27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

5 N SAN 2011 SALI cEGE 3 CHP’nin Ege’nin 6 ilinde yaptığı önseçim, buralarda seçim atmosferinin daha hararetli solunmasına yol açtı Önseçim siyaseti ısıttı HAKAN D R K CHP’nin 6’sı Ege Bölgesi’nde olmak üzere toplam 29 ilde yaptığı önseçim, siyaseti hareketlendirdi. Ayrıca önseçimin delegeler yerine tüm üyelerle yapılması, hareketliliğin daha geniş kitleye yayılmasına yardımcı oldu. Bu illerde CHP Genel Merkezi’nin kontenjan adayları dışında milletvekilleri adayları belirlenirken, önseçim çatlak sesleri de kesti. Adayların atama yoluyla belirlendiği önceki yıllarda yaşanan tartışmalar ve ardından gündeme gelen partiden kopuşlar, bu kez yaşanmadı. Her aday adayı, seçim sonuçlarına razı oldu. 6 ildeki önseçimler neredeyse seçim havasında geçti. Çanakkale’de 33 bin CHP'li üyeden 10 bine yakını 33 sandıkta oy kullandı. Partililer eski yerel yöneticilere ilgi gösterdi. Eski Çan Belediye Başkanı Ali Sarıbaş 3785 oy alarak ilk sırada yer aldı. Eski İl Başkanı Mustafa Serdar Soydan 2545 oyla ikinci, Bülent Öz 2501 oyla üçüncü oldu. Halen milletvekilliği görevini sürdüren Ahmet Küçük ise 2287 oyla SPOR GÜNDEM NÜV T TOKDEM R n.tokdemir@hotmail.com Çanakkale, Manisa, Aydın, Denizli, Muğla ve Uşak'ta gerçekleştirilen önseçimlerde örgütün mevcut milletvekillerine itibar etmemesi dikkat çekti. dördüncü ve son sırada listede yer bulabildi. Eski milletvekili İsmail Özay, aday adayı olduğu yarışta 2 bin 271 oyla liste dışında kaldı. Manisa’da 2. sıra kontenjana ayrılmıştı. Diğer sıralar için çok çetin bir yarış yaşandı. Adayları çok az oy farkları sıraladı. Eski milletvekili Hasan Ören 3 bin 873 oyla ilk sırada yer aldı. Onu 3 bin 474 oyla Kula'dan Sakine Öz izledi. Mazlum Nurlu 3 bin 407, eski İl Başkanı Cahit Kaplan 3 bin 200 oy aldı. Mevcut milletvekili Şahin Mengü bu isimlerin arkasında kaldı. Muharrem Ekici, Mustafa Başgülşen, Yıldız Biçer, Ali Aslan ve İsmail Fikirli sırasıyla listenin geri kalanını oluşturdu. Aydın'ın da 2. sırası genel merkez kontenjanı için ayrılmıştı. Önseçimin galibi eski il başkanlarından Bülent Tezcan oldu. Milletvekili Fatih Atay ise kontenjanla birlikte hesaplandığında listenin 6. sırasında kendine yer bulabildi. Tezcan'ın ardından Osman Aydın, Ferda Çağlar Erkut, Hüseyin Yıldız, Atay ve Özlem Burcu Sevim Ugan listeyi tamamladı. KESK N DÖNÜŞ Denizli'de partinin eski genel sekreterlerinden Adnan Keskin, önseçimde üyelerin en çok tercih ettiği isim oldu. Sedat Kurt'un bildirdiğine göre, eski Genel Başkan Deniz Baykal'la yollarının ayrılmasının ardından aktif siyasetten uzaklaşan Keskin, böylece yeniden parlamentonun kapısını araladı. 2. sırayı genel merkezin belirleyeceği Denizli'de en çok oy olan 2. isim, Keskin'in yereldeki rakiplerinden Salih Basmacı'nın 34 yaşındaki kızı Melike Basmacı Kayhan oldu. Bu isimleri Adil Demir, Kazım Arslan, Huriye Çalışkan ve Ali Kavak izledi. Mevcut milletvekillerinden Ali Rıza Ertemür'ün yanı sıra genel merkezin yakın dönemde partinin ildeki üst organlarında görev verdiği isimler sıralamaya bile giremedi. Muğla'da listenin ilk sırasına Ege türkülerinin güçlü yorumcusu Tolga Çandar oturdu. Bin 737 oy alan Çandar'ı bin 520 oyla Prof. Dr. Nurettin Demir izledi. Sonrasında sırayla Emrah Doğu bin 476, Ali Arslan bin 327, Mustafa Öztürk bin 264 ve Fevzi Topuz bin 216 oy aldı. Mevcut milletvekillerinden Fevzi Topuz önseçimde 6. sırayı almasına karşın, 3. sıranın kontenjan adayı için ayrılmış olması nedeniyle liste dışı kalmış oldu. 3 milletvekili çıkaran Uşak, 22 yıl sonra yeniden önseçim gördü. 14 aday adayının yarışında 4 bin 642 üyeden 3 bin 736’sı sandık başına gitti. Bin 610 oy alan Avukat Dilek Yılmaz birinci sıra, bin 410 oy alan Veteriner Mustafa Aydın ikinci sıra ve Op. Dr. Erol Gilim’de bin 355 oy alarak üçüncü sıradan aday oldu. Uşak'ta milletvekili Osman Coşkunoğlu, yeniden aday olmamıştı. Ağır Sonuçlar! Futbolda umudu çoğaltmak uğruna alınan iyi sonuçların hemen ardından gelen yenilgiler ağır bedeller ödenmesine neden olabiliyor... Süper Lig'de İzmir'i temsil eden Bucaspor'un, kendi sahasında Sivasspor'a yenilmesi, sarılacivertlilerin final niteliğinde bir maçı yitirmesiydi. “Fırtınalar”ın İstanbul BB karşısında deplasmanda önde olduğu bir maçı son dakikalarda kaybetmesi, hiç kuşkusuz bir yıkım oldu. Ve üstlerindeki Sivasspor ile puan farkı 7'ye yükseldi... Bu sonuç bitime 7 hafta kala Bucaspor adına ligde kalma umutlarının azaldığı anlamına da gelebilir... Ne var ki, matematiksel anlamda her şey bitmiş değildir. Başta teknik direktör Samet Aybaba olmak üzere futbolcuların verdiği mücadeleye, tüm yönetimin ve taraftarların, hatta tüm İzmir'in destek vermesi gerektiğini geçtiğimiz haftalarda vurguladığımız gibi yineliyoruz... Sonuçta yedi yıl Süper Lig özlemi çeken bir kentin, bu kez futbolda büyük bir çöküş yaşayacağının ayırdında olunmalı!.. Yitiren salt İzmir futbolu ve takımlar değil; tüm kent olacaktır diye düşünüyorum... Basınıyla, esnafıyla, turizm şirketleriyle, futbol hareketliliğiyle çok şey yitirecek İzmir... İzmir salt Bucaspor'un düşme noktasına gelmesiyle değil, Bank Asya'daki takımlarının çöküşüyle de futbol adına bir çok değeri yitiriyor ve kimse de bu gidişe "dur" diyebilmek adına bir girişimde bulunmuyor! Anlaşılan o ki, herkes bu gidişten hoşnut! Ya da, bu çöküşü bekleyenler, köşelerinden "kıs kıs" sırıtarak avuçlarını ovuşturuyorlar!.. Oysa yaşanan iç hesaplaşmalar hiç de onların düşündüğü gibi değil... Bucaspor'un eğer düşmesi durumunda bir sonraki sezona 15 milyon liralık borçla girebileceği söyleniyor! Altay'da borç gırtlağı aşmış, 22.5 milyon lira boyutunda; Ve ligde kalsa da kalmasa da yeni sezona girerken en azından TFF'ye olan borcu ortadan kaldıracak ve transferi yapabilecek 56 milyon lirası olan bir babayiğit aranacak! Karşıyaka'nın borcu da 11 milyon liranın üstünde olarak hesaplanıyor. Onursal Başkan Selçuk Yaşar'ın desteği olmasa, yönetim oluşturacak güçleri yok!.. Şimdi diyeceksiniz ki, "Çoğu kez aynı sorunları yazıyorsunuz..." Evet, yazıyoruz, içimizde bir umutla, birileri çıkar da şu kötü gidişe dur diyebilir diye... Görülüyor ki, her hafta daha bir kötüye gidiyor İzmir takımları... Altay, gidiyor güçlü Rize'den puan çıkarıyor; Geliyor evinde "final" niteliğindeki maçta, sıralamada altında olan Akhisar Belediye'ye yeniliyor. Öyle bir maç oluyor ki, ilk 15 dakikayı 20 yapabilecekken, yeniliyor siyahbeyazlılar ve dağılıyor... Şimdi önlerinde 4'ü deplasman, biri içerde 5 maçları var, birinde de bay takım olacaklar... Karşıyaka, gidiyor Samsun'da dağılıyor... Bu kötü gidiş, çöküş nasıl durdurulacak bir bilen var mı? ### Yukarıdaki dumanlı havayı, biraz da İzmir adına sevindirici haberlerle dağıtalım... Geçtiğimiz hafta hentbol ve voleyboldaki başarılı sonuçlara bir yenisi daha eklendi... Gaziemir Kipa 10. Yıl Lisesi, Türkiye Liseler Futbol Şampiyonu olmanın ardından, 8 Nisan'da Dünya Şampiyonası'na katılmak için Brezilya'ya uçuyor... Liseli gençlerimiz Brezilya'nın Fortezela kentinde 1018 tarihleri arasında yapılacak Dünya Şampiyonası'nda, Fransa, Belçika, Çin, Finlandiya ve Guatemala'nın yeraldığı grupta mücadele edecekler... Kipa 10. Yıl Lisesi takımında Bucaspor altyapısından 13, Altay ve Göztepe'den 2'şer ve İzmirspor'dan 1 oyuncu bulunuyor. Takımın en golcü oyuncusu ise Bencan Toros... Takımın kalecisi Mert Özyiğit, sağbek Alpaslan Emre Çapar ve orta saha oyuncusu Salih Uçan U17, stoper Melihcan Yağcı ve forvet Burak Aydın ise U16 milli takımlarında yeralıyorlar... Bucaspor Altyapı Akademisi kurucu Seyit Mehmet Özkan'ın büyük destek verdiği Kipa 10. Yıl Lisesi Futbol takımına Brezilya'daki Dünya Şampiyonası'nda başarılar dilerken, İzmir'e bir kupa ile dönmelerini bekliyoruz... Haydi çocuklar!.. KADINLAR 13 İ S T İ Y O R İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi kentten 13 kadın milletvekili seçilmesi isteğiyle “Hedef 13Eşit Temsil Hakkı İstiyoruz” başlıklı kampanya başlattı. Kampanya kapsamında Kemeraltı girişi, Karşıyaka İskele karşısı, Karabağlar Üçyol meydan metro çıkışı ve Bornova Küçük Park olmak üzere kentin dört noktasında imza stantları açıldı. Yarın da yine Kemeraltı ve Kıbrıs Şehitleri’nde imza stantları açılacağı, mecliste grubu bulunan siyasi partilerin önlerinde “eşitlik için adalet “nöbetleri tutulacağı belirtildi. Kampanya, İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkan Vekili Emel Denizaslanı ile Kadın ve Siyaset Çalışma Grubu kolaylaştırıcısı Kızbes Aydın tarafından tanıtıldı. Aydın, “Kadına yönelik ayrımcılığı, şiddeti önlemek, ülkemizde katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü, gerçek demokrasiyi yakalamak ve sözyetkikarar mekanizmalarında eşit temsil hakkımızı kullanmak için kadın dostu kentimiz İzmir’e 13 kadın milletvekili çok yakışır” diye konuştu. ‘Donanım önemli’ Muğla örgütünün liste başına koyduğu Tolga Çandar, ‘Mecliste sayısal üstünlük yetmez’ dedi MEHMET EM N BERBER MARMARİS CHP Muğla’da önseçimden zaferle çıkan Türk Halk Müziği Sanatçısı Tolga Çandar, önümüzdeki dönemde meclisin ilginç bir mozaik oluşturacağını söyledi. Çandar, “Mecliste sadece sayıda üstünlük yeterli değildir. İdeolojik yönden de donanımlı kadrolarla meclise gitmemiz gerekiyor. Ben bu konuda kendime güveniyorum” dedi. Seçim çalışmalarını Muğla’yı karış karış gezerek sürdüren Çandar, yıllardır halkın arasında olduğunu ve onların sorunlarını, çözüm önerilerini bildiğini vurguladı. Yeni dönemde meclisin önceliğinin yokluk ve yoksullukla mücade le etmek olması gerektiğini belirten Çandar, yeni döneme ilişkin şunları söyledi: “Karşımızda cemaat okullarından ya da o çevreden yetişmişyetiştirilmiş, çağdışı ideolojilerini çok iyi bilen, arkasında büyük bir mali destek olan grup var. Bunları alt etmenin yolu sadece sayısal üstünlükle olmaz, ideooljik yönden de onları yenilgiye uğratmamız lazım. Yurtseverler ve cumhuriyetçiler için 12 Haziran son şans. Bu şansı kaçırırsak, cumhuriyet değerlerimizi bir daha bulmayabiliriz. O bakımdan çok çalışmak ve mutlaka sandıkta üstünlük sağlamak zorundayız. Kendime ve halkıma güvenim bu konuda bana güç veriyor. Hep birlikte mutlaka ama mutlaka başaracağız.” C M Y B C MY B Dünya denizciliğinin evrensel konjonktör içindeki yerini, toplumsal değişimlerdeki etkilerini ve ekonomiye olan rasyonel katkılarını, alt kültürü oturmuş sektörün bilim ve teknolojiyle olan ilişkileri belirler. Deniz kültürünün tarih süresince oluşturduğu tortulardaki bilgi birikimi ve toplumun benliğine işlenmiş olan deniz sevgisi olgusu, o ülkeyi denizcilik alanında her zaman zirveye taşıyacaktır. Çağdaş dünyanın belirlediği değerlerin etkisi altında kalarak gelişimini sürdüren denizcilik sektörünün uluslararası atakları da hiç şüphesiz evrensel boyutlarda olacaktır. Ama Batılı uluslar ne yazık kidenizciliğin sevgi, dostluk ve insanlık gibi duygularla harmanlanmış misyonunu kendi çıkarları söz konusu olduğunda hiç acımadan ezebilmektedirler. Yükselmekte olan denizsanayi üretimini ve yatırımlarını kontrol altında tutabilmek için her türlü siyasi ve ekonomik baskıyı acımsızca uygulayarak gerçek yüzlerini hiç çekinmeden sergilerler. Uluslararası sömürü politikalarını küreselleşme maskesi altında büyük bir zevk ile uygularlar. DEN ZC ÜNAL BENL ALPER unalkaptan@hotmail.com Denizlerin Özgürlüğü Bugün Türkiye'nin denizcilik sektörünün içinde bulunduğu durgunluk, dağınıklık, gelecek kaygısı ve yatırım korkusunun en belirgin nedeni, böylesine etkili küresel krizlere karşı sektörün sağlam bir ekonomik alt yapıya sahip olmayışı ve uygulanan yanlış politikalardır. Bilimbilgiteknoloji akışındaki aksaklıklar ve bunların uygulamadaki eksiklikleri ile düşünce yoksulluğunun neden olduğu kusurlar da sektörü ekonomik krizlere karşı çok kırılgan yapmaktadır. Böylesine dirençsiz bir sektörün sahip olduğu kara ve deniz kaynaklı yatırımları, Batılı ülkelerin ve özellikle de çok uluslu şirketlerin iştahını kabartır. Bunlara sahip olabilmek ve sömürmek için de hemen lobiler oluşturmaya başlarlar ve bunda da çok başarılı olurlar. Gerçek anlamıyla düşünülen evrensel boyutlardaki denizcilik anlayışında uluslararası saydamlık ilkesi ilişkilerde belirleyici rol oynamalıdır. Bu anlayış kapsamında denizcilik sektörümüzün bilimteknolojide yenilikçi akımlara uyum yeteneği, alt yapı yatırımlarının uzun vadeli düşünülerek yapılması ve hızlandırılması, öz sermayenin akılcı, bilinçli ve üretime dönük kullanılması, dış baskılara karşı ulusal denizcilik birlikteliği içinde hareket edilmesi gibi konuların önemi ortaya çıkmaktadır. Ayrıca deniz sevgisinin toplumun geniş bir bölümüne kazandırılması için özendirici ve teşvik edici eğitim programlarına yer verilmelidir. Okyanuslar, karanlığın en uç noktasında bize en yakın olan ışığın başlangıcıdır. Sahip oldukları karşılıksız sevgi onlara evrensel özgürlüğün sarsılmaz gücünü kazandırmıştır. Bu nedenle bağımsızlıktan uzak totaliter ve otoriter yönetim heveslisi ülkelerde denizcilik sektörünün hiç bir alanında çağdaşbilimselteknolojik gelişim söz konusu olamaz. Çünkü denizcilik sevgi, insanlık, dostluk, yardımlaşma, paylaşma, emek ve dayanışma gibi sosyal unsurların harmanlandığı ufkun sonsuzluğundaki bir parıltıdır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear