29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 Sakız ağacının ana vatanı, Karaburun ve Çeşme yarımadası. Bu yörede yüzlerce yıl önce yaşayan insanlar sakız, üzüm, zeytinden elde ettikleri gelirle geçinirlermiş. Karaburun, Çeşme yarımadası, Sakız adasında yetişen sakız ağaçlarından elde edilen ürünlerle dünyanın ihtiyacı olan sakız buradan karşılanmış. Osmanlı, yarımadadan “sakız vergisi” adı altında vergi almış. Sarayın ihtiyacı, cariyelerin ağız ve diş bakımı için özellikle Karaburun yarımadasından toplanan sakızları kullanmışlar. 1 Dünya Savaşı’ndan sonra mübadele ile yarımadadan giden Rumlar yerine yerleştirilen insanlar hayvancılık ve tarla ziraatı yapmışlar (Bugün de Karaburun yarımadasında keçi yetiştiriliyor). Kültüründe sakız olmadığından sakız ağaçlarını kesmiş, odun ihtiyaçlarını karşılamışlar. Çit olarak kullanmışlar. Sakız ağaçlarını (orman ve hazine arazisindeki sakız cEGE deki çocuklarına ağaçları hariç) yok göndermişler. Şehiretmişler. deki çocuklarının Üzüm kısmen geçim sıkıntısından kalmış. dolayı şimdi elerinZeytinde Eski USTAFA ÖZER deki tarlaları zeytinusulde tarım yapıllikleri satıyorlar. Bir maktadır. Budama süre sonra ellerinde tekniği bilinmeditoprak kalmayacak. ğinden ağaçlar 10 Bu yörede yaşıyan metreyi geçmiş. kadınların yüzde Oysa zeytin 4 met95'inin sosyal güreden sonrasına vencesi yok. su çekmez ve yuKaraburun Yarımadası, doğa yapıkarıda ürün olmaz veya çok az olur. sı gereği zirai tarıma elverişli degil. Ağaçların yüksek olması nedeniyle Bütün yarımadanın çoğu orman ve zeytin toplama sırıkla çırpılmaktadır. hazine arazisi. Mübadeleyle giden Sırıkla çırparken bütün taze filizler kıRum köylerindeki sakız ağaçları da rılmakta. O nedenle zeytinler bir yıl Milli Emlak uhdesinde. İşte can alıcı verir bir yıl vermez. Zeytinden gelen nokta burda. Her yıkılmış Rum evinin gelirle aileler geçinemez olmuş. Okubahçesinde eskiden kalma çalı formak ve çalışmak için gençler şehre matında sakız ağacı var. Hazine ve göç etmişler. orman arazilerinde Rumların sakız Kalan yaşlılar biraz çiçek biraz zeyelde ettiği binlerce Sakız ağacı var. tin, ihtiyacı kadar sebze ve meyve yeŞimdi buradaki sakız ağaçları tehlike tiştirmiş. Bunun bir kısmını da şehir 29 MART 2011 SALI M KONUK Karaburun ve Sakız altında. Orman arazisinde kalanlar, Özel Ağaçlandırma Yasası kapsamında, yetişmiş çalı formatındaki sakız ağaçları sökülüp yerine (badem, fıstık çamı gibi) ağaçlar dikiliyor. Sökülen sakız ağaçları, odun kömürü yapılıp satılıyor. Sakız yok oluyor. Bu alanlar erzyona açık hale geliyor. Hazineden kiralanarak alınan yerlerde var olan sakız ağaçları sökülerek sofralık zeytin dikilmekte. Çözüm olarak, bu alanlardaki 10 binlerce sakız ağacı koruma altına alınmalıdır. Yarımadada örnek sakız ağaçlıkları kurulmalıdır. Bölgede sakız gönüllüleri yaratılmalı ve orman arazisindeki sakız ağaçları onlara verilmelidir. Yunanistan'da olduğu gibi sakız yasası çıkarılmalıdır. Yöneticilerin sakız ağacını sahiplenmesi sağlanmalıdır. Sakız fidanı yetiştirciliğini teşvik edilmeli, desteklenmelidir. Bunları yapabilirsek yarımadanın kaderi 5, bölgemizin kaderi 10 yıl içinde değişecektir. EGE’den SERDAR KIZIK I Baştarafı 1. Sayfa’da ZEYNO EDA ÖZTÜRK’ÜN ‘KARAGÖZHAC VAT’ ADLI RES M SERG S AASSM’DE Gölge tuvale düşünce! OĞUZ YILDIZ Ressam Zeyno Eda Öztürk, şimdilerde unutulmuş olsa da bir zamanların gözdesi olan “gölge oyunları”nın baş kahramanları Karagöz ve Hacivat’ı tuvaline aktararak, onların hafızalardaki yerini tazeliyor. İkilinin yer aldığı “Cazu” adlı oyundan esinlenerek tuvaline taşıdığı resimleriyle İzmirli sanatseverlerin karşısına çıkan Öztürk’ün sergisi, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) izlenime sunuldu. Sergide, 30 çalışma yer alıyor. Öztürk, kültürel değerlerin ve geleneksel sanatların unutulmaması için hem olduğu gibi yaşatılması hem de çağdaş yorumlarla yeniden üretilip geleceğe aktarılması gerektiğine vurgu yapıyor. Öztürk, “Bellekleri canlı tutmak, unutmamak, unutturmamak ve gelecek kuşaklara aktarmak için sanatın farklı disiplilerinde sanatçılar çağdaş yorumlarıyla çalışmalarını sürdürmeli. Bu geleneksel sanatların yaşaması için çok önemli bir etken” diyor. Öztürk, “Ne yazık ki geleneksel değerlerimiz dahil bize ait sosyal ya da külterel ne varsa başkaları sahiplendiğinde, aklımız başıma geliyor ve sesimizi yükseltiyoruz. Değerlerimize sahip çıkmıyoruz. ‘Yabancılar’ sahiplenince de her zaman olduğu gibi aynı hareketi tekrarlıyoruz ‘o değerler bizim’ diyoruz. Kısacası, hep sonradan aklımız HEP SONRADAN... ÖZTÜRK’ÜN FIRÇASINDAN YÜZLER... Ressam Ayça Öztürk’ün ‘Portreler’ adlı resim sergisi izlenime sunuldu. Öztürk’ün yağlı boya çalışmalarının yer aldığı 5. kişisel sergisi, 7 Nisan’a kadar zmir Devlet Resim Heykel Müzesi’nde açık kalacak. cEGE İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Ege Bölge Temsilcisi: SERDAR KIZIK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: MİYASE İLKNUR Editör: HAKAN DİRİK Görsel Yönetmen: SERDAR AĞIR İlan: ZUHAL ALTUNGÜNEŞ YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul İSTANBUL: Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 İZMİR: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Pasaport/İzmir Tel: 0 232 441 12 20 (10) hat Faks: 0 232 441 87 45 BASKI: DPC İzmir Tesisleri Ege Caddesi No: 36 SarnıçGaziemir DAĞITIM: YAYSAT Ege Caddesi No:36 SarnıçGaziemir eposta: [email protected] Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız ekidir. Salı ve Cuma günleri yayınlanır. [email protected] başına geliyor ve sonradan sahipleniyoruz bize ait olanları” diye konuşuyor. Geleneksel değerlerin görmezden gelindiği, kültür erozyonunun “tavan” yaptığı şimdilerde, kendi topraklarının değerlerine sahip çıkıp, onları çağdaş bir yaklaşımla yeniden yorumlayıp izlenime sunan ressamın işlerini görmek isteyenler için sergi, 8 Nisan’a kadar Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde açık kalacak. tarzına yönelik bir müdahalenin söz konusu olmadığı” savunulan, gürültüyü önlemenin bakanlığın vazifesi olduğu vurgulanan açıklamanın içeriğini değiştirmeden özetini veriyorum: “Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun 14. maddesine göre ‘şehir ve kasabalarda gerek mesken içinde ve gerek dışında saat 24’ten sonra her ne suretle olursa olsun civar halkının rahat ve huzurunu bozacak surette gürültü yapanlar polisçe men olunur’ ifadesi yer almaktadır... l Mahalli Çevre Kurulu, yörenin özelliğini ve uyku saatini de dikkate alarak bu sürenin daha erken saatlere alınması konusunda sınırlama getirebilir... Hassas alanlar kararı, İl Mahalli Çevre Kurulu (MÇK) tarafından alınmıştır. Alınan kararlar yine MÇK’de görüşülerek her zaman değerlendirilebilir.... Çok hassas kullanım alanları, her ilde ilgili kurum temsilcilerinin de yer aldığı, başkanlığını valilik makamının ve sekreteryasını İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün yürüttüğü İl Mahalli Çevre Kurulu kararı ile belirlenmektedir... zmir Valiliği tarafından 25.11.2010 tarih 268/2010/11 No’lu MÇK Kararı ile çok hassas kullanım alanlarının belirlenmesine yönelik karar alınmıştır. Kararın alındığı bu MÇK toplantısına zmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve l Kültür ve Turizm Müdürlüğü temsilcisi (uygulamada turizm bölgeleri açısından esneklik gösterilmesi kaydı ile) katılım sağlamış ve kararı imzalamıştır... Yukarıda belirtildiği üzere çok hassas kullanım alanlarını belirlenmesine yönelik kararlar Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından alınmamakta, mahallinde alınmaktadır...” ### Çanakkale Zafer Haftası kutlama etkinlikleri kapsamında geçen günlerde Balçova Termal Tesisleri’nde bir sergi açıldı. Balçova Müftülüğü tersini savunuyor ama bir daha inceletsin, Mustafa Kemal Atatürk o sergide hak ettiği ölçüde var mıydı? Dr. Alpaslan Berktay’ın gönderdiği mesaja bakar mısınız: “... Özal zamanında çağrılan Japon eğitim uzmanları bizim eğitim sistemini inceleyip şöyle bir rapor yazıyorlar: ‘Sizin eğitim sisteminizde milli ruh yok. Biz, okula başlayacak çocuklarımızı topluca hızlı trene bindirir, dev fabrikalarımızı, teknoloji merkezlerimizi gezdirir, ülkemizin gücünü gösteririz. Sonra onları Hiroşima ve Nagazaki’ye götürür, ot dahi bitmeyen yerleri gösterir ve deriz ki: Çalışınız. Bilinçlenmez ve az önce gördüğünüz teknolojiye sahip çıkmak için çalışmazsanız, sonunuz böyle olur..’ Dinleyenlerden bir bürokrat, ‘Ama bizim Hiroşima’mız yok ki!’ diyor. ‘Sizin Çanakkale’niz on Hiroşima eder’ yanıtını alıyor.” C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear