Milleti esirlikten kurtulamazdı” ifadeleriyle anlatır. Yücel konuşmasında 19221939 arasındaki gelişmeleri ve Cumhuriyetin ilk on altı yıl içerisinde başarılanları örneklerle anlatarak o dönemdeki vatanperverlikyurtseverlik algılamasını “...Hangi kuvvet, çok değil on altı yıl içerisinde bu mucizeyi nasıl yaptı? Yine size, millete ve bütün insanlığa bir kere de ben tekrar edeyim: Harabeler üstünde mamureler yaratan kuvvet, Türk İradesidir ve o iradenin büyük tecellisi olan Türkiye Cumhuriyeti... Bu davanın hakiki yolcuları, memlekete, millete hizmetten başka hiçbir şey düşünmeyenlerdir. İdealizm budur, ne servet, ne şöhret; sadece hizmet” şeklinde dile getirir. İlk kez öğretmenlik yaptığı İzmir Erkek Muallim Mektebini ve Kızılçullu’da kurulan ve kısa süre sonra Köy Enstitüsü adını alacak olan Köy Öğretmen Okulu’nu “...Yine güzel şehrimize dönüp İzmir’in naçiz şahsım için ne kıymetli, ne unutulmaz bir hayat başlangıcı olduğunu size anlatmalıyım. Ben, hocalığa, burada, Muallim Mektebinde Edebiyat Öğretmeni olarak başladım. O zaman İzmir Erkek Muallim Mektebi, Karşıyaka’da geniş bir bahçenin içerisinde iki küçük köşkte idi ve ancak kırk beş elli talebemiz vardı. Yirmi saatten fazla ders okuturduk ve maaşımız talebemizin adedi kadar tutmazdı… Şimdi bakıyorum da İzmir bir mektepler şehri olmuş, göğsüm kabarıyor ve iftihar duyuyorum. Karşıyaka’nın iki küçük köşküne mukabil Kızılçullu’da koskoca bir malikâne içerisinde, yalnız İzmir’in değil, civar vilayetlerin köylü çocuklarını da sinesine alarak müstakbel muallimleri yetiştiren ileri, ameli, verimli bir müessese kurulmuştur” diye anlatır. Yücel, 1922 yılında bir küçük Maarif Memuru olarak geldiği kente şimdi milletvekili ve Maarif Vekili olarak gelmesinden ve hitap etmekten duyduğu mutluluğu: “...Türk İnkılâbı, beni, sizi, hepimizi ve bütün memleket müesseslerini böyle yetiştirdi, böyle ilerletti arkadaşlar” şeklinde ifade eder. “Laik, devrimci Türk Maarifi” saptamasıyla, dipdiri, ayakta duran bir Maarif tanımı yapar. Türkiye; 12 Haziran 2011 tarihinde seçimlere gidiyor. Cumhuriyet emeğini ve inancını çok net bir şekilde ifade eden bu konuşma günümüze ışık tutan bir düşün dünyasını sergiliyor. c EGE Editör: HAKAN DİRİK MAYIS PAZARTES YIL : SAYI : mtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Ege Bölge Temsilcisi: SERDAR KIZIK Sorumlu Yazı şleri Müdürü: MİYASE İLKNUR Görsel Yönetmen: OĞUZ YILDIZ lan: ZUHAL ALTUNGÜNEŞ YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul İSTANBUL: Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 İZMİR: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Pasaport/İzmir Tel: 0 232 441 12 20 (10) hat Faks: 0 232 441 87 45 BASKI: DPC İzmir Tesisleri Ege Caddesi No: 36 SarnıçGaziemir DAĞITIM: YAYSAT Ege Caddesi No:36 SarnıçGaziemir eposta: izmir@cumhuriyet.com.tr Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız ekidir. Pazartesi, çarşamba ve cuma günleri yayınlanır. Öğrenci işleri sergide İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Genç sanatçı adayları, Uşak Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nce düzenlenen sergide bir araya geldi. Uşak’ın yanı sıra Dokuz Eylül ve Dumlupınar üniversitesi öğrencilerinin çalışmaları ilk kez görücüye çıktı. Seramik, resim ve heykel çalışmalarının yer aldığı sergi ay sonuna kadar izlenimde kalacak. C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear